25 Aralık 2009
Sayı: SİKB 2009/49

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi, sorunlar ve görevler.
Direnişçi TEKEL işçileri
yol gösteriyor!
Düzen sınırlarını aşmayan her yol
tasfiyeye götürür!
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan TEKEL işçileriyle dayanışma çağrısı
TEKEL’de direniş günlüğü...
Türk-İş’ten 1 saatlik
iş bırakma kararı
Patronlar işçi öldürür,
mahkemeler serbest bırakır!
TÜİK il bazında işsizlik rakamlarını açıkladı..
Esenyurt-Avcılar polisi devrimci sınıf faaliyetine saldırıyor
Entes’te direniş güncesinden
İşçilerden köprü ve Taksim eylemi
Volkan Yaraşır’ın Parti etkinliğinde yaptığı konuşma...
19 Aralık Katliamı lanetlendi! 
Genç-Sen 3. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı!
DLB’lilere gözaltı ve işkence
Katiller düzeninden hesap soralım!
Onlar, Kürt halkına düşman...
Köhnemiş sistemin çürümüş oyunları
Yunanistan’da kapitalist sistem iflasın eşiğine dayandı.
Almanya’nın gündeminden
Kunduz bombardımanı düşmüyor!
Ulusal soruna devrimci yaklaşımın paradoksları - 4 M. Can Yüce
Hasta tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emekçi Kadın Komisyonları’ndan TEKEL işçileriyle dayanışma çağrısı...

“Yaşasın TEKEL direnişimiz!”

Emekçi Kadın Komisyonları olarak, TEKEL işçilerinin 8 gündür kararlılıkla sürdürdükleri haklı ve onurlu direnişlerini coşkuyla selamlıyoruz. Kadın-erkek el ele 12 bin TEKEL işçisinin yarattığı bu güçlü ve örnek direnişi kendi direnişimiz olarak sahiplendiğimizi, TEKEL işçisiyle sınıf dayanışmasını büyütmek için var gücümüzle çalıştığımızı ve çalışacağımızı ilan ediyoruz.

Kapitalizmin krizinin bedelinin işçi ve emekçilere ödetildiği, sermayenin işçi sınıfına yönelik saldırılarının akıl almaz boyutlara ulaştığı bir dönemden geçiyoruz. Sermaye devleti, sermaye sınıfının çıkarlarını koruyabilmek için işçi ve emekçileri zor ve zulüm ile bastırmaya çalışıyor, devlet terörünü her geçen gün arttırıyor. Aynı sermaye devleti, emperyalistlere uşaklığını kanıtlayabilmek için, emperyalist suç örgütü İMF güdümünde, özelleştirme saldırısını en kapsamlı şekilde gerçekleştirmeye çalışıyor.

Sermaye sınıfı, işçi ve emekçilere, kitlesel işsizlik, kitlesel yoksulluk, açlık ve yıkımı dayatıyor. Bu saldırıları püskürtmek, işçi ve emekçilerin insanca yaşama hakkını ve onurunu korumak ancak örgütlü sınıf mücadelesi ile mümkün olacaktır. İşçi sınıfının örgütlü gücüyle gerçekleştireceğimiz kararlı direnişlerle mümkün olacaktır.

TEKEL işçilerinin, fabrika kapatma saldırısı karşısında gerçekleştirdikleri kararlı direniş bugün, tüm işçi ve emekçilere yol göstermektedir. Sermaye sınıfı, 12 bin TEKEL işçisinin, hak gasplarına boyun eğeceğini, işsizliğe ve açlığa mahkûm edilmeyi sessizce kabulleneceğini hesaplayarak en azgın saldırılarından birisini gerçekleştirdi. Bu saldırıya kararlı bir direnişle cevap veren TEKEL işçisi, sermayenin hesaplarını bozmuş, işçi sınıfını onurlandırmıştır. TEKEL işçisinin kazanımı tüm işçi sınıfının kazanımı olacaktır. Emekçi Kadın Komisyonları, onurlu TEKEL direnişini bu bilinçle sahiplenmekte, direnişçi işçilerle sınıf dayanışmasını en güçlü şekilde örgütlemenin sorumluluğunu taşımaktadır.

