11 Ekim 2013
Sayı: KB 2013/40

AKP paketlerinden kölelik dayatmaları ve polis devleti uygulamaları çıktı
AKP’nin ‘demokrasi paketi’...
Haziranları Ekimler’e taşımak için...
Ekim Devrimi’nin 96., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 15. yılında...
İşçi ve emekçi iktidarı için saflara!
Ferit’in katili çürümüş düzendir!
Kadın istihdam paketi, esnek çalışma paketinin parçasıdır!
10. Çalışma Meclisi toplantısı gerçekleşti…
Sendikal harekette neden ve nasıl tasfiye?
Feniş’te mücadele kararlılıkla sürüyor!
“Hakkımızı alana kadar...”
Penti’de direniş bitti!
“Eylemlerimiz devam edecek!”
Ortak olan soruna temelden farklı yaklaşımlar
“Altın Şafak” ve Alman burjuvazisinin ikiyüzlülüğü...
AKP’nin ikiyüzlü mülteci politikası

Gençlik direnişe, 6 Kasım’da alanlara!

Gençlik hakları için direnişte...
Çocuklar şehre geri döndü...
Gezi tutsaklarından BİR-KAR’a...
Burcu Koçlu için eylem!
Zindanda baskılar sürüyor…
BİR-KAR’dan Gezi tutsağına…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Hakkımızı alana kadar...”

 

Bursa ve Ankara’da grevlerini sürdüren Leroy Merlin işçileri ile grev süreci üzerine konuştuk...

Bursa

- Sizi örgütlenmeye iten süreç ve bugüne gelişinizi kısaca özetleyebilir misiniz?

Baştemsilci: Yaklaşık olarak 2010’un Mart ayında Leroy Merlin mağazası açıldı. Ben ocak ayında iş başı yaptım. O zamandan bu yana bizim sendikalı olmamızı sağlayan en büyük etken; yapı market olmasından kaynaklı her ne kadar bölümlere göre değişse de genelde ağır işçilik var. Bir çok arkadaşım burada sağlık sorunu yaşadı. Bel fıtığı olanlar vs. oldu. Günde 10 saat çalışıyoruz. Bunun bir saati yemek molası ve ayrıca 15’er dakikadan iki tane molamız var. Bunların haricinde haftada iki gün iznimiz var. Yemek olarak Sodexo kartı veriyorlar. Yol parası içinde verdikleri bir ücret var. Ancak mağaza açıldığından bu yana 4 yıl geçmesine rağmen yol ücretimize hiçbir zam yapılmadı. İşe girdiğimde minibüs 1.25 TL idi şimdi 2 TL. Belli bir süre geçtikten sonra performans görüşmelerinde herkes eşit zamlar almadı. Çoğu arkadaşım hiç zam almadı. Başlangıçta maaşımızın asgari ücretin üzerinde olması iyi gibi gözükse de, hiç zam almadan geçen 3-4 sene ücretimizi asgari ücrete düşürmüş oldu. Biz de örgütlenip kendi çevremizde söz sahibi olmak istedik. Sonuçta bizim de sendika arayışımız oldu. Bize de en yakın sendika DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası oldu.

Biz 6 ayıdır toplu sözleşme görüşmelerine başladık. Bu geçen süreçte işveren tarafından çok fazla bir olumlu yaklaşım gösterilmedi. Her seferinde sendikanın uzlaşmadan yana olmadığına dair diğer işçilere bilgiler verildi. Sonuç olarak grev kararı aldık. Grevden kaçmadık ancak grev olmasını da istemedik. Hep uzlaşmacı tavır gösterdik. Onlar bizlere en son tekliflerinde %4,5’luk bir oran verdiler. Bizler de onlara bu teklifin kabul edilemeyecek olduğunu söyledik. Çünkü teklif ettikleri oran her hak içerisinde olan bir teklifti. Yani sosyal ödemeler, ikramiyeler vs. Bizim bu teklifi kabul etmemiz mümkün değildi. Çünkü enflasyonun altında kalan bir teklifti. Bizim sunduğumuz teklif sosyal ödemeler, ikramiye vs. her hak dahil %14,5’tu. Bu teklife de bir yaklaşım göstermeyip %4,5’ta kararlı olduklarını söylediler. Ve bugün bu noktadayız. Mücadele ne zamana kadar sürer bunu bilmiyorum ancak arkadaşlarımın hepsinde bu irade var. Sonuna kadar götüreceğiz.

Dünya genelinde Leroy Merlin’in 300’den fazla mağazası bulunmakta. Avrupa’nın en büyük 2. yapı marketi ve dünyanın 4. yapı marketi. Bunun için bizim taleplerimizin karşılanabilir talepler olduğunu düşünüyoruz. Taleplerimiz afaki talepler değildir.

