23 Temmuz 2005
Sayı: 2005/29 (29)


  Kızıl Bayrak'tan
  Faşist terör dalgasının perdesi resmen açıldı
  Uğur Kaymaz Davası'nda saldırı
  Telekom çalışanlarının 19 Temmuz eylemi; Parçalı güçler ve eylemler tablosunun aşılması için daha çok çaba!
  Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD ziyareti; Sermayeye dost emekçiye düşman!
  Cambaztepe emekçilerinden yıkıma karşı militan direniş
ÖSS sonuçlarında değişen bir şey yok!
Limanlar yağmaya açılıyor; Liman işçisi direnişe hazırlanıyor
  F Tipi şehir projesi; İstanbul'a vize uygulamak gerekiyormuş
  İlaç tekelleri Türkiye'de de çocukları kobay olarak kullanmak istiyor; Geleceğimiz satılık değil!
  Kıbrıs tartışmaları ve Ankara Anlaşması
  Direnen Ulagay işçileri kazanacak!
  Türk-İş ve yabancı sermaye; Emperyalizme karşı olmayanlar özelleştirmelere de karşı değildir!
  Kürt hareketinde İmralı süreci ve Türkiye'de Kürt sorunu/3 (Orta sayfa)
  Gelişmeler ve görevler
  Militarizme ve şovenizme karşı aydınlar bildirgesi
  Faşist hareket İran'a yönelik emperyalist saldırganlığın neresinde?

  Bush-Şaron haydutlarının dayattığı "barış" çöktü; Siyonistler kapsamlı bir saldırıya hazırlanıyor!

  Irak'ta katledilen sivillerin sayısı 100 bini aştı
  AB şefleri devlet terörünün zeminini döşüyor
  GOP İşçi Kurultayı'na doğru; Ortak sorunlarımıza ortak çözümler üretmek için!
  Bültenlerden/ İşçiden işçiye
  İLGP yaz çalışmalarından; Meslek liseleri gerçeği üzerine
  2. Çiğli İşçi Kurultayı hazırlık çalışmaları sürüyor
  Mamak İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu; İşçi Kültür Evleri'yle dayanışmayı yükseltelim!
  Basından; At gözlüğüne çuvalsız uyarı / Ragıp Duran
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İstanbul Liseli Gençlik Platformu olarak yaz çalışması kapsamında başlattığımız tartışmalarımıza devam ediyoruz. Meslek liseleri üzerine yürüttüğümüz tartışma sonucu ortaya çıkan metinleri Kızıl Bayrak okurlarıyla paylaşmak istiyoruz...

Meslek liseleri gerçeği üzerine

Özelleştirmelere hız verildiği, AB yolunda her türlü şarlatanlığın gerçekleştirildiği şu dönemlerde liseli gençlik birçok yakıcı sorunla karşı karşıya. Kayıt parası, aidat, spor, fotokopi vb. parası gibi birçok şeyden kâr sağlamaya çalışan sermayenin eğitimi ticari bir meta olarak görmesi, faşist disiplin yönetmelikleri, gençleri uyuşturan gerici, bireyci, ezbere dayalı eğitim müfredatı bu sorunların başlıcaları.

Şimdi ise liseli gençlik yeni bir sorunla karşı karşıya. ÖSS sistemi değişiyor. 180 dakikada 240 soru. Zaten yıllardır 180 soruyu çözmek için birer robota dönüştürülen gençleri daha da çok strese sokmak istercesine soruları çoğaltmışlar, geleceksizliğimizi biraz daha garanti altına almak istemişler.

Bütün bu strese, ezberciliğe katlanmamak ve bir meslek sahibi olabilmek için öğrenciler meslek liselerini tercih ediyorlar. Fakat orada da sermayenin oyunlarından kurtulamıyorlar. Peki meslek liselerinde ne gibi sorunlar var?

Toplumumuzda yer edinen yanlış düşüncelerden biri de bu liseler hakkındadır. Meslek liselerine giden öğrenciler tembel ve başarısızmış gibi algılanıyor. Oysa bu düşüncenin hiçbir gerçekliği olmadığı gibi, bu okullarda okuyan öğrencilerin toplum içerisinde küçük duruma düşmelerinin ötesinde bir işe yaradığı da yok.

Devletin ticari amaçları buralarda da devam ediyor. Her liseden alındığı gibi, bu liselerden de aidat, spor vb. adlar altında para toplanıyor. Ayrıca öğrencilerin atölye derslerinde yaptıkları eşyalar satılarak da ayrı bir kâr alanı oluşturuluyor.

Bütün bunlar bir yana, meslek liselerinde karşılaşılan en büyük sorun staj sömürüsüdür. Meslek liselerinde okuyan arkadaşlarımız son senelerinde stajyer olarak çalışmak zorunda kalıyorlar. Burada amaçlanan okudukları şeyleri uygulamaları ve mesleklerini tam olarak öğrenmeleri. Fakat hiçbir işyerinde bu amaca uyulmuyor. Staj gören öğrenciler meslek öğrenmek yerine çay taşıyor, bulaşık yıkıyor, fotokopi çektiriyor, bakkala gönderiliyor vb. Kısacası bir ortacı görevi görüyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de işyerindeki herkes tarafından küçük görülüyor, eziliyor, patronlardan azar işitiyor ve hatta notla tehdit ediliyor.

