22 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/27

Faşist baskı ve zorbalığa karşı tek yol devrim
Darbe girişimi ve emperyalistlerle ilişkiler
AKP “darbe girişimi” gerekçesiyle darbe koşulları yaratmaya çalışıyor
Gericiliğin karanlığını işçi ve emekçiler dağıtacak!
Ne dinci-gerici AKP iktidarı ne de darbe
Kendi davası için dövüşmeyen…
Türkiye’de darbeler
15 Temmuz “darbe girişimi”
Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!
Katliamın birinci yılında Suruç anmaları
Düzen cephesi ve rejim krizi - H.Fırat
15 Temmuz darbesi ve Türkiye sol hareketi
Tarih, başarılı bir darbe olana kadar çok geçmeyeceğini gösteriyor
Fransa’da Nice katliamı ve kirli hesaplar
ABD’den Suriye’yi parçalama planı
Evvel Temmuz Festivali üzerine
Memleketimden manzaralar...
Yaşamları, direnişleri ve ölümleriyle geleceği şekillendirenlere...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

15 Temmuz “darbe girişimi”

 

15 Temmuz akşam saatlerinden itibaren başta Ankara ve İstanbul olmak üzere başlayan askeri hareketliliğin ardından “darbe girişimi” yaşandı.

Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı, TBMM, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi merkezi noktaların yanı sıra kaçak saray da darbe girişiminde bulunan askerler tarafından kuşatılırken savaş uçaklarıyla da bombalar atıldı.

İstanbul’da da boğaz geçişini sağlayan her iki köprü tanklarla kesilirken TRT’den yapılan canlı yayınla “Ülke yönetimine bütünüyle el konuldu” denilerek sokağa çıkma yasağı ilan edildiği belirtildi.

TSK imzasıyla yayınlanan bildiride şu ifadeler kullanıldı: “Türk Silahlı Kuvvetleri, anayasal düzenin, demokrasinin, insani hak ve özgürlüklerin tekrar temin ve tesisi, ülkede hukukun üstünlüğünün yeniden hakim kılınması, bozulan asayiş düzeninin tekrar sağlanması maksadıyla ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.

Tüm uluslararası anlaşmalarımız ve taahhütlerimiz geçerliliğini korumaktadır. Tüm dünya ülkeleri ile iyi ilişkilerimizin devam edeceğini temenni ederiz.”

Asker ve polisler arasında çatışma

Darbe girişiminde bulunan askerlerin kuşatmaya aldığı merkezlerde asker ve polisler arasında uzun süren çatışmalar yaşanırken patlama sesleri de yükseldi. Başta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olmak üzere birçok komutanın askerler tarafından “gözaltına alındığı” öğrenildi.

AKP şeflerinin sokağa çıkma çağrısının yanı sıra camilerden de ezan ve selalar okunarak defalarca sokağa çıkma çağrıları yapıldı. Çağrıların ardından sokaklara çıkan gerici güruhlar teslim olan askerleri darp etti, birçok askeri de öldürdü. Tanklarla sokaklara çıkarılan erlerin, darbeden haberdar olmadıkları, kendilerine “tatbikat var” denildiğini ifade etikleri basına yansıdı.

Ankara Gölbaşı’ndaki istihbarat merkezinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde de asker ve polisler arasında çatışmalar yaşandı.

Darbe girişiminin başladığı sırada Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele de Erdoğan ayrıldıktan sonra askerler tarafından baskın yapıldığı ve uzun süre çatışma yaşandığı belirtildi. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki asker kuşatması nedeniyle saatlerce havada kalan Erdoğan gece geç saatlerde havaalanına iniş yapabildi. Burada Erdoğan “Tüm halkımızı milli iradeye, demokrasiye sahip çıkmak üzere meydanlara davet ediyoruz” dedi.

Saatler sonra “darbe girişiminin” bastırılmasının ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Müezzinoğlu, idamı tekrar gündeme getireceklerini belirterek “Darbecilere idam cezası verilmesini masaya getireceğiz” dedi. Erdoğan ve Binali Yıldırım da idam söylemlerine katıldılar.

Kamuda çalışan herkesin izinlerinin iptal edildiğini duyuran Binali Yıldırım, 18 Temmuz’da yaptığı açıklamada çatışmaların bilançosuna ilişkin “208 şehidimiz, 1491 yaralımız var. 7 bin 543 gözaltı sayısı var. Bunlardan 100 tane polis, 6 bin 38 tane asker, 755 hakim-savcı, 650 sivil” açıklaması yaptı. Ayrıca darbe girişimine katılan 24 askerin öldüğünü belirtti.

AKP “darbe girişimini” fırsata çevirdi

Darbe girişimini takip eden günlerde MİT tarafından yapılan açıklamada bu girişimden haberdar oldukları ve gün içinde Genelkurmay Başkanlığı ile görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı. Gerici güçleri “tehlike geçmedi” diyerek sokaklara çağıran AKP şefleri darbe girişimini fırsata çevirerek “paralel yapı” söylemleriyle devlet kurumlarında tam bir tasfiyeye başladı.

Tasfiye kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan 15 bin 200 kişi açığa alınarak haklarında soruşturma başlatıldı, sonrasında ise 6 bin 538 kişi daha görevden alınırken toplam 21 bin 738 kişi görevden alındı. Özel kurumlarda çalışan 21 bin öğretmenin de lisansı iptal edildi. YÖK'ün isteği üzerine 1577 dekan istifasını sundu.

Enerji Bakanlığı bünyesinde 300 kişi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında 176 ve Rekabet Kurumu’nda 8 kişi açığa alındı. Maliye Bakanlığı bünyesindeki bin 500 memur da görevden alınırken MİT’te de 150 kişi açığa alındı.

5 HSYK üyesinin üyeliği düşürülürken; HSYK 2. Dairesi, 541'i ilk derece idari yargıda, 2 bin 204'ü ilk derece adli yargıda olmak üzere toplam 2 bin 745 hakimi açığa aldı.

Danıştay üyesi 10 kişi gözaltına alınırken Yargıtay üyesi 140, Danıştay üyesi 48 kişi hakkında daha yakalama kararı olduğu kaydedildi.

İçişleri Bakanlığı ise rütbelilerin de içerisinde bulunduğu 4 bin 774 polisle birlikte 8 bin 777 kişinin açığa alındığını açıkladı. Jandarma bünyesinde her rütbeden 614 kişinin, Sahil Güvenlik’te de Sahil Güvenlik Komutanı da dahil 18 kişinin açığa alındığını belirtti.

Çevre illerden İstanbul’a bin 800 özel harekat polisi takviye edilirken bu polisler önemli tesislere ve caddelere yerleştirildi.

Ayrıca Medyascope, Gazeteport, Rotahaber, ABC Gazetesi ve Karşı Gazete’nin internet sitelerine erişim engellendi.

20 Temmuz'da yapılan MGK ve Bakanlar kurulu toplantılarının ardından 3 aylık OHAL ilan edildi.

“Demokrasi nöbeti” adı altında ırkçı saldırılar

Darbe girişimi bastırılsa da AKP şefleri gerici güruhlara “meydanları terk etmeme” çağrısını sürdürürken “demokrasi nöbeti” adı altında sokaklara çıkan gerici güruhlar ilerici, devrimci güçleri hedef aldı. İstanbul’da Gazi Mahallesi’ne saldırmaya kalkışan faşistlere polisler de destek verirken mahalle gaza boğuldu.

Artvin Hopa’da da gerici-ırkçı güruhların provokasyonuna tepki gösterenlere saldıran polis 12 kişiyi darp ederek gözaltına aldı. Bunlardan 10’u “darbe karşıtlarına müdahale ve darbeyi destekleme” gerekçesiyle mahkemeye sevk edildi, 9’u tutuklandı.

Malatya’da HDP ve DBP binasına yapılan saldırıda güvenlik kameraları kırıldı, binaya bayrak asıldı ve duvara ırkçı yazılar yazıldı.

Ankara’da ise 10 Ekim katliamında yaşamını yitirenler için yapılan “10 Ekim Anıtı” gericilerin hedefindeydi. Ankara Tren Garı önünde duran ve katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı anıt parçalandı. İsimlerin bulunduğu kartonlar da etrafa saçıldı. Saldırıyı protesto etmek için 18 Temmuz'da anıt önünde yapılmak istenen basın açıklaması polis saldırısıyla engellendi.


 
§