Liseli genç komünistler...
Ekim Gençliği’nin 10. yılında özgünleştirilmiş bir kampanya hazırlığı
Ekim Gençliği’nin 10. yılı vesilesiyle örülen kampanya çalışmasına biz de liseli genç komünistler olarak, kendi cephemizden bir planlamayla katılacağız. Özellikle merkezi liseli gençlik yayınımız olan Liselilerin Sesi’nin henüz çıkmaya başladığı bugünlerde, kampanyayı yayınımızın bir tanıtımına dönüştürmek ve beraberinde liseli gençlik içerisinde devrimci bir taraflaşma yaratmak eksenli yoğun bir kitle çalışması ve politik faaliyet bizi bekliyor.
Kampanyanın araçlarını alanımıza özgünleştirmek!
Kampanya üzerine yürüttüğümüz ilk tartışmalarda, kampanyayı gündemleştirmek için öncelikli sorumluluğumuzun araçları kendi çalışma alanımıza özgünleştirmek olduğuna karar verdik. Sosyalizm vurgusu bugün geleceksizlik kıskacında kıvranan ve umutsuzluk bataklığında debelenen gençlik kesimleri için büyük bir anlam taşımaktaydı. Ancak bizler kuru bir sosyalizm propagandası yapmak istemiyorsak, yapmamız gereken öncelikle sosyalizmle liseli gençliğin temel talepleri arasında bir bağ kurmayı sağlamak, liseli gençliğe sosyalizmin, güncel sorunlarının yegane çözümü olduğunu gösterebilmekti.
Bu çerçevede üniversiteli genç komünistlerin araçlarının bütününü kullanma imkanımız olmadığı gibi, kullanabileceklerimiz ile kapsamlı ve sistematik bir kampanya çalışması yürütme şansımız yoktu. Biz de bu nedenle liseli gençliğin eğitim alanında süreklileşmiş sorunları ve barbarlık düzeninin yakıcı gündemleri üzerinden bir kitle çalışması ile kampanya sürecine dahil olmaya karar verdik.
İstanbul’da bulunduğumuz tüm liselerde, “10 yıl önce ve 10 yıl sonra” başlıklı tek sorulu bir anket çalışması başlatacağız. Anket metninde, son 10 yıldır eğitim alanında karşılaştığımız sorunlar, dünyada yaşanan açlık, sefalet, süreklileşen savaşların bilançosunu içeren bir bölüm olacak. Hemen altındaysa, tek bir soru sorulacak: “Bu düzen 10 yıl sonrası için sana ne vaadediyor?” Bütün liselerde yaygın bir biçimde kullanacağımız anket çalışmamızla, sosyalizm ve barbarlık çelişkisini somut ve güncel örneklerle anlatabilmenin imkanına kavuşmuş olacağız. Elbette üniversitelerin ürettiği araçların içinde liselerde kullanılabilecek olanları da kullanacağız.
Anket çalışmamızı 7 Aralık’ta bitireceğiz. Daha sonra 7, 8, ve 9 Aralık tarihlerinde İstanbul’da üç ayrı bölgede anket sonuçlarını değerlendirmek için yine üç ayrı toplantı örgütleyeceğiz. Bu toplantılar birer etkinlik formunda gerçekleşecek ve üç temel gündemi olacak. Birincisi anket sonuçlarının kendisi; ikincisi liseli gençliğin mücadele sürecinde yerini almasının önemi ve Erdal Eren’in anması ve üçüncü olarak da 17 Aralık’ta düzenlenecek etkinliğe güçlü ve etkin bir katılımın tartışılması.
Özellikle üçüncü gündem, kampanya çalışmamız açısından temel bir önem taşımakta. 17 Aralık etkinliğine çağrının ardından, liseli genç komünistlerin etkinliğe bir sunumla katkı sunması üzerine bir tartışma yürütülecek. Üç ayrı toplantıdan bu sunumun hazırlık komitesi için 5’er kişilik temsilciler seçilecek ve anket sonuçlarının da yardımıyla, sunuma ilişkin temsilciler aracılığıyla iletilecek bir öneriler listesi hazırlanacak. 7, 8 ve 9 Aralık’ta gerçekleşecek bu toplantıların ardından ise, 13 Aralık’ta temsilcilerden oluşan komitenin, sunum hazırlama toplantısı gerçekleşecek.
Liselilerin Sesi’nin kullanımı
Kampanya süresince yeni çıkan yayınımızın güçlü bir tanıtımını yapıp, yaygın bir satış ağı örmeye çalışacağız. İLGP Bülteni ile ulaştığımız sayıyı yakalama hedefi ile hareket edeceğiz. Ayrıca merkezi noktalarda militan satışlar örgütlemeyi kampanya süresince sürekli ve sistemli bir hale getireceğiz.
Liseli genç komünistler cephesinden kampanya çalışması merkezli kurguladığımız bu planlamaları hayata geçirmenin kendisi açık ki, örgütsel alanda bir güçlenmeyi de getirecektir. Üniversite merkezli bir kampanyayı lise alanına uygulamanın kendisi bir zorluk içerse de, planlamalarımız ve belirlediğimiz gündemlerle bu zorluğu büyük oranda aştığımızı düşünüyoruz. Ötesi yoğun bir kitle çalışması ve ısrardır!
İstanbul’dan liseli genç komünistler
-----------------------------------------------------------------------------------------
Onurlu mücadelemizi birlikte sürdürüyoruz!
Geçen yıl İstanbul Üniversitesi’nin kapısından girdiğim günden itibaren keyfi ve haksız uygulamalara karşı büyük bir tepki duymaya başladım. Bu nedenle bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Yapılacak bireysel eylemlerle sonuç alınamayacağının farkındaydım. Bu nedenle okul kantininde bulunan farklı gruplardan birçok kişiyle tanışıp neler yapılabileceği konusunda yapılan konuşmalara katılmaya başladım. Ancak kısa süre sonra büyük bir üzüntüyle gördüm ki, bu arkadaşlarımız haksız uygulamalara karşı mücadeleyi sırtlamaktan uzak davranışlar sergiliyorlardı. Ben de uzaklaşıp beklemek zorunda kaldım.
Bu dönemin başında Ekim Gençliği ile tanıştım. Bu benim için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Ekim Gençliği’ni astığı afişler ve yaptıkları bir takım etkinlikler üzerinden daha önce duymuş ama onlarla bağlantı kurmayı denememiştim. Ama onlar bana ve benim gibi insanlara ulaşıp bir birlik altında toplamayı başardılar. Şimdi Ekim Gençliği ile haksızlıklara karşı birlikte direnip onurlu mücadelemizi birlikte sürdürüyoruz.
İÜ Edebiyat Fakültesi’nden genç bir komünist |