5 Haziran 2009
Sayı: SİKB 2009/21

 Kızıl Bayrak'tan
 Saldırıların karşısına birleşik militan
sınıf mücadelesiyle çıkalım!
Kapitalizmin krizine karşı sokağa, eyleme, mücadeleye!
Kürt halkını aldatarak teslim alma planları…
KESK’e yönelik saldırılar ülke çapında eylemlerle protesto edildi...
Eğitim emekçilerinin Ankara yürüyüşü..
İşçiler TİS dayatmalarına
karşı yürüdü!
Entes direnişi güncesinden…
İşçi ve emekçi hareketinden…
KESK’e yönelik devlet terörü militan bir mücadele
sürecinin örgütlenmesi ile püskürtülebilir!
Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı Hazırlık çalışmaları üzerine...
Direnen işçi kadınlar bizlere yol gösteriyor!
Üniversitelerden...
ÖSS çalışmalarından..
İstanbul’un eski Emniyet Müdürü Ulubatlı “Beton Hasan”...
Tersane patronlarının yeni kâr alanı yaratma girişimi...
Emperyalist güçler gerici Sri Lanka rejimini destekliyor...
Obama’dan “Müslüman” dünyasına sahte mesajlar…
14. Uluslararası Gençlik Buluşması!
“Kürdistan’da diller, dinler, etnik gruplar,
ulusal topluluklar sorunu”
M. Can Yüce
Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Köleliğe karşı yükseltilen hak ve onur mücadelesine ortak olalım, gücümüzü birleştirelim!

Direnen işçi kadınlar bizlere
yol gösteriyor!

İşçiler krizle birlikte pek çok hak gaspına maruz kalıyor. Kadın işçiler olaraksa saldırılardan iki kat daha fazla etkileniyor, pervasızca uygulamalarla karşılaşıyoruz. İşsiz bırakılıyor, geleceksizliğe itiliyor, sefaletin kuyusuna sürükleniyoruz. Çalışmayı sürdürenler ise, hakları ellerinden alınarak düşük ücrete ve güvencesiz çalışmaya zorlanıyor. Nasılsa “kadındır sesini çıkarmaz” anlayışıyla bizlere yöneltilen saldırılara kriz döneminde kolayca hedef oluyoruz.

Bu duruma sessiz kalmayan, kölelik dayatmalarını kabul etmeyen işçi ve emekçi kadınlar direnişin yolunu tutuyorlar. “Uysal köle”ler olmadıklarını son süreçte yaşanan direniş örnekleriyle gösteriyorlar.

Düşük ücret ve kölece çalışma koşullarına karşı sendikaya üye oldukları için işten atılan, Desa Deri işçileri kararlılıkla direniyorlar. Aylardır devam eden direniş boyunca patron, işçilerin üzerine jandarma ve polisi saldırtmış, hukuk terörünü devreye sokmuş, direnişi karalamak için her yolu denemiştir. Özellikle Sefaköy Desa’da tek başına direnen Emine Arslan patronun korkulu rüyası haline gelmiştir. Emine Arslan’ın gösterdiği kararlılık ve örnek tutum sonucunda önemli kazanımlar elde edildi. Emine Arslan’nın yolundan giden başka işçi kadınlar da ondan aldıkları güçle direniyorlar. GOP Elmabahçesinde kurulu Meha Tekstil işçileri kriz bahanesiyle işten atılmalarından sonra haklarını alabilmek için 4 Mart’ta direnişe başladılar. Kadınlı-erkekli Meha Giyim işçileri şehrin önemli merkezlerinde, patronun mahallesinde 75 gün boyunca sürekli eylem yaptılar, direnişin sesini duyurmayı başardılar. Asıl işveren olan LC Waikiki patronunu hedef alarak mağaza önlerinde oldukça etkili eylemler gerçekleştirdiler. Bu mücadelenin sonucunda LC Waikiki patronu işçilerin alacaklarının % 65’ini vermeyi kabul etti. İşçiler bunu Meha patronuna açtıkları davanın devam etmesi şartı ile kabul ettiler. Meha Giyim işçileri direnişleriyle tekstil patronlarının pervasız saldırılarına karşı tutulması gereken yolu gösterdiler

ATV-Sabah emekçilerinin Balmumcu ve Sefaköy’deki stüdyo önlerinde grevi devam ediyor. Tehdit ve saldırılara rağmen grevin sürdürülmesinde kadın emekçilerin gösterdiği kararlılığın önemli bir payı bulunuyor.

Dudullu OSB’de kurulu Entes Elektronik ise bu direnişlerin en önemlilerinden birine sahne oluyor. Kriz gerekçesiyle onlarca işçiyi haklarını vermeden işten atan Entes patronu Gülistan Kobatan’ı işten attığında ummadığı bir direnişle karşılaştı. Tek başına fabrika önünde direnişe geçen Gülistan Kobatan, işe dönene kadar mücadelede kararlı olduğunu açıkladı. Entes direnişçisi Gülistan Kobatan, sınıf bilincine sahip OSİM- DER üyesi bir işçi olduğu için hedef haline geldi. Kobatan direnişini ilk günkü kararlılığıyla sürdürüyor.

Bizlere reva görülen çalışma ve yaşam koşullarına boyun eğmek zorunda değiliz. Boyun eğmek demek, kölelik zincirlerinin kalınlaşması, gelecek umudumuzun tükenmesi, örgütsüz ve savunmasız kalmak demektir.

