TEKEL direnişi fotoğraflarla
İstanbul sokaklarında...
İstanbul Kültür Forumu, Ankara’da eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinin direnişine destek olmak için fotoğraf ve karikatürlerden oluşan sergiyi 20 Şubat günü sokağa taşıdı.
Taksim Tramvay Durağı’nda biraraya gelen Kültür Sanat Sen İstanbul Şubesi üyesi sanatçılar, eylemde “TEKEL’in sesi var” pankartı açtı.
Sergiyi düzenleyen ve çok sayıda sanatçıdan oluşan İstanbul Kültür Forumu adına açıklama yapan Canol Karacagöz, TEKEL işçilerinin eylemleri boyunca yaşadıklarını insanlara aktarmak için söz konusu çalışmayı hazırladıklarını belirterek, serginin grev bölgelerinden, eylem çadırlarından halka açılmayı amaçladığını söyledi.
Serginin açılışını yapan fotoğraf sanatçısı Özcan Yaman da işçi ve emekçilerin ülkede muhalefeti güçlendirdiğini ifade etti. Sergiyi neden kapalı bir alanda değil de sokağa taşınmayı seçtiklerine ilişkin, “Sergimizi karikatür ve resimlerle çeşitlendirdik. Kapalı bir alanı seçmedik çünkü bu direnişin tüm sokaklara yayılmasını istedik. Ankara’daki direnişi bu sergi ile her yere yaymayı düşünüyoruz” dedi.
Sanatçı Bilgesu Erenus ise şair Nazım Hikmet’ten bir şiir okudu.
Kültür Sanat Sen İstanbul Başkanı Sevda Binici ise TEKEL işçilerinin tüm insanlara örnek olacak kadrolu ve güvenceli bir ücretle çalışma hakkı için mücadele ettiklerini belirterek, “AKP’nin ayak diremesinin sebebi hakkını alan örgütlü işçilerin peşinden, yıllardır hakkı yenen milyonların yürümesi korkusudur. TEKEL işçileri kaybederse hepimiz kaybederiz. Çocuklarımızın geleceği ülkemizin geleceği kaybedecek. TEKEL işçileri kazanırsa güvencesiz çalışmaya mahkum edilenler, atanması yapılmayan öğretmenler, açlığa, yokluğa, yoksulluğa mahkum edilenler, tüm yoksul halk kazanacak” dedi.
Açıklamanın ardından Direniş Ritimleri adlı grup bir müzik dinletisi sundu. Müzik dinletisinin ardından, sergideki fotoğrafları taşıyan sanatçılar, Taksim’den Beşiktaş’a kadar yürüyüş düzenledi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Devrimci Demokratik
Sendikal
Birlik’ten panel
Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) 21 Şubat Pazar günü saat 13.00’te Bursa Barosu Konferans Salonu’nda “İşçi sınıfı ve DDSB’nin rolü”, “Güvencesiz çalışanlar ve taşeronluk”, “Haklarımızı öğreniyoruz” başlıkları altında bir panel gerçekleştirdi.
Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ve Deri-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Engin Çelik’in konuşmacı olarak katıldığı panel, yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Ardından devrim ve demokrasi şehitleri anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Panelistlerden Belediye-İş 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm gerçekleştirdiği sunumunda, TEKEL süreci, sendikaların tutumu, Türk-İş’in direnişteki tutumu, Emine Arslan’nın Desa Deri direnişindeki rolüne değindi.
İşçi sınıfının 80 öncesi örgütlülüğünün daha güçlü olduğunu belirten Gülüm, o dönem gerçekleşen saldırıların amacına ulaşamadığını, 80 sonrası işçi sınıfına 24 Ocak kararları ile örgütsüzleştirme saldırısının uygulandığını, 90 ve sonrasında ise güvencesiz çalıştırma süreçlerinin başladığını ifade etti.
Deri-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Engin Çelik’in “İşçi sınıfı ve DDSB rolü” başlıklı sunumuyla devam eden panel, katılımcılarla panelistler arasında gerçekleşen soru-cevapla sonlandırıldı.
Panele yaklaşık 50 kişi katıldı.
Kızıl Bayrak / Bursa
Devrimci Karargah davasında ilk duruşma
Devrimci Karargah örgütüne yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan, aralarında Mehmet Yeşiltepe’nin de bulunduğu 10 kişi, 23 Şubat günü çıkarıldıkları ilk mahkemelerinde serbest bırakılırken 6 kişinin tutukluluğunun devamına karar verildi.
İstanbul Bostancı’da 27 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda Devrimci Karargah Komutanı Orhan Yılmazkaya’nın sermaye devletinin kolluk güçleri tarafından katledilmesinin ardından örgüte yönelik operasyonlar gerçekleştirilmişti. Operasyonlar neticesinde gözaltına alınanların örgüte üye oldukları iddia edilmişti.
Devrimci Karargah Örgütü ile ilgili 16’sı tutuklu 17 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşmasında sanıkların savunmalarının alınmasının ardından sanık avukatları iddianameye ilişkin görüşlerini belirttiler.
Mahkeme, sanıkların bazılarının savunma yapabilmesi için süre verilmesi ve dosyadaki eksikliklerin tamamlanması talebiyle davayı 29 Haziran 2010 tarihine erteledi.
Barikat
tarlaya
sürün
ekin
çapalayın
toprağı kalleş bellediniz
nafile
tükürün nasırlı ellerinize
can verin pamuğa
fabrikaya
kart bas
mesai
vardiya
duydunuz zilin sesini
upuzun
banda yatırın sevgilinizi
sevişin
vardiya
mesai
kart bas
itler gibi doğursun fabrika
nesin sen
kasım haziran
orak mı
zincir
kriko
makine misin
demiri eyerledin
bozkırlar kasabalar köprüler geçtin
ırgat hasan
elbise askılığında kendini unutan hemşerim
açsın
yarınki somunla karnını doyuramazsın
emek güçlü bir tohum
durabilirsen ayakta
bağır
ne tarla
ne fabrika
barikata çağır
barikata
M. Tandoğan |