İşçi sınıfının mücadele tarihinde yer alan pek çok direnişte olduğu gibi, bugün TEKEL direnişinde de kadın işçiler, kararlı ve militan bir tutumla ileri çıkarak sınıf kardeşlerine yol göstermektedir. İşçi sınıfının mücadele tarihinde yerini alan pek çok güçlü ve etkili direnişte olduğu gibi, bugün TEKEL direnişinde de, kadın-erkek işçiler el ele, eşleriyle, çocuklarıyla birlikte mücadele bayrağını taşımaktadır. Bugün kararlılıklarının ifadesi beyaz kefenler giyen ve “Kefeni giydik, geri dönüş yok!” diyerek direnme kararlılığını haykıran TEKEL direnişçisi kadınlar, işçi kardeşlerine yol göstermekte, işçi sınıfını onurlandırmaktadır. Emekçi Kadın Komisyonları, kadın, erkek tüm sınıf kardeşlerimizi bu onuru paylaşmaya, TEKEL direnişi ile dayanışmayı büyütmeye çağırmaktadır.

Selam olsun direnen onurlu TEKEL işçisine!

Yaşasın TEKEL direnişimiz!

Kadın erkek el ele, örgütlü mücadeleye!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Emekçi Kadın Komisyonları

27.12.2009

 

 

Bir kadın işçiden TEKEL’in direnişçi işçilerine mektup…

‘Ayaklar baş olursa felaket kopar!’

Emekçi Kadın Komisyonu’ndan bir kadın işçi olarak hakları için direnen TEKEL işçilerinin onurlu direnişini selamlıyorum. Her türlü hak arama mücadelesine baskı ve zorla karşılık veren sermaye sınıfına karşı militan, fiili-meşru bir mücadele hattını örmek direnen işçilerin izlemesi gereken yegane yoldur. Bundan başka kazanmamızın yolu yoktur. Kurtuluş kadınıyla-erkeğiyle sömürücü sınıfın temsilcilerinde değil, kurtuluş kadın erkek elele örgütlü mücadele yürüten işçilerin kendi ellerindedir.

Ben bu yüzden Hayrunisa Gül ve Emine Erdoğan’a kendilerine destek olmaları için mektup gönderen TEKEL işçisi kadın kardeşlerime seslenmek istiyorum. Hayrunisa Gül ve Emine Erdoğan bizleri açlığa, işsizliğe, kölece çalışmaya mahkum eden patronlar sınıfının kadın temsilcileridir. Aynı cinsiyette olmamız onların, biz kadın işçilerin sınıf düşmanları oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kurtuluş bizim onurlu ellerimizin birleşmesinden geçiyor.

Eğer Hayrunisa Gül ve Emine Erdoğan TEKEL işçileri kadınların mektuplarına gerçek kimliklerini ve taraflarını gizlemeden cevap yazmış olasalardı neler söylerlerdi? Şimdi Emine Erdoğan’ın TEKEL işçileri kadınlara mektupla seslendiğini farz edelim.

Emine Erdoğan’dan TEKEL işçisi kadınlara mektup...­


Merhaba TEKEL işçisi kadınlar!

Ben Emine Erdoğan.

Mektubunuzu aldık ve Hayrunisa hanımla değerlendirdik. Size bir mektup yazmaya karar verdik. Ama tamamiyle dürüst davrandığımız bu mektubu sizlere asla göndermeyeceğiz.

Beni tanırsınız. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşiyim. Sizler kadın olduğum için sizi anlayacağımı ve yardımcı olacağımı düşünmüşsünüz. Ancak yanıldığınızı ifade etmeliyim. Tayyip Bey de, ben de tüm diğer zenginler, patronlar gibi size kin besliyoruz ve size düşmanız. Eğer siz haklarınızı alırsanız bizlerin zenginliği küçülür. Çünkü sizin sırtınızdan yaşıyor, sizin ürettiklerinize el koyarak büyüyoruz.

