16 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/12 (45)

 Kızıl Bayrak'tan
Büyük metal hareketliliği ve Renault deneyimi
Açlık grevindeki tutsaklar ölüm sınırında!
Açlık greviyle eylemli dayanışma büyüyor
HDK 2. Genel Kurulu üzerine
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
Kandil çok soğuktu!
DHF’den açıklama
Kiğılı davasında ilk duruşma
Türk Metal’e Renault’da büyük öfke
Oyak-Renault’da
yaşananların gösterdiği
Metal işçisinin MESS-Türk Metal ittifakını yıkmaktan başka çaresi yoktur!
Ankara’da 25. yıl coşkusu
Geceye gelen mesajlardan
Katledilişinin 3. yıldönümünde komünist işçi Alaattin Karadağ’ın devrimci anısına
İzmir İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Gecesi üzerine
"TOHUM" şöleni gerçekleşti
Suriye’ye yönelik gerici ablukaya karşı anti-emperyalist
mücadeleyi yükseltelim!
Avrupa’da şalterler indi hayat durdu
Avrupa’da açlık grevi ile dayanışma eylemleri
YÖK düzeni yeni taslağı piyasaya sürdü
Gençlik faşist baskılara boyun eğmeyecek!
50’li yıllar İstanbul’unda
“gurbet kuşları”
Taksim yalanı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kiğılı davasında ilk duruşma

 

20 Temmuz 2012 tarihinde işten çıkartılan Kiğılı işçisi Didem Sorhun, keyfi çıkartmaya karşı direnişe başlayarak, dava açmıştı. İşe geri dönmek için açtığı davanın ilk duruşması 14 Kasım günü Bakırköy Adliyesi’nde görüldü.

Duruşma çıkışında adliye önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, işten atılma sürecini aktaran Sorhun, Kiğılı’daki baskı, tehdit ve sömürüye karşı çıkması nedeni ile keyfi şekilde atıldığını, işe geri dönmek için de direnişe başladığını vurguladı.

3 aydan fazladır direnişini sürdürdüğünü belirten Sorhun, direnişinin çalışan kadın arkadaşlarına örnek olduğunu ve fabrikada kadın arkadaşlarının artık baskı ve tehditlere karşı koyduklarını ifade etti. Direnişinin etkisinden korkan Kiğılı patronunun, direnişini karalamaya çalıştığını, tehdit mektubu yolladığını, buna karşın kararlı bir şekilde sesini yükselttiğini, dava açtığını ve şuan direnişte olan diğer sınıf kardeşleriyle ortak mücadele yürüttüğünü belirtti.

Mahkemelerin sermaye sınıfının çıkardığı yasalarla işlediğini, gerçek kazanımın ancak fiili-meşru direnişlerle kazanılabileceğini, davalarında yükseltilen bu mücadelenin güçlülüğü ile belirleneceğini belirten Sorhun, kazanana kadar mücadeleyi büyüteceğini vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı.

Avukat Gülvin Aydın, duruşma hakkında bir konuşma yaptı. Dava açabilmek için istenen başvuru miktarının yükseltildiğini hatırlatarak söze başlayan Aydın, bunun da işçilerin haklarını aramada önlerine konmuş bir engel olduğuna işaret etti. Aydın, bu duruma karşı adli yardım talep ettiklerini ve davada eksik belgelerin olduğu gerekçe gösterilerek, davanın 4 Şubat 2013 ertelendiğini söyledi.

Avukat Aydın, duruşmayı aktararak, değişen yasaların emekçilerin çıkarlarına olmadığına vurgu yaptı, direnişlerin davaların görüldüğü zamanlarda da sürdürülmesinin davalar açısından belirleyici olduğunu, her alanda işçiler lehine kazanımın işçilerin ortak mücadelesinden geçtiğine işaret etti.

Hey Tekstil işçisi Zeki Gördeğir de söz alarak, kendilerinin de TOBB Kadın Girişimciler Başkanı Aynur ve Süreyya Bektaş’a karşı haklarını almak için direndiklerini hatırlattı. Direnişlerin ortaklaşmasının önemine işaret etti. Başarılı olana kadar direnişi sürdüreceğini, dayanışmanın da kazanımlar için belirleyici olduğunu söyleyen Gördeğir, kendilerine desteği eksik etmeyen Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu ve Devrimci İşçi Hareketi’ne teşekkür etti.

“İşimi geri istiyorum / Direnişçi Kiğılı İşçisi” pankartının açıldığı eylem, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Kiğılı’ya boykot direnişe destek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları ile son buldu. Eyleme Hey Tekstil, BEDAŞ işçileri ve Devrimci İşçi Hareketi katılarak destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

DEBA işçisi alacakları için eylem yaptı

 

Denizli’de bulunan Denizli Basma (DEBA) fabrikası 28 Eylül 2009’da kapatılmış, DEBA işçileri 10 ay boyunca ücretlerini alamadan çalışmışlardı. Fabrika kapandığında hem 10 aylık ücretlerini hem de kıdem tazminatlarını alacaklarına dair söz verilmiş olmasına rağmen ücretler halen daha ödenmedi.

DEBA işçileri tazminat ve ücret alacakları için 13 Kasım’da eylem yaptı. Türk İş TEKSİF Sendikas’ının örgütlediği eylem saat 12.00’de Fuar Lozan kapısı önünde başladı.

“Sayın ENDA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Saim Sivri, 25 Mart 2010’da ‘vefa gecesinde’ işçilere üzüldüğünüzü söylemiştiniz. Borcunuzun ve ağabeyiniz Esat Sivri’nin arkasında olduğunuzu söylemiştiniz. Bize olan borcunuzu ödeyeceğinizi söylemiştiniz. Söz ağızdan bir kez çıkar. Alınterimizin hakkı, çocuklarımızın geleceği olan borcunuzu ödeyin. DEBA Mağduru İşçiler” ve “ Adalet, vicdan, gelecek yok edildi. Sayın Esat Sivri sadaka değil 10 aylık maaş ve kıdem tazminatımızı ödeyin. DEBA İşçileri” yazılı pankartlar açtılar.

“Susma haykır tazminat haktır!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız!”, “Gün gelecek devran dönecek işverenler işçiye hesap verecek!”, “Tazminata uzanan eller kırılsın!” sloganlarının atıldığı yürüyüş ENDA Holding önünde son buldu. Burada Türk İş 3. Bölge başkan yardımcısı Tuncay Kireçkaya basın açıklamasını okudu. DEBA işçilerinin durumunun anlatıldığı basın metni, haklar alınıncaya dek mücadele edileceği vurgusuyla sona erdi.

Eyleme, TÜMTİS, Selüloz-İş ve 90 gündür Kemalpaşa’da Alkim kağıt fabrikası önünde direnen işçiler, Haber-İş, Hava-İş, Türk Metal, Birleşik Metal-İş, Genel-İş, EMEP, EDP, İşçi Hakları Derneği destek verdi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

 

Elit önünde eylem

İstanbul Esenyurt’ta kurulu Elit Çikolata fabrikasında işten atılan işçiler 9 Kasım’da fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Tek Gıda-İş Sendikası’nın “örgütlü” olduğu fabrikada, geriye dönük mesai ücretlerini istedikleri için işten atılan işçilerin eylemine Tek Gıda-İş Avrupa Yakası Eski Başkanı ve 8 Kasım’dan itibaren de Öz Gıda-İş Sendikası İstanbul Temsilcisi olan Muzaffer Dilek de katıldı.

Tek Gıda-İş Sendikası’nın tasfiye edilip Öz Gıda-İş Sendikası’nın getirildiği Pamir Gıda’dan (Haribo) işyeri temsilcilerinin de katıldığı eylemde, işten atılan işçilere BDSP’liler de destek verdiler.

Okan Tekstil önünde buluşarak “Elit Çikolata işçileri yalnız değildir!” pankartı arkasında fabrika önüne yürüyen işçiler burada basın açıklaması yaptılar.

Eylemde konuşan Öz Gıda-İş Sendikası İstanbul Temsilcisi Muzaffer Dilek, işçilerin iradesine saygı duyulması gerektiğini söyledi. Elit Çikolata patronuna da çağrıda bulunan Dilek, toplu iş sözleşmesinde yazılı hakların verilmesini istediklerini ifade etti.

İşten atılan bir Elit Çikolata işçisi de eylemde söz alarak Elit Çikolata işçilerinin yalnız olmadığını söyledi.

Fabrikada işten atma saldırısı devam ederken, Tek Gıda-İş Genel Merkezi tarafından tasfiye edilen Muzaffer Dilek, 8 Kasım 2012 tarihi itibariyle Öz Gıda-İş Sendikası İstanbul Temsilcisi olarak görev yapmaya başladı. Elit Çikolata’da çalışan işçileri Öz Gıda-İş’e geçirmeye çalışan Dilek, fabrika önündeki açıklamalarını her hafta düzenli olarak yapacaklarını belirtirken fabrika önündeki ‘direnişin’ sonlandırıldığını ifade etti.

Yıllardır kağıt üzerinde bir sendikal örgütlülüğün bulunduğu fabrikada çalışan işçiler ise tedirgin. Öz Gıda-İş’e üye olan işçiler parça parça işten atılırken her iki sendika arasında tam bir kayıkçı dövüşü yaşanıyor. Fabrikada yaşanan sürecin, örgütlülük ve mücadele adına olumlu bir içerik taşımadığını vurgulayan bir grup Elit işçisi ise, fabrikada gerçek bir örgütlülük yaratılması ihtiyacına dikkat çekiyorlar.

Kızıl Bayrak / Esenyurt