Birinci kadın işçi: Fabrikada çalışan bir kadın işçi olarak bahçe bölümündeyim. Çalıştığım yerde her türlü işi yapıyoruz. Ağır kaldırmak indirmek, ürün çekmek yani düşünebileceğiniz her türlü işi yapıyoruz. Tamam kadın erkek ayırmayalım diyoruz ancak kadınların da yapamayacağı işlerin hepsini yapmak zorunda bırakılıyoruz. İlk başlarda zevkle yapıyorduk. Ancak sonradan değişmeye başladı. 4. yılımıza gireceğiz. Bu süre zarfında her şeyin daha iyiye gitmesi gerekiyorken her şey daha kötüye doğru gitmeye başladı. İki yıldır doğru dürüst zam alamıyoruz. Performans zammı diye bir şey var. O da kendileriyle iyi geçinen insanlara verilen, asıl çalışan insanlara hiçbir şey verilmeyen bir durum. Bu süreç insanları biraraya getirdi. İnsanlar birbirlerine ağlarken birleştiler. Böylelikle sendikal örgütlenme oluştu. Belli bir süre sonra bu süreç gelişti. Burada bulunan herkes arasında iyi bir dostluk var. Herkes kardeş gibi oldu. Günde 10 saat biraradasınız. Yani eşinizle, çocuğunuzla o kadar birlikte değilsiniz. Ananızı babanızı görmüyorsunuz o kadar. Aramızda birbiri ile geçinemeyen bir insan yoktur.

İkinci kadın işçi: Yaklaşık 4. yılımız olacak Ocak ayında. Çalıştığım süre boyunca ücret ile ilgili çok iyi bir politika uygulanmadı. Biz de hakkımızı almak için bugün 3 Ekim’de greve çıktık. Şu anda da her şey çok güzel gidiyor. Mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayacağız. Haklarımızı sonuna kadar almak için uğraşacağız.

Bir işçi: Genelde hafta sonlarında insanların çalışmamasından kaynaklı mağaza kalabalık oluyor. Zaten şu haliyle bile birçok bölümde personel sayısı az. Kasa bölümünde greve çıkan işçilerle birlikte şu anda kasada çalışan sayısı azalmış durumda. Çay molası, yemek molası bunları nasıl karşılarlar bilmiyorum. Hafta sonu çok zorlanacaklar. Çünkü müşteri çok yoğun olduğu için kasada beklemek istemeyen işçiler hemen isyan çıkartıyorlar. Bu onlar için şimdi büyük bir sorun.

Bunların haricinde 3,5 yıldır çok şey değişti. Ancak ne maaşta, ne yolda, ne de yemek parasında hiçbir değişme yok. Enflasyon yükseliyor gittikçe ama bizim ücretimiz hep yerinde sayıyor. Biz de artık yeter dedik.

Biz de grev kararı aldık. Bu karardan da pişman değilim. Gittiği yere kadar gider. Hakkımızı alana kadar gideceğiz. Sonunda da hakkımızı alacağımıza ben inanıyorum. Birlik olur mücadele edersek kimse bizi kıramaz, parçalayamaz ve istediğimizi eninde sonunda kazanırız. Ancak kırılmalar olursa hiç bir şey elde edemeden tekrar işbaşına döneriz.

Ankara...

Birinci işçi: İki senedir zam alamadık. Mağazada çalıştığımız için baskılar arttı. Sendikal haklarımızın güvenceye alınması adına greve çıktık. İşveren haklı ve makul taleplerimizi karşılamadığı için şimdi biz de yasal hakkımız olan grev hakkımızı kullanıyoruz. Burada çok büyük bir yardımlaşma örneği gördük. Gerek AVM içerisinde, gerek medyadan, gerekse arkadaşlarımızın ailelerinden çok büyük destekler geliyor. Biz de bu haklı mücadelemizi, hakkımız olanı alana kadar bitirmeyeceğiz.

Emekçilerin saflarında yer alan basından daha fazla destek görmek, uluslararası basında daha fazla yer almak gerekiyor. İçerideki arkadaşlarımızın desteğini almak önemli bir yerde duruyor.

İkinci işçi: Maddi taleplerimiz çok önemli bir yerde duruyor. Fakat asıl olarak iş güvenliği sebebiyle sendikalı olduk. İşveren “Neden sendikalı oldun?” diye sorduğunda “Siz işverenler nasıl toplanıp karar alıyorsanız, aynı şekilde bizim de bunu yapmaya hakkımız var.” diye cevapladım onu. Taleplerimiz karşılanabilir talepler.

Grevin kazanılması için birlik, beraberlik ve dayanışmanın güçlenmesi gerekiyor. Elma gibi bir bütün olmalıyız. Direnmek gerekiyor. Biz de sonuna kadar direneceğiz!

