22 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/19

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf hareketinin gelişiminde mevzi direnişlerin artan önemi
  DTP milletvekillerinin dokunulmazlıkları boşa çıkartılmaya çalışılıyor…
Erdoğan’ın Bakü-Moskova ziyaretleri…
Kayseri’de işsizliğe isyan eden bir işçi katledildi…
Sermaye “Personel Rejimi” adı altında kamu emekçilerinin haklarına göz dikti...
  Direnişlerden...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Bayramtepe’de yıkım saldırısı püskürtüldü!
  Mevzi direnişler ve önderlik müdahalesi
  Kriz derinleşiyor, sorunlar büyüyor, emekçi kadınlar daha çok etkileniyor...!
  Tekstil İşçileri Kurultayı’na çağrı!
  Taksim iradesi karşısında EMEP
reformizminin utanç verici tutumu!
  Mayıs şehitleri anmalarından...…
  Üniversitelerden… .
  Tamil Kaplanları’nın trajik sonu…
  Berlin’de krize karşı kitlesel eylem…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Resmi çizgi aşılıyor mu, yoksa yeniden mi üretiliyor? - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mayıs şehitleri anmalarından...

İzmir’de İbrahim Kaypakkaya anması

İzmir’de biraraya gelen devrimci ve ilerici kurumlar Mayıs şehitlerini andılar. 18 Mayıs günü Konak Pier önünde toplanan kitle, İbrahim Kaypakkaya ve Dörtler’in resimlerinin olduğu pankartları taşıyarak eski Sümerbank önüne yürüyüş gerçekleştirdi.

Alanda ilk önce devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu. Şiir dinletisinin ardından basın açıklamasına geçildi. 30 Martlar’dan 6 Mayıslar’a, 18 Mayıslar’a uzanan devrimci direniş sürecinin anlatıldığı açıklamanın devamında emperyalist-kapitalist sistemin yaşadığı krizin sonuçlarının işsizlik, açlık ve sefalet olduğu vurgulandı. Kürt halkına karşı asimilasyon politikalarının, inkar ve imhanın, işkence ve ölümlerin arttığı ifade edildi.

Açıklamada son olarak şunlar söylendi:

“Şehitlerimizden aldığımız cesaretle kavgayı, geleceğe doğrulmuş umudu büyütüyoruz. Ve bir kez daha İbrahim Kaypakkaya şahsında Mayıs ayı şehitleri, Mayıs şehitlerinin şahsında da tüm devrim şehitlerinin anısına saygıyla eğiliyoruz.”

Basın metninin okunmasının ardından tiyatro gösterimi ve müzik dinletisi gerçekleştirildi. Çav Bella marşının hep birlikte okunmasının ardından eylem sona erdi.

Eylem boyunca “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “İçerde dışarıda hücreleri parçala!” sloganları atıldı.

Eylemi BDSP, Alınteri, Devrimci Hareket, DHF, ESP, Dev-Genç, Köz, MBP, Partizan örgütledi. DTP ise destek verdi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

Bursa’da Kaypakkaya anması

18 Mayıs 1973’te Diyarbakır zindanında “ser verip sır vermeme“ kararlılığıyla ölümsüzleşen İbrahim Kaypakkaya, 17 ve 18 Mayıs günü yapılan iki ayrı etkinlikle anıldı. BDSP, DHF, Partizan, ESP, SDP, Sosyalist Parti ve SODAP’ın düzenlediği etkinliklerin ilki panel, ikincisi ise basın açıklamasıydı.

17 Mayıs günü “‘68 devrimci hareketi ve İbrahim Kaypakkaya” başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde salona “Kırılan zincir tavındayız” ve “Belki biz olmayacağız ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak! (İbrahim Kaypakkaya) 68 devrimci önderleri yolumuzu aydınlatıyor” yazılı pankart ve ozalit asıldı.

İbrahim Kaypakkaya şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşuyla başlayan panelde ESP, Partizan ve DHF tarafından ‘68 devrimci hareketi, ‘71 çıkışı ve İbrahim Kaypakkaya üzerine sunumlar yapıldı. Sunumların ortak noktasını ‘71 devrimci çıkışının anlamı ve Kaypakkaya’nın Kemalizm ve Kürt ulusal sorununa ilişkin görüşleri oluşturdu.

Katılımcılardan gelen soru ve görüşlerle devam eden panelde son olarak kısa bir müzik dinletisi sunuldu. Panele 70’i aşkın kişi katıldı.

