11 Mart 2016
Sayı: KB 2016/10

Kölelik düzenine geçit verme!
Rant kavgası, iktidar dalaşı, kriz, saldırganlık
Cerattepe direnişi ve AKP'nin korkusu!
Newroz çağrısını her alanda yükseltelim!
Kirli savaş devam ediyor: Sırada "kentsel dönüşüm" saldırısı var
Metal işçileri ek zam talebi ve saldırılara karşı alanlara çıktı
Renault işçisi yenildi mi?
Kazanmak için genel grev!
“Yarım devrim yapanlar kendi mezarını kazarlar!”
Türkiye A.Ş. ve işçi sınıfı
İEKK: Mücadelede, direnişlerde, barikatlarda biz de varız!
Kürdistan’da 8 Mart eylemleri
Kadınlardan 8 Mart eylemleri
Sermaye düzeninden soracak hesabımız var!
Mücadele tarihinden: TEKEL Direnişi
Meslek liseliler sınıfın parçasıdır!
Sınavlarınız sizin olsun, Berkinler gelecek!
Bu mücadele gelecek mücadelesidir
Bahar: Katliamların ve direnişlerin mevsimi
Ateşkes, görüşmeler, çatışmalar…
Proletarayanın büyük öğretmeni Karl Marks'ı okumanın ve silahlarıyla kuşanmanın tam zamanıdır
TKİP: Newroz'un isyan ateşini körükle!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Meslek liseliler sınıfın parçasıdır!

Geleceği bugünden inşa edelim!

 

Meslek lisesi öğrencileri genel eğitim sisteminin yarattığı bir dizi sorun alanı ve eşitsizlikle karşı karşıya bulunuyorlar. Bunun yanı sıra, kapitalist sistemin üretim süreciyle bağı ve sermayenin hedefleri kapsamında sorun alanlarına muhatap oluyor ve sermayenin hedeflerinden doğrudan etkilenen bir noktada bulunuyorlar. Meslek liselerine dair sağlıklı bir tartışma yapabilmek, hedefli bir yönelim gerçekleştirebilmek eğitim sisteminin yarattığı sorunların yanı sıra, kapitalist üretim süreci açısından bu alanların tuttuğu yeri netleştirmekle doğrudan bağlantılıdır. İçinden geçtiğimiz süreç açısından ise bu ikincisi ayrıca öne çıkan bir başlık ve yüklenilmesi gereken noktadır.

Geçtiğimiz haftalarda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı TBMM Genel Kurulu'na hitaben bir konuşma yaptı. 2016 yılının eğitim-öğretim stratejisinden bahsederken elbetteki “mesleki eğitim ve çıraklık eğitimi” temel bir başlık olarak açıklandı. Tartışmalarımıza ek ve besleyici olması açısından konuşmasından bir parça sunmak isabetli olacaktır:

"Küresel gelişmelere uygun olarak planlanmış bir mesleki ve teknik eğitim insan odaklı kalkınmanın sağlanmasında etkin rol almaktadır. Mesleki ve teknik eğitime yönelik çalışmalarımız bu doğrultuda ve bu ilkelerle planlanmakta ve yürütülmektedir. Bu amaca yönelik olarak ülkemizde mesleki eğitimin niteliğinin yükseltilmesi amacıyla bir yol haritası teşkil etmek üzere sosyal paydaşlarımızın da katkısıyla bakanlığımızın koordinasyonunda hazırladığımız Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı uygulamaya konulmuştur. Bu plan kapsamında uygulamaya koyduğumuz örneklerden bir tanesi, organize sanayi bölgelerindeki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarımızdır. Bu örnek kapsamında organize sanayi bölgelerinde yer alan 23 özel mesleki ve teknik ortaöğretim okulunda 16 bin 976 ve 34 resmi mesleki ve teknik ortaöğretim okulunda da 19 bin 179 olmak üzere toplam 57 ortaöğretim kurumunda 36 bin 155 öğrenci eğitim ve öğretimine devam etmektedir. Bu okullarda eğitim öğretime devam eden öğrenci başına yıllık 4 bin lirayla 6 bin 250 lira arasında destek veriyoruz. 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında yaklaşık 82 milyon lira eğitim öğretim desteği verilmiş olacak. Bu okulların sayılarının arttırılması konusunda talepler gündeme geldi. Bunun üzerine sektörle ve sektör temsilcileriyle yapılan çalıştaylarla desteklenen yeni bir uygulamayı da önümüzdeki günlerde inşallah hayata geçireceğiz."

