İçindekiler:

7 Nisan 2025
Sayı: KB 2025/05

Genel grev genel direniş!
Düzen muhalefeti ve halk hareketi
Halk hareketi ve sermayenin tutumu
Direniş ve insan olmanın onurunu taşımak!
Devrimci bir gençlik hareketi için!
Gençlik isyanı üzerine gözlemler
Zorbalığa karşı direniş!
Gençliğin mücadele potansiyeli ve görevler
Zorbalığa karşı özgürlük mücadelesi
1 Mayıs'ta alanlara!
Özgürlük ve gelecek için sokaktayız!
Politik gençlik hareketi geleneği
Kapitalizme karşı mücadeleye!
İşçi sınıfı talepleriyle direnişe!
Türkiye-İsrail gerilimi
Al birini vur ötekine
Suriye'de terör hükümeti kuruldu
"HTŞ hükümeti savaş suçları işledi"
Emperyalist hazırlıkların yol haritası
Almanya'da savaş kabinesine doğru
"Faşizme karşı halk ayaklanması"
OVP'nin uzun vadeli hedefleri
Tarihsel olana da sahip çıkma...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kadir Has Üniversitesi’nden bir öğrenci yazdı...

Özgürlük ve gelecek için sokaktayız!

 

Kaybedecek çok şeyimiz oldu ama kazanacak kocaman bir geleceğimiz olduğuna inanıyoruz. 

Direnişin ikinci haftasına girerken, gençlik mücadelesi sokaklarda haklılığını haykırıyor. 

Yıllar içinde biriken haksızlıkların, ellerimizden alınan yaşamın ve yarına duyduğumuz kaygının yüküyle alanlardayız.

Bu süreçte iki önemli şey deneyimledim. İlki, küçük değişimlerin zamanla büyük dönüşümleri doğurduğu. İkincisi ise, kitlesel eylemlerin insanlar için bir okula dönüşebilmesi.

Bu topraklarda adaletsizlik ve baskı ne yazık ki yeni değil.

Yıllardır örgütlü mücadelede yer alanlar, en ön saflarda haksızlıklara karşı seslerini yükseltti. 

Bugün binlerce insanın sokakta olması, yıllardır yankılanan bu çağrının bir sonucudur.

Öğrenci dayanışması büyüyor

Kendi okulumda gözlemlediğim en önemli değişimlerden biri, öğrenci dayanışmasının güçlenmesi. Beş yıldır içinde bulunduğum okul, yalnızca sayıca az olsak da bir araya gelerek haklarımız için mücadeleyi sürdürmemizle gurur duyulan bir direniş geleneğine sahip. 

Okulun ticarileşmesine ve zam politikasına karşı yaptığımız toplantılar, ırkçı ve ayrımcı söylemlere karşı geri adım atmamak, haksız yere ihraç edilen hocalarımızın yanında durmak… 

Tüm bunlar, direnişimizi büyüttüğümüzün kanıtıdır.

19 Mart’ta başlayan sokak mücadelesi, yalnızca üniversite öğrencilerinin değil, hepimizin özgürlüğü ve geleceği içindir. 

Artan toplumsal adaletsizliğe karşı çözümün sandıklarda değil, sokakta olduğunu biliyoruz. Artık iyi bir yaşamı hak ettiğimizi haykırıyoruz.

Çünkü bizler, yıllardır süregelen hukuksuzluklara tanık olduk. 

Gezi Direnişi’ni duyduk, o günleri özlemle bekledik. 

Bardak çoktan taşmıştı, bir mücadele yolu arıyorduk ve sonunda sokaklarda bir araya geldik. Birbirimize sarıldık, öfkemizle, haklılığımızla yürüdük.

Mücadele bir okula dönüştü

Bu süreçte fark ettiğim bir diğer şey ise, kitlesel hareketlerin adeta bir okul işlevi görmesi. 

Sokaklara çıkarken herkes kendi derdiyle, kendi sloganıyla geldi. Günler geçtikçe bu sloganlar daha bütünlüklü ve kapsayıcı hale geldi.

Yaşamı boyunca politikadan uzak duran arkadaşlarımız bile meselenin herkese dokunduğunu anladı. 

Çünkü bu sistem, kim olduğumuza bakmaksızın, çarkını döndürebilmek için herkesi ezebilir. 

Maruz kaldığımız şiddet, yürüdüğümüz yollarda gözaltına alınmamız, en güvenli sandığımız evlerimizden yaka paça çıkarılmamız, gelecek hayaliyle gittiğimiz okulların ve bindiğimiz otobüslerin güvensizliği… 

Katillerimizin yarın sokaklarda serbestçe dolaşabileceği gerçeği, enkazların altında seslerimizin duyulmaması, yangınların içinde terk edilmemiz, dilimiz ve kimliğimiz yüzünden birbirimize düşman edilmeye çalışılmamız, doğanın tahribi… Tüm bunlara tanık olduk.

Bu şartlar altında, bir insan ya çıkış yolu olmadığına inanarak akıl sağlığını yitirir ya da robotlaşarak bu çürümüş düzende her gün kendini yavaş yavaş yok eden bir varlığa dönüşür. Ya da… 

Tüm bu korku iklimine karşı, her gün ölmektense yaşamak için haykırmayı, karanlığın içinden geçmek gerekse bile bir çıkış yolu aramayı, işkenceye maruz kalacağını bilse bile ilerlemeyi seçer. Ve bu uğurda, kitleyle birlikte mücadele eder.