18 Mayıs günü de şehir merkezinde yapılan bir basın açıklamasıyla İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs şehitleri anıldı. Orhangazi Parkı’nda yapılan basın açıklaması saygı duruşuyla başladı. Açıklamada Mayıs şehitleri anlatıldı, günümüzde yaşanan krize değinildi, Kürt halkının mücadelesine vurgu yapıldı, gençliğin sorunları dile getirildi. Açıklama şu sözlerle sona erdi:

“Bizler ‘68 devrimci önderlerinin devrimci ve komünist kişiliklerinin içini boşaltmaya ve saklamaya çalışanlara bunu başaramayacaklarını buradan haykırıyoruz. ‘68 devrimci-komünist önderlerin ve Mayıs şehitlerinin mücadele ruhunun mücadelemize ışık tutacağına, mücadelelerini mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz.”

Yaklaşık 50 kişinin katıldığı açıklama sırasında “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!”, “Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın devrimci mücadelemiz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” vb. sloganlar atıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa

 

Ege’de Kaypakkaya anması

İbrahim Kaypakkaya, faşizmin işkencehanelerinde katledilişinin 36. yılında İzmir’de anıldı. Ekim Gençliği, Yeni Demokrat Gençlik, Demokratik Gençlik Hareketi, Sosyalist Gençlik Derneği ve Özgürlükçü Gençlik Derneği tarafından örgütlenen ve Öğrenci Kolektifleri ve Devrimci Öğrenci Birliği’ nin desteklediği anma Ege Üniversitesi’nde gerçekleşti.

18 Mayıs günü Ege Üniversitesi hazırlık binası önünde “Unutmadık, unutturmayacağız!” şiarlı pankart açıldı. Yürüyüş boyunca “Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!”, “Mahir, İbo, Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı, Gündoğdu marşı okundu.

Edebiyat Fakültesi önünde İbrahim Kaypakkaya şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Ardından üniversite öğrencileri adına gerçekleştirilen konuşmada İbrahim Kaypakkaya’nın hayatına ve sır vermeden ser veren devrimci önderin devrimci hareketin Kemalizm’den kopuşunda oynadığı role değinildi.

Ardından sözü TKİP Ölüm Orucu Gazisi Muharrem Kurşun aldı. Konuşmada öne çıkan nokta, devrimci iradenin asla teslim alınamayacağı oldu. Edebiyat çimlerinde Yenikapı Tiyatro Topluluğu’nun sergilediği şiir dramatizenin ardından İbrahim Kaypakkaya adına yazılan bir şiir ve devrimci marşlardan oluşan bir müzik dinletisi sunuldu.

“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarıyla son bulan anmaya 50 kişi katıldı.

İzmir Ekim Gençliği

 

Adana’da Kaypakkaya anması

18 Mayıs günü 5 Ocak Meydanı’nda toplanan kitle, buradan Kaypakkaya’nın resminin bulunduğu “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya mücadelemizde yaşıyor!” pankartın arkasında sloganlar eşliğinde İnönü Parkı’na doğru yürüyüşe geçti. Çakmak Caddesi’nin trafiğe kapatıldığı yürüyüş boyunca “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “İbo, Mahir, Deniz sürüyor devrimci mücadelemiz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı.

İnönü Parkı’na gelindiğinde, saygı duruşunun ardından basın metni okundu. Kaypakkaya’nın devrimci kimliğine ve bunun tarihsel anlamına vurgu yapılan açıklamanın ardından eylem sona erdi. DHF, ESP, ÇHKM, Devrimci Gençlik, İHD, Liseli Genç Umut, SDP, Sosyalist Parti, Öğrenci Kollektifi, THAYDER, Türkiye Gerçeği, YDİ Çağrı, ÖDP, Gençlik Muhalefeti, DİP-G tarafından örgütlenen eyleme BDSP de destek verdi. Eyleme yaklaşık 120 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Adana

 

Kayseri’de Mayıs şehitleri anması...

Kayseri’de, Adolf Fischer’den Nurhaklar’a Mayıs ayı şehitleri etkinliği yapıldı.

17 Mayıs günü devrim ve sosyalizm şehitleri adına yapılan saygı duruşu ile başlayan etkinlik, Kayseri Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun ortak metninin okunması ile devam etti. BDSP, DHF, DTP ve ESP’nin düzenlediği etkinlikte, ayrıca DHF ve DTP adına da metinler okundu.

