Kızıl Bayrak'tan...
Hopa davası vesilesiyle ortaya çıkan toplumsal-siyasal duyarlılık düzene geri adım attırdı. Tümüyle siyasi nedenlerle tutuklananlar serbest bırakılırken, toplumsal muhalefet güçlerine yönelik kuralsız ve sınırsız bir terör uygulayanlar böylelikle ilk kez bu ölçüde geri adım atmak zorunda kaldılar.
Böylelikle faşist sermaye iktidarı karşısında mücadelede başarıya ulaşmanın mümkün olduğu görüldü.
Bu başarı faşist devlet terörünün toplum nezdinde etkin bir siyasal teşhiri ile toplumsal duyarlılıkların bir ölçüde harekete geçirilmesi, diğer taraftan da ilerici ve devrimci güçler arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesiyle sağlandı. Dolayısıyla da daha fazlasını yapmak için toplumsal duyarlılığı daha da büyütmek, emekçi kitleleri mücadeleye kazanmak ve beraberinde ilerici ve devrimci güçler arasındaki dayanışmayı daha da güçlendirmek gerekiyor.
İhtiyaç ortadadır. Faşist sermaye iktidarı bir mevzide yenilmiştir, ancak gerekli olan onu tüm mevzilerden geri çekilmek zorunda bırakmaktır. Yani sokakları ve emekçileri kazanabilmek faşist baskı ve terörü durdurmak, demokratik hak ve özgürlükler alanını alabildiğine genişletmek ve AKP’nin dümeninde olduğu sermaye iktidarını tam olarak köşeye sıkıştırabilmektir.
İşte bunun için kısmi başarıları daha büyük kavgaların dayanağı yaparak ilerlemeli, bu yolda daha bilinçli ve güçlü adımlar atmalıyız.
***
21 Aralık’ta gerçekleşecek olan grev bu yolda son derece anlamlı bir yerde duruyor. Çünkü emekçiler sadece ekonomik ve sendikal taleplerini yükseltmiyorlar, aynı zamanda kölelik yasalarına ve faşist zorbalığa da dur diyorlar. İşte bu kadarı bu grevin belirgin bir siyasal yönü olduğunu gösteriyor ve ona apayrı bir anlam kazandırıyor.
Dolayısıyla böylesine büyük bir anlam taşıyan 21 Aralık grevinin başarıya ulaşması, sadece greve çıkan emekçilerin değil aynı zamanda genel olarak işçi sınıfı ile birlikte ilerici ve devrimci güçlerin sorunudur. Bunun için greve çıkan emekçilere olabilecek en ileri düzeyde bir destek verilmeli, öncesinde ve grev gününde aktif bir eylemli dayanışma gösterilmelidir.
***
Faşist terör ve zorbalıkta sınır tanımayan devletin tarihi sayısız katliamla doludur. Bunların en kanlılarından biri de 19 Aralık cezaevi katliamıdır. “Hayata dönüş” adı altında gerçekleştirilen bu vahşi devlet katliamını, yıldönümü dolayısıyla lanetliyor, katliam karşısında sergilenen büyük devrimci direnişi ise bir kez daha selamlıyoruz.
|