23 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/41

  Kızıl Bayrak'tan
  İşbirlikçi Türk sermaye devleti, ABD emperyalizminin planları doğrultusunda bölgede aktif saldırganlık rolüne hazırlanıyor
  "Barış grubu" tasfiye sürecinin parçasıdır
Üniformalı bilirkişiler aklıyor
Kıdem tazminatına göz diken ve çanak tutan asalaklara karşı işçi-emekçi barikatlarına
Kadıköy'de binler sağlık hakkı için alanlara çıktı
  İşçi ve emekçi eylemlerinden
  İşçilerle konuştuk...
  Metal işçilerinin boynunda 50 yıldır asılı duran pranga MESS
  25 Kasım uyarı grevi tabanda adım adım örgütlenmelidir
  Gençlikten...
  Mesleki dönüşüm projesi ile avukatlar derin bir sömürü ile karşı karşıya!
  Kızıl Bayrak'a yönelik faşist saldırı İBB önünde protesto edildi
  İMF ve Dünya Bankası İstanbul toplantısı üzerine Korkut Boratav'la konuştuk
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden
  BM Tarım örgütüü Raporu dünyadaki açlığı belgeledi
  Katliamcı düzen zindanlarıyla birlikte er ya da geç yıkılacaktır..
  Hasta tutsaklar için eylemler sürüyor
  Yerel işçi bültenlerinden...
  Bir kez daha 10 yıl önce ve 10 yıl sonra - M. Can Yüce
  Devrimci ve Demokratik Yapılar Arasında Diyalog ve Çözüm Platformu'ndan açıklama
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi eylemlerinden…

IBM’de istifa baskısı

Uluslararası yazılım tekeli IBM Türk’te 2008 yılının Şubat ayından itibaren Tez Koop-İş Sendikası’nda örgütlenme çalışmalarına başlayan IBM çalışanlarının mücadelesi sürüyor.

IBM’de çoğunluk yetkisine sahip Tez Koop-İş Sendikası’nın üyelerine uyguladığı baskı yöntemlerinde başarılı olamayan IBM patronu, yeni göreve başlayan Genel Müdür Michel Charouk aracılığıyla tüm çalışanları sendikadan istifa etmeye zorluyor.


Eskişehir’de Renta işçileri için kitlesel yürüyüş

Sendikalı oldukları için 8 Eylül günü performans düşüklüğü bahanesiyle işten çıkarılan Renta işçileri 14 Ekim günü Organize Sanayi Bölgesi’nden şehir merkezine 3.5 saat süren bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Eskişehirli emekçilerden destek isteyen Renta işçileri işe geri dönme talebinin yanısıra işten atmaları protesto ettiler. Renta işçilerine, aralarında BDSP’nin de bulunduğu ilerici, devrimci kurumlar destek sundular. Renta işçilerinin talepleri yürüyüş boyunca 1000’e yakın kişi tarafından haykırıldı.

Renta fabrikası önünde halaylar çekerek toplanan işçiler sloganlarla iş çıkış saatini beklediler. Saat 18.00’de yürüyüşe başladılar.

Doruk AŞ’ye ait Süsler Fabrikası’nın çıkışına gelen Renta işçileri, Süsler işçilerini de korteje katarak yürüyüşe devam ettiler. Yaklaşık 1000 kişilik kitlenin önü polis barikatıyla kesildi. Sendikacılar ve polis arasında yapılan görüşme sonucu yürüyüşün şehir merkezine kadar kaldırımdan devam etmesi kararı alındı ve kitle tekrar yürüyüşe geçti.

Birleşik Metal-İş Sendikası Eskişehir Şube binası önüne gelindiğinde BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu kitleye seslendi. Serdaroğlu yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dört bir yanında işten atılmaların yaşandığını söyledi. Bu krizin işçi ve emekçiler tarafından yaratılmadığını söyledi.

AKP hükümetinin, çıkardığı yasalar ile işten çıkarmalar konusunda patronların elini rahatlattığını ifade eden Serdaroğlu, konuşmasını Birleşik Metal-İş’in mücadeleye devam edeceğini söyleyerek sonlandırdı. Eskişehir halkını da sürdürdükleri mücadeleye omuz vermeye çağırdı.

