29 EKİM 2005 Sayı: 2005/43 (43)

  Kızıl Bayrak'tan
  TMY karşıtı mücadelenin görevleri...
  Ordu-hükümet geriliminde son perde
  2006 Bütçesi mecliste; Sömürü ve soyguna karşı mücadeleyi yükseltelim!
  2006 Bütçesi; Vergiler yine işçi ve emekçileri vuracak!
  TÜSİAD gözünü enerji ve ulaşım sektörüne dikti; Sermaye yağmaya doymuyor
Telekom yağmasının önündeki engeller temizleniyor
Yargı "siyasallaştırılıyor" mu? Yoksa düzen siyasetinin göbeğinde mi duruyor?
  Umut tacirleri emekçileri soymaya devam ediyor
  Burjuva parlamentosundan pislik akıyor
  Eğitim-Sen'de neler oluyor?
  Sosyal güvenlik açıkları sermayenin eseridir!
  İstanbul Migros işçileri; Haklıyız, kazanacağız!
  İzmir'de 6 Kasım tartışmaları
  Demorkari mücadelesi ve Kürt sorunu: "Demokrasinin sınırlarını genişletme" programı/ Orta sayfa
  Erdemir örsündeki OYAK
  Gecekonduları niçin yıkmalıyız?/ Y. Akkaya
  "Uygar dünya" Pakistan halkını ölüme terketti
  Suriye emperyalist saldırganlığın hedef tahtasında
  Azerbaycan; Aliyev hanedanlığı kendini güvende hissetmiyor
  İşgal ordusu bölgedeki "kalıcı üslerini" genişletiyor
  Genç bir komünistin mücadele günlüğü; Kayaları parçalayan dalgaların sürekliliğidir
  Anti-emperyalist mücadele üzerine
  Medyatik uyuşturucu futbol
  Başarının sırrı / Sosyalist-Şoreşger
  Bültenlerden / Tersane İşçileri Bülteni
  Bültenlerden / Anadolu Yakası İşçi Bülteni
  Basından/ Beşar rejimi daha ne kadar yaşar?
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İşçi Kurultayı'nda buluşalım!

Sabah şafak daha sökmeden açarız gözlerimizi yeni bir güne. Yeni bir gün ama diğer günlerden pek farklı gelmiyor bize. Sabahın erken saatlerinde adımlarız yolumuzu fabrikaya doğru. Yeni bir gün ama aynı dertler, aynı sorunlar kafamızı meşgul edip duruyor. İşten atılma, ücreti alamama, mesaiye kalma, iş kazası geçirme korkusuyla buluruz kendimizi fabrikada. Aynı saatte zil çalar, başlarız çalışmaya. Kirayı nasıl denkleştireceğimizi, elektrik, su faturaları, çocuğun okul masrafları derken bir türlü çıkamayız işin içinden. Aldığımız ücret kiraya ancak yetiyordur çünkü. Bir çıkış yolu ararız. Daha fazla mesaiye kalma, herşeyin en ucuzundan alıp yeme...

Yaşam hep aynı gelir bize. Hep aynı şeyleri düşünür, aynı şeyler yaparız. Aynı dertler, aynı tasalar bırakmaz yakamızı bir türlü. Kırıntılarla yaşar dururuz.

Evet arkadaş, yaşamın bütün yükünü biz işçiler omuzluyoruz. Gece-gündüz demeden çalışıp dururuz asalak patronlar için. Ama elimize hiçbir şey geçmez. Asalak patronlar her seferinde zenginliklerine zenginlik katarken, biz de yoksulluğumuzu pekiştiriyoruz. Peki neden? Hep böyle mi olacak! Hayır arkadaşlar! Biliyoruz ki bugün sorunları yaşıyor olmamızın tek nedeni birlik olmadığımız içindir. Bizler karşı çıkmadıkça, patronlar bizim sırtımızda devam edeceklerdir asalak yaşamlarına. Patronlara dur demenin vakti geldi arkadaşlar. Bu dünyayı biz işçiler yaratıyoruz. Ama onlar el koyuyor bütün güzelliklere. Oysa ki bizim hakkımızdır güzellikler. Biliyoruz ki o güzelliklere birlik olursak kavuşabiliriz. İşte tam da bu nedenle dolayı, işçilerin birlik olması, sorunlarını tartışıp, çözümler bulabilmesi için bir “İşçi Kurultayı” düzenleniyor. Biz de diğer sınıf kardeşlerimizle birleşebilmek için bu kurultaya destek verelim, kurultay çalışmalarına katılalım. Çünkü yaşadığımız sorunların ve sıkıntıların tek nedeni asalak patronlar ve onları kölelik düzenidir. Öyleyse tüm gücümüzle, tüm öfkemizle birlik olup kurultayda buluşalım.

Yenibosna'dan işçiler/İstanbul

------------------------------------------------------------------------------------------

Maltepe PSAKD'de Ekim ayı etkinlikleri

Yaklaşık bir yıldan beri faaliyetlerini sürdüren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Maltepe Şubesi'nin etkinlikleri Ekim ayı boyunca devam ediyor. Her hafta Çarşamba akşamı yapılan film gösterimleri önümüzdeki ay boyunca da sürecek. Aynı zamanda Gülsuyu Mahallesi'nde yozlaşmaya, emekçilerin öz kültürlerinden uzaklaşmasına karşı kurulan PSAKD Maltepe Şubesi, gençlik arasındaki birlik ve dayanışmayı pekiştirmek amaçlı bir futbol turnuvası düzenliyor. Üçüncü haftasını geride bırakan turnuva kasım ayı boyunca her hafta Pazar günü yapılacak olan maçlarla devam edecek ve daha sonra yapılacak bir etkinlikle dereceye giren takımlara ödülleri verilecek.