Ortak metinde Mayıs ayının artık şehitleri, katliamları ve direnişleri ile anılan bir ay haline geldiği belirtildi. 1 Mayıs ‘77, 6 Mayıs, 9 Mayıs ‘78 Yıldız katliamı, 18 Mayıs Kaypakkaya, 18 Mayıs Haki Karer, 31 Mayıs Nurhak gibi katliamların ele alındığı metinde, şehitleri savunmanın yolunun devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmekten geçtiği vurgulandı. Ayrıca şu vurguya yer verildi: “Dün ‘Denizler’in yolunu parlamentoya çıkar’ diyenler ve bugün 1 Mayıs’ta Taksim’deki fiili-meşru, militan mücadeleye sırtını dönenler, sermaye devletine soldan destek verenlerin bezi ile Denizler’in önüne Dolmabahçe’de barikat kuran reformist-parlamentarist anlayışların bezi aynı kumaştan dokunmuştur…”

Metnin okunmasının ardından “Kırmızı gül buz içinde” isimli, İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci yaşamını konu alan belgeselin gösterimi yapıldı.

Yaklaşık 35 kişinin katıldığı etkinlik belgesel gösterimi ile son buldu.

Kızıl Bayrak / Kayseri

 

DTP’den Mayıs şehitleri anması

DTP, Gazi Mahallesi’nde yaptığı yürüyüşle Mayıs şehitlerini andı. 17 Mayıs günü Eski Karakol önünde toplanan kitle, en önde Orhan Yılmazkaya, İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtler pankartlarını açtı.

“Mayıs şehitleri ölümsüzdür!” pankartının yer aldığı yürüyüş Cemevi’ne kadar sürdü. Kitle DTP’ye yapılan operasyonları da protesto etti. Yürüyüş boyunca “Şehit namırın!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları sıklıkla atıldı.

Cemevi önüne gelindiğinde devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Saygı duruşunun ardından yapılan kısa konuşma ve miting çağrısıyla eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak / GOP

 

Çapa’da Kaypakkaya anması

‘78’liler Girişimi, ÖDP, DTP, Sosyalist Parti, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun da aralarında bulunduğu kurumlar, 18 Mayıs günü İbrahim Kaypakkaya’nın eğitim gördüğü ve adı “Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi” olarak değiştirilen “Çapa Teknik Öğretmen Okulu” önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Gerçekte kim öldü? İbrahim Kaypakkaya yaşıyor!” pankartını açan kurumlar İbrahim Kaypakkaya ve Dörtler’in resimlerini taşıdılar. Eylemin Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi önünde gerçekleştirilme sebebini ise “Kaypakkaya’nın bu liseye gelmek için dilekçe vermesi” olarak açıklandı.

Yapılan konuşmanın ardından, demokrasi ve özgürlük uğruna ölenler için saygı duruşuna geçildi. Saygı duruşunun ardından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, İbrahim Kaypakkaya’nın ölümünden dokuz yıl sonra aynı gün, 18 Mayıs günü Diyarbakır Cezaevi’nde Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’in özgürlük için bedenlerini ateşe verdiği ve yine aynı gün Haki Karer’in bir provokatör tarafından katledildiği söylendi.

Anmada, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “İbrahim yoldaş ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları atıldı.

Anmayı, ‘78’liler Girişimi, EMEP, ÖDP, DTP, Sosyalist Parti, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, İşçi Kardeşliği Partisi, EHP, SEH, Özgür Demokratik Alevi Hareketi (ÖDAH) örgütledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç anıldı...

“Kayıpların faili kontrgerilla devletinden hesap soralım!”

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD), Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER) tarafından düzenlenen 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası eylem ve etkinlikleri devam ediyor.

İlk olarak 17 Mayıs günü, 1995 yılında devlet tarafından katledilen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un ilk mezarlarının bulunduğu Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda anma gerçekleştirdi. “Onlar kaybedildi! Onları unutma!”, “Katiller bulunsun hesap sorulsun!”, “Her kayıp geleceği aydınlatan bir ışıktır! Kaybedildiler... Onları unutma! / YAKAY-DER”, “Failleri belli, kayıplar nerede! / İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon” pankartlarının açıldığı anmada, “Kaybedenler kaybedecek!”, “Toplu mezarlar açılsın, katiller yargılansın! / ICAD”, “Hasan Ocak ölümsüzdür!”, “Fırat’ın ötesi kayıplar ülkesi! / ESP” dövizleri ve kayıp fotoğrafları taşındı.

Anmada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı, kaybetmenin muhaliflere karşı uygulanan bir devlet politikası olduğunu söyledi. Ergenekon soruşturmasıyla bazı gerçeklerin açığa çıktığını belirterek, sorumluların soruşturma kapsamına alınarak cezalandırılmasını istedi.