Eylem boyunca Eskişehirli emekçiler de Renta işçilerine destek verdiler.

Yürüyüş boyunca “İşten atılan işçiler geri alınsın!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Krizin faturası patronlara!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Eskişehir


GÜRSAŞ işçileri işe iade davasını kazandı!

3 Şubat ‘09 tarihinde GÜRSAŞ’ta Birleşik Metal-İş’in yetki alması GÜRSAŞ patronu tarafından tahammülsüzlükle karşılanmış ve 14 sendika üyesi işçi işten çıkarılmıştı.

Sendikalaştıkları için işten atılan GÜRSAŞ işçileri 100 günü aşkın süreyle direnişleri sürdürmüşlerdi. Bu süreçte işe iade davası açan 3 GÜRSAŞ işçisi açtıkları davayı kazandı.

Fakat GÜRSAŞ patronu yasal boşluklardan yararlanarak mahkemenin vermiş olduğu kararı temyize gönderdi.

Davayı kazanan işçiler bu kararı temyize göndermenin işçileri oyalamak amacı taşıdığını ifade ettiler. Bu davanın işe iade hakları olmayan fakat tazminat hakları için dava açan diğer işçilerin de elini güçlendirdiğini ifade ettiler.

GÜRSAŞ’ta 6 ayı doldurmadan çıkarılan, dolayısıyla iş güvencesi kapsamına girmeyen diğer 3 işçi de bu davanın sonucuyla birlikte sendikal tazminat hakları olduğu için dava açacaklar.

İşe iade davasını kazanan işçiler tekrar işe çağırıldıkları koşulda işbaşı yapacaklarını söylüyorlar.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

 

Belenay işçilerinden eylem

BATİS 16 Ekim günü Bursa’da yaptığı eylemle Belenay Tekstil patronunun işçi düşmanlığını protesto etti.

Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi-NOSAB girişinden pankart, döviz ve sloganlarla fabrika önüne kadar yürüyen işçiler burada basın açıklaması yaptılar.

İşten atılan sendika üyesi Mehmet Atış tarafından yapılan açıklamada BATİS üyelerinin gaspedilen haklarının geri verilmesi talep edildi.

Belenay Tekstil işçilerinin vardiya değişimi sırasında yapılan eylem bitene kadar işçiler fabrikadan çıkarılmadılar.Vardiya değişimine gelen işçiler ise arka kapıdan içeri alındılar. Uzun süre fabrika önünde sloganlarla devam eden bekleyişin ardından tekrar yürüyüşe geçildi. Sloganlarla araçlara kadar yürünerek eylem sonlandırıldı. Eyleme BDSP, SDP ve TKP destek verdi.

Kriz gerekçesiyle işten çıkarılan 7 BATİS üyesi işçi işe iade davası açmış, dava sonucu işletmenin krize rağmen üretim faaliyetini ve kârını arttırdığı belirlenmiş ve işçilerin işe iadesi kararlaştırılmıştı. Dava sürerken BATİS üyesi 2 işçi daha kriz gerekçesiyle işten atılmıştı.


Key Tekstil işçileri haklarını istedi, polis saldırdı

Yaklaşık bir yıl önce sokağa atılan Key Tekstil ve Derden Tekstil işçileri  “Batmadık, fason üretim yaparak taahhütlerimizi yerine getiriyoruz” diyen patronları Mustafa Kutay’ı 19 Ekim günü yeni işyerinde bulmaya gittiler.

“Bir yıldır mağduruz / Patron kaçıyor devlet göz yumuyor / Patronun oyununu bozmaya geldik / Mustafa Kutay’ı bulmaya geldik / Haklarımızı almaya geldik - Keyteksil İşçileri / BATİS” yazılı pankart taşıyan işçiler haklarını gasp eden patronu aramak için gittikleri Haramidere’de kurulu bulunan Deteks firması önünde polis saldırısına uğradılar.

Direnen işçilere müdahale eden polis BATİS Örgütlenme Uzmanı Serpil Kemalbay ve Ersin Çatalkaya’yı işçilerden ayırarak gözaltına almak istedi. Gözaltı saldırısına tepki gösteren işçiler de gözaltına alındı.

