İşçi sınıfı biriktire biriktire geliyor...
Yeni fırtınalara hazırlanalım!
Son yıllarda artan işçi eylemleri ve direnişler, işçi sınıfının kendisini kuşatan baskı ve sömürü cenderesini kırmak için bir çıkış yolu aradığını gösteriyor. Bu arayış büyük oranda mevzi direnişler biçiminde kendisini ortaya koysa da, sınıfın genel eğiliminin bu yönde olduğundan kuşku duyulmamalı.
Söz konusu olan bu eğilimin, sınıfın bilinç ve örgütlenmesini güçlendirmek adına önemli imkanlar sunduğunu ve doğru devrimci müdahalelerle işçi sınıfnın sermayenin karşısına bir güç olarak çıkarılabileceğini Greif İşgali çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Yine bir yıl önce patlayan Metal Fırtına, işçi sınıfı içerisinde biriken öfkenin kendisine akacak bir kanal bulduğunda eyleme geçmekte tereddüt etmediğini ve bu türden gelişmelerin diğer sınıf bölüklerini etkisi altına alarak lokal eylemlerin hızla hareket düzlemine sıçrayabileceğini muazzam bir deneyimle göstermiş oldu. “Metal Fırtınası işçi sınıfının mücadele potansiyelini ve nesnel sınıfsal konumundan gelen yeteneklerini ortaya koymuştur. Bilinç bakımından, istemler bakımından en geri bir çizgideki direniş, buna rağmen kısa sürede ülke çapında genelleşebilmiştir. İletişim, etkileşim belli taleplerin ortaklaştırılması, ruh birliği, etkileşim, dayanışma, birlikte davranabilme ve elbette eylem yeteneği... Bunun böyle olduğunu biliyorduk, somut olarak da görmüş olduk.” (TKİP V. Kongresi Açılış Konuşması)
İşçi sınıfı içerisinde giderek belirginleşen mücadele eğilimlerinin ve bu temel üzerinde olgunlaşan dinamiklerin devrimci bir sınıf hareketine doğru büyütülmesi görevi ise, içerisinden geçmekte olduğumuz süreçte yakalanması gereken en kritik halka olarak öne çıkmaktadır.
İşçi sınıfı biriktire biriktire geliyor
Gerek Greif İşgali’ni ve Metal Fırtına'yı hazırlayan nesnel koşullar, gerekse de madenlerden petro-kimya fabrikalarına kadar bir dizi mevzide patlak veren direnişleri tetikleyen kapsamlı sorunlar yerli yerinde duruyor. Dahası, sermayenin hayata geçirdiği sosyal yıkım saldırıları ve her geçen gün yoğunlaşan baskı politikaları, işçi sınıfı içerisinde öfkeyi büyütürken yeni fırtınaları daha güçlü bir şekilde mayalıyor.
Bu gelişmeler sadece Türkiye sınırlarında değil, içerisinden geçmekte olduğumuz tarihsel dönemin öne çıkan en belirgin özelliği olarak dünya ölçeğinde yaşanıyor. Bugün Fransa’da, Yunanistan’da ve dünyanın başka bir dizi ülkesinde yaşanan sınıf-kitle eylemleri, arkası kesilmeyen grev ve genel grevler azgın kapitalist sömürü koşullarına karşı işçi sınıfının dünya öçleğinde çıkış arayışı içerisinde olduğunu gösteriyor. Özetle, dünyada ve Türkiye’de işçi hareketi yeni fırtınaları bağrında biriktire biriktire geliyor.
İşçi sınıfı cephesinde yaşanan bu gelişmeler, sınıfın bugünkü örgütsüzlüğüne ve dağınık tablosuna son vermenin olanaklarını da giderek olgunlaştırıyor. Son yıllarda belirgin bir şekilde artan sendikalaşma arayışı ile Greif İşgali ve Metal Fırtına sürecinde geniş işçi kesimlerini kucaklayan taban örgütlenmelerinin hızla karşılık bulması, işçi sınıfı içerisindeki örgütlenme eğiliminin göstergeleri sayılabilir.
Gün, yeni fırtınalara hazırlanma günüdür
Greif İşgali ve Metal Fırtına’nın zengin deneyimine sahip olan sınıf devrimcileri, tüm bu gelişmeler ışığında sınıf hareketi içerisinde kopacak yeni fırtınaların hazırlığına hız vermeli, tüm dikkatini işçi sınıfını bağımsız devrimci sınıf konumu üzerinden örgütlemeye yoğunlaştırmalı, gündelik mücadelenin ortaya çıkardığı her türlü imkanı devrimci bir sınıf hareketi yaratma bakışıyla ele almalıdır.
Yeni dönemin sınıf mücadelelerine güçlü bir şekilde hazırlanmanın ve gelişecek harekete önderlik edebilmenin yolu ise her şeyden önce sınıf merkezli devrimci siyasal çalışmayı güçlendirmekten, işçi sınıfı içerisinde giderek olgunlaşan mücadele potansiyelleri çok yönlü bağlar kurmaktan ve fabrikalara dayalı mevzileri çoğaltmaktan geçiyor. İşçi sınıfına dayatılan ağır ve yıpratıcı çalışma koşulları ile sermayenin güncel planda devreye soktuğu sosyal yıkım saldırılarının yarattığı hoşnutsuzluk, bunun imkanlarını ayrıca çoğaltıyor.
“Sınıf hareketi açısından artık yeni bir dönem başlamıştır. İşçi sınıfının önüne kurulan çeşitli türden barikatları da aşarak kendi tarzında mücadele sahnesine akmasıyla belirlenen bir dönem olacaktır bu. Partimizin görevi bu gelişmeyi her yolla hızlandırmak, onu devrimci bir siyasal mecraya çekmek, devrimci bir çizgide örgütleyip geliştirmek için en azami çabayı harcamaktır. TKİP V. Kongresi’nin tüm çalışması bu görevin başarıyla yerine getirilebilmesinin güvencesidir.” (TKİP V. Kongre Bildirisi) |