Ardından kurumlar adına ortak açıklama yapıldı. Dünyada 1920’lerde kayıtlara geçen gözaltında kaybetmelerin Hitler faşizmi döneminde devam ettiği, Türkiye’de ise 1980 askeri darbesinin ardından ve 1990’lı yıllarda arttığına dikkat çekildi. Ergenekon soruşturmasına da değinilen açıklamada kayıplarla ilgili dosyaların olduğu hatırlatıldı.

Ortak açıklamanın ardından Havali Mengi, Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, Hasan Ocak’ın kardeşi Hüseyin Ocak, Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır birer konuşma yaptılar. Kaybedilen yakınlarının faillerinin bir an önce ortaya çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istediler. Eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı.

19 Mayıs günü ise Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un Gazi Mezarlığı’ndaki mezarları başında anma gerçekleştirildi.

Gazi Cemevi önünde toplanan yaklaşık 300 kişi, en önde Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç fotoğraflı pankartları arkasında, “Kayıpların faili kontrgerilla devletinden hesap soralım! / YAKAY-DER-ICAD”ortak pankartı, “Kaybedenler yargılansın!/ICAD”, “Onlar kaybedildi! Onları unutma!/YAKAY-DER”, Hasan Ocak, Maksut Tepeli, Hüseyin Toraman fotoğrafları ve “Kaybedenler kaybedecek! Kayıpların hesabını soracağız!/ESP” pankartları açarak sloganlarla Gazi Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçtiler. 

“Kaybedenler kaybedecek!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Şehit namırın!”, “Hasan Ocak ölümsüzdür!”, “Rıdvan Karakoç ölümsüzdür!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!” sloganlarıyla Gazi Mezarlığı’na girildi. İlk olarak Hasan Ocak’ın mezarı başında tüm devrim şehitleri için saygı duruşuna geçildi. 

Ardından Rıdvan Karakoç’un mezarı başına geçildi. Tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasına, “15 yıl sonra bugün yine buradayız” diye başlayan Hasan Karakoç, devletin kendisine muhalif olan aydın, sosyalist, komünist ve Kürtler’e karşı yıllardır kaybetme politikaları uyguladığını ve uygulamaya devam ettiğini vurguladı.

YAKAY-DER adına Hanım Tosun’un da Kürtçe bir konuşma gerçekleştirdiği anmanın ardından tekrar Hasan Ocak’ın mezarı başına gidildi. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak konuştu. Gözaltında kaybetme politikasının devletin vazgeçmez politikası olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Ergenekon soruşturmasında 2-3 general bozuntusunun ismi geçiyor. Ancak biz biliyoruz ki, bu soruşturmada bilgi kirliliği var. Tüm gelişmelerden sadece 2-3 general değil, devletin kendisi sorumludur. Gözaltında kaybetme devletin politikasıdır.”

Ardından YAKAY-DER ve ICAD Türkiye Seksiyonu adına ortak bir açıklama yapıldı. Gözaltında kaybetmelerin, emperyalist, faşist ve gerici devletlerin halklara ve onun örgütlü güçlerine uyguladıkları özel bir baskı yöntemi olduğu, bu yöntemle toplumun korkutulmaya ve sindirilmeye çalışıldığı ifade edildi. Gözaltında kayıpların, katliamların ve işkencelerin öteden beri yaşandığı, ancak 1990’lı yıllarda kitlesel bir imha yöntemine dönüştüğü, vurgulandı. Salih Bozışıklar’dan Sebahattin Ali’ye Maksut Tepeli’den Kenan Bilgin’e, Nazım Babaoğlu’ndan Vedat Aydın’a, Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’a kayıpların binlerle ifade edildiği, tespit edilebilen kayıp sayısının 1250 olduğu söylendi. Açıklamada yetkililere de seslenilerek, “İstanbul, Beykoz, Bolu-Düzce-Sapanca üçgeninde kaç insan kaybedildi? Kaç mezar var? Toplu mezarlara gömülen, asit kuyularına atılan, askeri kazanlarda yakılan kaç insan var? Kimsesizler mezarlığına gömülenlerin DNA testi yapılsın ve kimlerin buralara gömüldüğünü açıklayın, Adli Tıp arşivleri kamuoyunun denetimine açın” denildi.

Anma etkinliği ESP adına ve Hanife Yıldız tarafından yapılan konuşmaların ardından atılan sloganlarla sonlandırıldı. Anma eylemine SDP ve EHP de destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul