içindekiler

Katil devlet bir yandan AB'ye uyum adı altında sahte demokrasi palavraları atarken, bir yandan da katliamcı kimliğine hala sahip çıktığını ispatlamaya çalışırcasına Kürt halkına karşı saldırganlığını arttırıyor. Bir süredir PKK'ye yönelik operasyon adı altında yasal kurumlar basılıyor ve insanlar keyfi gerekçelerle gözaltına alınıyordu. Bir yandan da gerillalara karşı birbiri ardına operasyonlar düzenlenerek kirli savaş sürdürülüyordu. Son olarak iki HPG gerillası, 17 Haziran'da Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Çalyan köyü kırsalında ordu güçleri tarafından katledildiler.

Sermaye devleti cenazelerin halkın devlete karşı kinini kustuğu ve mücadele yeminleri ettiği törenlere dönüşmesinden herzaman korkmuştur. Bu kez de öyle oldu. Katledilen gerillaların cenazeleri gece vakti, sessiz sedasız Van'ın Seyrantepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazeler teşhis için bile ailelerine gösterilmiş değildi. Yapılan girişimler sonucunda cenazelerin gömüldükleri yerlerden çıkartılarak ailelerine verilmesi için savcılıktan izin alındı ve DEHAP binası önünde toplanan binlerce kişi cenazeleri almak için Bostaniçi Mezarlığı'na doğru yürüyüşe geçti.

Kitle cenazelerin alınacağı beldenin girişinde jandarma barikatı ile karşılaştı. Jandarma kitleyi kesinlikle beldeye sokmayacağını açıkladı. Bu tutumu protesto eden kitle bir süre oturma eylemi yaparak bekledi ve sonra geri dönerek şehir merkezine doğru yürüyüşe geçti. Fakat bu kez kitlenin önü polis barikatıyla kesildi. İki taraftan ablukaya alınan kitleye asker ve polis ateş açarak ve gaz bombası kullanarak saldırdı. Saldırı sonucunda bir kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda kişi yaralandı. Halkın kararlı direnişi karşısında yetersiz kalan asker ve polise birçok takviye ekip gönderildi ve bölgedeki tüm emniyet güçleri bu bölgeye sevk edildi. Uzun süren çatışma sonucunda 40 kişi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Hastane etrafında da yoğun güvenlik önlemleri alan polis, hastane giriş ve çıkışlarını tamamen kontrol altına aldı.

Cevhar İşnas'ın cenazesi aynı gece aralarında ailesinin de bulunduğu bir grup tarafından Bostaniçi mezarlığına defnedildi. Mehmet Bozan Şahin'in cenazesi ise ailesi tarafından Urfa'ya götürüldü.