Pamukovadaki tren kazası değil
kapitalizmin cinayeti...
Katliamların hesabını emekçiler soracak!
Geçtiğimiz hafta Sakarya Pamukova Mekece yakınlarında meydana gelen tren kazasının ardından tartışmalar sürüyor. Hükümet ve bürokrat çevrelerinin yaptığı arsızca açıklamalar gerçekten ibretlik! Bu emekçi düşmanlarında bir parça vicdan, insanlık namına hiçbir kırıntı kalmamış. Nasıl kalsın ki? Onlar emekçi halkların katillerine uşaklık etmek, sömürücü asalaklara hizmet etmek için gönüllü aday olmuşlar. Milyonlarca emekçinin kanı, canı pahasına saltanat sürenlere sınırsız hizmet için yemin ederek işbaşına gelmişler. Bunların umurunda mı, hergün işsizler kervanına binlerce işçinin katılması... Onbinlerce emekçinin enkaz altında kalması... Tren, otobüs, uçak kazalarında onlarca insanın can vermesi... İş cinayetlerinde hergün onlarca işçinin kolsuz, bacaksız kalması, sakatlanması... Milyonlarca emek&ccdil;inin üç kuruşa saatlerce köle gibi çalışması...
Bugüne kadar hangi düzen partisi hükümet olursa olsun, yaşadığımız açlık, çektiğimiz sefalet, artan işsizliğimiz, kaza adı altında katledilmemiz, depremlerde can vermemiz, tecrit hücrelerinde yokedilmemiz, yasaklanan grev ve direnişlerimiz değişmedi. Çünkü bunların hepsi halkların katili, hepsi işçi-emekçi düşmanı. Çünkü hepsi çıkarını korudukları parababalarının hizmetinde, hepsi sömürü düzenlerinin sorunsuz sürmesinden yana. İşte bundan dolayı, Edirnedeki gençler gibi iş istediğimizde tepemize inen cop, Bingöldeki depremzede halk gibi çadır istediğimizde kafamızı yaran jandarma dipçiği, Urfadaki üretici köylüler gibi sulama için elektrik istediğimizde uygulanan gözaltı terörü hiç değişmiyor. Çünkü tüm busorunların kaynağı sermaye düzeninin kendisidir. İnsan kanı öğüten kapitalizmin barbarlığıdır.
Elbette bu, sermayeye hizmette kusur etmeyenlerin bu katliamlarda payı olmadığı anlamına gelmiyor. Onlar da tüm zulüm ve işkencelerden, yaşanan kıyım ve katliamlardan sorumlular. Çünkü bu sömürü ve katliam düzeninin sürmesi için saldırganlıkta sınır tanımıyor, hizmette kusur etmiyorlar.
Projenin sahibi Alarko Holding
H?zland?r?lm?ş tren uygulamas? uzmanlar taraf?ndan bir proje olarak dahi adlandırılmıyor. Birçok uzman demiryollar? için böyle bir projenin çok geniş ve ayr?nt?l? mühendislik çal?şmalar? sonucu .apılabileceğini vurguluyor. Tüm bunlara rağmen proje Alarko Holdinge verilmiş.
İshak Alatonla Erdoğanın yakınlığı sadece bu projeyle başlamıyor. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanl?ğ? yaptığı dönemden bu yana İshak Alatonla yakın ilişkiler i&cce.il;inde. Tayyip bu dönemde ABD Savunma Bakanı Rumsfeldin ortağı olduğu ve nükleer silah pazarlayan ABB firmasına da İstanbul metrosunun inşaatını vermişti. Erdoğan, en son hızlı tren projesini vererek başbakan olmasında Amerikadaki İsrail lobisinin desteğini almasına aracı olan Alatonlara diyetini onlarca insanın canı pahasına ödemiş oldu. Zira Erdoğan?n koltuğuna oturur oturmaz imzalad?ğ? ilk projelerden bir de hızlı tren projesi oldu.
Sermaye sınıfı sadece milyonlarca işçinin emeğini sömürerek değil, hizmet adı altında yaptıkları baştan savma projelerle de kârına kâr katıyor. Çünkü onların derdi halka hizmet, değil emekçi halkların canı-kanı pahasına kasalarını daha fazla doldurmaktır.
