İçindekiler:

23 Nisan 2022
Sayı: KB 2022/16

Mücadele mevzilerinden 1 Mayıs'a!
Tarihten günümüze Türkiye'de 1 Mayıs
Dört bir yanda 1 Mayıs çağrısı!
TOMİS'ten 1 Mayıs çağrısı
Farplas direnişi üzerine
Kürt halkına karşı yeni saldırı dalgası
AKP şefi riyakarlığın doruklarında!
Paskalya yürüyüşleri üzerine
Emperyalist savaş emekçiler için artan sömürü demektir
Ukrayna savaşı ve silahlanma yarışı
Dünya işçi sınıfı hareketi tarihinde 1 Mayıs
Basel ve Frankfurt'ta 1 Mayıs hazırlıkları
1 Mayıs- V. İ. Lenin
1 Mayıs düşüncesi ilerliyor
Ukraynalı mülteciler ve burjuvazinin ikiyüzlülüğü
Savaşın gölgesinde sosyal medya tartışmaları
İEKK'nin 1 Mayıs bildirisi
DGB'den 1 Mayıs pikniği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Savaşın gölgesinde sosyal medya tartışmaları

 

17-21 Mart tarihleri arasında İsviçre’de yapılan bir ankete göre gençler, NATO ve ABD’nin Rusya’yı savaşa sürüklediğini düşünüyor. 15-34 yaşları aralığındaki her üç gençten biri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini yanlış bulsa da Batı, NATO ve ABD’nin Rusya’yı Ukrayna’ya müdahale etmek zorunda bıraktığını düşünüyor.

Savaştan kimin sorumlu olduğu konusunda nesiller arasında açık ara fark var.

65 yaş ve üstü kişilerin yüzde 85’i Putin’i “savaş suçu işlemekle” itham ederken, yüzde 15’lik kesim de ABD ve NATO’yu en az Rusya kadar suçlu buluyor. 60 ila 79 yaşındakilerin yarısından fazlası, Rusya’nın savaşın tek sorumlusu olduğunu düşünüyor. Gençlerde Rusya’yı tek başına suçlu bulma oranı ancak yüzde 10-15’lerde.

Tamedia Medya Grubu’nun yaptığı araştırma Avrupa ve ABD’den de istatistikler içeriyor.

Tamedia’ya bağlı olan ve Avrupa ülkelerinde anket yansımalarının aşağı yukarı aynı olduğunu yazan Tages Anzeiger gazetesi, bu durumun ABD’de farklı olduğunu aktarıyor olsa da ABD’de de güçlü bir savaş karşıtlığı söz konusu.

ABD’de 65 yaş üstü kişilerin yüzde 92’si Ukrayna’dan yana iken, 18-29 yaş grubunda bu oran sadece yüzde 56 civarında.

Sorumlu sosyal medya mı?

Tam da bu noktada tekelci medya, “sorumlu sosyal medya mı” diye soruyor. Sosyal medyanın bu durumdan sorumlu olduğuna atıf yapılıyor ve “tehlikeye” işaret ediliyor.

Zürihli siyaset bilimcisi Michael Hermann bu durumu “farklı medya ve haber platformlarının izlenmesine” bağlıyor. Hermann, yaşlıların bilgilerini televizyon ve gazete gibi geleneksel medyadan, gençlerin ise genellikle sosyal platformlardan edindiğine işaret ederek, “Onlar (gençler) birçok farklı etkiye maruz kalıyorlar. Sosyal medyadaki Rus propagandası da buna dahil” diyerek, sosyal medyada yayılan “tehlikeye” atıfta bulunuyor.

Korona salgınının genç neslin bu tutumuna ek bir zemin oluşturduğunu belirten Hermann, “Gençler, iyi yönetilemeyen pandemi sürecinde daha sorgulayıcı oldular. Bu nedenle devlet ve resmi yaklaşımlar söz konusu olunca kritik yaklaşıyorlar” diyor.

Tamedia adına anketi yapan Sabine Frenzel’e göre sosyal medya, “özgür fikir oluşturma ve dolayısıyla demokrasi için aşırı bir tehdit oluşturabilir”miş.

Anketin yayınlandığı 20 Nisan’da, Tamedia’ya bağlı tüm gazetelerde sosyal medya “tehlikesi” yazıldı, çizildi, yorumlar yapıldı. Gençlerin bu “tehlikeden” nasıl korunacağı üzerine tezler sıralandı. Sosyal medyanın sansürlenmesinden tutun da yasaklanmasına kadar öneriler sıralandı.

Anlaşılan o ki, Avrupa ‘demokrasileri’ resmî ideolojiye gölge düştüğünde, “tahammülün de bir sınırı var” demeye hazırlanıyorlar.