16 Aralık 2016
Sayı: KB 2016/47

Birleşik direniş, fiili-meşru mücadele!
Sermaye ekonomik krize “çözüm” arıyor
Sermayedarları kurtarma paketi!
Kanla beslenen bir düzen
Bu pisliği devrim temizler
İki stratejik ortağın Mavi Marmara anlaşması
15 Temmuz’dan yansıyanlar
İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret için mücadeleye!
DEV TEKSTİL GMYK Aralık Ayı Toplantı Sonuçları
İşçi direnişleri ve eylemler devam ediyor
Krizler içerisinde debelenen düzene karşı, devrimci bir sınıf hareketi için ileri! - Onur Kara*
Asya-Pasifik: Emperyalistler arasındaki çatışmanın yeni alanı
Halep Suriye ordusunun denetimine geçti, savaş devam ediyor
Avrupa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru
AB ve avro cephesindeki gelişmeler üzerine
Bir kadın cinayeti ve Alman devletinin kirli sicili
Artık yeter! Sizinle kardeş değiliz
Maraş Katliamı’nın 38. yılı
19 Aralık Katliamı'ndan bugüne…
“19 Aralık’ta direniş bayrağını daha yukarıya yükselttik!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Halep Suriye ordusunun denetimine geçti, savaş devam ediyor

 

Suriye’nin ‘sanayi/ticaret başkenti’ kabul edilen Halep, cihatçı çetelerden arındırıldı. Rusya, İran, Lübnan Hizbullahı desteği ile savaşan Suriye ordusu tüm kentte kontrolü sağladı (Kürt nüfusun yoğun olduğu Şeyh Maksud Mahallesi ise PYD/YPG kontrolünde bulunuyor). 12 Aralık akşamı sokaklara çıkan Halepliler, ‘kentin kurtuluşu’nu coşkuyla kutladılar. Çeteler tarafından kuşatılan mahallelerde elektrik, su gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılmasına rağmen kenti terk etmeyen halk, kısa sürede ‘olağan yaşama’ dönme umudunu dile getirmeye başladı. Ancak savaşın kentte yarattığı korkunç yıkım ve kıyımlar olağan yaşama dönüşü zorlaştıracaktır.

Cihatçı çetelerle hamilerinin hezimeti

Halep savaşının ‘staretejik’ bir önem taşıdığı tüm taraflarca kabul ediliyordu. Suriye’nin en önemli sanayi ve ticaret merkezi olan Halep’in 3/2’si, yakın zamana kadar cihatçı çetelerin kontrolündeydi. Çetelerin kentte etkili olmaları halktan aldıkları destekten çok, Türkiye-Suudi Arabistan-Katar “şer üçlüsünün” tetikçilerini Halep’e yığmalarından kaynaklandı. Türkiye sınırına yakın olması ise, bu işi kolaylaştırdı. Çetelere sunulan tetikçi, silah, lojistik destek akışı yıllarca AKP iktidarı tarafından koordine edildi. Bu işbirliği, çetelerin bini aşkın fabrikayı söküp Türkiyeli patronlara ‘hurda’ olarak satmalarını da mümkün kıldı.

Şer üçlüsünün bu kente büyük bir önem atfetmesi, Halep’i işgal etmenin Esad liderliğindeki Suriye yönetimini yıkmak için önemli bir aşama olacağı varsayımına dayanıyordu. Ancak yaptıkları tüm yığınaklara rağmen amaçlarına ulaşamadılar. Esad yönetimi kentin 3/1’ini kontrol etmeye devam etti. PYD/YPG ise, çetelerin Şeyh Maksud’a girmelerine izin vermedi. Beş yıldır devam eden bu ‘pat’ durumu, Suriye ordusunun kentte kontrolü sağlamasıyla sona erdi. Esad yönetiminin kazandığı bu zafer salt çeteler için değil ABD ile şer üçlüsünün de hezimeti anlamına geliyor.

Batılı emperyalistlerin ‘cihatçı telaşı’

Halep’in çetelerden arındırılacağı haftalar öncesinden belliydi. Çetelerin kontrolü altında bulunan bölgeleri kuşatan Suriye ordusu ile müttefikleri, Halep’in kurtarılacağını ilan etmişlerdi. Bu gelişmeler üzerine telaşa düşen ABD ile batılı suç ortakları, çeteleri kurtarmak için adeta çırpındılar. Medya tekellerini de işe koşan emperyalistler hem Suriye yönetimini hem Rusya’yı hedef alan yoğun bir ‘psikolojik savaş’ başlattılar. Tablo akıl dışı görünüyordu; zira ‘uygar batı’ Ortaçağ'dan hortlayan ‘barbar cihatçıları’ kurtarmak için seferber oldu.

Halep’te yaşanan ‘insani felakatler’ için timsah gözyaşları dökmeye başlayan emperyalistlerle hempaları kafa kesen, karın deşen cihatçılarını kurtarabilmek için çırpınıp durdular. Güya sivil halkın acılarına son vermek için çaba sarf ettiler. Oysa tek dertleri, çetelerini korumaktı. ‘Sivil halkın acıları’ söylemi ise iğrenç bir riyakarlıktan başka bir şey değil. Zira ülkeyi yakıp yıkan, yüz binlerin öldürülmesine, milyonların yerinden yurdundan edilmesine yol açan bu savaşı bizzat kendileri başlattılar. Halen de bitmesini engelliyorlar.

“Yeni Osmanlı hayalleri” Halep yıkıntılarının altına gömüldü

Türk devletinin Suriye’ye karşı yürütülen vahşi savaşın önde gelen sorumlularından biri olduğu herkesin malumudur. T. Erdoğan başta olmak üzere dinci sermaye iktidarının şeflerinin hesapları, Esad yönetimini devirmekle sınırlı değildi. Yanı sıra, T. Erdoğan’ın “gönül sınırları” içinde bulunan Halep’in işgal edilmesi de hedefleniyordu. Osmanlıyı hortlatma histerisine kapılan dinci iktidar için Halep’in işgali kritik önemdeydi. Zira bu kirli hedeflerine ulaşmaya muvaffak olsalardı, felaketlerden başka bir şey yaratması mümkün olmayan “Yeni Osmanlı histerisi”, dizginlenemez bir hal alabilirdi.

Halep’in çetelerden temizlenmesi, Osmanlı'yı hortlatma heveslerine ağır bir darbe indirdi. Bu tarihi kentin enkaza dönüştürülmesi konsunda başarılı oldukları bir gerçek. Ancak bu başarı, “yeni Osmanlı hayallerinin” bu kentin enkazı altında gömülmesine mani olamadı. Hal böyleyken, Rusya’dan gelen basınçtan dolayı AKP iktidarı, çetelerin Halep’ten sökülüp atılmasını “olağan” bir olaymış gibi karşılamak zorunda kaldı.

Savaş farklı cephelerde devam ediyor

Halep’in çetelerden arındırılması Suriye devleti için de Esad için de önemi bir kazanım. Nitekim bunu Batılı emperyalistler de itiraf etmeye başladılar. Ancak bu, Suriye’ye karşı icra edilen savaşın biteceği anlamına gelmiyor. Nitekim cihatçılar Halep’te hezimete uğratılırken IŞİD çetesi Tedmur kentine saldırdı, Türk ordusu ile tetikçileri El Bab kentini kuşattı, ABD 200’ü aşkın askeri daha savaşa sürdü. Bu arada yenilgiye uğratıldıkları bölgelerden kaçan cihatçıların toplanma merkezi haline gelen İdlib kenti de yakında başlaması muhtemel şiddetli bir savaşın arenası haline gelmeye aday.

Halep zaferi Esad yönetimine askeri, siyasi, moral üstünlük sağladı. Buna karşın Rakka’da IŞİD, İdlib’de El Nusra, Cerablus/El Bab hattında ise Türk ordusu ile cihatçı tetikçilerinin hakimiyeti devam ediyor. Ayrıca Rakka’yı “IŞİD’den kurtarmak” adı altında YPG’ye destek vererek savaşa dahil olan ABD emperyalizmi de sahada bulunuyor.

Suriye halklarına ağır bedeller ödeten bu yıkıcı savaşın seyri, ‘şer üçlüsü’ ile cihatçı çetelerin tercihlerinden çok, 20 Ocak’ta iş başına gelecek olan D. Trump yönetiminin izleyeceği politikaya bağlı olarak belirlenecek. IŞİD’in Tedmur saldırısına yeşil ışık yaktığı söylenen ABD emperyalizmi savaşı tırmandırmazsa eğer, cihatçıların aşamalı bir şekilde Suriye’den temizlenmesi mümkün olacak. Böyle bir sonuç ne emperyalizme ne gericiliğe kaşrı mücadelenin önemini azaltacak.

 

 

 

 

Halep’te “ateşkes”

 

Suriye ordusuyla cihatçı çeteler arasında Halep’te süren çatışmalarda, çetelerin yenilgiye uğramasının ardından, 13 Aralık itibariyle Halep’in doğusunda ateşkes sağlandığı, açılan koridorla cihatçıların bölgeden çıkarılacağı bildirildi.

El Cezire’nin haberine göre cihatçı çeteler, Türkiye aracılığıyla Rusya ile yapılan görüşmeler sonucunda ateşkes anlaşmasına varıldığını açıkladı.

AFP ise Halep’ten cihatçıların tahliyesi için anlaşıldığını, sivillerin ve cihatçı çetelerin bölgeden tahliye edileceğini duyurdu.

Suriye Ordusu’ndan bir kaynak Al Masdar’a yaptığı açıklamada, uluslararası gözlemciler olmadan cihatçıların kontrolündeki alanlara girmeyeceklerini belirtti. Öte yandan, Rusya Birleşmiş Milletler elçisi de ateşkesi doğruladı.


 
§