Gözaltına alınan BATİS yöneticileri ve işçiler bir süre sonra serbest bırakıldılar. Gözaltından çıkanlarla tekrar birleşen işçiler, Esenyurt Belediyesi’nde işten atılan ve 63 gündür direnişte olan Belediye-İş üyelerini ziyaret ettiler. 

Tekrar fabrika önüne dönen işçilerden açıklamayı okuyan Şengül Göktaş “Key/Derden Tekstil Patronu Mustafa Kutay nerede olursan ol, hangi deliğe girersen gir seni bulmak, deşifre etmek, senden hesap sormak biz atılan işçilerin boynunun borcudur” dedi.


Türk Metal çetesine dava

Bursa’da Renault fabrikasından ekonomik kriz gerekçesiyle işten çıkarılan işçiler, Türk Metal’deki yolsuzluk iddialarını yargıya taşıdılar.

28 Aralık ‘08 tarihinde patron-sendika işbirliği çerçevesinde işten atılan işçilerden 56’sı adına 19 Ekim günü Bursa Adliye Sarayı’nda Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Genel Sekreter Muharrem Aslıyüce, Genel Mali Sekreter Mehmet Soyupek, Genel Teşkilatlanma Sekreteri İsmail Dursun ve Genel Eğitim Sekreteri Yavuz Gökçe hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

“Zimmet, emniyeti suistismal, dolandırıcılık ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’na muhalefet” suçlamalarıyla Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunan işçiler sendikaya ait 112 milyon doların kişisel çıkarlar için kullanıldığını ifade ettiler.


Belediye işçileri Büyükşehir Belediyesi’ne yürüdü

İşten atılan Belediye-İş üyesi Esenyurt Belediyesi işçileri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BİMTAŞ’ta Belediye-İş’e üye olan işçiler sendikal örgütlenme üzerindeki baskıların son bulmasını istediler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yürüdüler.

Saraçhane Parkı’nda bir araya gelen belediye işçileri, “Yasal hakkımız olan toplu iş sözleşmesi uygulansın! / Belediye-İş 5 No’lu Şube” ve “Esenyurt Belediyesi’nde sendikal örgütlenmeden dolayı işten atılan Esenyurt işçilerinin mücadelesi sürüyor! / Belediye-İş 2 No’lu Şube” pankartlarını taşıdılar. Esenyurt Belediye işçileri ayrıca, “İşimiz ve geleceğimiz için 65 gündür direniyoruz!” dövizi taşıdılar.

Coşkulu geçen yürüyüş boyunca, “Direne direne kazanacağız!”, “BİMTAŞ’ta sözleşme uygulansın!”, “Kıdemlere kalkan eller kırılır!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Atılan işçiler geri alınsın!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “BİMTAŞ işçisi yalnız değildir!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, sloganları atıldı.

Büyükşehir Belediyesi önüne gelindiğinde, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak bir konuşma gerçekleştirdi.

Büyükkucak, AKP’li belediyelerin işçilere karşı hasmane tutumlarının son zamanlarda giderek arttığına dikkat çekti. BİMTAŞ’ta toplu iş sözleşmesinin imzalanmasını istedi.

Basın açıklamasını Belediye-İş 5 No’lu Şube Başkanı Nihat Altaş okudu.

Altaş yaptığı açıklamada, BİMTAŞ’ta sendikal örgütlenmeye yönelik baskılara değindi. Tepkilerini göstermek için eyleme gelmek isteyen üyelere baskı yapıldığını belirten Altaş, belediye işçilerinin eylemlerine tahammül bile edemediklerini söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapılan görüşmelerde belediyenin süreci uzatarak uzlaşmaz bir tutum sergilediğini ifade etti.

Eyleme Belediye-İş İstanbul Şubeleri, BDSP, ESP, Genel-İş Anadolu Yakası Bölge Başkanlığı ve Tekstil-Sen destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sağlık çalışanları bir günlük iş bıraktı...

SES Şişli Şube üyesi sağlık emekçileri, Sağlıkta Dönüşüm Programı’na karşı bir günlük iş bıraktı.