Bakan Avcı, konuşmasına şöyle devam etti: "Hükümetimizin açıkladığı eylem planlarından bir tanesi olan bu uygulama kapsamında, organize sanayi bölgeleri dışında kurulan özel mesleki ve teknik öğretim okullarının da bu destekten, bu devlet desteğinden faydalanmalarını sağlayacağız. İstihdam odaklı olarak ihtiyaç duyduğu nitelikte insan gücünü yetiştirmek isteyen gerçek ve tüzel kişiler için çok yararlı bir uygulama olacağına inandığımız bu uygulamayı, buradan bir müjde olarak sunmak istiyorum. Bu sayede, özel sektörün, ihtiyaç duyduğu nitelikli personelin yetiştirilmesinde etkin rol alması da sağlanmış olacaktır."

Sermaye devletinin “Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı” 2014-2018 yılları arası dönemi kapsamaktadır. Sayıları gittikçe artan meslek lisesi ve öğrencilerinin gerçeği, bu alanda hayata geçirelecek politikanın ve pratiğin önemini daha da kalın çizgilerle işaretlemektedir. Meslek lisesi ve sermaye arasında bulunan bağı, öne çıkan yönleriyle maddeler halinde özetlemeye çalışacağız. Bu metin kapsamında amacımız, her biri kendi içinde derinleşmeyi gerektiren maddeler üzerinden bir yoğunlaşma ve tartışma sürecinin kolektif bir temelde örgütlenebilmesidir.

-Meslek liseleri sermayenin ihtiyaç duyduğu üretim sürecini gerçekleştirebilecek, değişen teknik karşısında kendini yenileyebilecek işgücünün yetiştirildiği kurumlardır. Üretim sürecinin ihtiyacı ve üretim organizasyonunun organik bir parçası olan işgücü eğitimi, büyük ölçüde meslek liseleri aracılığıyla gerçekleştirilmekte, hem sermayenin üretim maliyeti içinde bulunan bu yük devlet tarafından karşılanmakta, hem de yetiştirilen nitelikli, kalifiye eleman kitlesi ile ucuz işçiler ordusu yaratılmaktadır.

-Mesleki eğitimin birçok alanında uygulamalı eğitim adı altında üretim süreci gerçekleştirilmekte, üretilen ürünler piyasaya sürülerek satılmaktadır. Kimi zaman özel siparişler alınmakta, kimi okullarda döner sermaye uygulaması gerçekleştirilmekte, tüm bu süreçte öğrencilerin emeği tamamen ücretsiz kullanılmaktadır. Meslek liselerinde üretim teknolojisi bakımından uygun kimi üretimler işletme mantığıyla gerçekleştirilmekte, metal, makine, mobilya, bilişim vb. bölümlerde üretilen ürünlerden kar edilmekte, meslek liseliler artı-değer sömürüsünün içinde bulunmaktadır. Mobilya bölümlerinde okulların sıralarının vs. tamiri, bakımı, yeniden yapımı oldukça yaygın bir örnek olduğu gibi başka bölümlerde de buna benzer süreçler yaşanmaktadır. Okullarda oluşturulan döner sermayeden okul yönetimi ve ilgili bölüm öğretmenleri pay almaktadır.

-Meslek liselerinin son sınıfında ise üretim süreciyle bütünlüğün tam olarak kuruduğu staj süreci yaşanmakta, on binlerce öğrenci staj adı altında her türlü sosyal haktan yoksun bir biçimde, asgari ücretin üçte biri maaşla sermayenin ihtiyacını karşılayan üretim sürecinin içinde bulunmaktadır. Birçok fabrika her yıl üretim süreçlerini yeni gelecek stajyer öğrencileri gözeten bir temelde planlamakta, hatta birçok işi bu yolla, yani ucuz işgücüyle çözmektedir.

