16 Şubat 2018
Sayı: KB 2018/07

Birleşik, kitlesel direniş!
Şovenizmin etkisi işçi sınıfı harekete geçene kadardır
Sosyal-şovenizm üzerine
Türkiye-ABD/NATO arasındaki “geleneksel” ilişkiler
HDP 3. Olağan Kongresi gerçekleştirildi
“Kamu yararını savunmaya devam edeceğiz!”
Kamu emekçilerinin direnişi 1. yılında
Petrol-İş İstanbul 1 No’lu Şube Genel Kurulu
İşgalci HT Solar işçileri ne kazandı?
Örgütlenme seferberliği başlatıyoruz!
2018 8 Mart’ı ve eylem hattımız
Vera Zasuliç
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
“Bu Pazar kanlı Pazar”
Emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı öfke büyüyor!
Yeni bir saldırı ve savaş hükümeti
“İntihar toplumsal bir anlama sahiptir”
İnancımızı kuşanalım, tıpkı öfkemiz ve umudumuz gibi!
Sıcak Bir Günün Şafağında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Petrol-İş İstanbul 1 No’lu Şube Genel Kurulu

 

Petrol-İş İstanbul 1 No’lu Şube 5. Olağan Genel Kurulu 10 Şubat’ta sendikanın Altunizade’deki genel merkezinde gerçekleştirildi.

Genel Kurul, Şube Başkanı Ahmet Baranlı’nın açılış konuşması ile başladı. Saygı duruşunun ardından genel kurul divanın seçilmesi ve Petrol-İş Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar’ın konuşması ile devam etti.

Faaliyet raporlarının oy birliğiyle kabul edilmesinin ardından delegeler söz aldı.

Eaton, Bayer, Sandoz fabrikalarından delegelerin konuşmalarından sonra şube yönetimine aday olanlar açıklandı. Mevcut Şube Başkanı Ahmet Baranlı kendi listesini oluşturarak adaylığını açıklarken mevcut başkan yardımcıları Yılmaz Akay ve Abidin Kaya da başkan yardımcılığı görevlerine bireysel adaylıklarını koydular. Aday konuşmalarının ardından ara verildikten sonra oylamaya geçildi.

Şube seçimlerini Ahmet Baranlı ve listesi kazandı. Ahmet Baranlı Şube Başkanı, Ergün Artunç Başkan Yardımcısı, Erkan Zorlu ise Başkan Yardımcısı (Mali) olarak seçildi.

Genel kurul gözlemleri:

*Genel merkez ve şube yönetimi adına yapılan konuşmalarda OHAL ve savaş ön plana çıkartıldı. Bir bakıma OHAL ve savaş gündemi petrokimya işçilerinin sorunları ve taleplerinin önüne geçti. Özellikle savaş gündemi “savaş varken ne yapsak gündeme gelemiyoruz” gibi söylemlerle mücadele vermemenin bahanesi olarak öne çıktı.

*Hem mevcut yönetim adına hem de muhalefet adına yapılan konuşmalarda somut bir mücadele ve örgütlenme hattı ortaya konmaması dikkat çekiciydi.

*Delegeler adına yapılan konuşmalarda da fabrikalara özgü sorunlar ve talepler ön plana çıkartılmadı.

*Delegeler haricinde fabrikalardan hemen hemen hiç işçi katılımı olmadı.

 

 

 

 

TÜPRAŞ patlamasıyla ilgili davada sanıklara tahliye

 

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) İzmir Rafinerisi’nde 11 Ekim 2017’de meydana gelen patlamada 4 işçinin hayatını kaybetmesi ve 2 işçinin de yaralanmasıyla ilgili dava 13 Şubat’ta görüldü.

Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, iş cinayetinde katledilen işçilerin aileleri “zararlarının karşılandığını” söyleyerek şikayetçi olmazken, mahkeme heyeti de tutuklu yargılanan 5 sanığı tahliye etti.

5’i tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada bütün sanıklar patlamaya ilişkin kendilerinin bir sorumluluğu olmadığını iddia ederken, mahkeme heyeti olayda ihmali olanların tespiti için yeniden bilirkişi raporu alınmasına ve sanıkların tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi.

TÜPRAŞ İzmir Rafinerisi’nde, 11 Ekim 2017’de nafta tankında meydana gelen patlamada Kemal Şaşmazer, Yusuf Kepenek, Mehmet Dere ve Mehmet Karademir isimli işçiler yaşamını yitirmiş, iş cinayetinin sorumluları hakkında ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’tan dava açılmıştı.

 

 

 

 

Bravo işçileri: DİSK Tekstil aradan çekil!

 

Çalıştıkları Bravo Tekstil’in batması üzerine alacakları için DİSK’e bağlı Tekstil Sendikası’na başvuran Bravo işçileri, işçiden habersiz kendi adlarına görüşme ve anlaşmalar yapan sendikanın önüne giderek “Aradan çekil” dediler.

11 Şubat’ta Şirinevler’deki sendika binası önünde buluşan işçiler DİSK Tekstil yöneticileri ile görüşmek isterken, sendikada kimsenin olmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine işçiler sendikanın bulunduğu iş merkezi önünde dövizlerini açarak kısa bir süreliğine burada beklediler.

Dövizlerde “Rezalet sendika emekçiye yalan söylüyor”, “Sendika emekçinin haklarını satıyor”, “DİSK Tekstil sendikası çekil aradan”, “Bravo işçilerinin hakkı Bravo işçilerine”, “’Hakkınızı alacağız’ dediniz ‘sizi tekrar ezeceğiz’ demediniz” ifadeleri yer aldı.

İşçilerin bina içerisine girerek sendikanın tabelası önünde fotoğraf çektirmek istemesi bina görevlisi ve polis engeline takıldı. Bir BDSP’li ve Kızıl Bayrak muhabiri de çevreyi ablukaya alan polisler tarafından GBT uygulamasına tabi tutuldu.

 

 

 

 

3. havalimanı inşaatında işçiler kazandı!

 

İş cinayetleri ve kölece çalışma koşullarıyla gündemden düşmeyen 3. havalimanı inşaatında çalışan işçiler, 13 Şubat akşam saatlerinde çalışma ve barınma koşullarına tepki olarak kamp alanı içinde yürüyüş gerçekleştirdi.

Kaldıkları odalarda kapasitesinin iki katı sayıda işçinin barınmak zorunda olmasına isyan eden işçiler “İnsanca yaşamak istiyoruz!” ve “Kahrolsun işçi düşmanları!” sloganlarıyla yürüyüş yaptı. İşçiler, Akpınar işçi kampından kamp amirliğine yürüdü.

İşçilerin yürüyüşü karşısında jandarma kamp girişine barikat kurdu ve işçilerin geçişine izin vermedi.

İstanbul Grand AirPort (İGA) Kamp Amiri ise işçileri tehdit etti. Amir, “Odalarınıza dönün, böyle yaparsanız hepiniz o odalarda tıkış tıkış yaşarsınız” dedi.

Ardından amirlikten gelen açıklamada, “İGA yönetiminin odalardaki kişi sayısının arttığından haberi yok, lütfen odalarınıza geri dönün” ifadeleri kullanıldı.

Kendi aralarında kurdukları 3 kişilik komite aracılığıyla şirketle görüşen işçiler, taleplerini kazandı. Şirket, komitenin ilettiği şu talepleri kabul etmek zorunda kaldı: Yemek sorunu çözülecek, odalardaki tahta kurusu sorunu çözülecek, tuvaletlerdeki koku ve kirlilik sorunu çözülecek, boş odalar tespit edilecek 6 kişi kalan işçiler boş odalara sevk edilecek.

İş cinayetleri sürüyor

İşçilerin “Ortalama haftada 4-5 işçi ölüyor” dediği, bugüne kadar 400’e yakın işçinin katledildiğini söyledikleri, bakanlığınsa yalanlayıp “27 işçi öldü” iddiasında bulunduğu şantiyede 14 Şubat’ta bir işçi daha yaşamını yitirdi.

MNG adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan bir işçinin yüksekten düşerek yaşamını yitirdiği bildirildi. Gökhan Türkben adlı işçinin, Terminal 1 bölümünde, tesisat işinde çalıştığı kaydedildi.


 
§