Tek başına bile olsa bir işçi kadının neler yapabileceğini yaşanan örneklerden görüyoruz. Tek başına patronlara korku salan direnişler yaşanıyorsa, birlik olduğumuzda neler yapabileceğimizi düşünelim. Patronlar ve onların düzenlerinin en büyük korkusu tam da bundandır. Bu nedenle örgütlenmemizin önüne her türlü engeli çıkarıyorlar. Yaşamımızı fabrika ve işyerlerinin, daha sonra da evin dört duvarı arasına hapsetmek istiyorlar. İşte bu nedenle daha çok mücadele etmemiz gerekiyor. Hakları ve onuru için direnen işçi ve emekçi kadınlar bizlere yol gösteriyor. Onların mücadelesine ortak olalım, gücümüzü birleştirelim. Direnişlerle dayanışmayı yükseltelim. Direniş ruhunu bulunduğumuz her fabrika ve atölyeye taşıyalım. Kapitalist patronların korkularını büyütelim!


Kadın örgütleri DESA önünde…

DESA Direnişiyle Dayanışma Kadın Platformu, Taksim’de bulunan DESA mağazası önünde düzenlediği eylemlerine 30 Mayıs günü bir yenisini ekledi.

“DESA’da kadınlar direnişe devam ediyor! / DESA Direnişiyle Dayanışma Kadın Platformu” pankartını açan platform bileşenleri sloganlar eşliğinde DESA mağazası önünde toplandılar. “Kadınlar sendika yönetimine!”, “Yaşasın kadın dayanışması!”, “DESA’da direniş devam ediyor!”, “Direnen işçiler kazanacak!” sloganlarının atıldığı eylemde, “Emine Arslan 331 gündür direniyor!”, “Mahkemeyi kazandık, sendikayla işe geri döneceğiz!”, “Jin, jiyan, azadi!” dövizleri taşındı.

Eylemde okunan basın metninde, DESA işçilerinin mahkemelerinin sonuçlandığı patronun karara uymayı reddettiği belirtildi. DESA patronunun kadın işçileri en ağır işlerde ve hiçbir önlem almaksızın çalıştırdığının anlatıldığı açıklamada, patronun bu düzenini sürdürebilmek için Arslan’ın ve sendikanın fabrikaya girmesine engel olduğu vurgulandı. 4857 sayılı iş kanununun patrona işçileri istediği gibi işten atma hakkı verdiği belirtilerek, bu yasanın da iptali istendi. “Talebimiz, direnen tüm işçilerin sendikalı olarak işe geri dönmeleri ve her türlü cinsiyetçi uygulama ve işbölümünün ortadan kaldırılmasıdır” denildi.

Açıklama, DESA’nın yanısıra ATV-Sabah, Çapa Kızılay, Eczacıbaşı/E-Kart ve Sinter’de direnen kadınlar ile dayanışma içinde olunacağının ilanı ile son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Eğitim-Sen İç Anadolu
Temsilciler Kurulu toplantısı

Orta Anadolu Bölge Toplantısı; Kırşehir, Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Yozgat, Niğde illeri Eğitim-Sen şube ve temsilciliklerinin katılımıyla Kırşehir’de gerçekleşti.

Toplantı Eğitim-Sen MYK üyesinin TİS süreci ve eylemlilikleri ile genel süreci değerlendiren konuşmasıyla açıldı. Toplantıda KESK’in eylem planı açıklandı ve içinden geçilen politik süreç değerlendirildi. Küresel krizin dünya ve Türkiye’de sonuçları tartışıldı. IMF programlarının uygulamaya konulması çerçevesinde ilk adım olarak SSGSS saldırısının hayata geçirildiği ifade edildi.

Yeni personel yasasının yürürlüğe girmesi için yeni dönemde adımlar atıldığı, tasarının yasalaşması durumunda kamu emekçilerinin birçok haktan mahrum kalacağı ifade edildi. KESK’in eylemlilik sürecinin Kasım ayında yapılacağı ve iş bırakmaya yönelik olduğu belirtildi.

3-4-5 Haziran’da dört koldan düzenlenecek Ankara’ya yürüyüş eylemi için üyelerin desteğinin sağlanmasının önemi üzerinde duruldu. Eylem programının hayata geçmesi için işyerleri temelinde sürecin örülmesinin önemi vurgulandı. İşyerlerinde hem nitelik olarak, hem de nicelik bakımından güç kaybettiğimiz, bu sorunun aşılması için örgütlenmeye önem vermek gerektiği belirtildi.

Bölge şube ve temsilcilikleri adına söz alan yönetici ve temsilciler, daha çok grev hedefli çalışmanın öneminin altını çizdi. Grevli-toplusözleşmeli sendika hakkının kazanılması, “grev hakkı grev yapılarak kazanılır” anlayışıyla hareket edilmesi ve mücadelenin bu eksende örülmesiyle kazanılabileceği yönünde görüşler ağırlıklı olarak öne çıktı. KESK’in hala bir grev fonunun olmamasının yaratacağı sonuçlar dile getirildi. Acilen bir grev fonu oluşturulması gerektiğinin altı çizildi. Fiili-meşru mücadelenin gücüyle kamu emekçilerinin sendikalarını kurduğu ve ancak bu anlayışla yeniden ayağa dikebileceği noktasında ortaklaşıldı.

Sosyalist Kamu Emekçileri olarak Tokat Eğitim-Sen’de yaşananları ayrıntılı olarak ortaya koyan değerlendirmenin, toplantı öncesi ve sonrası yaygın dağıtımını yaptık. Temsilcilerden son derece olumlu tepkiler aldık. Yaptığımız çalışma genel merkez yöneticilerinin de dikkatini çekti. Olayın çözümü çerçevesinde gerekli müdahaleyi yapma ve çözümün sağlanması için çaba gösterme konusunda söz verdiler.

Sosyalist Kamu Emekçileri / Nevşehir