Sağlık çalışanları, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimlik binası önünde 21 Ekim günü basın açıklaması gerçekleştirdiler.

“SSGSS yasa tasarısı geri çekilsin!”, “Çalışma koşullarımız düzeltilsin, can güvenliğimiz sağlansın!”, “Krizin faturasını emekçiler ödemeyecek!” dövizlerinin taşındığı eylemde, basın açıklamasını SES İşyeri Temsilcisi Fatoş Turgut okudu. Turgut yaptığı açıklamada, kamu sağlık hizmetlerinin son ayaklarından biri olan performansa bağlı döner sermaye ek ödemesinin, kamu sağlık hizmetlerini çöküşün eşiğine, sağlık çalışanlarını ise yoksulluk sınırına getirdiğini vurguladı.

Turgut, yetkililere seslenerek Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın tüm uygulamalarının durdurulmasını istedi.

Hasta yakınlarının da destek verdiği eylemde, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!”, “Herkese sağlık güvenli gelecek!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Kırklareli’nde kriz paneli

Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi 17 Ekim Pazar günü “Kriz ve kamu emekçilerine etkileri” başlıklı bir panel düzenledi.

Yaklaşık 30 kişinin katıldığı panelde ilk sözü Örgütlenme Sekreteri Cevahir Kurşun aldı. Kurşun, krize karşı mücadele adına gündeme getirilen saldırılarından, bu saldırılara karşı ilerici-devrimci güçler olarak ortaya sürülmesi gereken istemlerden ve mücadeleden bahsetti. “Krizin faturasını kapitalistler ödesin!” şiarına gerçek bir anlam kazandırmak için birleşik mücadelenin önemini vurguladı.

Daha sonra sözü Tez-Koop-İş Genel Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır aldı. Yaraşır, oldukça etkileyici ve akıcı bir sunum yaptı.

Kapitalizmi, kapitalizmin kâr hırsını ve bunun sonuçlarını anlatan Volkan Yaraşır, daha sonra kriz türlerinden bahsetti. Bu krizin aslında ‘70’li yıllarda başladığını söyleyen Yaraşır, Türkiye solunu sınıfı mücadele ve örgütlenme anlamında yalnız bıraktığı için sert bir dille eleştirdi. Bazı fabrika ve işletmelerde direnişe geçen işçilerin yalnız bırakıldığını ifade etti.

Canlı geçen panelde Yaraşır, KESK’e dair de, KESK’in yıkılıp taban örgütlenmelerine dayanan yeni bir sendika kurulmasının daha hayırlı olacağını söyledi.

 

 

Bursa AYÖP’ten açıklama

Bursa Ataması Yapılamayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) 17 Ekim günü “Okuluma öğretmen, öğretmenime güvenceli kadro istiyorum” kampanyasının startını vermek için Orhangazi Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Öğretmenler işsiz, okullar öğretmensiz kalmasın! Kadrolu atama istiyoruz! / Bursa Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu” pankartının açıldığı basın açıklamasına 20 kişi katıldı.

Açıklamada “Eşit işe eşit ücret!”, “Kadrolu atama istiyoruz!”, “Güvenceli iş istiyoruz!” sloganları atıldı. Basın açıklamasına BATİS, Eğitim-Sen, BDSP ve Halkevleri destek verdi.

Kızıl Bayrak / Bursa

 

 

Adana 1 Mayıs
Tertip Komitesi’nden açıklama

 Adana’da 2009 1 Mayıs mitingine hazırlık ve Taksim’in emekçilere açılması talebiyle 25 Nisan günü gerçekleştirilen yürüyüş ve AKP İl Binası’na siyah çelenk bırakılması nedeniyle dönemin 1 Mayıs Teptip Komitesi Başkanı ve Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa hakkında dava açıldı. KESK Adana Şubeler Platformu davayı protesto etmek ve Güven Boğa’yla dayanışmak amacıyla basın açıklaması düzenlendi.

