İçindekiler:

2 Nisan 2022
Sayı: KB 2022/13

Ukrayna'da emperyalist savaş ve NATO
Müzakereler İstanbul'da devam etti
Nebati kimin ekonomisini kurtardı?
Türk-İş açlık sınırını açıkladı
Düzen muhalefetinin restorasyon programı
Seçim yasasında yap-boz!
BDSP'nin 1 Mayıs bildirisi
İstanbul 1 Mayıs Platformu'ndan çağrı
Yoksulluğun panzehiri
Farplas direnişi sona erdi
NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü / 1
Hıdır Demir'in anısına...
"Parti sırrı"
Google ve Youtube emperyalist savaşın tarafındalar
"Ruble ile ödeme yoksa gaz da yok"
Avrupa'da "Grev" gösterimleri
Cenevre'de "Grev" gösterimi
"Ankara Mutabakatı"
DGB'den 1 Mayıs çağrısı
Gençlikten Kızıldere anmaları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Ruble ile ödeme yoksa gaz da yok”

 

ABD’nin savaş arabasına binen AB ülkeleri, Rusya’ya karşı ekonomik ambargo uygulayarak bir anlamda ayaklarına kurşun sıkıyorlar. Zira Rusya’ya yaptırım uygulanması dolaysız bir şekilde bu ülkelerin ekonomilerini de olumsuz yönde etkiliyor. Dizel, benzin, doğalgaz, elektrik başta olmak üzere birçok temel tüketim maddesine yapılan zamlarla ‘savaş faturası’ şimdiden emekçilerin sırtına yıkılmaya başlamış bulunuyor.

AB ülkeleri doğalgaz ve petrol alanında önemli ölçüde Rusya’ya bağımlılar. Rusya’dan petrol-doğalgaz alımından vazgeçmek isteseler bile, geçiş süreci için yıllar gerektiği belirtiliyor. Kısa vadede bunun mümkün olmadığını AB şefleri de dile getiriyor. Buna rağmen AB’nin ‘savaş şahinleri’ gerilimi tırmandıran, ekonomik-ticari savaşı kızıştıran adımlar atıyorlar. Rusya’dan doğalgaz-petrol alımını durduralım diye vaaz veriyorlar. Bunların başını ise, Alman Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock çekiyor.

Rusya’ya de facto petrol ambargosu uygulamak istediklerini söyleyen Baerbock, tam bir utanmazlıkla bunu “değerlere dayalı enerji politikası” diye yutturmaya çalışıyor. “Değerler” dediği şey ise, orta çağ artığı Körfez şeyhlerinin “değerleri” oluyor. Değerler zırvası bir yana bırakılırsa, bu yönde adım atılması durumunda bunun ağır bir mali yükü olacağını, ‘militarist yeşil’ Bakan başta olmak üzere AB şefleri biliyor elbette. Rusya hiçbir ekonomik karşı önlem almamışken enflasyon artmış, ayçiçek yağı, un, makarna gibi temel tüketim maddeleri sıkıntısı çekilmeye başlamış, emekçilerin refah düzeyi düşmeye başlamıştır. Petrol ve doğalgaz ambargosunun uygulanması durumunda ise, faturanın çok daha ağır olacağını, konuyla ilgili hemen herkes dile getiriyor.

‘Militarist yeşil’ Bakan ve onun gibiler ekonomik-ticari savaşı kızıştırırken, Rusya’dan da ekonomik alandaki ilk hamle geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen hafta “dost olmayan ülkelere petrol ve doğalgazın ruble ile satışına geçilmesi” yönünde talimat verdiği açıklanmıştı. Söz konusu talimata göre ruble ile satışlara 31 Mart’tan itibaren geçiş yapılacak. AB ülkeleri bu karar uymayacaklarını açıklamış ve ruble ile ödeme yapmayacaklarını ilan etmişlerdi. Hal böyleyken Kremlin sözcüsünün salı günü yaptığı açıklama, ekonomik-ticari savaşın kızışacağına işaret ediyor.

Basın toplantısı düzenleyen Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, AB ülkelerinin ruble ile ödeme yapmamaları durumunda ne yapacakları yönündeki soruya şu karşılığı verdi: “Hayır işiyle uğraşmayacak, Batı Avrupa’ya ücretsiz gaz göndermeyeceğiz.”

“Ödeme (ruble ile) yoksa gaz da yok” ifadelerini kullana Peskov, buna rağmen gazın kesilip kesilmeyeceği konusunda nihai kararın henüz alınmadığını belirtti.

Rusya’nın AB ülkeleriyle köprüleri atmak istemediği ve petrol-doğalgaz satışından elde ettiği paraya olan ihtiyacı dikkate alınırsa, Avrupa’ya petrol-doğalgaz sevkiyatını durdurması kolay değil. Buna karşın ruble ile ödeme talebinde bulunması, Putin yönetiminin ekonomik-ticari savaş alanında uzun süre pasif kalmayacağına işaret ediyor.

Görünen o ki, AB’deki savaş şahinleri bir yandan yüz milyarları silahlanma için harcarken, öte yandan Rusya’ya yaptırımları sıkılaştırarak işçi ve emekçilere ağrı bir ‘savaş faturası’ ödetmekten çekinmeyecekler.

Bu silahlanma ve militarizm histerisi işçi ve emekçilerin direnişiyle durdurulamazsa, savaşın faturası kabarmaya devam edecektir.

 

 

IG Metall delegelerinden ‘savaşa hayır’ açıklaması 

 

IG Metall Ruhrgebiet Mitte’nin 9 Mart 2022 tarihinde yapılan delegeler toplantısında işçiler silahlanma ve emperyalist savaşa karşı barışı savunan önemli bir karar aldılar.

Sendika delegeleri toplantısında kararlaştırılan, “Savaşa Hayır! Savaşın yaygınlaştırılmasına hayır! Barış şimdi!” çağrısında şu ifadeler yer aldı: “yeniden silahlanma ve silah teslimatlarına, silahlanma maliyetlerinin kitlelerin sırtına yüklenmesine, ardından eğitim, sağlık gibi başka alanlarda para sıkıntısı yaşanmasına karşı açıkça konumlanıyoruz.”

Çağrı, yapılan şu güçlü vurguyla tamamlanıyor: “Sınırlar halklar arasında değil, savaştan çıkar sağlayanlar ile kurbanları arasındadır!”

Toplantıya katılan bir delege/işçi rf-news’e yaptığı açıklamada, “kararın,  Ennepe-Ruhr-Wupper temsilciliği gibi diğer idari organlar tarafından da kabul edildiğini” belirtti. 

Toplantıya katılan işçiler, yapılan sohbetlerde savaşın arka planı üzerinde durulduğunu, bunun emperyalist güçler arasında dünya pazarında üstünlüğü güvence altına almak için yürütülen bir savaş olduğu gerçeğinin de tartışıldığını ifade ettiler.

Bir işçi “Kapitalizmdeki savaşın özel olarak şirketlerin işleriyle nasıl bağlantılı olduğu borsada görülebilir” ifadeleriyle silah tekelleri ile savaş arasındaki dolaysız ilişkiye dikkat çekti. Silahlanma harcamaları için Almanya’nın 100 milyar Euro bütçe ayıracağını açıklanmasının ardından Thyssen’in hisselerinde gerçekleşen %9’luk artışı buna örnek gösteren işçi, alınması gerek tutum konusunda ise şunları söyledi: “Şu anda durum çok kötü görünüyor, önce kısa süreli çalışma, şimdi de savaş… Savaşa karşı aktif direnişin anahtarı uluslararası dayanışmadır.”