Okulu bitirmek için zorunlu olarak yapılan bu stajlarda verilmesi gereken ücret asgari ücretin üçte biri ve sigorta yapılması zorunlu iken, neredeyse hiçbir işyerinde bu kurallara uyulmuyor.

Fakat bütün bu sorunların sorumlusu elbette tek başına patronlar değil, ötesinde patronları koruyan, patronlar için işleyen bu düzen. Çözüm ise düzeni yıkmak için yürütülecek örgütlü mücadeleye liseliler cephesinden de katkıyı örebilmekte. Bu yüzden biz genç komünistler olarak, bütün meslek liseli arkadaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz.

Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!

Çemberlitaş Kız Lisesi'nden Bir İLGP'li

-------------------------------------------------------------------------------------------

Eğitim sistemi liseli gençliği yutmaya hazırlanıyor!

Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da Türkiye büyük sorunlarla karşı karşıya. Eğitimin ticari bir alana dönüştürülmesi ve öğrencilere müşteri gözüyle bakılması, gerçeklerin her zaman çarpıtılması eğitim sorununun hiçbir zaman gündemden düşmemesine yolaçıyor. Liseli gençlik kurulan ticari çark içinde ezilmeye çalışılıyor.

Her lisede yaşanan sorunlar aynıdır. Sistem tüm gericiliği ve baskıcılığıyla gözler önündedir. Devletin vermesi gereken en temel hizmetlerden birisi olan eğitimin bu şekilde bir metaya dönüştürülmesiyle kapitalist sömürü gerçeği ortaya çıkar.

Herşeyi keyfi bir biçimde ayıran metafizik burada da işbaşındadır. Herşeyi birbirinden ayırdığı gibi kuşkusuz liseler arasında da kalın duvarlar ve ayrım noktaları yaratmayı başarmıştır. Yapılan haksızlıklara boyun eğen gençlik, eğitim sistemindeki bu çarpıklıkla yokedilmeye çalışılmaktadır.

Meslek liseleri bu sömürünün en sağlam ayağını oluştururlar. Geleceğin kölelerini yetiştirmeyi amaçlamış bir zihniyetin kısır döngüsü altında ezilirler. Baskıya ve her türlü çirkin hakarete maruz kalırlar. Düzen geleceğin kuklalarını eğitebilmek için küçük bedenlere her türlü sömürü ve işkenceyi uygulamaktan geri durmaz.

Hepimizin bildiği gibi düşünmeyen, sorgulamayan, kalıpların dışına çıkmayan bir gençlik yaratmak istiyorlar. Gençliğin benliğinde oynanan bu çirkin oyunlar, deyim yerindeyse “açık eğitim pazarı” ile sorunlu bir gençlik yaratmayı hedeflemektedir.

Düzen bu şekilde zafer çığlıkları atar. Gençlik karanlığın içinde yolalmaya çabalar. Ama düzen ve temsilcileri parayı vicdan yapmışlardır.

Adına bakıldığında gerçekten gelecekte belirli alanlarda çalışmak isteyen profesyonel bir gençliğin yetiştirilebileceği düşünülen meslek liseleri baskının, sömürünün ve dayağın hat safhaya ulaştığı bir işkence kapısından öte değildir. Yapılan herşey sermayenin çıkarları doğrultusundadır. Yaşanan tüm bu sorunlar kapitalizmin doğal sonuçlarından başka bir şey değildir.

Aslında geriye dönüp baktığımızda “tarihin ticareti, insanlara geçmişlerine karşılık bir gelecek satmaktan ibarettir” demiş Kundera. Çok da haklı söylemiş. Bizler durmadan geleceğimizi, emeğimizi kapitalizmin kurbanı yapıyor, ona satıyoruz.

Kapitalist düzen bütün araçlarıyla genç beyinleri yıkamaya devam ediyor. Radyo, televizyon, gazete vb. araçlarla gençleri hedef tahtası yapıyor. Televizyonlarda bir dizi içi boşaltılmış öykülerle gençliği sorunlarından uzak tutmayı hedefliyor. Günümüz liseleriyle hiçbir alakası olmayan, hayatı dalgaya alan, herşeyi oluruna bırakan, yaratıcılıktan uzak ve yapmacıklıklarla dolu hayatları sergiliyorlar. Bazı dizilerde ise düzen kendi gerçekliğini vurguluyor, öte yandan da yapılan şeyin yanlış olduğu mesajını veriyor. Bu bir çelişki değil midir? Burjuvazi çıkarlarını savunurken, emek gücünün sömürüsü üzerine kurulmuş egemenliğini unutturmaya çalışır. Kapitalist sömürü gerçeğini reddeder, çünkü gerçeği kabul etmek kendi sınıf çıkarlarına aykırı olur. Bize de önümüze konulan bu sömürü kabının şeklini almak kalır. Biz biliyoruz ki, sömüren sınıfın sömürüyü sürdürmek için yalanlara gereksinimi var, bizim ise kurtulmak için gerçeklere...

Düzen amacına ulaşmak için hiçbir şeyi esirgemez, yapmaya çalıştığı koyu bir karamsarlık ve mutsuzluk yumağını en mükemmel şekilde yuvarlamak ve bizleri bu yumağın birer parçası haline getirmektir. Tıpkı karanlık çağlarda olduğu gibi.

Düzen unutmaması gereken bir şeyi unutuyor ama,

“Çok başlı çok ağızlı

demir dişli canavar

gün gelecek

kendi kendini yiyecek!”

Orhan Cemal Fersoy Lisesi'nden bir İLGP'li

------------------------------------------------------------------------------------------

Staj sömürüsüne son!

Meslek liseleri, liseye başlayan öğrencileri alıp onlara mesleki bilgi vererek eğiten ve işçi olarak endüstri kurumlarına yerleştiren liselerdir. Meslek liselerinin kuruluş amacı sanayi ve çeşitli işkollarındaki teknik bilgili işçi ihtiyacını karşılamaktır.

Meslek liselerinde verilen eğitim tamamen teknik bilgiye dayalı meslek derslerinden oluşur. Ayrıca atölye dersleri öğrendiğimiz teorik bilgileri pratikte uygulamamız için verilen derslerdir. Endüstri meslek liselerinde kültür dersleri 10. sınıftan itibaren verilmez, tamamen meslek derslerine geçilir. Anadolu teknik meslek liselerinde kültür dersleri bütün lise öğrenimi boyunca sürdürülür.

Meslek liselerinde staj yapmak zorunludur. Stajın öğrencilerin iş hayatını görmeleri ve bilgilerini geliştirebilmeleri için önemli olduğu söylenir. Endüstri meslek liselerinde staj 9. sınıfın sonundan itibaren 2 gün okul, 3 gün staj olmak şartıyla gerçekleştirilir. Anadolu teknik liselerinde ise 10 ve 11. sınıfın yaz tatillerinde toplam 160 saat olmak şartıyla yapılır. Staj yapan öğrencilere asgari ücretin üçte birini vermek zorunludur. Anadolu teknik liselerinde ise öğrencilere ücret ödemek şart değildir. Ücretsiz olarak çalıştırılabilirler ve sigorta zorunlu olmasına karşın yapılmaz. Birçok öğrenci sigortasını kendisi yaptırarak kendini güvence altına alma ihtiyacı duyar.

Meslek liselerinde birçok sorun vardır. Öncelikli olarak eğitimin kalitesizliği göze çarpar. Bu liselerde eğitim öğretmek için verilmez, sadece görüp duysunlar yeterli denilir. Anadolu teknik liselerinde öğrencilerin üniversiteyi kazanma şansları olmasına karşın buna yönelik bir eğitim yoktur, dersler hep baştan savmadır. Öğretmenlerin birçoğu gelip “biz sizi işyerlerine hazırlıyoruz üniversiteye değil” diyerek idealleri olan birçok arkadaşımızın hayal kırıklığı yaşamasına sebep olurlar. Mesleki bilgilere dayalı derslerle öğrencilerin kafası doldurulur, konuların büyük çoğunluğu gereksizdir.

Stajda karşılaşılan sorunlar ise hep benzerdir. Çay getirilir, yerler süpürülür, bakkala gidilir, akşama kadar hep ayak işleri yapılır. Öğrenciler herhangi bir konuda soru sorduğunda onlara yanıt verilmez. Yapılan işle ilgili hiçbir şey bilmezler, staj yerinde kullanılan makine ve teçhizat hakkında hiçbir şey öğrenemeden staj tamamlanır. Çünkü bu makineyı kullananlar kendilerinden başkasının öğrenmesini istemezler.

Öğrencilere staj karşılığında ödenen ücret ise sömürünün tam karşılığıdır. Öğrencilerin patronlara peşkeş çekilmesidir. Bu sayede patronlar ucuz işgücünden yararlanırlar. Öğrencilere bir sürü gereksiz iş yaptırılır. Gelen parçalar taşıtılır, makineler temizletilir. Buna karşın hakları verilmez. Sendikaya üye olamazlar örneğin. İşyerinde çıkan grevlere katılamazlar, yani grev kırıcı, yani işçileri yıldırıcı bir araca dönüştürülürler.

Son olarak, işyerinde staj yaparken alınan notlar doğrudan atölye dersine yansır. Ve bu notlar patronlar tarafından verilir. Öğrenci bir isteğini patrona söylerse notla tehdit edilir. Atölye dersi baraj ders olduğundan hiç kimse patrona sesini çıkaramaz, yoksa sınıfta kalacaktır.

Meslek liseli bir İLGP'li