22 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/19

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf hareketinin gelişiminde mevzi direnişlerin artan önemi
  DTP milletvekillerinin dokunulmazlıkları boşa çıkartılmaya çalışılıyor…
Erdoğan’ın Bakü-Moskova ziyaretleri…
Kayseri’de işsizliğe isyan eden bir işçi katledildi…
Sermaye “Personel Rejimi” adı altında kamu emekçilerinin haklarına göz dikti...
  Direnişlerden...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Bayramtepe’de yıkım saldırısı püskürtüldü!
  Mevzi direnişler ve önderlik müdahalesi
  Kriz derinleşiyor, sorunlar büyüyor, emekçi kadınlar daha çok etkileniyor...!
  Tekstil İşçileri Kurultayı’na çağrı!
  Taksim iradesi karşısında EMEP
reformizminin utanç verici tutumu!
  Mayıs şehitleri anmalarından...…
  Üniversitelerden… .
  Tamil Kaplanları’nın trajik sonu…
  Berlin’de krize karşı kitlesel eylem…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Resmi çizgi aşılıyor mu, yoksa yeniden mi üretiliyor? - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kayseri’de işsizliğe isyan eden bir işçi katledildi…

İşsizliğin kaynağı kapitalizme karşı mücadeleye!

Kayseri’de 22 yaşındaki işçi Salih Ergül, çalıştığı fabrikayı bastı. İçeridekileri silahla rehin alan Ergül jandarma tarafından öldürüldü.

Salih Ergül, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde bir fabrikada çalışıyordu. Alacaklı olduğu patrondan parasını almak için fabrikaya gitti. Parasını alamayan işçi içeride bulunan 9 kişiyi rehin aldı. Daha sonra rehin aldığı işçileri serbest bıraktı.

Bu gelişmelere rağmen kolluk güçleri fabrikayı ablukaya aldı. Hiç kimseyi fabrikaya yaklaştırmadı. Bu arada Salih Ergül’ün intihar ettiği söylendi. Teslim olması için ikna edilmeye çalışılan Salih Ergül, iddialara göre kendini vurmakla tehdit etti. Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Aydın’ın yönettiği operasyonda, jandarma özel timleri de görev aldı. Dört saat süren olayın sonunda jandarma özel timleri Ergül’e ateş açtı. Ergül’ün yakınları “oğlumuzu vurdular” diye haykırırken, kolluk güçleri elindeki kalaşnikof ile intihar ettiği yalanına sarıldı. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, fabrikaya gelip incelemelerde bulundu, basın mensuplarının sorularını ise yanıtsız bıraktı.

Bir an için bu olayın intihar olduğunu düşünelim. Peki özelde Salih Ergül, genelde tüm işçi ve emekçilerde var olan umutsuzluk tablosunun sorumlusu kim? İşsizlik emekçilerin hayatını altüst ediyor. Umutsuzluk ve çaresizliğe, sefaletin kör kuyusuna atılan işçiler, kurtuluş yolu bulamayınca ölümü tercih ediyor.

Bu olay ne ilkti ne de son olacak! Ardahan’ın Göle ilçesinde iş bulamadığı için bunalıma giren evli ve üç çocuk babası 45 yaşındaki İdris Yıldız, 27 Şubat günü kendini asarak yaşamına son vermişti. İstanbul’da ise İETT şoförü, borçlarını ödeyemediğini belirterek, Boğaz Köprüsü’nden atlamak istedi. Ankara’da da borçlarını ödeyemediğini belirten emekli polis, Başbakanlık önünde başına silah dayayarak eylem yaptı...

Ekonomik krizin sonucu olan yoksulluk ve işsizlik karşısında, intiharı seçerek yaşamına son veren işçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Kapitalistlerin sorumlusu olduğu krizin bedelini işçiler canlarıyla ödüyor.

İşsizlik ve yoksulluk işçinin yaşamını tehdit ediyor

İşsizlik ve yoksulluk sadece fiziksel hastalıklara yol açmıyor. İşsizliğin kıskacındaki insanlarda stres, depresyon, umutsuzluk, içe kapanma, öz saygı yitimi ve davranış bozuklukları gibi ruh sağlığı sorunları ayyuka çıkıyor. Geleceksizlik kaygısı işçiyi hızla umutsuzluğa sürüklüyor.

Kriz dönemlerinde çığ gibi büyüyen işsiz kitleler oluşur. İşsizler, çaresizlik içinde kahve köşelerinde kumara, sokak başlarında fuhuşa itilerek yozlaşma ve çürümenin bataklığına terkedilirler. İşsizlikten dolayı cinnet geçirerek intihar edenlerin, hırsızlık yapanların, psikolojik dengesi bozulanların sayısı bu nedenle sürekli olarak artar.

Araştırmalar, güvencesiz çalışanlarda her an işten çıkartılma korkusu nedeniyle ruhsal bozukluk oranının, güvenceli çalışanlara göre kat kat fazla olduğunu gösteriyor

İşsizlikle intihar arasındaki ilişkiyi gösteren örnekler, 1997 yılındaki Güneydoğu Asya krizi sonrasında bolca yaşandı. Kriz sonrasında Güney Kore’de intihar oranları yüzde 63 oranında arttı. İntihar edenlerin büyük bir kısmını düşük ücretli işçiler ve işsiz kalan işçiler oluşturdu. Gelir düzeyi düşük olan işçilerde yüksek gelir düzeyine sahip olanlara göre 15 kat daha fazla depresyona rastlanıyor.

Çözüm, işsizliği üreten kapitalizme karşı mücadelede!

Kapitalizmde işsizlik, işçilere karşı kullanılan etkin bir silahtır. Burjuvazi sadece işçilerin bir kısmını işsiz bırakmakla kalmaz, aynı zamanda işsizlik silahını çalışanlara karşı tehdit aracı olarak da kullanır. Böylece işçileri daha uzun süre ve daha ucuz ücretlerle çalıştırma olanağını elde eder.

İşsizliği üreten kapitalist sistemin bizzat kendisidir. Bu sistem ayakta kaldığı sürece işsizlik hep var olacak, kriz dönemlerinde ise kitlesel boyutlar kazanacaktır.

Her türlü kötülük gibi, işsizlik nedeniyle ortaya çıkan intiharların sorumlusu da kapitalistlerdir. Kapitalist düzen yıkılmadığı, kapitalistlerin özel mülkiyetine el konulmadığı sürece işsizlik ve intiharlar artarak devam edecektir. İşsizliğin, işsizliğin yol açtığı cinnet ve intiharın ortadan kaldırılmasının biricik yolu sosyalist toplum düzeninin kurulmasından geçmektedir.

“Krizin faturasını kapitalistlere ödesin!”, “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi” vb. taleplerle yükseltilecek birleşik bir mücadele içinde işçi sınıfı ve emekçiler özgüven kazanacak, çözümün bu düzenin yıkılmasından geçtiğini gördükleri ölçüde, intihar etmek yerine bu düzene karşı mücadele etmek yolunu tutacaklardır.

 

Cumartesi yürüyüşleri grev ve direnişleri buluşturuyor...

“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”

İstanbul çapında süren grev ve direnişlerin buluşma noktası haline gelen ve her Cumartesi akşamı Taksim Tramvay Durağı’ndan Galatasaray Lisesi’ne düzenlenen Sabah-ATV yürüyüşü, grevin 93. günü olan 17 Mayıs günü de gerçekleşti.

Bu haftaki yürüyüşün geçtiğimiz haftalardan farklı yanı ise 14 Mayıs 2009 tarihinde Ümraniye Dudullu’da Entes Elektronik önünde direnişe başlayan Gülistan Kobatan, geçtiğimiz günlerde Ümraniye’de işyeri işgali gerçekleştiren Şirin Tekstil işçileri ve YTÜ Rektörlüğü tarafından okula girişleri yasaklanan ve kapı önünde bekleyişlerini sürdüren YTÜ öğrencilerinin katılımı oldu.

Yine geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi Kurtiş Matbaacılık işçileri, Sinter Metal işçileri, DESA direnişçisi Emine Arslan ve Sabah-ATV grevcileri yürüyüşte yer aldılar.

Saat 19.00’da Taksim Tramvay Durağı’nda “Sabah-ATV grevi sürüyor, dayanışma büyüyor!” pankartı arkasında toplanan kitle, sloganlarla İstiklal Caddesi üzerinden Galatasaray Lisesi’ne yürüdü.

Sabah-ATV grevcilerinin “ATV-Sabah GREV” yazılı dövizlerle katıldıkları yürüyüşte Şirin Tekstil işçileri de “Hak gasplarına son!”, “Krizin faturasını patronlar ödesin!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” dövizleriyle yer aldılar. Direnişteki Kurtiş Matbaacılık işçilerinin taşıdığı dövizlerin yanısıra yürüyüşe Topkapı Matbaacılar Sitesi’ndeki çeşitli matbaaların işçilerinden de destek geldi.

Cumartesi yürüyüşlerine dahil olan Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri de öğrenci-işçi dayanışmasının anlamlı bir örneğini sergilediler. Rektörlük tarafından haklarında açılan soruşturmaların ve okuldan uzaklaştırmaların işçi sınıfı mücadelesine yöneltilmiş bir saldırı olarak gördüklerini belirten öğrenciler eyleme dövizleriyle katıldılar. YTÜ Öğrencileri imzalı dövizlerde, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!”, “İP/TGB-polis-idare işbirliğine son! Üniversitelerde ulusalcı, faşist çetelere geçit vermeyeceğiz” şiarları yer alıyordu.

“Sabah’a boykot, greve destek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtiş, MEHA, Entes, DESA işçisi yalnız değildir!”, “Grev, grev, grev...”, “Grev sürüyor dayanışma büyüyor!” sloganlarının atıldığı yürüyüşte DESA ve LC Waikiki mağazaları önünde MEHA ve DESA işçileriyle dayanışma sloganları atıldı.

Galatasaray Lisesi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında bu hafta ATV-Sabah’ta şimdiye kadar işten atılan 50 basın çalışanına seslenildi. Radikal gazetesinde çalışırken “performans düşüklüğü” bahanesiyle işten atılan gazeteci Ahmet Şık‘ın okuduğu açıklamada, Sabah-ATV grevine katılmayan basın çalışanlarına susmanın çözüm olmadığı anlatıldı.

Açıklamanın sonrasında ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu ile Entes direnişçisi Gülistan Kobatan konuştu. Kobatan, kriz gerekçesiyle işten atılmayı kabul etmediği için fabrikası önünde direnişe başladığını, DESA direnişçisi Emine Arslan’ın yürüttüğü mücadelenin kendisi için örnek olduğunu belirtti.

YTÜ öğrencileri adına yapılan konuşmada ise YTÜ’de yaşanan süreç aktarıldı ve yaşadıkları saldırının işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı saldırılardan bağımsız olmadığı söylendi.

Açıklama, grevin 100. günü yapılacak yürüyüşe çağrıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul