15 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/48

ABD-İsrail-Suudi saldırganlığının Kudüs hamlesi
Stratejik ortakların açık-gizli suç dosyası!
Dinci faşizmin karanlığı ve çıkış arayışı
Taşeron işçisine kadro aldatmacası
Yapılması gereken açıktır: Grev!
“Mücadele etmeyen işçi köleliğe mahkumdur”
HT Solar’da hiçbir şey bitmiş değil!
İstanbul’da direniş sürüyor
Dünyayı sarsan altmış yıl!
Emperyalist savaşa karşı mücadeleye!
Gerici kuşatmayı kırmak için tek yol mücadele!
Kurultay Hazırlık Komitesi toplandı
Bugünün mücadelesini yarına bırakma!
Gençlik Erdal Eren’i andı
Suriye’de “siyasi çözüm” ve Ortadoğu’da artan gerilim
Almanya’da siyasi kriz sürüyor
Silahların gölgesinde kâr hesapları
19 Aralık Katliamı’nın 17. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

100 yılın çağrısı…

Emperyalist savaşa karşı mücadeleye!

 

Ekim Devrimi, proletaryanın burjuvaziye karşı uzlaşmaz mücadelesi kadar, enternasyonalizmi bayrak edinmesi açısından da öğretmeye devam ediyor.

Ekim Devrimi’ni de doğuran tarihsel koşullar içinde Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı kritik bir rol oynar. Emperyalist savaşın derinleştirdiği çok yönlü bunalım devrimleri tetiklerken, uluslararası sosyalist hareketin ideolojik bunalımını, somutta İkinci Enternasyonal’in çöküşünü de açığa çıkarır.

Emperyalist savaş karşıtı tutum

Yaklaşan savaş tehlikesi uluslararası sosyalist hareketin de gündeminde olmasına rağmen, savaşın başlamasıyla birlikte Alman Sosyal Demokrat Partisi savaş bütçesini onaylayarak kendi burjuvazisinin yanında saf tutar. Bu tutum uluslararası sosyalist hareketin yıkımı anlamına gelmektedir. Lenin önderliğinde Bolşevikler ise emperyalist savaş karşısında “devrimci yenilgicilik” tutumunu savunarak “devrimci iç savaş” çağrısını yükseltirler. İkinci Enternasyonal’in çöktüğünü söyleyerek, derhal yeni bir enternasyonalin kurulması çağrısı yaparlar. Bu tutumu örgütlemek için gerçekleştirilen uluslararası toplantılarda diğer sosyalist partilere tutum aldırmaya çalışırlar. Mart 2015’te toplanan, yedi ülkeden 25 sosyalist kadının katılımıyla gerçekleşen Uluslararası Kadın Konferansı’nda da emperyalist savaş karşıtı tutumu ortaklaştırmaya çalışırlar. Bolşeviklerin metni kabul görmese de, rapora eklenmesi sağlanır.

Bolşevikler, emperyalist savaş karşısında aldıkları devrimci sınıf tutumunun gereği olarak işçiler ve askerler arasında aktif bir çalışma yürüterek, iç savaş çağrısında bulunurlar. Savaşın derinleştirdiği bunalımı, kitlelerin devrimci öfkesini açığa çıkarmak için etkin bir şekilde değerlendirirler.

Uluslararası plandaki ayrışma Rusya’daki politik güçler arasında da yaşanır. Sosyalist Devrimciler ve Menşevikler “anavatan savunuculuğu” yaparlar.

Kadınlar içinde emperyalist savaş karşıtı çalışma

Savaşın başlamasıyla birlikte işçi ve emekçi kitlelerin yoksulluğu daha da derinleşir. Kadınlar savaşın yıkımını çok yönlü olarak yaşarlar. Savaşın başlamasıyla yaşanan erkek iş gücü kaybı nedeniyle kadınlar daha fazla üretime çekilirler. Öyle ki, 1915’te temel sanayi dallarında kadın iş gücü %18 iken, bu oran 1917’de %50’ye ulaşır.