20 Ekim günü gerçekleştirilen açıklamada, Adana KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü Mehmet Antmen, eylemlerin tüm yasal sorumluluğunun Adana 1 Mayıs Tertip Komitesi’ne ait olduğunu söyledi. “‘Demokratikleşme’ iddiasında bulunan AKP iktidarı ülkede demokrasi mücadelesi içinde yer alan unsurları tasfiye etmekte kararlı görünüyor. Ama bizler emek ve meslek örgütleri olarak 1 Mayıs öncesi ve 1 Mayıs günü gerçekleştirilen tüm etkinlikleri sahipleniyoruz” dedi.

Kızıl Bayrak / Adana


***

Küçükçekmece’de sınıf faaliyetlerinden 

İstanbul’un Küçükçekmece bölgesinde yürütülen devrimci sınıf çalışması türlü zorluk ve engel altında devam ediyor.

Bölgede yürütülen faaliyet kapsamında, geçtiğimiz aylarda BMİS’in TİS yetkisini aldığı Güven Elektrik’te yaşanan işten atmalara karşı hazırladığımız özel sayılarımızla seslendik. Birleşik Metal-İş’i ve temsilcileri göreve çağırdık. İşten atma saldırısının aynı zamanda zamana yayılacak bir sendikasızlaştırma saldırısı olduğuna vurgu yaptık.

İMF-Dünya Bankası’nı protesto günleri kapsamında “IMF-Dünya Bankası Defol!” şiarlı pankartımız ile alanlardaydık. Aynı zamanda Sefaköy yerelinde de işçi ve emekçi kitlelere yine aynı şiarlı ozalitlerimiz ve BDSP imzalı bildirilerimizle seslendik.

Gösterilerin yapılacağı güne kadar çok yönlü hazırlıklarımızı sürdürdük. Bu hazırlıklarımız, bizlerin yeni barikat savaşlarında daha çok “öğrenen” ve öğrendikçe de savaşan bir kimliğe sahip olmamız açısından oldukça önemli bir yerde durdu.

Diğer yandan, Kızıl Bayrak gazetesinin satışlarına Şirinevler Meydanı ve Cevizlibağ Köprüsü’nde devam ettik. Özellikle de Cevizlibağ mevkiinde sermayenin sivil kolluk güçlerinin azgınca saldırısı ile karşılaştık. Ajitasyon konuşmaları eşliğinde saldırıyı protesto ettik.

18 Ekim Pazar günü Kadıköy’de sağlık hakkının gaspına karşı gerçekleştirilecek olan mitingin hazırlıkları kapsamında da HSGGP bileşenleriyle birlikte merkezi noktalarda bildiri ve broşür dağıtımları gerçekleştirdik.

Yerelimizdeki fabrikalara ulaşmak, işçi-emekçi kitlelere seslenmek amacıyla kullandığımız Emekçinin Gündemi’nin yeni sayısının da dağıtımlarını gerçekleştirmeye başlayacağız.

Tüm bunların yanısıra, en son 17 Eylül’de gerçekleştirdikleri belediye eylemi ile sel felaketinin yarattığı tabloya isyan eden Gültepe halkına yönelik “Lale değil, hizmet istiyoruz!” başlıklı bildirinin dağıtımını gerçekleştirdik.

Bir taraftan da belirli bir döneme yaydığımız ve yine belirli konu başlıkları ile çalışmaya konu etmeyi planladığımız 3’lü eğitim çalışmalarımızın ilk bölümünü Tez-Koop-İş Sendikası Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır’ın katılımıyla gerçekleştirdik. Yaraşır’ın anlatım tarzı ve seminere katılan işçilerle kurduğu ilişki ise seminer katılımcıları tarafından oldukça beğeni topladı. Bir sonraki eğitim seminerinin konusu “Toplumsal mücadele ve sınıfın rolü” olacak.

Küçükçekmece BDSP



Tarım işçisi çocuklar için...

Milli Eğitim Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğiyle Adana’da “Pamuk Kadar Beyaz Gelecek İçin’’ sloganıyla yürütülen proje, tarım işçisi çocukların eğitime kazandırılması övünç kaynağı olarak kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı (ILO/IPEC) kapsamında, 1 Ocak 2005 tarihinde “Pamuk Kadar Beyaz Bir Gelecek İçin’’ sloganıyla Adana’da pilot uygulama olarak başlatılan ve 2 yıl süreli ve 352 bin 400 Avro bütçeli proje, 1 Temmuz 2007 tarihinden itibaren Karataş İlçe Halk Eğitim Merkezince yürütülmüş ve “Gezici ve geçici tarım işlerinde en kötü biçimdeki çocuk işçiliğinin eğitim yoluyla sona erdirilmesi projesi’’ kapsamında, 3 yılda 4 bin 328 tarım işçisi çocuğun okulla buluşturulduğu ifade edilmişti.

