25 Ocak 2013
Sayı: KB 2013/04

 Kızıl Bayrak'tan
Polis devletinde devlet terörü haftası
AKP destekli silahlı çetelerden Serêkaniyê’ye saldırı
Devletin “demokrasi” makyajının son kalıntıları da dökülürken
Devlet terörüne karşı eylem güncesi
ÇHD İstanbul Şube Yöneticisi Ş. Ceren Uysal ile saldırılar üzerine
ÇHD İstanbul Şube yöneticisi Av. Gülvin Aydın ile devlet terörünü konuştuk
Hrant Dink eylem ve etkinliklerle anıldı
Türk Metalciler Kızıl Bayrak’a dava açtı
Sermaye hükümeti Ulusal İstihdam Stratejisi’ne start veriyor
UİS operasyonunda son perde
Karayolları’nda özelleştirme saldırısını durdurmak için ileri!
Daiyang-SK Metal işçileri açlık grevine başladı
İTO/Teknopark işçileri ücretlerini almakta kararlılar
TKİP IV. Kongresi sunumları.../3
“Geleceğin kıtasında” yeni bir savaş, eski bir sömürge
Doğanın metalaştırılması ve finansallaştırılması / Volkan Yaraşır
Güney Afrika deneyiminin gösterdikleri / S. Eren
İsrail seçimleri
ODTÜ’nün coşkusuyla gençliğin devrimci kavgasını büyütelim!
“Devrimci Kadın Kurultayı”na yürürken
Kadınların sağlıklı koşullarda kürtaj hakları kısıtlanamaz
Devrimci kadınlar kurultaya hazırlanıyor
Devlet terörüne karşı direniş ateşini her yere yayalım!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Karayolları’nda özelleştirme saldırısını durdurmak için ileri!

 

Sermaye devleti özelleştirme saldırısını hız kesmeden sürdürüyor. Daha önce TÜPRAŞ’ı, PETKİM’i, TEKEL’i, POAŞ’ı ve TELEKOM’u özelleştirerek sermaye baronlarına peşkeş çeken sermaye devleti, bugün de Karayolları’nın özelleştirilmesi sürecine hız kazandırmış bulunuyor.

Karayolları sermayenin yağma ve talanına açıldı!

Sermaye devletinin AKP iktidarı eliyle yürüttüğü özelleştirme saldırılarının Karayolları ayağı esasen 2009 yılında başlamıştı. Bu çerçevede, 60 yıllık Karayolları Genel Müdürlüğü’nün teşkilat yasası özelleştirmeye uygun hale getirildi. Yeni yasa ile Karayolları Genel Müdürlüğü’nü özel bütçeli bir kurum haline getirmenin önündeki yasal engeller kaldırıldı. Karayolları Bölge Müdürlükleri’nin araç parklarıyla birlikte özel kapitalist inşaat tekellerine devrinin yasal altyapısı hazırlandı.

Bunu takiben araç parkları “hizmet alımı” altında taşeron firmalara devredildi. Otoyollar, köprüler ve buralardaki tesisler özelleştirilerek büyük sermayenin talanına açıldı. Böylece köprü, otoyollar ve tesisler 25 yıllığına sermayenin egemenliğine ipotek edildi.

Bugün de Karayolları şube şeflikleri özelleştirilmeye başlandı. Kayseri 6. Bölge’ye bağlı Boğazlayan ve Develi şube şeflikleri özelleştirildi. Bursa’da da 1 Ocak itibarıyla kar mücadelesiyle yol bakımı ve onarımı işleri özelleştirildi. Nisan ayı içinde de geri kalan şube şeflikleri özelleştirilecek.

25 yıllık ihale yapılacak

En büyük özelleştirme işlemlerinden biri olan köprü ve otoyol özelleştirmesi ihalesine 3 konsorsiyum katılacak. Bunlar, “Nurol Holding AŞ - MV Holding AŞ - Alsim Alarko Sanayi Tesisleri ve Ticaret AŞ - Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ - Fernas İnşaat AŞ Ortak Girişim Grubu’’, “Koç Holding AŞ - UEM Group Berhad - Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı AŞ Ortak Girişim Grubu’’ ve Autostrade Per I’Italia SPA - Doğuş Holding AŞ - Makyol İnşaat Sanayi Turizm ve Ticaret AŞ - Akfen Holding AŞ Ortak Girişim Grubu’’ olacak.

İhale, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olan, yapım, bakım, onarım ve işletimini üstlendiği, bağlantı yollarıyla “Edirne-İstanbul-Ankara Otoyolu’’, “Pozantı-Tarsus-Mersin Otoyolu’’, “Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu’’, “Toprakkale-İskenderun Otoyolu’’, “Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu’’, “İzmir-Çeşme Otoyolu’’, “İzmir-Aydın Otoyolu’’, “İzmir ve Ankara Çevre Otoyolu’’, “Boğaziçi Köprüsü’’, “Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Çevre Otoyolu’’, bunlar üzerindeki hizmet tesisleri, bakım ve işletme tesisleri, ücret toplama merkezleri ve diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarını (OTOYOL) kapsıyor.

