Kızıl Bayrak'tan...
Burjuva siyaset sahnesinde Kürt sorununu “çözmek” iddiasıyla sermaye partileri arasında bir görüşme trafiğinin sürdüğü gün çeşitli kentlerde tıp öğrencilerine ve sağlık emekçilerine yönelik kapsamlı bir gözaltı dalgası başlatıldı. Bu saldırının bir gün sonrası (7 Haziran) ise, bu kez Van’da BDP’li merkez ve ilçe belediye başkan ve yöneticilerini hedef alan ikinci bir gözaltı terörü yaşandı. Belli ki sermaye devleti ve her türden düzen partisi güya Kürt sorununu çözmek iddiasıyla “yeni açılımlar” peşinden koşarken asıl amaçlananın Kürt sorununu çözmek değil, Kürt sorununun sermaye devleti için yarattığı güncel şıkışma ve açmazı bir parça hafifletmek olduğu anlaşılıyor. Ancak Kürt sorunu gibi kökleri derin tarihsel, siyasal, sosyal ve sosyolojik bir sorunun çözümü bakımından düzen siyasetinin yapabileceği pek bir şey bulunmuyor.
Sermaye devletinin Kürt sorununu çözmek derken asıl amaçladığı şey inkar, imha ve asimilasyon politikalarını katıksız bir biçimde sürdürmektir. Bir taraftan düzen siyaseti sorunun çözümü konusunda adım atıyor görünürken öte taraftan inkar, imha ve asimilasyon politikalarını tamamlayan çok yönlü bir kuşatma ile gözaltı ve tutuklama terörünü devreye sokarak sorunun düzen sınırları içinde çözümünü bile çıkmaza sokmuş bulunuyor.
Açık ki sermaye iktidarının Kürt sorununu düzen sınırları içinde çözme iradesi ve zemini hiçbir biçimde yoktur. Her günkü gelişmeler bunu bir kez daha doğrulamaktadır. Dolayısıyla düzen siyasetinden bu sorunun çözümü konusunda bir beklenti içinde olmak ham bir hayalden öte başka bir anlam taşımamaktadır. Kürt halkının özgürlük ve eşitliği kazanmasının biricik yolu devrimci bir çizgi-program temelinde sermaye iktidarını yıkmayı hedefleyen bir mücadele pratiği ile işçi ve emekçilerin birleşik ve ortak kavgasından geçmektedir.
* * *
Sınıf devrimcileri 15-16 Haziran Direnişi’nin 42. yıldönümünü çeşitli etkinlik/panellerle selamlayacaklar.
Büyük işçi direnişi 42 yıl sonra da siyasal sınıf mücadelemizde bizlere yol göstermeye devam ediyor. Bugün 15-16 Haziran Direnişi’nin yolunda “Parti, sınıf, devrim!” şairı her zamankinden daha güncel ve yakıcı bir ihtiyaçtır. Yeni 15-16 Haziranlar’ı yaratmak, dahası aşmak “Parti, sınıf, devrim!” davasını büyükmekten ve devrimci bir sınıf hareketi yaratmaktan geçmektedir.
Devrimci bir sınıf hareketi yaratma mücadelesi her şeyden önce etkin, enerjik, inisiyatifli bir çabayı zorunlu kılmaktadır. Sınıf devrimcileri 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıldönümünde görev ve sorumluluklarına bu güncel ve tarihsel perspektiften bakmaktadırlar.
* * *
Ekim Gençliği’nin Haziran-Ağustos 2012 tarihli Yaz dönemi (138.) sayısı çıktı. Okurlarımız Ekim Gençliği’nin yeni sayısını Eksen Yayıncılık bürolarından ve kitapçılardan temin edebilirler.
|