08 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/02

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi kritik bir döneme giriyor
2009’da sınıf hareketi...
Zamlara ve sosyal yıkım saldırılarına
karşı mücadeleye!
Polis terörü ve cinayetleri protesto ediliyor.
“Polis cinayetlerine ve terörüne son!”.
TEKEL işçisinden
“direnişe devam” kararı.
TEKEL Direnişiyle Dayanışma Komitesi kuruldu!.
4 / C mağduru bir TEKEL işçisiyle konuştuk.
Esenyurt’ta işçiler mücadele ve örgütlenmeyi tartıştı
Sınıf hareketinden.
TKİP III. Kongresi
Açılış Konuşması…
Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları 2010’da da yayılmaya
devam edecek.
Gençlik 2010’da düzen karşıtı
mücadeleyi büyütmelidir!
Ekim Gençliği’nden
polis terörü karşıtı çalışmalar.
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan çağrı
2009 yılında emekçi kadınlar için yoksulluk, yıkım ve şiddet vardı
Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları’nın TMMOB’daki seçim sürecine dair açıklaması
Emperyalist savaş makinesi namluları Yemen halkına çevirdi!
Kitle hareketi İran’daki Mollalar rejimini sarsıyor..
2010’a girerken - M. Can Yüce
Edirne’de polis terörü ve linç girişimi
Silahı tutan bilek değil yürektir!..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

4 / C mağduru bir TEKEL işçisiyle konuştuk...

“Birlik olmak gerekiyor!”

TEKEL sigara bölümünün 2008 yılında özelleştirilmesine kadar Adana Fabrikası’nda çalışmış ve şu anda da yaprak bölümünde 4/C’li olarak çalışan bir TEKEL işçisiyle konuştuk.

Sigara bölümünün uluslararası tütün tekeli BAT’a satılmasının ardından direnişleri sendika tarafından kırılan işçiler dayanışmanın önemini vurguluyorlar...

 

- TEKEL’de hangi bölümde kaç yıldır çalışıyorsunuz?

- 20 yıldır TEKEL’de çalışıyorum. İlk girdiğimde sigaradaydım. Son 1 yıldır yapraktayım.

 

- TEKEL işçilerinin bugüne kadarki mücadele sürecini anlatır mısınız?

- Özelleştirmelerle beraber mücadeleye başlandı. TEKEL içki bölümüyle beraber özelleşmeye başlandığında eylemlere başlandı. Ondan önce de Çiller döneminde “0 zam”ma karşı Ankara Kızılay da eylem yapmıştık.

 

- Ne tür eylemler yapıldı?

- 2006-2007 yılında TEKEL Adana fabrikasının kapatılması kararına karşı işçiler olarak iş yerini terk etmeme kararı aldık. Kapatma kararının kaldırılmasından sonra üretime devam ettik. Bu arada üretimin devam etmemesi için devlet soft paketten sert karton pakete geçiş yaptı. Elimizdeki makineler buna uygun değildi. Ama biz bazı parçaları değiştirerek sert karton paket üretimi yapmaya başladık.

 

- Erdoğan, TEKEL işçilerinin devletin malını yediğini söylüyor. Ne düşünüyorsunuz?

- Başbakan, “Yetimin hakkını yedirtmem!” diyor. “Devletin malı deniz yemeyen domuz dönemi bitti!” diyor. Peki, başbakana soruyorum: İçki fabrikalarını Limak adlı şirkete 290 milyon dolara sattı. Limak şirketi Türkiye’deki içki fabrikalarını devraldığında 700 milyon dolarlık hammadde vardı. Limak adlı şirket 410 milyon dolar kara geçti. Bir yıl sonra Limak içki fabrikalarının % 80’ini Teksaslılara sattı. 1 yıl içinde Limak şirketi sattığı içki hariç 1,5 milyar dolar kar etti. Peki, bu 1,5 milyar dolar yetim hakkı değil miydi? AKP iktidara geldiğinde TEKEL’in sigara bölümüne sigara markaları hariç biçtiği değer 3,5 milyar dolar. 1,5 yıl içinde ne değişti de sigara hakları dâhil 1,2 milyar dolara sattı?

 

- Bugün TEKEL işçileri ne için direniyor?

- 4/C’ye karşı direniyorlar. 4/C yasasında yılda 10 ay çalışma süresi, ilkokul mezunu 580 TL, ortaokul mezunu 680 TL, lise mezunu 730 TL, üniversite mezunu 780 TL maaş alıyor. Ben 680 TL maaş alıyorum. 10 ayda 6800 TL oluyor. 12 aya böldüğümüzde 567 TL oluyor. 4/C’de ayda 4 pazar değil 1 gün tatil vardır. O da pazar günü değil. İşyeri amirinin uygun göreceği herhangi bir gündür. Diğer taraftan çalışma saati belli değildir. Mesai başlangıcında verilen iş ne zaman biterse o saatte işin biter. Eskiden mesai 7,5 saatti. 4/C’yle böyle bir şey kalmıyor. Ayrıca 4/C’de sendika yok. Bunun yanında 10 ayın olacağı garanti değil. İş olursa çağıracaklar. Yılbaşıyla birlikte 7200 4/C’li iş bekliyor.

 

- İşçiler olarak sendikaya nasıl bakıyorsunuz?

- Sendika bugüne kadar bizi hep sattı. Şimdi Ankara’da şu an yine satıyor. Mustafa Kumlu devletten söz aldı. 4/C’linin sendika hakkı olacağını, sendikaya ilk olarak da Türk-İş’i sokacağını, bunun karşılığında Türk-İş’in ses çıkarmamasını istemiştir büyük ihtimalle. Türk-İş de bunu uyguluyor.

 

- Son olarak işçi ve emekçilere söyleyecekleriniz nelerdir?

- Birlik olmak gerekiyor. Aksantaş, Sümerbank, Et Balık Kurumu özelleşirken “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek hiçbirimiz sesimizi çıkarmadık. İçki fabrikaları özelleşti, sigara ve yaprak işletmeleri olarak gene destek vermedik. Daha sonra sigaranın özelleşmesi gündeme geldi. Bu kez yaprak işletmedeki işçiler bize destek vermedi. Bana dokunmayan bin yaşasın zihniyetini bırakalım, o yılan günü geliyor bize de dokunuyor.

Kızıl Bayrak / Adana


 

 

Emekçi Kadın Komisyonları,
TEKEL işçisi kadınlarla konuştu...

 “Ölmek var dönmek yok!”

Ankara’da Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyişlerini sürdüren TEKEL işçileri içinde kadın işçiler ön plana çıkıyor. Mücadele kararlılıkları ve direnişte tuttukları yerle kadın işçiler mücadele saflarında bir kez daha ön saflardalar.

Emekçi Kadın Komisyonları da TEKEL işçisi kadınlarla direniş süreci üzerine konuştu.

Emekçi Kadın Komisyonları: TEKEL’de çalışan bir kadın işçi olarak nasıl çalışma koşulları altında çalışıyordunuz?

Aygün Taşkın (Diyarbakır): Hepimizin sorunu aynı. Kadın olarak her yerde eziliyoruz. Fabrikada da illa ki baskı görüyoruz. Hem kadınız, hem işçiyiz, hem anayız biz... Bu yüzden sorumluluğumuz biraz daha fazla.

Aysel Çakar (Diyarbakır): Kadın olarak hem evde hem fabrikada çalışıyoruz. Benim çocuklarım var. Tabiki eve geldiğimde onlarla da ilgileniyorum. İşyerinde de ikinci sınıf insan muamelesi görüyorduk. Çocuklarımız için çalışıyorduk ancak onlara zaman ayıramıyorduk.


EKK: 4/C dayatmasına karşı düşünceleriniz nelerdir?

Aysel Çakar: 21 yıldır TEKEL’de çalışıyorum. TEKEL kapatılıyor doğru, tasfiye ediliyor. Bizim 4/C’lik hiçbir durumumuz olmamasına rağmen bizi 4/C’ye zorluyorlar gördüğünüz gibi. 21. günümüzü bitirdik ama eylemimize devam ediyoruz. 4/C yi asla kabul etmiyoruz. Hükümetin “4/C yi isteyenler var” sözü tamamen yalan. Kesinlikle, 12 bin işçi arasında hiçbir işçi 4/C’yi kabul etmiyor. Hiçbir işçi, ne 21 yıllığı, ne 12 yıllığı, ne 8 yıllığı hiçbirimiz kabul etmeyeceğiz.


- Hükümetin “yatarak maaş alıyorlar” söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aygün Taşkın: Çalışma Bakanı Dinçer basına dedi ki; 2.250 TL net maaşalıyorlar. Yalanın arkasına gizlenmesinler. Ben bordromu onların gözünün içine soka soka gösteririm. Ben 21 yıllık işçiyim ve adım Aygün Taşkın. Çıkarsınlar bordromu baksınlar benim 21 yıllık bir işçi olarak aldığım maaş 1.200 TL. Bu kadar yalan haberlerle vatandaşı üzerimize saldırtmasınlar. Yok 3 bin, yok 2 bin alıyorlar diyorlar. Ya, sen bir hükümetsin, sen bir bakansın. Neden yalan söylüyorsun.


- Direnişin sizin için anlamı nedir? Kadın bir işçi olarak sizin açınızdan bir değişiklik yarattı mı?

Aygün Taşkın: Biz direnişi biliyoruz. TEKEL işçileri özelleştirmelere karşı yıllardır direniyor. İlle de çalışan için değil, TEKEL için değil. Direniş yaşamın her alanında. Ben Diyarbakırlı olduğum için direnişin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.

Aysel Çakar: Çocuklarımız “anne ne zaman geliyorsunuz?” diyorlar. Biz de “Ölmek var dönmek yok” diye cevap veriyoruz. Direniş budur işte! Bu değişikliği yarattı.

Emekçi Kadın Komisyonları