Bu dayanışma ve bilinç, bize mücadelemizin ne kadar haklı ve gerekli olduğunu gösteriyor. 

Bugün sokaklarda haykırdığımız talepler, yalnızca bizim değil, bizden önce direnenlerin ve bizden sonra mücadele edeceklerin de sesidir. Ve biliyoruz ki, kazanacağız.

Kadir Has Üniversitesi’nden bir öğrenci 

 

 

Proje liseleri öğrencileri olarak susmuyoruz!

 

Proje okulları olarak son günlerde zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bizler Sakıp Sabancı öğrencileri olarak büyük emeklerle geldik. Bu saçma sıralama odaklı sistemde en üst sıralarda yer alarak hakkımızla kazandık. Proje okullarını ise daha iyi eğitim imkanları olduğunu düşündüğümüz ve kaliteli eğitim kadrosu için seçtik. Her okulun eğitiminin eşit seviyede olması gerekir ancak ülkemizde bu eşitlik yok, bunun için alabileceğimiz en kaliteli eğitimi almak istedik. Şu ana kadar da alıyorduk çünkü öğretmenlerimizin her birinin bizim okulumuzun proje okulu seviyesine gelmesinde payı var. Sadece ders anlatışlarıyla değil kişilikleri, iyi kalpleri, açık zihinleriyle bize dokunurlar. Şimdi biz onları özgürce korkmadan savunabiliyorsak onların bizi itaat etmeyecek, başımız dik olacak şekilde eğitmesi sayesindedir. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürürlüğe soktuğu yeni kural ile proje okullarında bir öğretmen artık 4+4 yıl şeklinde okulda kalabilecek ve sonrasında atanacak. Aslında bu çok güzel bir kural çünkü okul kadrosunda sürekli bir hücre yenilenmesi sağlanacak. Ne de olsa yenilenme güzel, koltuk sevdalısı olmak ise kötüdür. Ancak bu sistem içindeyken zorla gönderilen öğretmenlerimizin yerine getirtilecek “öğretmen”lerin nasıl kişiler oldukları belli. Okullar yani müdürler de bunun farkında olduğu için kendi öğretmenlerini bünyelerinde tutmaya devam etti. Öğretmenlerimizin bize bildirdiğine göre müdürler önce bakanlığa istedikleri kadronun listesi hazırladı eğer listedeki öğretmen de atama tercih listesinde en başa kendi okulunu yazarsa okulunda kalmaya devam ederdi. Bizim öğretmenlerimiz de müdüre güvenerek tercihlerine Sakıp Sabancı yazdı ancak öğretmenlerimiz yalnız bırakıldı ve 30’dan fazlası açıkta kaldı. Öğretmenlerimizin yerlerine gelecek öğretmenler belirlendi ve büyük kısmı torpilli kişilerdir. Öğrenciler olarak buna göz yumamaz ve sessiz kalamazdık. Proje liseleri olarak diğer proje liselerinde okuyan arkadaşlarımızla hep iletişim halindeydik. Şimdi de öğretmenlerimize sahip çıkıp, direnmek için birlik olduk. Haberleşerek hep birlikte öğlen teneffüsünden itibaren okullarımızın bahçesinde oturma eylemine geçtik çünkü biliyorduk ki birlikte olursak kimse bize bir şey yapamazdı. Öğretmenlerimiz de bize destek oldu ve arkamızda durdular. Bize yemek desteğinde bulundular, üşümeyelim diye montlarımızı getirdiler. Bu kadar destekten sonra müdürün “içeri girin” diye seslenmeleri ve disiplin tehditleri bizi korkutmadı. Çünkü disiplin kurulundaki hocalarımız bile bizim arkamızda durdu. Çıkıştaki İstiklal Marşı okumasında ancak müdürlerimiz okuldan çıkabildi. Okulda her genel sorun yaşandığında İstiklal Marşı öncesi esip gürleyen müdürlerimiz o gün hiçbir şey demediler. Birlik olursak bize söz geçiremeyeceklerini anladılar. Akşam ise velilerimizle bir toplantı düzenledi. Velilerimiz üzerinden korkutulmaya çalışıldık ancak bu tutmadı. Müdürümüz, velilerimiz bize destek olunca çok şaşırdı ve toplantıyı soruları cevaplamadan erkenden kapattı. Bu sözlerim bir hedef gösterme değildir. Proje liselerinin sorunları yandaş müdürler gibi gözükse de onlar sadece birer aracı ve piyondur. Sorun en üstteki kişidedir. Ancak bu yapılanlara ses çıkarmayıp yanlarında duran müdürler, okuldan gönderilmemek için sesini çıkarmayan öğretmenler de hatalıdır ve günü gelince hepsi eğitimlerine göz diktiği öğrencilere hesap verecektir.

Biz proje liseleri öğrencileri olarak susmuyoruz. Okullarda eylemlerimiz sürecek, meydanlarda birleşerek çoğalacağız. Üniversiteli abiler, ablalarımız tutuklansa bile meydanları bizler dolduracağız. Bizleri bölemeyecekler çünkü hepimizin nefreti ortaktır. Birleşe birleşe çoğalacağız. Sıralardan sokaklara dökülüyor, susmuyoruz. Adalet yoksa ders de yok!

Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci