Kızıl Bayrak'tan...
Patriot füzelerinin Suriye sınırına konuşlandırılması, İzmir’de bulunan NATO üssünün NATO Karakuvvetleri Komutanlığına dönüştürülmesi, Malatya Kürecik’e kurulan füze kalkanı sistemi... Bütün bu yaşananlar emperyalistler ve onların sadık taşeronu Türk sermaye devleti tarafından hummalı bir savaş hazırlığı yürütüldüğünü işaret ediyor.
Süreçte, bir emperyalist savaş ve iç savaş aygıtı olan NATO giderek daha ön plana çıkıyor. Türkiye topraklarının savaş ve saldırı üssü olarak bir uçtan bir uca silah ve üslerle donatılması ve savaş makinesi NATO’nun bu zemin üzerinden yeni bir saldırı pozisyonu alması, bölgede kapıya dayanan emperyalist boğazlaşmanın geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.
Bütün bu gelişmeler emperyalist savaş karşısında mücadele eden devrimci-ilerici güçlere tarihsel bir sorumluluk yüklüyor. Zira bu topraklarda genel olarak emperyalist savaş ve saldırganlığa, özel de ise onun en temel aygıtlarından birisi olan NATO’ya karşı verilecek mücadele, bölge halklarının geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Dolyısıyla başta sınıf devrimcileri olmak üzere tüm devrmci-ilerici güçler, önümüzdeki günlerde emperyalist saldırı, savaş ve iç savaş aygıtı olan NATO’ya karşı etkin bir mücadele pratiği örmek, işçi sınıfı ve emekçileri bu konuda uyarmak ve eylemli bir sürece kazanmak sorumluluğu ile yüzyüze bulunuyor.
***
Emperyalizmin hizmetinde savaş ve saldırı politikalarında hız kesmeyen, bu toprakların emperyalistlerce hoyratça kullanılması için var gücüyle çalışan Türk sermaye devleti, tüm bu emperyalist savaş ve saldırganlığın faturasını ise işçi sınıfı ve emekçilere kesiyor. Son kurulacak Patriot füze sistemi dahil olmak üzere emperyalist savaş aygıtlarını finanse etmek için sınıfın omuzlarına her geçen gün yeni yükler bindiriyor.
Geçtiğimiz günlerde 2013 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek için toplanan komisyondan ilk yansıyanlar, işçi sınıfına ve emekçilere bir kez daha sefalet ücretlerinin dayatılacağını, krizin ve emperyalist saldırganlığın faturasının emekçilerin omuzlarına yükleneceğini bir kez daha göstermiş bulunuyor. Görünen o ki sermaye devleti işçi ve emekçilerin sömürüsü üzerinden sermayeyi palazlandırmanın ve emperyalst savaş ve saldırganlığı finanse etmenin hesabını yapıyor. Sermaye devletinin bu hesaplarını bozmak için işçi sınıfını “insanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret” mücadelesine kazanmak, dahası bu mücadele içerisinde sınıfa “emperyalist savaşın ve krizin faturasını reddetme” bilincini taşıyabilmek büyük önem taşıyor.
***
Özgür Bir Gelecek İçin Liseliler Sesi’nin Aralık sayısı çıktı. Okurlarımız Eksen Yayıncılık bürolarından ulaşabilirler... |