15 Nisan 2011
Sayı: SİKB 2011/15

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci 1 Mayıs için engelleri aşalım!
Seçim oyunu başladı
Washington’daki efendinin emrinde
BAT işçilerine polis saldırısı ve
tutuklama terörü
MAS-DAF’ta iki koldan direniş
Arfesan işçileri grev nöbetinde
Direnişlerin sesi Taksim’de
Baskı ve terör devrimci sınıf çalışmamızı engelleyemeyecek!
İşçiler hakları ve gelecekleri için kurultaylarda buluştu
Tunus ve Mısır:
Devrim için dersler...
Mısır’da mücadele sürüyor
Suriye’de etnik-dini çatışma tehlikesi
Meksika’da elektrik işçilerinin mücadelesi sürüyor
“Mücadelemiz gelecek
mücadelesidir!”
Kampana’da direniş ve dayanışma
Şifre skandalı liseli gençliğin öfkesini açığa çıkardı
Binlerce öğrenci YGS
skandalını protesto etti... 
İÜ’de uzaklaştırma
cezasına karşı direniş
Hatice Yürekli yoldaşı ölümünün 10. yılında saygıyla anıyoruz
Gençlik içinde kitle
çalışması üzerine
Devrimci Karargah davası duruşması görüldü
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Şifre skandalı liseli gençliğin öfkesini açığa çıkardı...

Haklarımız ve geleceğimiz
için sokağa!

Yüksek Öğretime Giriş (YGS) sınavı, düzenin çürümüşlüğüne yeni bir örnek oldu. Kısa bir süre önce de KPSS’de yaşanan kopya skandalı ile benzer bir durum ortaya çıkmıştı. Gelecek kaygısıyla yaşamlarını sınavlara kilitleyen gençlik bir kez daha bu düzenin acımasız yüzüyle karşılaştı.

Aileleriyle birlikten gençlerin yaşamlarını bu sınavlara endekslediği bir durumda böylesi bir şifre skandalının ortaya çıkması düzenin efendilerini de telaşa düşürmüş durumdadır. Çünkü sözkonusu olan düzenin kurumlarına yönelik büyük güvensizlik yaratan bir skandaldır ve ilk değildir. Bu tepkilerin kapitalist düzene yönelik bir tepkiye evrilmesi hiç de zor değildir. Düzenin uşakları da bunu biliyor ki, cumhurbaşkanından başbakana ve çeşitli bakanlara kadar olayı kapatmaya yönelik ardarda açıklamalar geldi. ÖSYM başkanı, şifreleme olmadığını ispat etmeye çabaladı. Yetmeyince polis devreye sokuldu.

YGS’deki şifre skandalının ardından liseli gençliğin çürümüş eğitim ve sınav sistemine öfkesi patladı. Şifre skandalının ortaya çıkmasından bu yana çeşitli illerde yaygın eylemler gerçekleştirildi. Kimi ilerici grupların da yön verdiği eylemler büyük ölçüde Facebook aracılığıyla da kendiliğinden örgütlendi. Bu eylemlerden yansıyan ve dile getirilenler, gençliğin geleceksizliğe yönelik öfkesi ile birlikte bilincinin düzeyini de gösterdi. Eylemlerde “Zenginlerin şifreleri satın alarak eğitimde eşitlik ilkesini bozduğu” yönündeki ifadeler, “parasız eğitim” vb. sloganların öne çıkması oldukça anlamlıdır. Sınıfsal ayrımın yansıra cemaat yandaşlığı da tepkilerin hedefindeydi.

Skandalların işaret ettiği geleceksizlik sorunu toplumun geniş kesimlerinin ortak paydasıdır. Bu nedenle konu ortak bir mücadele açısından son derece elverişlidir. Şimdiye kadar verilen tepkilerin yaygınlığı anlamlıdır. Ancak yine de bunun yeterli olmadığını vurgulamak gerekir. 1 milyon 700 bin adayın katıldığı Yükseköğretime Geçiş Sınavı’ndan sadece gençlik değil, aileleriyle birlikte, işçi ve emekçilerin büyük bölümü etkilenmektedir.