Staj süreci aynı zamanda meslek liselilerin kendi bölümleri dışında bir dizi farklı işin yaptırıldığı, yine sermayenin üretim için ihtiyaç duyduğu farklı işgücü potansiyelini (temizlik, aracılık vb.) karşılayan, üretim sürecinin bu cepheden maliyetini düşüren temel bir etmen olarak değerlendirilmektedir.

-Meslek liseliler kapitalist üretim süreci içerisinde dolaysız olarak işçi sınıfının bir parçasıdır. Kapitalist üretim sürecinin sadece fabrikada gerçekleşen süreçlerle sınırlandırılamayacağı açıktır. Bu süreç üretim teknolojisinden AR-GE çalışmalarına, üretim organizasyonu aşamasından işgücünün ihtiyaca göre eğitimine, bizzat metanın üretim sürecinden pazara çıkışına kadar bir bütünlük taşımaktadır. Genel bir işçi sınıfı hareketi açısından işkolu ölçeğinde yaratılabilecek bir sınıf hareketinin önemini birçok deneyimden (metal fırtına) biliyoruz. İşkolu ölçeğinde bir hareket yaratma hedefi ise, yine üretim sürecinin bütünlüklü olarak algılanmasını, oluşturulacak politik hattın bu bütünlüğü gözeten bir yerde durmasını gerektirmektedir. Meslek liseleri de bu bütünlüğün en önemli parçalarından, uzun vadeli hedefler açısından ise ilk yakalanacak halkalarından birisidir. Stratejik fabrikaların büyük bir bölümü meslek lisesi mezunlarını işe almayı özel olarak tercih etmektedir.

-Sermayenin hedefleri ve ihtiyaçları ile doğrudan bağlantısı içinde meslek liselerinin sayısı her geçen gün artarken, mesleki eğitimin üretim süreciyle bağı daha da pekiştirilmektedir. Sermayenin içinden geçilen sürecin ihtiyaçlarına yanıt verecek bir üretimi gerçekleştirebilmek için mesleki eğitime ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu kapsamda hem üretim maliyetlerini düşürecek hem de daha nitelikli bir üretim sürecini hayata geçirecek adımlar atmaya çalışıyor. Dünyayla paralel olarak Türkiye'de de işkolları üzerinden farklı işletmeleri aynı bölgede yan yana getiren “sanayi kümelenmeleri” yaratılmaya çalışılıyor. Sermayenin “rekabet” gücünü arttırmak refleksiyle hayata geçirmeye çalıştığı bu kümelenmeler ile, sektörel politikalar oluşturmaktan işgücü eğitimine, AR-GE çalışmalarından üretim teknolojisinin geliştirilmesine kadar birçok açıdan yoğunlaşma gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Giderek mesleki eğitimi işkolu özgünlüklerinden de çıkartarak tek tek fabrikaların ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenleyen sermaye devleti, fabrikayla eğitimin kapitalist açıdan tam entegrasyonunun sağlanmasını hedefliyor. Bunun kimi örneklerini bugünden görüyoruz. Meslek liselerinde bazı bölümlere sponsor olan firmalar, kimi bölgelerde fabrikaların işgücü ihtiyacını karşılayabilecek liseler açılıyor.

Sermayenin önümüzdeki dönemde önüne aldığı hedefleri açısından, meslek liselerinin üretim süreci içinde tuttuğu önemli konumun ağırlığının artacağı bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde işçi sınıfını hedef alan saldırıların bir parçası olarak meslek liselerine yönelik saldırılar da yoğunlaşacak, sorunların yarattığı çelişkiler ise meslek liselerinde mücadelenin güçlenmesinin zemini olacaktır.

Kapitalist sisteme karşı mücadelede işçi sınıfının misyonu ve görevleri ortadadır. İşçi sınıfının en genç unsurları olan meslek liselilerin bu mücadelede etkin bir şekilde yer almasını sağlamak gerek güncel açıdan, gerekse gelecek açısından temel bir sorumluluk olarak öne çıkmaktadır.

 
§