Üçüncü işçi: Ben ilk başta sendikaya karşıydım. Bir gün arkadaşlarla oturup saatlerce konuştuk. Ben en son sendikalı olanlardan biriyim. Arkadaşlarımla dayanışmak için sendikalı oldum. Son birkaç kişi gerekiyordu üye olması gereken.

Grevi kazanmak için grev kırıcıları engellemek gerekiyor. Şu an yükleme hala devam ediyor.

Leroy Merlin’in İstanbul’da bir mağaza açma düşüncesi vardı ve bana orada reyon sorumluluğu vaat edildi. Şu an grevde olduğum için bu iş vaadinin yerine gelmeyeceğini biliyorum. Buna rağmen dışarıdayım. Her şeyi göze aldım.

Dördüncü işçi: Örgütlenmeye iten nedenlerin başında öncelikle işten çıkarmaların çok olması ve ücretler arasındaki farklılıklar yer alıyor. Çalışma saatlerinin artması değil, işgücünün artması en önemli sebeplerden biriydi. Bu sürece kadar örgütlenmek için çok zorluk çekmedik diyebiliriz. Çünkü Bursa’da başlamış bir örgütlenme süreci vardı. Ankara daha sonra katıldı. Ama örgütlenmemiz çabuk, hızlı oldu. Şirket işçilerin beklentilerini karşılamıyordu. Amacımız yaşam şartlarımızı iyileştirmek ve iş güvencemizi almaktı. İki ay içerisinde örgütlenip çoğunluğu sağladıktan sonra toplu iş sözleşmesi için masaya oturduk. Yaşam şartlarımızı iyileştirmek ve iş güvencemizi almak için oturduğumuz Toplu İş Sözleşmesi masasında bu sözleşmenin en az 3 yıllık yapılması bizim için çok önemliydi. Yasal süreçlerde ilk 60 gün geçti. Arabulucu girdi devreye. İkinci 60 gün başladı ve biz o 60 günün en son günü grev kararı aldık. Biz greve hayatımızda bir heyecan olsun diye çıkmadık. Haklarımızı aramak için her yola başvurduk. En son çare olarak greve çıkmamız gerekiyordu. Grev kararımızı asarken bile işverenle toplu sözleşmeyi masada bitirmek için görüşmelerimiz olmuştur. Bir sonuç alamadığımız için en son çare, en büyük silahımız olan grev kararımızı aldık.

Grevi kazanmak için en önemlisi, kesinlikle bu bütünlüğü bozmamak. Görüldüğü üzere ilk başladığımız günkü gibiyiz, heyecanımızla, direncimizle, her şeyimizle. Sonuçta bu haklarımızı alana kadar ilk günkü gibi direnişimize devam edeceğiz. Ne zaman ki haklarımızı aldık makul ölçülerde ki biz işvereni de zorlamak istemiyoruz. Uçuk şeyler de istemiyoruz. Minimum da olmasın, maksimum da olmasın. İkisinin arasında dengeli bir şekilde işimizin sürekliliğini sağlamak için bu yola çıktık biz. Dediğim gibi biz greve heyecan olsun diye çıkmadık. Her şeyin de bilincindeyiz. Grev ne kadar sürerse sürsün haklı taleplerimiz için direndik ve direneceğiz. Buradaki bütün arkadaşlarımızla gücümüzün farkındayız. Taleplerimiz karşılandığı takdirde grevi uzatmayacağız. Umarım ki işveren de bize doğru bir adım atacaktır. Bir an önce Toplu İş Sözleşmesi’ni imzalayıp işimizin başına geçmeyi ve sendikalılığın sürekliliğini sağlamayı istiyoruz.

Kızıl Bayrak / Bursa-Ankara

 

 

 

 

Grev coşkuyla sürüyor!

Bursa: Grevin başladığı ilk günde işçiler grev pankartlarını mağazanın çeşitli bölümlerine asarak sloganlarla bekleyişe başladılar. Leroy Merlin yönetiminden gelen görüşme teklifi üzerine sendikacılar ve işyeri temsilcisi görüşmeye gittiler. İlk görüşmeden çıkan sonuca göre Leroy Merlin yönetimi işçilere dalga geçercesine %6 + sosyal yardımlar için ücrete 20 TL önerisini sundu. Öneriyi kabul etmeyen işçiler, eylem planlarına devam ederek basın açıklamasını gerçekleştirdiler.

Ankara: “AVM çalışanlarının kaderini değiştireceğiz! Haklarımız, emeğimiz, geleceğimiz için grevdeyiz” şiarıyla başlattıkları grevlerini bir basın açıklamasıyla duyuran işçiler AVM’nin içerisinde ve dışarısında nöbetleşe bekliyorlar.

Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada toplu sözleşme yetkisinin alınmasından sonra oturulan masada anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkıldığı belirtildi.