Filistinli çocuklar için döktüğüm gözyaşaları, Tayyip Bey’in İsrail’e ‘One Munite’ söylemi sizi yanıltmasın. Filistinli çocuklar için döktüğüm gözyaşlarım, ellerimdeki kirli kanı gizlemek içindir. Tıpkı yavrusunu yiyen timsahın gözyaşları gibi sahtedir. Gözyaşı dökerken Filistinli kadınlara, çocuklara, gençlere bombalar yağdıran İsrail’e tam destek sunduğumuzu unutmayın. Türkiye’nin silah ihalesini İsrail’e bırakmasında, Filistin’e havadan bombalar yağdıran pilotların Konya’da eğitim almasında yine bizim ve benim kanlı ellerimiz vardır.

Bir düşünün işçicikler. Siz muhtemeldir 2 göz evlerinizin kirasını ödeyemezken, yeri gelip bebeğinize süt dahi götüremezken, fabrikalarda saatlerce, gece-gündüz demeden zor şartlarda çalıştırılırken, siz çalıştıkça biz palazlanırken, buna rağmen sizin ücretleriniz açlık sınırının dahi altındayken ve bunların hepsi bizim sayemizde olmuşken nasıl olur da size destek olacağım yanılgısına kapılırsınız. Gerçi siz işçiler bu verdiklerimizi dahi hek etmiyorsunuz. Hayat bizim için var, sizler benim gözümde birer böcekten farksızsınız. Ve böcekler bataklıktan fazlasını hak etmezler. El uzatmamı istemişsiniz size. Sizi sömürerek villalarda yaşıyorum. Sizin çocuklarınızın besinsizlikten benzi sararmış, benim çocuklarımın trilyonları gemileri pardon Tayyip Bey’in deyimiyle ‘gemicikleri’ var. Siz üç kuruşla yaşam savaşı verirken ben trilyonlar içinde yiyor, içiyor, giyiyorum. DESA’da işten atılan Emine Arslan’a kadın olduğu için elimi uzattım mı ki size uzatayım. O yaz kış DESA’nın kapısında hakkını almaya çalışırken, ben sıcak saraylarda DESA Deri’nin milyonluk ürünlerini giyiyorum.

Eh ne de olsa bu mektup elinize geçmeyecek öyleyse dürüstçe bir çift söz daha söyleyeyim size. TEKEL işçileri kadınlar, TEKEL işçileri erkekler sizden çok korkuyoruz. Sizden ve tüm ezdiğimiz, sömürdüğümüz, öldürdüğümüz, işçilerden, halklardan, yoksullardan. Bu korku uykularımı kaçırıyor. Ya bir birleşir de hesap sorarsanız, ya sizden çaldıklarımızı bizden geri alırsanız. Ben yaşayamam zenginliğim olmadan, sizin gibi yaşayamam. Bu korkudandır ki polislerimizi üzerinize yolluyoruz. Onların görevi bizi korumak size karşı.

Artık siz de daha ileri gitmeyin, susun, hak istemek de nereden çıktı 21. yüzyılda. Şükredin Allah’a. Şükreden kazanır, böyle eylem yapmayın, korkutmayın beni, gelmeyin üstüme üstüme. Hele siz kadın işçicikler gidin evinize temizlik yapın, çocuk bakın, evinizde ağlayın, direnmekte nerden çıktı şimdi?

Ama isterseniz yine de ben size yardımcı olabilirim, anlaşabiliriz. Siz sessizce dönün evlerinize ben de medyada çıkar sizler için ağlarım, dua ederim. Vahh zavallıcıklar vahh. Daha fazlasını da yapamam, çünkü siz düşmanımsınız. Benim burada mektubuma son vermem gerekiyor daha sokak çocukları için düzenlenen geceye gitip ağlayacağım. Kostümlerimi giymem, ellerimdeki bu kan kokusunu gidermem gerekiyor.

Son olarak sizi eşim Tayyip Bey’in sözleriyle selamlıyorum. ‘ Ayaklar baş olursa felaket kopar’. Aman baş olmaya kalkmayın.

Başbakanınızın saygı değer eşi Emine Erdoğan
(ABD’deki ismiyle Emilie Erdoğan)
EKK’dan bir kadın işçi