Tüccar Tayyipin dünür kıyağı!
Tüccar Tayyip, kaza sonrası sağa sola tehditler yağdırırken, sorumluları kollarken, dünürü Orhan Uzunerin genel müdürlüğünü yapt?ğ? Uzka İnşaat ile TCDDye ray .ağlant? elemanlar? satan Orhan Onurun firmas?n?n ortak olduğu ortaya ç?kt?. İşbaşına gelen diğer hükümetler gibi yakın çevrelerine rant ve kâr alanı açmakta gecikmediler. Tıpkı aldıkları rüşvetler karşılığında ruhsatsız-kontrolsüz derme çatma konutlara onay vererek onbinlerce emekçinin enkaz altında can vereceğini bilmeleri gibi tren cinayetinin de yaşanacağını biliyorlardı. Çünkü danıştıkları birçok bilim insanları, meslek örgütleri ve sendikalar, altyapı eksikliği tamamlanmadan bunun kazaya davetiye çıkarmak olduğunu vurgulamışlar, uyarılar yapmışlardı.
Ancak tüm bunlara aldırmadılar. Kazadan sonra bile Tayyip hiç utanıp sıkılmadan altyapısı tamamdı diyerek kendisini savunabildi. Üstelik ortada birçok kurumun karşı raporu/görüşü varken. Hükümete yönelik eleştirileri siyasi rant elde etmek amacıyla yapılmış çirkin bir hadise olarak değerlendirdi. Bırakalım hesap sormayı, kendilerine soru soran halkı dahi uluorta azarlamaktan, hadlerini bildirmekten çekinmiyor.
Bu tür kazalarda hep hükümetler mi istifa etmiş,
hep bakanlar m? görevden al?nm?ş!
Bugüne kadar hesap sorulmadığı için ellerini emekçilerin kanıyla yıkamaya alışmış bu katiller, ortada yüzdeyüz ihmal, onlarca ölü varken bu da mı bir şey? demeye getiriyorlar. Ağababalarına hizmette kusur etmemenin pervasızlığıyla davranıyorlar. Erdoğan, bir gazetecinin Ulaştırma Bakanı ve sorumlular hakkında tasarrufunuz olacak mı? sorusuna dahi tahammül göstermiyor, bu konularda haddinizi bilerek soru sorun diyerek azarlıyor. Bugüne kadar Türkiyede bu tür kazalarda hep hükümetler mi istifa etmiş, hep bakanlar m? görevden al?nm?ş deme yüzsüzlüğünü gösteriyor.
Öyle ya, bugüne kadar hangi hükümet, hangi bakan onbinlerce emekçinin evini başına yıktıkları için yargılanmış, görevinden alınmış? Hangi işkenceci ceza almış? Hangi hortumcu cezaevini boylamış? Hangi Susurlukçudan hesap sorulmuş? İş cinayetlerinden dolayı hangi patron gözaltına alınmış? Hangi suçlarının üzeri örtülmemiş, fatura mazlum olana çıkarılmamış ki bugün tersi olsun!
Dün Marmara depreminde ölen 40 bini aşkın insanı bir gecede 17 bine indirenler, bugün tren kazasındaki ölü sayısını da bir gecede 139dan 36ya indirdiler. Bu düzenin temsilcileri için nasıl onbinlerce emekçinin canı bir pul bile etmiyorsa, barınmak için çadır istedikleri için üzerlerine panzer sürülüyorsa, 36 kişinin canı için mi bakanlarının başını yiyecekler! Nasıl Marmara depremi sonrası göstermelik olarak tutukladıkları müteahhitleri ertesi gün bıraktılarsa, enkaz altındakilerin kanı dahi kurumadan yeni ihaleler verdilerse, bir tren kazası için mi sorumlulardan hesap soracaklar!
İşte bundan dolayı istifas? istenen TCDD Genel Müdürü Karaman, açık ihmale rağmen, Eğer ben suçluysam, gerekeni yapar?m deme cüreti gösterebiliyor. Ulaşt?rma Bakan? B. Y?ld?r?m, Bakan i.tifa etsin diyorlar. Ben zoru b?rak?p kaçacak adam değilim. Yapt?ğ?m?z her uygulaman?n arkas?nday?m deme arsızlığını sergileyebiliyor, yaptım, gene yaparım diyebiliyor.
