4 Nisan 2008 Sayı: SİKB 2008/14

  Kızıl Bayrak'tan
  Dönemin yüklediği sorumluluk bilinciyle mücadeleye!
  Sendikal bürokrasi ve taban inisiyatifi
İşçi ve emekçiler mücadelenin,
Türk–İş ağaları sermayenin safında!
SSGSS yasa tasarısı karşıtı eylemlerden...
Dizginsiz devlet terörü sürüyor!
Emperyalistler Kıbrıs’ta iş başında…
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Rejim krizinde yeni safha - EKİM
  Direnen İşçilerle Dayanışma Etkinliği…
  Gençlik hareketinden...
  Kızıldere anmalarından...
  Sefalete, sömürüye, köleliğe boyun eğme!
Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı’na katılalım!
Mücadeleye güç verelim!
  Çiğli Organize’de bulunan Kalmaksan önünde saldırıya uğrayan Çiğli İşçi Bülteni çalışanı ile konuştuk...
  Rice son ayda ikinci Ortadoğu gezisini gerçekleştirdi...
  İşgalci güçlerle Bağdat’taki kuklalarından ortak saldırı…
  Durum ve devrimci görevler… M Can Yüce
  Kapitalizm, Kriz: Olasılıklar ve
Olanaklar Sempozyumu!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sefalete, sömürüye, köleliğe boyun eğme!

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı’na katılalım!
Mücadeleye güç verelim!

İşçiler, kardeşler!

Sermaye düzeni bizlere köleliği dayatıyor. Emeğimiz üzerindeki sömürü her geçen gün daha da artıyor. Çalışma ve yaşam koşullarımız daha da katlanılmaz hale geliyor. Tüm yaşamımız fabrika ile ev arasında sıkışmış durumda. Sabahtan akşama kadar bir köleden farksız çalışıp duruyoruz. Karşılık olarak da payımıza ancak sefalet düşüyor. Geleceksiz ve güvencesiz bir yaşam düşüyor.

Düşük ücretle çalıştırılıyoruz!

Her gün fabrikalarda ölesiye çalışarak patronlar için zenginlik üretiyoruz. Onların cepleri sürekli şişerken, onların kasaları sürekli dolarken, zenginliği üreten bizler sefalet ücretlerine mahkum ediliyoruz. Açlık sınırının 696 YTL olduğu, yoksulluk sınırının 2.269 YTL olduğu günümüzde çoğumuzun çalıştığı ücret olan asgari ücret açlık sınırının bile altında.

Sosyal güvenceden yoksunuz!

En temel sosyal güvencemiz olan sigorta hakkımız birçok yerde gasp ediliyor. Kimi yerlerde eksik ödeniyor. Kimi yerde deneme süresi bahanesiyle uzun bir süre başlatılmıyor. Ülkede en az 10 milyon kişi sigortasız çalıştırılıyor.

İş güvencesinden yoksunuz!

Hiçbirimizin iş güvencesi yok, yarın ne olacağımızı bilmiyoruz. Çalışma hakkımız patronların keyfine kalmış durumda. Her an sorgusuz-sualsiz kapının önüne konulabiliriz. Patronlar işten atmayı bizi kölece sömürmek için bir koz olarak kullanıyor.

İşyerlerimiz taşeronlaştırılıyor!

Patronlar birçok fabrikayı taşeronlaştırıyorlar. Bu yolla hem örgütlenmemizi engelliyor, hem de haklarımızı gaspediyorlar. Fabrikalarda taşeron firmalarda çalıştırılan işçiler büyük ölçüde sigortasız ve oldukça düşük ücretlerle çalışıyorlar. Patronlar bu yolla diğer işçilerin haklarını da gaspediyorlar. Üstelik bu sayede işçiler arasında rekabet yaratıyorlar.

Sağlık hakkımız ve kıdem tazminatı hakkımız yok edilmek isteniyor!

Her geçen gün yeni hak gasplarıyla karşılaşıyoruz. Sermaye devletinin şu anda mecliste beklettiği, önümüzdeki süreçte yasalaştırmayı düşündüğü bir yasa tasarısı var. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) adı verilen bu yasayla sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkımız ve emeklilik hakkımız ortadan kaldırılmak isteniyor. Paran kadar sağlık hizmeti ve mezarda emeklilik dayatılıyor. Aynı şekilde kıdem tazminatı hakkımız da tehdit altında. Şu an hazırlanan başka bir yasa tasarısıyla da kıdem tazminatı hakkımız ortadan kaldırılmak isteniyor.

Sendikalaşma hakkımızı kullanmamız engelleniyor!

Sendikalaşma hakkı da patronlar tarafından engelleniyor. Yasal ve meşru hakkımız olduğu halde sendikalaşmamızın önüne her türlü engel çıkartılıyor. Sendikalaşma hakkını kullanmak isteyen işçiler derhal işten atılıyor.

Sorunlarımız saymakla bitmeyecek kadar çok. Yukarıda sıraladığımız sorunlar hepimizin ortak sorunları. Bugün her birimiz farklı fabrikalarda çalışıyoruz. Ama aynı sorunları yaşıyoruz. Bizler örgütlü olmadığımız için, biraraya gelmediğimiz için bu sorunlar gün geçtikçe daha da yoğunlaşıyor.

Artık yaşamımızı cehenneme çeviren bu saldırılara karşı ne gözümüzü kapayabiliriz ne de bireysel tepkilerle sorunlarımızı çözebiliriz. Sorunlarımızı çözmek, sömürüyü bir nebze de olsa sınırlamak için mücadeleden başka seçeneğimiz yok!

Bizler çeşitli sektörlerde çalışan işçiler olarak, geleceğimizi patronların insafına bırakmamak için, bizlere köleliği ve sefaleti dayatan patronlara karşı örgütlenmek ve mücadele bayrağını yükseltmek için gücümüzü birleştiriyoruz. Bu amaçla 13 Nisan’da Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı’nı topluyoruz. Amacımız değişik fabrikalardan işçilerin biraraya geldiği, sorunlarını ve çözüm yollarını tartıştığı, gücünü birleştirdiği güçlü bir mücadele mevzisi yaratmak. Çünkü biliyoruz ki, üreten eller biraraya gelip kavgasını vermedikçe haklarını alamazlar. O halde artık yeter diyelim ve gücümüzü birleştirelim!

İnsanca yaşamaya yeterli bir ücret için!

İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için!

İş güvencesi ve sigorta hakkı için!

Sendikal örgütlenme hakkı için!

Mücadeleye atılma zamanıdır!

Unutmayalım ki, işçi sınıfı örgütlüyse güçlüdür ve herşeydir. Örgütsüzse hiçbirşey. Örgütsüzlüğümüze son vermek için bir adım atalım. Kurultay çalışmasına destek verelim. Fabrikalarımızda kurultaya katılımı örgütlemek için harekete geçelim. Onurumuz ve geleceğimiz için, emeğin kurtuluşu için bu kavgaya omuz verelim!

Birleşen işçiler yenilmez!

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı

Hazırlık Komitesi

(Esenyurt-Kıraç İşçi Bülteni’nin Nisan 2008 tarihli sayısından alınmıştır...)


 

Bursa’da Kızıldere anması

1972’de Kızıldere’de şehit düşen 10 yiğit devrimci 30 Mart günü Bursa’da AVP önünde yapılan bir basın açıklamasıyla anıldı. “Devrim yürüyüşümüz sürüyor/Yaşasın siper yoldaşlığı!” pankartının açıldığı eylemde sık sık “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “On’lar yaşıyor!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın siper yoldaşlığı!” sloganları atıldı. BDSP, Partizan, HÖC, ESP tarafından örgütlenen eyleme yaklaşık 30 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa


Ankara’da Kızıldere anması

Mahir Çayan ve yoldaşları katledilişlerinin 36. yıldönümünde mezarları başında anıldı. Karşıyaka Mezarlığı’nda bir araya gelen Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir’in fotoğrafları taşıyarak mezarlık içinde yürüdüler. “Emperyalizme ve oligarşiye karşı mücadelede şehit düşenleri anıyor, umudu büyütüyoruz!” yazılı pankartın açıldığı yürüyüş Mahir Çayan’ın mezarı başında son buldu. Ardından Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın mezarları ziyaret edildi.

Kızıl Bayrak / Ankara