03 Aralık 2005 Sayı: 2005/47 (47)

  Kızıl Bayrak'tan
  Yerel işçi kurultayları çalışmasının güncel sorunları üzerine
  Güvenlik Zirvesi ve Meclis'te suçlara örtü hazırlanıyor
  Suçların üstünü örtme operasyonu sürüyor
  İMF Türkiye raporu; Saldırı ve yıkım programlarına devam
Kurumlar vergisi düşürüldü; Sermayeye hizmette sınır yok!
"Büyük Eğitimci Yürüyüşü"; Zafer direnen emekçinin olacak!
  Yürüyüşün İstanbul kolu; Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
  Eğitim emekçilerinin eylemlerinden
  Ümraniye İşçi Kurultayı toplanıyor!
  11 Aralık'ta söz, karar, inisiyatif Ümraniye'nin öncü işçilerinde!
  Asgari ücret oyunu başladı
  Asgari ücret mi, askeri ücret mi? / Yüksel Akkaya
  Milli Güvenlik Siyaset Belgesi üzerine/2 ABD emperyalizmine çok yönlü bağımlılık ve sadakatin itirafı / Orta sayfa
  Kimlik tartışması
  Düzen partileri değerlerimize el uzatamaz!
  İşkence uçakları, CİA ajanları Türkiye'de
  Şaron hükümeti yıkılırken bile toprak ilhakına devam ediyor
  Enerji tekelleri Irak'ı yağmalamak için pusuda bekliyor!
  Dünyada işçi hareketlerinden...
  Şemdinli'de açığa çıkan devlet terörüne karşı çalışmalar ve gençlik eylemleri
  Gazi'de Şemdinli protestosuna azgın polis saldırısı; Saldırıya yanıt direniş oldu!
  Gazi sokakları bir direnişe daha tanıklık etti!
  27 Kasım'dan bugüne
  ABD Latin Amerika'ya karşı
  Kuyrukçu liberalizmde derinleşme
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Söz, karar, inisiyatif işçilerin!

Ümraniye İşçi Kurultayı’nda buluşalım!

Metal İşçileri, kardeşler!
Hayatı üreten milyonlarız. İpliği dokuyan, demiri döven bizim ellerimiz. Biz üretirsek hayat devam eder, üretmezsek durur. Kısacası bu koca dünya bizlerin omuzlarında yükselir. Peki ama ne kadar farkındayız!
Bizler sabahın erken karanlığından gecenin bir körüne kadar fabrikalarda ömrümüzü tüketirken, patronlar sınıfı bizim ürettiğimiz zenginliklerin üzerine konmaktan başka ne yapar?

Sırtımızdan kazandıkları milyarlar yetmezmiş gibi niçin her yeni gün dişimiz tırnağımızla, mücadelemizle kazandığımız hakları gaspediyorlar? Düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, zorunlu mesailer, esnek çalışma uygulamaları, baskılar-hakaretler ve sayamadığımız onlarca sorunumuz neden her geçen gün daha da ağırlaşarak devam ediyor?

Çünkü güçsüzüz!

Çünkü birbirimize güvenmiyoruz!

Çünkü örgütsüzüz!

Ve “Artık yeter!” deyip doğrulmaya çalıştığımız ilk anda patronlar sınıfının gürlemesi ile gücümüzü kaybediyor, güvensizliğimizi derinleştiriyoruz.
Yıllardır bizim adımıza onlar konuşuyorlar. Ne kadar ücret alacağımızı, kaç saat çalışacağımızı, çalışma koşullarımızı hep onlar belirliyor! Kendimize, sınıfımıza güvenip “Bu hayat bizim!”, “Bizim de söz hakkımız var!” diyemiyoruz.

Ama bu devran böyle dönmez. Böyle gelmedi, böyle de gitmez! Eğer hayatı üretenler bizlersek, eğer bu dünya bizlerin omuzları üzerinde yükseliyorsa bizlerin de söz hakkı var demektir! Hem de öyle 5 yılda bir sandık başında oy verip bizim adımıza konuşmalarını seyrederek değil; hayatın her alanında, her anında söz hakkı da, karar hakkı da bizimdir!

Peki ama nasıl yapacağız?

Önce bizleri birbirimizden koparıp bir sınıf olarak davranmamızın önündeki engelleri parçalayacağız! Nasıl patronlar sınıf çıkarları sözkonusu olduğunda aralarındaki tüm kavgaları unutup bizlere yek vücut saldırıyorlarsa, bizler de onların karşısına tek bir sınıf olarak çıkacağız. Ne yaptığımızı, ne istediğimizi ve nasıl yapacağımızı bilen bir sınıf olarak!

Nereden geldiğimizi, aynı tezgahta çalıştığımız işçi kardeşlerimizin de bizim gibi işçi sınıfının bir neferi olduğunu asla unutmayacağız!
İşyerimizde ve her yerde sorunlarımıza ve birbirimize sahip çıkacak, sorunlarımızı çözmek için hep birlikte mücadele edeceğiz.

Arkadaşlar!