Emperyalist savaşın başladığı dönemde emekçi kitlelere sessizlik hakimdir. Savaşın yıkımının daha görünür hale gelmesi ve Bolşeviklerin işçi ve emekçi kitleler içinde yürüttüğü propaganda-ajitasyon faaliyetinin etkisiyle, öfke ve tepki dışa vurmaya başlar.

Sınıf ve kitle hareketinin yeniden yükselişe geçmesinde, 1915 yılında Petrograd’da kadınların ekmek ayaklanmaları tetikleyici bir rol oynar. 6 Nisan 1915’te et satışının bir gün durdurulması üzerine kadınlar büyük bir et marketini yağmalarlar. İki gün sonra ise Moskova’da ekmek kıtlığı nedeniyle ayaklanma yaşanır. Haziran 1915’te İvonovo-Voznesensk’te başlayan “un grevi” bir ay sonra savaşın sona ermesi ve tutuklu işçilerin serbest bırakılması taleplerinin yükseltildiği gösterilere dönüşür. Eylemler 30 kişinin ölümüyle sonuçlanır. Kostrfoma’da ise askerler greve müdahale ederler. Kadın işçiler askerlere yazdıkları bildiride, kurşun sıkmak yerine kendilerini korumaları gerektiğini anlatırlar.

1915’le birlikte yükselen sınıf hareketinde Bolşeviklerin kadın işçiler içinde yürüttükleri etkin ve yaygın çalışmaların önemi büyüktür. 1917’ye kadar gelişen süreçte kadınlar birçok grev ve direnişte yer alırlar. “Ekmek” talebiyle gerçekleştirdikleri gösterilerle işçi hareketinin yeniden yükselmesinde önemli bir rol oynarlar. Ve 1917 Şubat’ında, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’nde gerçekleştirdikleri eylemlerle Şubat Devrimi’nin kıvılcımını çakarlar. Şubat Devrimi’nden Ekim Devrimi’ne uzanan sekiz aylık mücadele sürecinde “barış” talebi öne çıkar. Bolşevikler, propaganda çalışmaları, kitle toplantıları ve eylemlerle, “Bütün İktidar Sovyetlere” çağrısının hayat bulması için kitleler içinde örgütleme seferberliği yürütürler. Savaşın başlamasıyla yasaklanan Rabotnitsa (İşçi Kadın) gazetesi yeniden yayına başlar. Sistematik olarak işlediği gündemlerle emperyalist savaş karşıtı mücadelenin örgütlenmesinde özel bir rol oynar.

Bunalımların derinleştiği, emperyalistler arasında egemenlik mücadelelerinin kızıştığı, Ortadoğu’nun bir kan gölüne dönüştürüldüğü bugün, emperyalist yıkım savaşlarından kurtulmanın yolu yeni Ekimler’den geçiyor!

 

 

 

 

Polis, kamera kayıtlarına rağmen tacizciyi aramadı

 

Sermaye devletinin kadın cinayetlerini, taciz ve tecavüzü meşrulaştıran uygulamalarının ardı arkası kesilmiyor. Polis tarafından sözde koruma altına alınan kadınların katledilmesi, sığınma evlerindeki kadınların yerlerinin ifşa edilmesi gibi uygulamaların yanı sıra, tacize uğraması üzerine karakola giden kadınların şikayetleriyle ilgilenmeyen polis, kadınları başlarından savıyor.

Son olarak Ankara’da tacize uğrayan genç bir kadın gittiği karakolda “Ankara’da kaç milyon kişi yaşıyor, boşuna arama” denilerek geri gönderildi. Tacizin kamera görüntülerini bulan kadın karakola tekrar gittiğinde ise “Maalesef teknolojik imkanlarımız buraya kadar, görüntüyü açamıyoruz” cevabıyla karşılaştı. Genç kadın bunun üzerine üstünkörü ifadesinin alındığını belirtti.

Polisin tacizciyi yakalamaya dönük bir şey yapmaması üzerine genç kadın görüntüleri “Teknolojik imkanlarımı zorluyorum. Tacizcimi arıyorum” diyerek sosyal medyada paylaştı.

Olayın sosyal medyada yayılmasının ardından 13 Aralık günü tacizci olduğu belirlenen Mustafa M’nin gözaltına alındığı öğrenildi.


 
§