İçindekiler:

23 Nisan 2021
Sayı: KB 2021/Özel-16

1 Mayıs’ı savunmak için...
1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!
Haklarımız ve geleceğimiz için...
Keyfi yasakları tanımıyoruz!
İEKK: Yaşasın birlik, mücadele, dayanışma!
DGB: Özgürlüğümüz için 1 Mayıs’ta alanlara!
1 Mayıs çağrıları yasak tanımıyor
Emekçi penceresinden 128 milyar doların hesabı
Geleceksizliğin panzehri örgütlü mücadele!
1 Mayıs’ın tarihsel önemi ve devrimci özü - H. Fırat
Lenin’den işçilere 1 Mayıs çağrısı...
Burjuva siyaset de yasak!
Lüks haline gelen “Dinlenme hakkı!”
Küba Komünist Partisi 8. Kongresi
Almanya ve İsviçre’de 1 Mayıs hazırlıkları
Emperyalist rekabet ve Ukrayna gerilimi
ABD ve NATO’nun Afganistan “yenilgisi”
Natanz nükleer tesislerine sabotaj...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Geleceksizliğin panzehri,
örgütlü mücadeledir!

 

Bugün gençliğin en büyük sorununu “geleceksizlik kaygısı” oluşturmaktadır. Eğitimin niteliksizliği, en az iki üniversite bitirilmesine rağmen işsiz kalınması, siyasi düşüncelerden dolayı atanamama sorunu vb. sorunlar, pandemiden önce de vardı. Ancak pandemi, yaşanan sorunların daha da ağırlaşmasına yol açtı. İşsizlik hiç olmadığı kadar artarken, gelecek kaygısı tüm gençlerin ortak kaygısı haline geldi. Her ne kadar iktidar ve yandaşları, olumlu bir tablo çizerek işsizliğin olmadığını, eğitimde sorun yaşanmadığını ifade eden açıklamalar yapsalar da birçok saha araştırması, anketler ve analizler, bu söylenenlerin koca bir yalandan ibaret olduğunu gözler önüne sermektedir. Örneğin İYİP Genel Başdanışmanı Aytun Çıray’ın sosyal medya üzerinden gençlere sorduğu soru ve gençlerin verdiği cevaplar, vahim tablonun görülebilmesi için çarpıcı bir örnek niteliğindedir.

Çıray, sosyal medya üzerinden gençlere “TBMM’de öncelikle hangi soruyu gündeme getirelim? En büyük sorununuz nedir?” sorusunu yöneltti. Soruya verilen cevaplara göre gençlerin en büyük üç derdinin ekonomik sıkıntı, işsizlik ve gelecek kaygısı olduğu ortaya çıktı. Gençlerin yaşadığı diğer sorunlar ise şöyle: İşsizlik, genç işsizliği, adalet sistemi, hukuksuzluk, yoksulluk, gelir adaletsizliği, EYT ve taşeron işçi sorunu, salgının engellenememesi, kayıp 128 milyar dolar, kamudaki ihraçlar, liyakatsizlik ve torpil, kötü yönetim, aşıya erişememek, yolsuzluk-rant-talan, gelecek kaygısı, ifade özgürlüğü, demokrasi, ahlaki yozlaşma, tarikatların kamuya sızması, laiklik, kalitesiz üniversiteler, israf, fırsat eşitsizliği vb.

Aslında gençlerin verdikleri cevaplar Türkiye’de ve genel olarak dünyada yaşanan sorunların bir yansımasıdır. Geçim sorunu, işsizlik, hukuksuzluk, iktidardakilerin yolsuzlukları, salgının yönetilememesi gibi sorunlar bugün birçok ülkede toplumların gerçekleştirdiği eylemlerin nedenleri arasındadır. Geleceksizlik kaygısı sadece Türkiye’deki gençlerin değil, toplamda dünya genelinde gençlerin yaşadığı bir kaygıdır.

Tablo böyleyken, sermayenin demir yumruğu Erdoğan, türlü vesilelerle yaptığı konuşmalarda gençlerin gelecek sorununun olmadığını ya da işleri beğenmedikleri için işsiz olduklarını ifade edebiliyor! Hatta ve hatta “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok!” diyebiliyor.

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, bir gencin “Birçok arkadaşımız üniversiteden mezun oluyor. Fakat istihdam sorunu yaşıyor. Burada bir planlama sorunu mu var?” sorusuna şöyle yanıt verdi: «İşsizlikte iyi bir noktaya geldik diyebilirim. O da şu; ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, özellikle de 13 civarında bir konumdayız işsizlikte. Bu son açıklanan rakam da aslında ciddi bir artış sayılamaz. Turizmde çok çok iyi bir konumdaydık fakat bu Kovid meselesi sebebiyle turizmdeki düşüş ister istemez istihdamı da olumsuz etkiledi. En çok istihdamı yapan bizim iktidarımızdır. Çok ciddi istihdam yaptık. Hem sağlıklı olanlar için hem engelli olanlar için ciddi istihdamlar yaptık. İş nereye geliyor garanti noktasında, kalifikasyona geliyor. Ve kalite, kalifikasyon noktasında kendini ispatlıyorsa bir genç, iş bulur.» Erdoğan, gençlerin iş bulamamasının kaynağı olarak bu sefer de gençlerin “kalifikasyon” sorununun olduğuna işaret etti!

Sermayenin demir yumruğu, gençlerin “kalifikasyon” sorununun olduğunu söyleyedursun, bizler iktidar yanlılarının hiçbir vasıfa sahip olmadan açılan “özel iş ilanları ile”, torpil ile nasıl iş bulduklarını çok iyi biliyoruz. Birçok üniversitenin rektöründen akademisyenine kadar tüm kadrolarının iktidar yanlısı ailelerin tüm fertlerinden oluştuğuna çokça şahit olduk. Onların tek vasfı “iktidarı güzel övmek” olabilir ancak. Yakın zamanda basına yansıyan bir haber ile de bu gerçeklik bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. AKP teşkilatlarına üye olanların torpil ile işe alınmaya devam ettiklerine çok iyi bir örnektir aynı zamanda: Türkiye Varlık Fonu Başdanışmanı Mithat Cansız’ın torpil ile işe alımının sağlanması için Berat Albayrak’a attığı mail ortaya çıktı.

Bugün Türkiye’de her 4 üniversite mezunundan 3’ü işsizlikle boğuşuyor. TÜİK’in yayınladığı son verilere göre 15-24 yaş aralığında bulunan genç işsizlik oranı yüzde 25,3. İstihdam oranı ise sadece yüzde 29,2. İşgücüne katılma oranı yalnızca yüzde 39,1. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı ise yüzde 28,3’tür. Genç İşsizler Platformu’nun verilerine göre ise, iş bulma ümidini yitiren, son dört haftada iş başvurusu yapmasa da önceki başvurularından cevap bekleyen ya da yalnızca mevsimlik çalışanların eklenmesiyle birlikte, 15-24 yaş grubundaki geniş tanımlı genç işsizlik oranı yüzde 40,5’tir. Tablo böyleyken, iktidarın ve onun çanak yalayıcılarının ikiyüzlüce yaptıkları açıklamalarının bir karşılığı yoktur.

Bir yandan gençlik birçok sorun ile boğuşurken, diğer yandan bu sorunlara karşı ses çıkaranlar da vardır. Bugün Boğaziçi Direnişi olarak süren eylemlerin temel nedenleri arasında gençliğe dayatılan birçok sorunun yanı sıra temel olarak geleceksizlik kaygısı bulunmaktadır. Gençler sokaklarda gelecekleri için direniyor ve bu birlikte sürdürdükleri mücadele iktidarların korkularını gerçek kılıyor. Bu eylemlerin tüm gençliğe vermek istediği ortak mesaj ise şudur: “İşsizliğe, geleceksizliğe karşı sınıf sınıf, kampüs kampüs, üniversite üniversite örgütlü mücadeleyi yükseltmeli, sokaklarda, meydanlarda olmalıyız!”

P. Sevra