Kaza değil kapitalizmin cinayeti
Sendikaların, bağımsız araştırma ekiplerinin, meslek örgütlerinin, satın alınmamış bilim insanlarının tüm görüş ve raporları olaydan devletin sorumlu olduğu yönünde. İstanbul Barosunun kaza sonrası deliller karart?ld? iddias? üzerine, ikinci bir bilirkişi heyeti Pamukova ilçesinde inceleme yapt?. Baro heyeti başkan? Ozan Bengisu, Olay mahallinde değişiklik yap?l?rsa suç işlemiş olursunuz dedik. Ancak herşey değiştirilmiş dedi.
Suçu işleyen sermaye devleti. Delilleri yoketme emrini veren de devletin savcısı, hakimi vb. Hükümet temsilcileri ise hiçbir bakanın, yetkilinin ayağını kaydırmadan olaydan sıyrılmaya, suçu tümüyle makinistlerin üzerine yıkmaya çalışıyor.
Sermaye devleti yıllardır hiçbir önlem almadığı, suçluları cezalandırmadığı, hiçbir denetim yapmadığı, sermaye gruplarına kâr sağlamak için kamu hizmetlerini peşkeş çektiği için milyonlarca işçi ve emekçinin doğal afet, kaza vb. adlar altında katledilmesine neden olmuştur.
Milyonlarca emekçi tepki ve öfkesini, yaşanan kıyım ve katliamların gerçek sorumlusuna, bir bütün olarak sermaye iktidarına yöneltmediği sürece, tren kazalarında ölen, enkaz altında kalan, sellerde boğulan, evleri yıkılan hep biz olacağız. Kapitalizm yıkılmadığı sürece cinayetleri de sürecektir. Kapitalizmin cinayetlerine son vermek, sorumlulardan hesap sormak için ayağa kalkmaktan, devrimci sınıf mücadelesini yükseltmekten başka yol yoktur.
TMMOB heyetinin kaza yerinde yapt?ğ? incelemelerden sonraki tespitleri...
Delilleri yokedilen kazada
altyapı yetersizliği
* Yakup Kadri Karaosmanoğlu Ekspresi 345 m. yar?çapl? kurbun (viraj) başlang?c?nda raydan ç?km?ş ve kurbun hemen bitiminde başlayan 500 m. yar?çapl? ikinci kurba girmesiyle lokomotifin arkas?ndaki 1. vagon hariç dört.vagon yolun iki taraf?na savrularak devrilmiştir. Ağ?r hasar, ölüm ve yaralanmalar vagonlar?n iki yana savrulmas? sonucu meydana gelmiştir.
* Vagonlar?n raydan ç?kmas? ve devrilmesi sonucu (takriben 400 metre) demiryolu altyap?s?, traversler ve raylar tamamen tahrip olmuş ve kullan?lamaz hale gelmiştir.
* Güzergah altyap?s?n?n yeterince stabil olmamas? nedeniyle hatta aç?lmalar meydana gelmiştir. Güzergâhta çal?şt?r?lan araçlar?n 350-500 metrelik dar kurplarda belirtilen yüksek h?zlarda seyretmesi, büyük.riskler taş?maktad?r.
* Çok yoğun tren trafiği olan İstanbul-Ankara demiryolu güzergâh?nda yol kontrol ve bak?m?n?n sağl?kl? bir şekilde yap?lmad?ğ? tespit edilmiştir. K?lcal çatlak ve k?r?lmalar?n tespiti, ray ve traversleri. olay mahallinden götürülmesi nedeniyle yap?lamam?şt?r. Götürülen raylar?n yerine 150 metre yeni ray döşenmiştir.
* Lokomotif ve birinci vagonun bilirkişi heyeti gelmeden olay mahallinden götürülmesi nedeniyle kazan?n nedenine ilişkin daha sağl?kl? inceleme yap?lamam?şt?r.
* Trenin h?z band?n?n ilgililer taraf?ndan tespit için al?nmas? nedeniyle, kazan?n yüksek h?zdan m? kaynakland?ğ? konusunda sağl?kl? bir inceleme ve tespit yap?lamam?şt?r.
|