26 Ağustos 2016
Sayı: KB 2016/32

Özgürlük devrimde, barış sosyalizmde!
AKP’ye uyumlu ve ayarlı bombalar
Haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye
Basın özgürlüğü yalnız düzenin kalemşorları için…
OHAL’de fırsatçılığa devam!
Tarihten bugüne NATO ve Türkiye gerçeğine dair…
ABD ve Türk sermaye devletinin Cerablus seferi üzerine
Emperyalizme hizmet halklara düşmanlık bakidir
Biden ve Yıldırım’dan “ilişkileri onarma” vurgusu
TKİP V. Kongresi sunumlarından... Gençlik çalışmamızın sorunları
Direnmeyi seçmeyenler teslimiyete yürürler
Sermaye-hükümet-Türk Metal ittifakı iş başında!
Japon sömürü teknikleri
“Kaybedecek neyimiz kaldı!”
“Mezarda emeklilik”ten “bireysel emeklilik” yalanına
1900-Novecento
Kapitalizm ve çocuk
Sosyal-demokrat hükümetler ve günümüzdeki rolleri
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kapitalizm ve çocuk

 

Kapitalizm her anlamda sömürü demektir. Sahip-köle döneminden tek farkı ücretli kölelik düzeni olmasıdır. Emperyalist kapitalist sistem yapısal sorunu olarak krizler yaşar ve savaşlar çıkartır. Emperyalist paylaşım savaşları, yıkılması gereken duvardaki çatlakları geçici olarak kapatır. Sistemin ömrünü biraz daha uzatır ama haksız savaşlar geride insanlık adına yıkıntıdan başka bir şey bırakmaz. Bu savaşlarda en ağır yıkımı çocuklar ve kadınlar yaşar.

21 Ağustos’ta Antep’te bir düğün kana bulandı. Yaşamını yitirenlerin yirmi dokuzu çocuk. Bomba olarak kullanılan da bir çocuktu. Bu tablo kapitalizmin vahşetini gözler önüne seriyor. Ortaçağ kalıntısı tecavüzcü IŞİD terörü, benzer bir katliamı Kerkük’te yine bir çocuğu kullanarak yaptıracakken, çocuk, patlatılmadan yakalandı. Çocuk, masumiyeti kullanılarak, kalabalığın içinde rahat hareket edebilir bir kurban. Neyin ne olduğunu kavramadan, kandırılan ya da zihinsel bir engeli bulunan çocuklar bu şekilde kullanılıyor. Çocuklar sadece böyle bir vahşetle karşı karşıya değil. Tarih boyunca çocuklar her sınıflı toplumda birçok bakımdan sömürülmüştür. Köleci dönemde doğuştan köle olan çocuklar savaşlarda kullanılmışlardır. Günümüzde Kanada, ABD ve bir dizi ülke “çocuk asker” tanımlaması yapıyor ve on sekiz yaşın altında binlerce çocuk savaşa gönderiliyor. İşçi-emekçi kesimlerin çocukları para karşılığında savaşa gönderiliyor.

Kapitalizmin en büyük sömürü alanlarından biri de çocuk işçiliktir. Kapitalizm henüz gelişmekte iken, yani iki yüzyıl öncesinde, kapitalistler çocukları yoksul kesimden satın alıp sadece yemek ve yatak vererek günde 14-16 saat çalıştırdılar. Aradan geçen bunca yıla ve gelişen teknolojiye rağmen fazla bir şey değişmedi. Halen 14-16 saat çalıştırılan, satın alınan çocuklar var. Büyük marka diye adlandırılan Nike ve Reebook, çocuk işçiliği üzerinden üretilmektedir. Endonezya, Bangladeş vb. ülkelerde çocuk çalıştırmak çok yaygındır. Çocuk işçiliğin yaşı altıya kadar düşmüştür. Türkiye’de ise Suriye’de devam eden kirli savaştan kaçıp gelen aileler hayatlarını devam ettirmek için altı yaşında da olsa çocukları fabrikalara, atölyelere göndermektedirler.

Çocuk işçiliğin en yoğun olduğu sektör tarım sektörüdür: “Dünya genelinde çocuk işçilerin %60’ı, yani 129 milyonu tarım sektöründedir. 3’te 2’si ücretsiz aile işçileridir.”* Aynı raporda yer alan bilgilere göre:

-2014 yılı için her 100 iş cinayetinden 3’ünün kurbanları çocuk işçidir.

-Yıllık izin %89’u için yoktur, %36’sının haftalık izni yoktur.

-3’te birine işyerinde yemek verilmemektedir.

Kapitalistlerin ısrarla çocukları bu alanda sömürmesinin gerisinde kendi çıkarları vardır. Çocuk çalıştırarak ücretten, sigortadan, vergiden, iş yerindeki iş kazalarının sorumluluğundan kaçan patronlar, sermaye masraflarını azaltır ve kârlarını artırır. Çocuk işçiler kaçak çalıştırılır.

Çocukların kapitalizmde karşı karşıya kaldıkları diğer sömürü alanları ise organ mafyaları ve çocuk fuhuşudur. Suriye’de yürütülen haksız savaş sonrası Avrupa’ya göç eden milyonlarca insan arasından on binlerce çocuğun kayıp olduğu biliniyor. Açıktır ki çocuklar kaçırılıp fuhuş sektörüne köle olarak satılmaktadırlar.

Kapitalizmde çocukların emekleri, bedenleri, yani hayatları sömürülmektedir. Bu düzen bir yanda kendisine gemi alındığı için anlayamazsınız deyip ağlayan çocuklar yaratırken, diğer tarafta satılan, horlanan, katledilen çocuklar yaratmaktadır.

Miadı dolmuş ve çürümüş olan kapitalist emperyalist sistemin yerine, sömürünün olmadığı başka bir düzenin gelmesi yakıcı duruma gelmiştir. Sosyalizm günümüzde yegane çözümdür. Planlı bir üretimin, ihtiyaca göre tüketim kültürünün aşılanması, insanın insanı sömürmesinin ortadan kalkması, emperyalist savaşların son bulması, çocukların her günlerini çocuk olarak geçirdikleri bir dünya yalnızca sosyalizmle mümkündür. Nazım Hikmet’in de dediği gibi “Çocuklara kıymayın efendiler/Çocuklar şeker de yiyebilsinler.” Çocukların güvence altına alınmasının tek yolu sosyalist bir düzendir.

* Çocuk işçiliği gerçeği raporu, DİSK-AR, 2015

 

 

 

 

Baskılara inat Hacıbektaş’taydık!

 

Komünistler her sene olduğu gibi bu sene de Hacıbektaş şenliklerine müdahale etti. Hacıbektaş şenliklerine katılım geçen sene zayıflamıştı. Bu yıl zayıflama artarak sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşma yapacak olması nedeni ile CHP ilçelerinden otobüsler kaldırılmıştı. Bu nedenle ilk gün CHP’nin katılımı dikkat çekiciydi.

Şenliklerde bu yıl devrimci-ilerici hareket görünmedi. BDSP haricinde etkinliklere müdahale eden ve çalışma yapan olmadı.

Sınıf devrimcileri olarak birçok araçla şenliklere müdahale ettik. Hacıbektaş için hazırlanan bildirideki “gelin canlar bir olalım” başlığı kitlenin dikkatini çekti. Genel olarak insanlar dağıtıma ilgiliydi.

OHAL şartlarına rağmen sınıf devrimcilerinin bu alanda olması ve komünist bakış açısıyla Alevi sorununa değinmesi önemliydi. Bildiri dağıtımı sırasında yer yer insanlar gelip kendileri bildirileri aldılar.

OHAL şartlarına rağmen komünistlerin çalışma yapması elbette polisi rahatsız etti. Taciz sabah saatlerinde standda başladı.

Bizler bildiri dağıtımına devam ettik. Kimlik sorgulaması yaparak faaliyetin önünü kesmeye çalışan polisin çabaları boşa düşürüldü. Politik faaliyetimiz dağıtım ve birebir sohbetler ile devam etti. İnsanlarla yer yer kısa sohbetler yapıldı.

Aynı polis ekibi akşam üzeri sınıf devrimcilerini gözaltına aldı. 4 saatlik gözaltı süresinin ardından sınıf devrimcileri serbest bırakıldı.

Gündeme dair “15 Temmuz darbe girişimi” ve “Alevi sorununun dünü bugünü” konulu sunumlar yapıldı. Sunumların ardından verimli tartışmalar yürüttük. Ufkumuz açıldı.

Ayrıca demokrasi, bağımsızlık ve ulusal sorunun devrimci çözümü üzerine seminer gerçekleştirdik.

Sınıf devrimcileri olarak bu sene de törenleri politize etme yolunda azami çaba gösterdik. Önümüzdeki yıl şenliklere müdahaleyi daha da derinleştirmeliyiz.

Şenliğe katılan genç komünistler

 
§