6 Eylül 2013
Sayı: KB 2013/35

 Kızıl Bayrak'tan
Suriye’den kanlı ellerinizi çekin!
ABD saldırıda kararlı ancak yalnız kalmak istemiyor!
Burjuvazinin savaş borazanı: Medya!
Baskı ve zorbalığa geçit vermeyelim!
12 Eylül düzeni devrimle yıkılacak!
Müzakere aldatmacasına karşı…
1 Eylül savaş çığırtkanlarına uyarı oldu!
Bürokrat istifa
etti! Yaşasın bürokrasi!
Bürokratlar defolsun sendikalar bizimdir
“Grev gözcülüğünden”
grev kırıcılığına...
Türk Metal’in “huzurevi” vurgunu bozuldu
MİB MYK Eylül Toplantısı...
Savaş, anti-emperyalist mücadele ve Partimizin programı/2
Haziran Direnişi, reformist sol ve
devrimci sorumluluklar- Alper Suat
Forumlarda savaş değil, halkların kardeşliği haykırıldı

Mamak Kültür-Sanat Festivali 10. yılında...

Düzenin kâbuslarını
gerçeğe çevirelim!
Kayıt döneminde mücadele çağrısı!
Kadına yönelik şiddet
artarak devam ediyor!
“Gün hesap sorma,
yarınlarımız için mücadele günüdür!”
Ortadoğu’dan dünyanın dört bir yanına, bir çığlık büyüyor!
“Gezi Parkı tutsaklarına özgürlük!”
Gezi tutsaklarından mektup...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Burjuvazinin savaş borazanı: Medya!

 

Nisan ayından itibaren Esad rejiminin kimyasal silah kullandığına ilişkin ortaya atılan iddiaların en sonuncusu, Şam yakınlarında gerçekleştirilen katliam oldu. Hiçbir somut delilin bulunmadığı ve kimyasal bulgularla ilgili laboratuvar sonuçları tamamlanmadığı halde göz açıp kapayıncaya kadar suçlu hızla ilan edildi ve emperyalist savaş makinesi Suriye’yi işgal için düğmeye bastı. Suriye’ye askeri müdahale için geriye sayımın başlamasıyla birlikte ise burjuva medyanın savaş çığırtkanlığı da dizginlerinden boşaldı.

Suriye’de 2,5 yıldır süren emperyalist kuşatma, ÖSO çetelerinin Suriye’nin dört bir yanında ve Rojava’da sürdürdüğü katliamlara ilişkin gelişmeler burjuva medya tarafından emperyalizmin ve Türk sermaye iktidarının kirli çıkarlarının penceresinden yansıtıldı. Gerçekler çarpıtıldı, sermaye iktidarının karargâhlarından çıkan yalan haberlerle emperyalizm adına yürütülen kirli iç savaş meşrulaştırılmak istendi.

Şimdi de emperyalist-kapitalist sistemin tüm insanlığın geleceğini tehdit edecek, Ortadoğu’yu bir barut fıçısı haline getirecek olan Suriye’ye askeri müdahale için hevesle savaş çağrıları yapmaya başladılar. Emperyalistlerden önce burjuva medya çoktan silahlarını kuşanıp, siper kazmaya ve savaş boyalarını sürmeye başladı bile.

Kalemlerinden kan damlıyor

Suriye’ye yönelik askeri müdahale için fırsat kollayan Türk sermaye iktidarı işgal çağrılarını ara vermeden sürdürüyor. ABD emperyalizminin taşeronluğunu yapan sermaye iktidarının işgal için dünden hazır olduğu bir aşamada burjuva medya da emperyalist barbarlığın gönüllü sözcülüğünü üstleniyor. Tüm gerçeklerin üzerine perde çekip arsızca milyonların gözünün içine baka baka yalan söylüyor, yanılsamalarla ve çarpıtmalarla savaş çığırtkanlığını tırmandırıyor. Kulakları tırmalarcasına emperyalizmin ve işbirlikçisi sermaye devletinin savaş borularını çalıyor.

Sermaye medyası, her yanından pislik akan çürümüş düzeninin gerçek yüzünü saklamak için illüzyon sanatını devreye sokuyor. Kanıtlanmamış olayları olmuş gibi gösteren, gerçekleri örtmek için yalan makinesi gibi çalışan burjuva medya şu günlerde ‘kan daha çok kan’ diye savaş naraları atıyor. Böylelikle savaş baltalarını çıkaran ve ikiyüzlüce yayın yapan burjuva medya, temsilcisi olduğu sınıfın çıkarlarının ve değerlerinin savunuculuğunu yapıyor. Fakat hiçbir ahlaki değeri olmayan medyanın gerçek yüzü tıpkı hizmet ettiği burjuva iktidarı gibi tüm çirkefliği ile deşifre oluyor.