Şimdi önümüzde bu mücadeleyi büyütebilmek için çok önemli bir fırsat var. Ümraniye İşçi Kurultayı’nda hep birlikte sorunlarımızı ve çözüm yollarımızı tartışacağız.

Yıllardır sesimizi bastıranlara karşı kendi kürsümüzü kuracak, içine gömüldüğümüz derin sessizliği parçalayacağız. Biraraya geldiğimizde açığa çıkacak olan gerçek gücümüzü görecek, o güçle ayağa kalkıp yürüyeceğiz!

Atölye atölye, fabrika fabrika, sektör sektör tartışıp sorunlarımıza sahip çıkma iradesini kuşanmak için, sermaye sınıfının karşısına gerçek bir güç olarak dikilmek için gücümüzü Ümraniye İşçi Kurultayı’nda birleştirelim!

Ümraniye İşçi Kurultayı
Hazırlık Komitesi

-----------------------------------------------------------------------------------------

Kadın işçiler! İşçi Kurultaylarında ön saflara, mücadeleye!

 Kadınız, işçiyiz. Hepimiz farklı farklı bölgelerde, fabrikalarda çalışsak da sorunlarımız hep aynı. Milyonlarcamız kapitalizmin vahşi koşulları altında eziliyoruz. Çalışma yaşamına atıldığımızda da ikincil konumda olmaktan dolayı ayrımcılığa uğramaktan kurtulamıyoruz. Birçok yasal ve geleneksel ayrımla karşı karşıyayız. Gerek sınıfsal baskıdan, gerekse cinsel eşitsizlikten kaynaklı çifte sömürüye maruz kalıyoruz. Erkek işçilere oranla daha olumsuz ve kötü koşullarda çalıştırılıyoruz. Aynı işi yaptığımız halde onlardan daha az ücret alıyoruz.

Esnek çalışma özellikle kadın işçiler arasında yaygın bir uygulama. Taşeronlaştırmanın artması, kısmi süreli geçici çalıştırma, eve iş verme gibi yöntemlerle patronlar için ucuz emek ve işgücü anlamına geliyoruz. Sosyal güvenceden yoksunuz. Ekonomik ve sosyal yıkım en derinden ve ilk başta biz kadın işçileri etkiliyor. İMF programlarıyla önce biz yoksullaşıyoruz, işten ilk biz atılıyoruz. Erkek işçilere oranla işsizlik kadın işçilerde daha yaygın. İşsizlik ve yoksulluk arttıkça kadın emeğinin sömürüsü de artıyor.

Hamile olduğumuzda işten atılan yine biziz. Atılmasak bile kreş ve emzirme odalarımız olmadığı için işten ayrılmak zorunda kalıyoruz. Çalıştığımız sürece de çocuğumuza zaman ayıramıyoruz. Çalıştığımız yerde kreş olmadığı için çocuğumuzun bakımını aile bireylerinden birine havale ediyoruz. Çocuğumuza yabancılaşıyoruz.
Çalıştığımız yerlerde patronların, ustabaşların cinsel taciz ve şiddetine maruz kalıyoruz. En aşağılayıcı taciz ve uygulamalarla kadın kimliğimiz ve insan onurumuz ayaklar altına alınıyor.

Evet, sorunlarımız saymakla bitmez. Tüm sorunlarımızın kaynağı kapitalist sömürü düzenidir. İşçi sınıfının yarısını oluşturan biz işçi kadınlar sınıfsal kurtuluşumuz için mücadeleye atılmazsak sorunlarımıza çözüm bulamayız. Sınıfımızla birleşmeli ve sınıf kardeşlerimizle elele vererek mücadeleye en ön saflarda katılmalıyız.

Cinsel ve sınıfsal kimliğimizden dolayı çifte ezilmişlikten ve sömürüden ancak tam bir özgürlüğe ve eşitliğe kavuşmakla kurtulabiliriz. Nasıl ki yüzyıllar önce özel mülkiyetle özgürlüğümüz elimizden alınmışsa, yüzyıllar sonra yani şimdi, özel mülkiyete karşı mücadeleyle özgürlüğümüzü kazanabiliriz. Bizler ancak mücadele ettikçe özgürleşebilir, geleceğimizi kazanabiliriz. İşçi kadınlar olarak mücadelede daha fazla öne çıkmalıyız.
Kendimize, mücadeleye ve sınıf kardeşlerimize güvenelim. Sorunlarımızı tartışmak, taleplerimizi belirlemek, ortak sorunlarımızı çözmek amacıyla bağımsız mücadele komiteleri oluşturarak işçi kurultaylarında yeralalım.
Kadın işçiler olarak kurultay çalışmalarına fabrikalarımızdan güç verelim, diğer taleplerimizin yanısıra “Eşit işe eşit ücret!”, “İşyerlerine kreş ve emzirme odaları!”, “Doğumdan önce ve sonra üçer aylık ücretli izin!”, “Kadın işçilerin ana ve çocuk sağlığına zararlı işlerde çalıştırılmasına son!” talepleriyle kurultaylara katılalım.