2. gün

Bursa: İkinci günde de tüm işçiler mağazanın önünde buluşarak sloganlarla bekleyişlerine devam ettiler.

Şirket yönetimiyle 4 Ekim’de İstanbul’da yapılan görüşmede yönetim gerek kabul ettiği gerekse sunduğu teklifleri de geri çekeceği tehditlerine bir yenisini daha ekleyerek Leroy Merlin merkezinin, prestij kaybı yaşanması sonrası her türlü tedbiri almaya açık olduğunu belirtti. Mağazanın kapatılması tehdidini dile getirdi. Fakat bu tehditlere rağmen işçiler zamdan önce diğer maddelerin görüşülmesi gerektiğini belirtti.

3. gün

Bursa: BDSP, grevdeki Leroy Merlin işçilerini grevin 3. gününde ziyaret etti.

İşçiler ise 3. gününde sloganları ile bekleyişe devam ettiler. Önceki gün İstanbul’da yapılan görüşmeler tamamen tıkanınca görüşmeye giden heyet de geri döndü.

4. gün

Bursa: Sabah Anatolium AVM’nin açılışıyla greve başlayan işçiler gün boyu sloganlarla beklemeye devam ettiler. Hazırladıkları bildirileri de AVM’ye gelenlere dağıtarak onurlu direnişlerini anlattılar.

Bursa Emek Dayanışması bir ziyaret gerçekleştirdi. Ayrıca işçiler, grevin 4. gününde mağaza önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Ankara: Grevin 4. gününde işçiler, soğuğa rağmen Anatolium AVM’nin batı girişinde beklediler. Bekleyiş sırasında halay çeken işçiler zaman zaman sloganlar attılar.

Seyranbağları Özgürlük Parkı Forumu da greve destek için alandaydı. Leroy Merlin’in önünde duran adam eylemi yapan işçiler sloganlarla ve halaylarla bekleyişi sürdürdü. Halayların ardından gerçekleştirilen serbest kürsüde destek konuşmaları gerçekleştirildi.

BDSP de Leroy Merlin işçilerini ziyarete geldi.

5. gün

Ankara: İşçiler grevlerini 7 Ekim’de de coşkuyla sürdürdüler. Refleks eylemler de gösteren işçiler, çalışmaya devam eden grev kırıcıların patronun saltanatını devam ettirme çabalarına karşı mağaza önünde eylem yaptılar.

Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk Leroy Merlin grevini dünyaya duyurmak için UNI Global Union (UNI Küresel Sendika) ile görüşmeye gitmeden önce işçileri ziyaret etti.

Bursa: Önceki gün Leroy Merlin’de başka bir firmanın elamanı olan bir işçinin grevci işçilere destek için selam vermesini sindiremeyen yönetim işçinin işine son vermişti. İşten atılan işçi de direnişte yerini aldı.

İşçilerin kararlı bekleyişleri sonrası harakete geçen Leroy Merlin yönetimi grev kırıcılığına başladı. Grev kırıcılığı yapan işçileri tespit eden sendika ve işçiler de ellerindeki belgeleri Çalışma Bakanlığı’na başvuruda bulunmak üzere sendikanın genel merkezine gönderdiler.

Ayrıca, grev gözcülerinin çerçeve bölümünde dışardan bir işçinin çalıştırıldığını tespit etmelerinin ardından, grevci işçiler duruma tepki gösterdiler. İşçilerin gösterdiği kararlılık sayesinde yönetim kaçak çalışan işçinin işine son vermek zorunda kaldı.

6. gün

Ankara: Grev coşkularından hiçbir şey kaybetmeyen işçiler, 8 Ekim’de sabah 09.45’te alana geldiler. İşçiler yaptıkları toplantıyla hem nöbet çizelgesi oluşturdular hem de yaşadıkları gelişmeleri değerlendirdiler. İşçiler düzenli olarak her gün değerlendirme toplantısı yapma kararı aldılar.

Bursa’daki işçiler için video hazırlayan işçiler videoda Bursa’da grev kapsamı dışında bırakılmaya çalışılan Derya adlı arkadaşları için “Derya bizimdir! Bizim kalacak!” sloganını atarak destek oldular. Bursa’daki Leroy Merlin işçileri de bu videoya kayıtsız kalmayıp hemen bir video çekip gönderdiler.

7.gün

Bursa: İşçiler grevlerini çeşitli eylemlerle sürdürmeye devam ediyor. İki vardiya şeklinde bekleyişlerini sürdüren işçilerin bir bölümü 09.30-20.00 beklerken diğer bölümü 12.00-22.00 grev alanında yerlerini alıyor. İşçiler mağaza önünde kitap okuma eylemi yaptılar. Sosyal-İş’in örgütlü olduğu Metro Marketten işçiler ziyaret gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / Bursa-Ankara

 
§