11 Mart 2016
Sayı: KB 2016/10

Kölelik düzenine geçit verme!
Rant kavgası, iktidar dalaşı, kriz, saldırganlık
Cerattepe direnişi ve AKP'nin korkusu!
Newroz çağrısını her alanda yükseltelim!
Kirli savaş devam ediyor: Sırada "kentsel dönüşüm" saldırısı var
Metal işçileri ek zam talebi ve saldırılara karşı alanlara çıktı
Renault işçisi yenildi mi?
Kazanmak için genel grev!
“Yarım devrim yapanlar kendi mezarını kazarlar!”
Türkiye A.Ş. ve işçi sınıfı
İEKK: Mücadelede, direnişlerde, barikatlarda biz de varız!
Kürdistan’da 8 Mart eylemleri
Kadınlardan 8 Mart eylemleri
Sermaye düzeninden soracak hesabımız var!
Mücadele tarihinden: TEKEL Direnişi
Meslek liseliler sınıfın parçasıdır!
Sınavlarınız sizin olsun, Berkinler gelecek!
Bu mücadele gelecek mücadelesidir
Bahar: Katliamların ve direnişlerin mevsimi
Ateşkes, görüşmeler, çatışmalar…
Proletarayanın büyük öğretmeni Karl Marks'ı okumanın ve silahlarıyla kuşanmanın tam zamanıdır
TKİP: Newroz'un isyan ateşini körükle!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

TKİP: Newroz'un isyan ateşini körükle!

Sömürüye, baskıya, zorbalığa, savaşa karşı Newroz’un isyan ateşini körükle!

 

İnsanlık tarihi içerisinde kılık değiştirseler de Dehaklar sömürü, kölelik ve zulmün kamçısını hiçbir zaman elden bırakmadılar. Niceleri tarihin çöplüğüne atıldı. Emperyalist-kapitalist düzenin Dehaklar’ı ise, tarihin en acımasız, en kıyıcı türünü oluşturuyorlar. Bunlarla hesaplaşmak, insan soyunun Dehaklar’ın zulmünden sonsuza kadar kurtulma mücadelesidir aynı zamanda. Dehaklar’ın iktidarı yeryüzünden silininceye dek onurlu ve özgür yaşam özleminin simgesi olan Kawalar’ın isyan ateşleri yanmaya devam edecek.

İşçi ve emekçi kardeşler!

Çağımız Dehaklar’ının düzeni kapitalizm kriz, sosyal yıkım, işsizlik, yoksulluk, savaş üretiyor. Bölgemizi kasıp kavuran savaş ateşi Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Yemen’i yakıp yıkıyor. Emperyalist devletlerin savaş gemileri Akdeniz’de cirit atarken, Adana’daki İncirlik Üssü’nde Suudi Vahhabiler dahil olmak üzere çok sayıda ordunun savaş uçakları, halkların tepesine bomba yağdırmak için hazır bekliyor.

Ülkeyi saldırı üssü haline getiren dinci-faşist AKP iktidarı komşu Suriye halklarını hedef alan emperyalist saldırganlığın da suç ortağıdır. IŞİD, El Kaide gibi katil sürülerini destekleyen bu iktidar, işlediği savaş suçlarına her gün yenilerini ekliyor. Tanklarla, toplarla Kürt emekçilerinin evlerini başlarına yıkan dinci-faşist iktidar, tam bir gözü dönmüşlükle Rojava’ya da saldırıyor.

Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, şiddet batağına saplanan sermaye iktidarı, Suriye halkları ile Kürt emekçilere saldırmakla kalmıyor, hak arayan işçilere, ormanlarını ve yaşam kaynaklarını savunan emekçilere, savaş suçuna ortak olmayı reddeden aydın ve akademisyenlere, dinci-faşist kuşatmaya direnen gençlere de azgınca saldırıyor.

Çöküşün kaçınılmaz olduğunu fark eden dinci-Dehaklar rejimi, IŞİD çeteleri gibi, kendinden olmayan herkesi terörist ilan ederek, ömrünü uzatmaya çalışıyor. Oysa zulmünü arttırması, çöküşünü hızlandıracaktır. Zira hiçbir onurlu işçi, emekçi, kadın ve genç bu azgın zorbalığa uzun süre sessiz kalamaz.

Emekçi Kürt kardeşler!

Kürt kentlerini tanklarla yakıp yıkan, toplu cinayetler işleyen dinci-Dehaklar iktidarı, geçtiğimiz Newrozlar’da “çözüm süreci” aldatmacasıyla Kürt halkını oyalamaya çalışıyordu. Umudunu bu iktidarla yaptığı pazarlığa bağlayan Kürt hareketi de yazık ki devletin bu oyununa katkıda bulundu.

“Çözüme ramak kaldı” algısı yaratan sermaye devletinin baş Dehak’ı Erdoğan, Kürt halkına topyekün savaş ilan ederek, “çözüm”den ne anladığını dünya aleme gösterdi. Kürt halkı çözüm beklerken kirli savaşın eşi-benzeri görülmemiş bir vahşete bürünmesi, bu kokuşmuş düzenden çözüm beklenemeyeceğini bir kez daha kanıtlamıştır.

Son derece haklı ve meşru olan ulusal özgürlük ve eşitlik mücadelesinin önündeki esas engel sömürgeci sermaye iktidarıdır. Talepler bu iktidarla barışarak değil, ona karşı mücadele edilerek kazanılabilir. Her temel toplumsal-siyasal sorun gibi Kürt sorunu da ancak toplumsal bir devrimle gerçek çözümüne kavuşabilir. Gerçek ulusal özgürlük ve eşitlik, tüm milliyetlerden işçi sınıfı önderliğinde gelişecek birleşik bir devrim mücadelesiyle kazanılabilir.

İşçiler, emekçiler, gençler!

Savaş ve yıkım dayatan çağımızın Dehaklar’ı, bu yetmiyormuş gibi halkları etnik, dinsel, mezhepsel temelde parçalayıp birbirine kırdırmaya da çalışıyorlar. Tüm halklardan emekçilerin geleceğini tehdit eden bu saldırıya karşı “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!”şiarıyla birleşik mücadeleyi yükseltmek hayati bir önem taşımaktadır. Bugün Demirci Kawalar’ın yolundan gitmek, sosyalizm bayrağı altında devrim mücadelesini yükseltmekten geçmektedir.

TKİP, tüm onurlu işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri Newroz’un isyan ateşini körüklemeye, gerçek eşitlik, özgürlük ve kardeşlik dünyasını kurmak için devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeye davet ediyor.

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Türkiye Komünist İşçi Partisi

Mart 2016


 
§