Ayrıca İstanbul Terakki Vakfı Okulları da tarım işlerinde çalışan çocuklara katkı sağlamak amacıyla başlatılan kampanya kapsamında 22 bin YTL yardımda bulunmuştu.

Fakat bu olanaklar Karagöçer köyündeki çadırda yaşayan Tarım işçisi çocuklar için kullanılmıyor. Bu köydeki 75 çocuk okula gidemiyor.

Eğitim-Sen Adana Şubesi’nden açıklama

Eğitim-Sen Adana Şubesi yaptığı açıklama ile tarım işçisi çocukların okula gidebilmesini sağlayacak imkanların kullanılmamasını protesto etti.

Güven Boğa’nın okuduğu açıklamada, Bu köyden 75 çocuğun hala okula taşınamadığı söyleyerek, Karataş kaymakamının yatılı okula gönderilmeyen çocukların ailelelerine 100 TL para cezası keseceği ifade edildi

Açıklamada, devletin ve hükümetlerin öncelikli görevinin herkesin eğitim hakkından yararlanabilmesini sağlamak olduğunu söyleyen Güven Boğa, Karataş Kaymakamı’nın sorunu ailelerin üstüne attığını ifade etti.

Ailelerin çocuklarını okutmak istediğini söyleyen Boğa, devletin okula gitmek isteyen çocuklara servis olanağını sağlamasını, yatılı okul dayatmasından vazgeçmesini ve mağduriyetin acil olarak giderilmesini talep etti.

Kızıl Bayrak / Adana

 

 

Sendikal Özgürlük Hareketi,
IBM önünde!

Sendikal Özgürlük Hareketi, Tez-Koop-İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Nedim Akay’ın 21 Ekim 2009 tarihinde görülecek işe iade davası öncesine denk gelen IBM’deki işten atma saldırısına karşı 20 Ekim günü Yapı Kredi Plaza önünde direnişteki diğer işçilerle birlikte eylem gerçekleştirdi.

Levent’teki Yapı Kredi Plaza önünde saat 12.30’da bir araya gelen Sendikal Özgürlük Hareketi bileşenleri, “Sendika ağaları sussun, işçiler konuşsun! / Direniş Platformu” pankartı ile “Sermayenin sömürüsüne, cuntanın yasalarına, sendika ağalarına hayır!” ve “IBM işçisi için buradayım! / Sinter-Entes-ATV-Esenyurt Belediyesi direnişçisi” dövizleri taşıdılar. Topkapı’dan işçiler de eyleme dövizleriyle katıldılar.

Basın açıklamasını Sendikal Özgürlük Hareketi adına Nedim Akay gerçekleştirdi.

Akay yaptığı açıklamada, IBM’in sendikal örgütlenmeye karşı yokedici tutumlarını protesto etmek ve sendikal özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması için IBM önünde toplandıklarını ifade etti.

IBM’in çeşitli saldırılarını açıklayan Akay, IBM’in “köleleştirme” arzusunun toplu sözleşme ve grev hakkı olan bir sendikada örgütlenmelerine vesile olduğunu vurguladı. Akay, IBM’in, örgütlenmenin önünü kesmek için yasal ve yasal olmayan her türlü adımı attığını belirtti.

12 Eylül’den kalma yasaların ve bu yasaları kullanan işverenler ile sendika bürokrasinin, mücadele önündeki engeller olduğunu vurgulayan Akay, sendikal bürokrasinin nedenlerini de sıraladı.

Eylemde, “IBM işçisi yalnız değildir!”, “Sendika hakkımız söke söke alırız!”, “Yaşasın IBM direnişimiz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” “Yılgınlık yok direniş var!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Kahrolsun sendika ağaları!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul