15 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/18

  Kızıl Bayrak'tan
  Düzenin Kürt sorununda yeni
“çözüm” senaryoları
  Mardin katliamı ve perdelenmek
istenen gerçekler!
ABD Genelkurmay Başkanı Ankara’daydı...
Gençliğin 6 Mayıs anmalarından…
BDSP’nin Denizler’i anma eylem ve etkinliklerinden…
  “Engelliler Haftası” ikiyüzlülüğü...
  Grev ve direnişlerden
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Taksim 1 Mayısı’nın moral kazanımlarını geleceğe taşıma görev ve sorumluluğu!
  BMİS Eskişehir Şube Başkanı Bayram Kavak ile Eskişehir 1 Mayısı üzerine konuştuk...
  Salgın hastalıkların sorumlusu kapitalizmdir!
  Kapitalizmin sömürü çarkları döndükçe, işçiler ölmeye devam edecek!
  İTÜ Şenliği: Çok yönlü ve zengin etkinlikler!
  Dünya işçi-emekçi hareketinden…
  Afganistan’da kitlesel kıyıma protestosu… .
  Emperyalistlerin kışkırttığı gerici savaş Pakistan’a taşındı!
  İşçi sınıfı “makulu” berhava ederek şekillenir
Volkan Yaraşır
  Bir katliamın düşündürdükleri…
M. Can Yüce
  Anti-faşist zaferin 64. yıldönümü!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Sermayenin krizi işçi ve emekçilere ağır bir fatura olarak ödettirilmek istenmektedir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun “kısa çalışma ödeneği” adı altında patronlara yağmalattırılması, bölgesel asgari ücret uygulaması saldırısının yanısıra kıdem tazminatı hakkına göz dikilmesi, özel istihdam büroları üzerinden işçi simsarlığının yasal hale getirilmesi yönünde atılan adımlar vb. saldırılara şimdi de kamu emekçilerinin işgüvencesini ve kazanılmış haklarını tehdit eden Personel Rejimi Yasa Tasarısı saldırısı eklenmiş bulunmaktadır.

Sıra artık bugüne kadar kapitalizmin krizini ve yıkıcı sonuçlarını nispeten daha az hisseden kamu emekçilerine gelmiştir. Sermaye iktidarı yaz aylarında, geniş emekçi kesimler tatilde iken, Personel Rejimi Yasa Tasarısı’nı yasalaştırmaya hazırlanmaktadır.

Öyle görünmektedir ki sermaye iktidarı ne mevzi direnişlerden, ne 29 Kasım gibi kitlesel eylemliliklerden, ne de Taksim 1 Mayısı’nda ortaya çıkan irade ve kararlılıktan yeterince korkmamaktadır. Pervasızca saldırmaya devam etmektedir. Zira sendikal ihanet şebekesine, işçi ve emekçilerin örgütsüzlüğüne ve dağınıklığına güvenmektedir.

Ağırlaşarak ve artarak devam eden saldırılar, kölece yaşama ve yaşama koşulları birleşik mücadelenin zeminini daha fazla güçlendirmektedir. İşçi ve emekçilerdeki öfke ve tepki gün geçtikçe artmaktadır. Devrimci güçler, ilerici unsurlar üzerlerine düşen görevleri yerine getiremediği, sistemli, hedefli ve militan bir mücadele zemini üzerinden işçi ve emekçilerin tepkisi eylemli bir hatta akıtılamadığı için sermaye iktidarı geri çekilmemektedir.

Sermaye devleti Taksim 1 Mayısı’nda sergilenen irade ve kararlılık, militan direniş karşısında durup bir düşünme ihtiyacı duymuştur. Ancak bu irade ve kararlılık henüz örgütlü bir kanala akıtılamadığı için halihazırda geri adım atmak zorunda hissetmemektedir. Taksim 1 Mayısı’nın moral kazanımlarını, direnme ruhunu ve kararlılığını işyerlerine, fabrikalara, emekçi semtlerine, sanayi havzalarına adım adım yaymak günün acil ve ertelenemez bir ihtiyacıdır.

Bu ihtiyaç devrimci güçlere, ilerici unsurlara, mücadeleci emek örgütlerine önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. İşçi ve emekçilerin güncel ve acil talepleri etrafında militan bir mücadele programı ve hattı üzerinden Taksim 1 Mayısı’nda sergilenen irade ve kararlılıkla sürece yüklenilmelidir.

Böylesi bir iradenin tüm işyerlerini ve fabrikaları işgal, grev ve direniş alanına çevireceğinden, sermayeye korku salacağından, işçi ve emekçilere umut olacağından ve güven vereceğinden kimse kuşku duymamalıdır. Yeter ki devrimci güçler, ilerici unsurlar üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirebilmek için bir an önce harekete geçsinler.

Sınıf devrimcileri kendi paylarına bu görevi yerine getirmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceklerdir. Bir yandan belirlenmiş alanlarda belirlenmiş hedefler doğrultusunda fabrika ve sektör merkezli çalışmalarına devam ederken diğer yandan 15-16 Haziran direnişinin yıldönümünü Taksim 1 Mayısı ruhuyla birleştirerek çeşitli eylem ve etkinliklere konu edecek, 2 Temmuz katliamının yıldönümünde katil devletten hesap sorma bilinciyle işçi ve emekçilere sesleneceklerdir. Genel olarak sönük geçen yaz aylarında siyasal sınıf çalışmasının gereklerini yerine getirmek için faaliyetlerine hiç ara vermeden devam edeceklerdir.