26 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/33

 Kızıl Bayrak'tan
Dinci-gerici partinin saldırganlığının gerisinde ABD emperyalizmi var...
Saldırganlık dizginlerinden boşalıyor
Kürt halkının özgürlük, eşitlik,
gönüllü birlik!
Kirli savaşın faturasını emekçiler ödüyor!
Kürt anneleri ‘canlı kalkan’ oldular
Sendikal bürokrasi işçi sınıfının tahammül sınırlarını aşıyor...
Sendikalar Yasası üzerine kapalı kapılar ardında pazarlıklar...
İşçi sınıfına topyekün saldırı stratejisi 
İşçiler kıdem tazminatı hakkı için
sokağa çıktı...
Tekstil İşçileri Bülteni’nden seminer
Birleşik Metal-İş Anadolu Şube Başkanı Seyfettin Gülengül ile konuştuk...
Ontex/Canbebe direnişçileri: Direniş bayrağı elden ele yükselecektir!
Gerçek barış için
sınıfsız-sömürüsüz bir dünya!
Libya’da Kaddafi devrildi…
Siyonist saldırganlığı ancak halkların birleşik direnişi önleyebilir…
Şili’de 1 milyon kişi yürüdü
“İki, üç daha fazla Vietnam!"
Somali yalanları ve gerçekler
Somalili kadınlar ve
burjuva ikiyüzlülük...
Balcalı taşeron işçilerine
gözaltı terörü…
Katliamda ihmaller zinciri
Direnişçi Savranoğlu işçileriyle konuştuk...
Direnişteki Form Mukavva işçileriyle konuştuk...
Mihri Belli ‘Enternasyonal’le
sonsuzluğa uğurlandı....
Hacıbektaş Şenlikleri ve bazı gözlemler
“Savaş politikalarında ısrar etmeyin”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“İki, üç daha fazla Vietnam!”

“Leninizm sadece mucizevi ‘Bilgenin kitabı’ değil, Vietnam devrimcileri ve halkı için bir pusuladır: O aynı zamanda son zaferimize, yani sosyalizm ve komünizme giden yolu aydınlatan parlak güneştir.”1

Ho Şi Minh


 Vietnam’ın tarihi, pek çok Asya ve Güney Amerika ülkesi gibi sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı verilen mücadelelerin tarihidir. Onu ayrı bir yere oturtan ise yüzyılı aşkın süre boyunca, özellikle de ‘50’li yıllar ile birlikte eşine az rastlanan bir direniş örmesi, emperyalizmi tüm heybeti ile yere sermesi ve ezilen halklara mücadelenin yolunu göstermesidir. Vietnam, Başkan Mao’nun “Emperyalizm kağıttan kaplandır” sözünün ispatı ve sağlamasıdır.

20. yüzyılın başında Vietnam Fransa işgali altındaydı. 1930’lu yıllara gelindiğinde özellikle Asya’da kendini gösteren sosyalist mücadeleler Vietnam halkına da yol gösterdi. Vietnam halkının antiemperyalist mücadelesi ile özdeşleşmiş bir isim olan Ho Şi Minh ise, o yıllarda işgalcilerin topraklarında yani Fransa’da sosyalist düşünce ile tanışmış ve Fransız Komünist Partisi’ne katılmıştı.

1939 yılında Çinhindi Komünist Partisi’nin, Komintern’in birleşik cephe politikası doğrultusunda Vietminh adında bir cephe kurmasına önderlik eden Ho Şi Minh, Vietminh’e liderlik etti. Ho Şi Minh Japonya’nın 1945 yılında Vietnam’dan çekilmesinin ardından kurulan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin de başkanlığını üstlendi.

Savaşın gelişimi ve direnişin yükselişi

1950 yılında Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin SSCB ve Çin tarafından tanınmasının ardından emperyalist devletler Güney’de bulunan kukla hükümeti tanıdılar. Kuzey Vietnam’da verilen mücadelenin gücü kısa süre içinde Fransız işgalcileri bozguna uğrattı ve 1954 yılında Kuzey Vietnam’da Vietminh yönetimi Cenevre Sözleşmesi ile kabul edildi. Güney Vietnam’da ise Fransa tarafından yönlendirilen bir kukla hükümet bulunuyordu.

Ancak emperyalizmin Vietnam halkını birbirine kırdırma politikası kısa süre içinde geri tepti. 1950’li yılların sonuna doğru Güney Vietnam’da kurulan baskı rejimine karşı önderliğini Kuzey Vietnam Komünist Partisi’nin yürüttüğü bir direniş başladı. Bir süre sonra ise çatışmalar büyük ölçüde Güney Vietnam’a kaydı. 20 Aralık 1960’da kurulan Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi, Vietnam’ın birliği ve bağımsızlığı talebiyle Fransız işgalcilere ağır darbeler vurdu. Fransa, yaşanan şiddetli protestolara ve silahlı direnişe dayanamayarak bir süre sonra Vietnam’daki güçlerini geri çekmeye başladı.

Amerikan emperyalizmi o yıllarda Başkan Truman’ın adıyla anılan Truman Doktrini’ni benimsemişti. Domino teorisine dayanan bu doktrin, komünizme bir ülkede izin verildiği takdirde onun diğer ülkelere de yayılacağını savunuyordu. Bu nedenle komünizme yönelen ülkelere hızla müdahale edilmeliydi. Bu düşünce ile hareket eden ABD, Vietnam’daki işgalde Fransa’nın yanında yer alarak ona her türlü desteği sunuyordu. 1961’de ajanlarıyla bölgeye girmeye başlayan ABD, Fransa’nın çekilmesi ile birlikte 1963’te işgali devraldı.

Komünizme karşı kapitalist-emperyalist sistemin bekası için savaşan ABD, savaş makinesinin iplerini çözerek her tür kirli yöntemi hayata geçirdi. Kuzey Vietnam’a yönelik napalm bombaları eşliğinde hava saldırıları düzenleyen Amerikan ordusu, pek çok Vietnamlı’yı diri diri yakarak katletti. Güney’de süren gerilla savaşına karşı da her türlü kirli yöntem kullanıldı. Sivil halka ve yakalanan gerillalara türlü işkenceler yapıldı, köyler yakılıp yok edildi. Ancak tüm bu yöntemler Vietnam halkının direnişini kırmaya yetmedi.

Vietnam’da aradığı zaferi elde edemeyen ABD, ikinci yenilgiyi de kendi topraklarında aldı. Vietnam savaşı üzerinden yükselen savaş karşıtı muhalefet Amerika Birleşik Devletleri’nin dört bir yanına yayılarak toplumsal bir harekete dönüştü. Savaşa ülke içinde destek en alt seviyedeydi. Vietnam bataklığından çıkmaya çalışan ABD, 1969’da askerlerini geri çekmeye başladı. Bunu yaparken de Kuzey Vietnam’a yönelik bombardımanı hızlandırarak Kuzey’i barışa zorlamaya çalışıyordu. Ancak tüm bu çırpınışlar da fayda etmedi ve 1973’te Paris’te imzalanan anlaşma ile ABD bölgeyi terk etti.

Paris’te imzalanan anlaşmada, Vietnam’ın Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye ayrıldığı Cenevre Sözleşmesi esas alındı. Ancak bağımsız ve birleşik Vietnam’ı savunan Vietnam Komünist Partisi’nin, kukla Güney hükümetine karşı mücadelesi kesilmedi. 1975 yılında Güney Vietnam’ın başkenti Saygon’a giren Vietminh, Güney Vietnam’a son vererek Vietnam’ı yeniden birleştirdi. Emperyalizmin bölme planı da böylece boşa düşürülmüş oldu.

ABD emperyalizmi ise aldığı yenilgiyi uzun süre hazmedemedi. “Vietnam sendromu”, Vietnam’da savaşmış askerlerin ötesinde tüm Amerikan toplumunu kaplayarak büyük bir sosyal tahribat ve “özgürlükler ülkesi”ne karşı güvensizlik yarattı. Emperyalist bloğun prestiji halkların direnişi karşısında tuzla buz oldu.

Vietnam Devrimi’nin komutanı Ho Amca!

Emperyalizme karşı direnişin lideri Ho Şi Minh ise, ABD güçlerinin bozgununu ve Vietnam’ın yeniden birleşik ve bağımsız oluşunu göremeden sonsuzluğa uğurlandı. Ho Amca, 3 Eylül 1969 yılında geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. Saygon’un ele geçirilmesinin ardından bu kente direnişin komutanı Ho Şi Minh’in ismi verildi.

Asıl adı Nguyen Tat Thanh olan Ho Şi Minh, gemilerde çalışarak Fransa’ya yerleşmiş ve burada komünist saflara katılarak Vietnam halkının kaderini çizmesinde önemli bir rol oynamıştı. Marksist-leninist düşüncenin Vietnam’da ilk nüvelerini vermesini ve birçok eserin bu dile kazanılmasını da sağlayan Ho Şi Minh, Vietminh liderliğini üstlenmeden önce de Komintern adına pek çok yerde faaliyet yürütmüştü. Çin’de komünist silahlı güçlere danışmanlık yapan, Hong Kong’da Komintern temsilcisi sıfatı ile faaliyetler yürüten Ho Şi Minh, pek çok kez tutuklanmış ve sürgün edilmişti.

Ömrünü devrime ve sosyalizme adayan Ho Şi Minh, enternasyonal alanda yürüttüğü faaliyetlerin ardından ülkesine dönerek Vietnam kurtuluş hareketini Komintern’in sunduğu perspektif ışığında yeniden örgütlemişti. Direnişin komutanı, düşmanları tarafından bile askeri ve siyasi bir deha olarak biliniyordu.

Ho Şi Minh, Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin başkanlığını yürüttüğü yıllarda başkanlık sarayında kalmak yerine küçük bir kulübede kalmayı seçecek kadar sade bir yaşam süren ve alçakgönüllülüğü ile tanınan bir liderdi. Lenin’e olan hayranlığını ve Marksizm-Leninizm’e olan bağlılığını her fırsatta dile getiren Ho Şi Minh, özellikle doğu halklarının mücadelelerine ve ulusal soruna dair pek çok esere imza atmıştı. Yayınladığı makaleler arasında cumhuriyetin kuruluşunun ardından Türkiye’de yaşanan işçi hareketlerine dair de değerlendirmelere rastlamak mümkündü. Ho Amca 1924 yılında yazdığı bir makalesinde Türkiye işçi sınıfına,“Ulusal bağımsızlık mücadelesine topyekûn katılan Türkiye proletaryası, şimdi başka bir mücadeleye atılma zorunluluğu ile karşı karşıyadır: Sınıf mücadelesi!” sözleriyle seslenerek, yaşanan işçi direnişlerini “Türkiye proletaryası ilk adımını atmıştır. Gerisi gelecektir…”2  diyerek selamlıyordu.

Vietnam direnişi ezilen halklara yol gösteriyor!

Ho Şi Minh liderliğinde mücadele eden Vietnam halkı emperyalizme, etkisini hala üzerinden atamadığı bir yenilgi tattırarak ezilen halklara direnişin yolunu gösterdi. Bugün emperyalistler çeşitli ülkelerde saplandıkları bataktan bahsederken bile sık sık Vietnam benzetmelerine başvurarak yaşadıkları açmazı ifade ediyorlar. Ho Amca’nın ölümünün 42. yılında emperyalist boyunduruktan kurtulmak isteyen halklara, ABD’li savaş şeflerinin korkularını haklı çıkarmak, direnişi derinleştirerek Vietnam halkının mücadele ruhunu kuşanarak antiemperyalizmi yükseltmek düşüyor. Vietnam zaferinin 36. yılında, Che Guavera imzalı slogan halen güncelliğini koruyor: “İki, Üç Daha Fazla Vietnam!”3 ­ 

(1) The Path Which Led Me to Leninism, Selected Works of Ho Chi Minh, Vol. 4

(2) The Workers’ Movement In Turkey,  Selected Works of Ho Chi Minh, Vol. 1

(3) “İki, Üç Daha Fazla Vietnam!”, Che Guavera’nın 1967 tarihinde Afrika, Asya ve Latın-Amerika Halkları Dayanışma Örgütü’ne gönderdiği mesajın başlığıdır. 16 Nisan 1967 tarihinde Prensa Latina’da yayınlanmıştır.