Bundan sonraki mesele açığa çıkan tepkilerin daha örgütlü ve birleşik bir şekilde ortaya konulmasını sağlamaktır. Gösterilen eylemlerin çeşitliliği anlamlı olmakla birlikte bir dağınıklık ve parçalılığa sahiptir. Bunun için ise somut talepler etrafında toplumun geniş kesimlerini içine çekmeyi hedef alan bir mücadele hattı ortaya koymak gerekmektedir.  Öncelikle bugün gerçekleştirilen eylemlerin sürekliliğinin sağlanması ve sistem mağduru her emekçi kesimini kapsayan bir platform yaratılması önemlidir. Örneğin gündemde olan 15 Nisan boykot eylemi bu açıdan önmeli bir adımdır. Eğitim-Sen’in, 15 Nisan’da lise ve dershane öğrencilerinin yapacağı okul boykotuna destek vereceğini ifade etmesi önemlidir. Boykot gibi tutum aldıran ve geniş kesimlerde taraflaşma yaratan eylemler anlamlıdır.

Ayrıca vurgulamak gerekir ki, bu dönemde kapitalist düzenin eğitim sistemine karşı sosyalizmin de en iyi şekilde propaganda edilmesi gerekmektedir. Gençliğin gelecek sorununa bu açıdan somut bir çözüm ortaya koymak, özellikle seçim öncesi düzen partilerinin meclise endeksli değişimden dem vurdukları bir dönemde, daha da önem kazanmaktadır. Ek olarak, bu zaman diliminde dünya genelinde kapitalizmin yarattığı sonuçlara karşı gerçekleştirilen  gerek Avrupa ülkelerindeki gençlik eylemleri, gerekse Tunus ve Mısır’daki  halk ayaklanmaları örneğinde olduğu gibi gençliğin öne çıkması ayrıca bir avantajdır. Bu açıdan da özellikle dünya genelindeki bu örneklerin öne çıkartılarak ve kapitalist düzenin çürüyen yüzü teşhir edilerek, gençlik hakları ve gelecekleri için sokaklara çağrılmalıdır.

Bu bilinçle içinden geçilen dönem iyi şekilde değerlendirilmeli, gençliğin devrimci enerjisinin açığa çıkartılması için yoğunlaşılmalıdır.

 

 

 

15 Nisan’da okul boykotunu güçlendirelim!..

YGS, LGS kaldırılsın!
Sınavsız üniversite, eşit,
parasız eğitim istiyoruz!

27 Mart 2011 Pazar tarihinde gerçekleşen üniversiteye giriş sınavının ilk basamağı olan YGS’nin birkaç gün sonrasında sınavda bir şifreleme sistemi kullanıldığı açığa çıktı. Geçtiğimiz sene KPSS’den ALES’e birçok sınavda kopya çekildiği ortaya çıkmıştı. YGS’deki şifre skandalı ile bir kez daha gençliğin geleceği üzerinden ne kadar kolay oyunlar oynandığını görmüş olduk.

Sınavda şifre kullanıldığı açığa çıktıktan hemen sonra yalanlamalar dizisi başladı. Skandal, üstü kapatılamaz bir şekilde ispatlandıktan sonra da neye sığınacaklarını bilemediler. ÖSYM Başkanı Ali Demir, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu yaptıkları açıklamalarda pervasızca ortada büyütülecek bir olay olmadığını söyleyip, gündemi soğutmaya çalıştılar.