Yine PSAKD'nde 22 Ekim Cumartesi akşamı Araştırmacı-Yazar Esat Korkmaz'ın panelist olarak katıldığı ‘Alevilerin Toplumsal Yaşamdaki Yeri ve Yaşadıkları Sorunlar' başlıklı bir etkinlik yapıldı. Alevilerin yaşadıkları sorunların temellerinin ve Aleviliğin tarihsel gelişiminin ele alındığı panelde, Alevilerin yaşadıkları sorunların toplumsal nedenleri anlatıldı. Aleviliğin ilerici yanları ve felsefi yönünün öne çıkarılması ilgiyle karşılandı. İki buçuk saat süren etkinlik sorular ve cevaplarla devam etti.

23 Ekim günü ise Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Maltepe Şubesi tarafından bir ayı aşkın bir süredir direnişlerine devam eden Serna-Seral Tekstil İşçilerine bir ziyaret gerçekleştirildi. İşçilerden direnişin geldiği aşama ve sınıf hareketi açısından kazanımları ilgili bilgi alındı. PSAKD'nin direnişle ilgili tüm eylem ve etkinliklere her türlü desteği sunacağı vurgulandı.

Kızıl Bayrak/Kartal

----------------------------------------------------------------------------------------

Her zaman mücadele edenler kazanamayabilirler, ama kazananlar hep mücadele edenlerdir!

21. yüzyılda emperyalistler tarafından yeniden keşfedilen halk Kürtler'dir. Dört parçadaki efendileri Kürtler'e karşı her türlü baskı ve şiddet politikasını uyguladılar. Ama buna rağmen gelişen ulusal kurtuluş mücadelesinin bastırılması mümkün olmadığı için devreye batılı emperyalistler girmeye başladı. Emperyalistler kendilerini kurtarıcı olarak sundular, masum rollerle halka umut vermeye çalıştılar. Bizim acılarımız için sahte gözyaşları döktüler. Oysa ülkemiz halen sömürge ise, bunun sebeplerinden biri de bölge üzerinde planlar yapan batılı emperyalistlerdir. Üstelik emperyalistler Kürdistan coğrafyasında kendilerine taraftar da bulabiliyorlar.

ABD Güney Kürdistan'da askeri üsler kuruyor, Kürtler'de ses yok. Almanya yatırım yapıyor, diğerleri bundan geri kalmıyor, Kürtler memnun. Kuzey'de Kürtler'in kelleleri kesiliyor, gözleri oyuluyor, Kürtçe konuşana para cezası veriliyor. Fakat kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Ama bu suskunluk Kürt halkı için çözüm getirmez. Denize düşen yılana sarılıyor misali emperyalizmin çıkarlarına hizmet edenler kendi halklarına ve gelecek nesillere kötülük etmektedirler. Çünkü Kürt halkının kurtarıcılığına soyunan bu emperyalistler bütün dünyada barbarlığın temsilcisidir. ABD Vietnam'ı terkederken geride 3 milyon ölü bırakmış, taş üstünde taş kalmamış, boşaltılmış köyler, yakılıp yıkılmış bir doğa bırakmıştır. Kara Afrika'yı bugünkü durumuna sokan emperyalistlerdir. Endonezya'da 1 milyon komünisti katleden ABD emperyalizmidir. 1967'de Bolivya'da Che'yi katledenler de bunlardır. Mahabat Kürt Cumhuriyeti'ni yıkanlar da bunlardır. Halepçe'ye atılan kimyasal silahlar da bunlarındır. Onların halklara ve insanlığa karşı işledikleri suçlar sayılamayacak kadar çoktur.

Bu nedenle emperyalistler halkların kurtarıcısı ve dostu olamaz. Emperyalist barbarlığa karşı olmayan hiçbir hareketin meşruiyeti yoktur. Kürtler'in bayramı devrimdir. ABD ve AB kapılarında el pençe durup onurlarını ve halkların onurlarını yerle bir edenler Kürt halkına bir şey veremezler. Yapacakları tek şey gelişen ulusal sınıfsal hareketlerin önüne set çekmek, bunları bastırmak olur. Kürtler'in kurtuluşu kendi nasırlı ellerindedir. Kendi öz gücüne güvenmek gerekir. Öbür şeyler talidir.

Kahrolsun emperyalizm!

Kahrolsun sömürgecilik ve her türden gericilik!

Biji Kürdistan!

Alişer

----------------------------------------------------------------------------------------

İşçi Kurultayı'na katılalım

Çalışma ve yaşam koşullarımızın ağırlaşmasına rağmen en ufak bir tepki dahi gösteremiyoruz.

Son yıllarda sermayenin çıkarmak istediği saldırı yasaları işçilerin haklarını hedef alıyor. Bu saldırıların bir gün sona ereceğini beklemek hayalciliktir. Yaşanan bu saldırıları ve sömürü koşullarını işçi sınıfının örgütlü gücü ve politik mücadelesiyle altedebileceğinin farkındayız. İşte bu nedenle İşçi Kurultayı'na katılmamız, işçi sınıfının temel sorunlarını tartışmamız ve mücadeledeki yerimizi almamız gerekir.

Bizler Topkapı'dan matbaa işçileri olarak kurultaya katılacağız. İşçi kurultayı mücadelemiz açısından bir çıkış olmalı, işçi ve emekçilerin sorunlarına karşı çözüm üretmelidir.

Topkapı'dan bir matbaa içisi