Manşetler savaş kışkırtıcılığında yarışıyorlar

Esad rejimini suçlu ilan eden burjuva basının savaş merakına manşetler en çarpıcı kanıttır. Emperyalist güçler müdahale için kendi içlerinde nihai kararı vermeden burjuva medya onlarında sözcülüğünü yapmakta geri durmadı. Radikal: ’Geri Sayım’, Takvim gazetesi ise “ABD, İngiltere ve Fransa, Şam’ı birlikte vuracak Cruise Tomahawk füzeleriyle Esad’ın işi bitirilecek” spotunu kullandı. Vatan “Hedefe kilitlendi” manşetinin altında “ABD’den sonra dün Fransa ve İngiltere de kimyasal saldırı Esad’ın işi dedi, harekât için geri sayım başladı. Amaç rejimi yıkmak değil cezalandırmak” spotuna yer verildi. Posta gazetesinin “Akıllı ol” manşeti ise son derece çarpıcıdır. Spotunda ise “21 Ağustos’ta Suriye’de kimyasal silah kullanılmış 350’si çocuk 1300 kişi ölmüştü. Amerika Başkanı Obama, Suriye Devlet Başkanı Esad’a ‘Bu füzeler sadece bir uyarı. Eğer halkını katletmeye devam edersen daha büyük bir askeri harekâta başlarız’ mesajı verecek” dendi. Milat gazetesi manşetinde “Katil paniğe kapıldı!” ifadelerine yer verdi. Türkiye gazetesi ise saldırıda ilk olarak kimyasal silah bulunduğu iddia edilen yerlerin vurulacağını duyurdu: “İlk hedef ölüm depoları!’

Kitle mücadeleleri burjuva medyanın ipliğini pazara çıkarıyor

Kapitalist düzende kitle iletişim araçlarının tüm denetimi burjuvazinin tahakkümü altındadır. Sermaye düzeni dünyanın dört bir tarafındaki gelişmelere ilişkin bilgileri tekelinde tutarak kendi sınıf çıkarlarına uygun bir şekilde kullanmaktadır. Sermaye medyası, görsel-yazılı basını ile burjuva ideolojisinin hegemonyasını pekiştirmekte, işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki baskısını artırmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra medya, yalan, demagoji, çarpıtma ile psikolojik bir savaş aygıtı olarak devreye sokuluyor. AKP iktidarı ise her geçen gün daha da derinleşen kriz bataklığından çıkış için fiziki saldırılarına eşlik eden psikolojik saldırılarını medya aracılığı ile harekete geçiriyor. Ancak burjuvazinin denetiminde olan televizyon kanallarının, gazetelerin ve internet sitelerinin gerçek dışı habercilik anlayışı özellikle direniş sürecinde itibarını yitirmeye başlamıştı. Boyalı basının pespaye ve iktidarın gölgesinden ayrılmayan tavrı en son Haziran Direnişi sırasında tüm çıplaklığı ile teşhir olmuş, yalana ve karalamaya dayalı yayıncılığa karşı kitleler medya tekellerinin kapısına öfke ile dayanmışlardı. Önümüzdeki günler bu anlamda yeni gelişmelere gebedir.

AKP iktidarının emperyalizme uşaklık, halklara düşmanlık politikasının sözcülüğünü yapan, savaş kışkırtıcılığında sınır tanımayan burjuva medyaya en iyi yanıtı yine işçi sınıfı ve ezilen halkların devrimci mücadelesi verecektir.

 

 

 

 

TGS’den Suriye açıklaması

 

Suriye’ye yönelik emperyalist müdahale hazırlığına karşı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi bir açıklama yayınladı.

TGS açıklamasında “Emperyalist müdahaleye hayır!” derken savaş kışkırtıcılığını protesto etti. Açıklamada AKP’nin savaş çağırtkanı söylevlerine dikkat çekilerek şunlar ifade edildi: “Bugüne dek ne zaman bir savaş ihtimali gündeme gelse, TV kanallarının, gazetelerin savaş kışkırtıcılığında birbiriyle yarıştığına tanık olduk. Şimdi de öyle. Elbette medyanın bu tavrı, AKP hükümetinin savaş yanlısı tutumundan bağımsız değil.”

Emperyalist güçler dahi Suriye’ye kısmi bir müdahaleden söz ederken, hükümet temsilcileri topyekun bir müdahale ve işgalin çağrıcılığını yapıyorlar.” denilen açıklamada, burjuva basının oynadığı role de değinilerek “gazetelerde yazan çizen, televizyonlara demeçler veren birtakım ‘uzman’ların giderek daha da şoven söylemler kullanmalarını beraberinde getiriyor” dendi.

TGS İstanbul Şubesi açıklamada “meslektaşlarımızı geri istiyoruz!” diyerek çatışmaları izlemek için Suriye’ye göreve giden meslektaşları Bashar Kadumi’nin bir yıldır kayıp olmasına dikkat çekti. Kadumi’nin bulunması için hükümetin, parlamentonun ve devlet yetkililerinin kayda değer bir çaba göstermediği, Mısır’da gözaltına alınan meslektaşları için de aynı durumun söz konusu olduğu vurgulanan açıklamada son olarak şunlar ifade edildi: “Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi olarak, ülkemizde ve tüm dünyada barış istediğimizi bir kez daha ifade ediyor, savaşa ve emperyalist müdahalelere hayır diyoruz.”


 
§