Liseli gençlik ise şifre skandalına cevabı sokakta verdi. YGS’deki şifreleme sistemi kullanıldığının açığa çıktığı günden beri liseli öğrenciler başta olmak üzere YGS’ye girenler, veliler ve eğitim emekçileri tepkisini ortaya koydu. Zincirleme eyleminden kalem kırma eylemine kadar çeşitli eylemler gerçekleştirildi. Binlerce öğrenci günlerce sokakları doldurdu. Birçok ilde sokaklar bu haksızlığın hesabını sormak isteyenlerle doldu. Önümüzdeki günlerde de sokaklar liselilerle dolmaya devam edecek. 15 Nisan günü de İstanbul’da liseliler, okul boykotu ile eylemlerini başka bir boyuta taşıyacaklar.

Eleme sınavları kaldırılsın, parasız ve eşit eğitim istiyoruz!

İlkokul sıralarından beri rekabet etmeye yönlendirilen öğrenciler “geleceği kazanma” yalanlarıyla yarış atına çevriliyor. Sözde eşit eğitim için öğrencilerin “bilgi ve yeteneklerini” ölçen sınavlar, aslında ticari eğitimi döndüren temel çarklardan biridir. Eleme sınavları için ödenen giriş ücretleri, dershaneler, özel dersler işçi ve emekçi çocuklarının daha sınav öncesinden elendiği aşamalardır. Eğitimin ve eğitim sürecindeki her bir adımın paralı hale gelmesi ile işçi ve emekçi çocukları insanın en temel haklarından biri olan eğitim hakkından mahrum kalıyorlar. Sınavların öncesinde paralı eğitim uygulamaları ile öğrenciler elemelerden geçiriliyorlar.

Üniversiteye giriş aşamasına kadar elenmeden gelebilen öğrenciler için de eşitsizlik çok boyutlu bir şekilde devam ediyor. YGS’deki şifreleme uygulaması da yıllarca okul sıralarında bir şeyler öğrenmeye çabalamanın, eğitime paralar saçmanın da yeterli olmadığını gösterdi.

YGS ve LGS gibi eleme sınavlarıyla ve bu sınavlara hazırlanma süreçleri ile öğrencilerin hayatları cendereye alınmamalıdır. Herkesin parasız ve eşit koşullarda eğitim alması sağlanmalıdır. Üniversiteye girişteki sınav uygulaması kaldırılmalı, her düzeyde eğitim alma imkanları oluşturulmalıdır.

Ayrıca KPSS ve YGS gibi sınavlarda ortaya çıkan kopya skandalları, sınavlar eliyle kadrolaşmanın derinleştirildiğini de göstermiştir.

Geleceğimiz için şifre: Örgütlü mücadele!

YGS ve LGS gibi sınavlar hayatın kritik dönemleri olarak adlandırılır ve öğrencilerin yaşamları buna göre şekillendirilir. Çünkü bu sınavlar üniversiteleri kapılarını açacak kilittir, üniversiteler de gelecek garantisi. Tüm bu safsatalar öğrencileri yaşamdan soyutlayıp “kendilerini kurtarma yarışını” başlatmaktadır. Oysa ne bu sınavlardan geçmek ne de üniversite bitirmek güvenli bir gelecek, insanca bir yaşam sağlamaktadır.

Üniversite kapılarının ardında gençliği neyin beklediğini biliyoruz: Diplomalı işsizlik veya kölece çalışma koşulları. Gençliğin geleceği eleme sınavlarında değil örgütlü mücadelededir. Geleceğimizi kazanmak için liselerde, sokaklarda hakkımızı aramaya, sesimizi yükseltmeye devam edelim. YGS’deki şifre uygulamasını protesto etmek için gerçekleşecek okul boykotunu güçlendirmek için 15 Nisan günü derslere girmeyelim ve bulunduğumuz yerleri eylem alanlarına dönüştürüp taleplerimizi yükseltelim!

YGS iptal edilsin!

YGS, LGS vb. eleme sınavları kaldırılsın!

Üniversiteye sınavsız geçiş uygulamasına geçilsin!

Paralı eğitime son!

ÖSYM Başkanı Ali Demir, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu başta olmak üzere YGS’deki şifre olayının tüm sorumluları görevden alınsın, hesap sorulsun!

Devrimci Liseliler Birliği

13.04.11