Özelleştirme düşük ücret, güvencesiz ve sendikasız çalışma demektir!

Özelleştirme, kriz içinde debelenen sermayenin yeni kâr alanları açma, bu yolla krizi idare etme ve siyasal-toplumsal yaşamda güçlenme araçlarından biridir. Özelleştirmeler sonucu mal ve hizmetler daha da pahalı hale gelmektedir.

Özelleştirme saldırısının öteki yüzü de işçi ve emekçilerin çalışma yaşamına ilişkindir. Özelleştirilen iş yerlerinde işten çıkarmalar yaygınlaşır, işçiler düşük ücretlerle ağır çalışma koşullarına mahkum edilir ve sendikal örgütlülüğün önüne set çekilir. Yani taşeronlaştırma genelleştirilir, ücretler budanır, sosyal haklar ve ikramiye kaldırılır vb. Tüm bunlar, şimdiye kadar yapılan özelleştirmelerin sonuçları ile kanıtlanmıştır.

Karayolu işçileri de böylesi bir akıbetle yüzyüzedir. Karayolları’nın özelleştirilmesi, karayolu işçilerinin düşük ücretle, güvencesiz, sendikal hak ve özgürlüklerden mahrum çalıştırılması anlamına gelmektedir. Sürecin ilk adımları da bunu doğrulamaktadır.

Sendika ağaları tepkiyi dizginlemek istiyor

Karayolları’nda örgütlü Yol-İş Sendikası’nın ağaları bugüne kadar özelleştirme saldırısına anlamlı bir yanıt vermediler. Ulaştırma Bakanlığı bürokratları ile kapalı kapılar ardında görüşen sendika ağaları, bu görüşmelerle hükümeti “ikna etmeye” çabaladılar. Karayolu işçilerinin sürece dair bilgi sahibi olması için herhangi bir çaba sarfetmedikleri gibi, göstermelik eylemlerde de hedefi kişiselleştirerek bilinç bulanlığı yarattılar. Yol-İş’in bağlı olduğu konfederasyon olarak Türk-İş de bu tutumun sorumlusu oldu.

Yol-İş Sendikası’nın bu süreçte Ankara eylemi örgütlemesinin nedeni ortadadır. Bugüne kadar özelleştirme saldırısı karşısında sessiz kalan, işçilere herhangi bir açıklama yapmayan, taşeronlaştırmaya karşı kılını dahi kıpırdatmayan sendika ağaları işçilerin tepkisini frenlemek ve kontrol altına almak için 28 Ocak’ta böyle bir eylem örgütlemek zorunda kalmışlardır.

Karayolu işçileri, özelleştirmelerle kendilerine dayatılan kölece çalışmaya, taşeronlaştırmaya, sendikal hak ve özgürlüklerin tırpanlanmasına karşı, hem sermayenin saldırılarının püskürtülmesi için hem de işçilerin tepkisini dizginlemek isteyen sendika ağalarının setinin yıkılması için mücadeleyi büyütmekten başka bir yol olmadığını bilmelidir.

 

 

 

 

Karayolları işçilerinden mücadele çağrısı...

 

(...)

Bugüne kadar özelleştirme saldırısı karşısında sessiz kalan, işçilere gerçekleri açıklamaktan kaçan, taşeronlaşmanın son bulması için kılını kıpırdatmayan Yol-İş yönetiminin neden bu eylem kararını aldığı ortadadır. Yöneticilerin tek amacı var, o da işçi tepkisini frenlemek ve kontrol altına almaktır.

Kayseri 6. Bölge işçileri olarak;

* Özelleştirme saldırısına ve taşeronlaşmaya karşı tepkimizi göstermek için,

* Haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için,

* Eşit işe eşit ücret talebimizi yükseltmek için,

* Taşeron işçilerin kadroya alınması için,

* Karayolları’nda çalışan tüm işçilerin sendika hakkına sahip olması talebini haykırmak için,

* Sendika yöneticilerine kararlılığımızı göstermek için,

* Karayolları’nın makinelerinin, araçlarının müteahhitlere teslim edilmemesi için,

* Karayolu işçilerinin işsizliğe mahkum edilmemesi için,

* Yapım ihalesi adı altında hizmet alımı yapan, müteahhit firmalarını ihya eden düzene dur demek için,

* Özelde Karayolları’nda, genelde tüm sektörlerde taşeronlaşmanın yasaklanması için

* Karayolları’nda çalışan sözleşmeli ve taşeron işçilerin ücretlerinin kadrolu işçilerin ücretlerine göre belirlenmesi için, Ankara eyleminde gücümüzü göstereceğiz.

28 Ocak Pazartesi günü Ankara’da olacağız.

Taşeronlaşmaya hayır!

Özelleştirme saldırısını durdurmak için ileri!

Birleşen işçiler yenilmezdir!

Karayolları Kayseri 6. Bölge’den İşçiler