09 Aralık 2011
Sayı: SİKB 2011/46

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalist saldırganlığa ve faşist teröre karşı birleşik mücadele!
Emperyalistler ile uşaklarını durduralım!
Gerici saldırganlık ve savaş cephesine karşı birleşik direniş!
Faşist baskı ve teröre karşı binler sokakta!
ÇHD İzmir Şube Başkanı Avukat Hüseyin Korkmaz ile tutuklamalar üzerine
Düzen partileri şike için seferber!
KESK’in tükenerek geçen kayıp yılları
Hekimlerden mücadele kararlılığı
AKP’nin bütçesi kimin sırtında?
Ergun Hidrolik’te sendikalaşan işçilerle mücadele deneyimleri üzerine
Penta’da toplu iş sözleşmesi bürokratik dayatmalarla sonlandırıldı
Metal İşçileri Birliği MYK Aralık Ayı Toplantısı...
ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozaağaçlı ile 19 Aralık katliamı ve direnişi üzerine...
TİHV Genel Başkanı Metin Bakkalcı’nın 19 Aralık sürecine ilişkin tanıklığı
19 Aralık ve siper yoldaşlığı
Yeni hükümeti grevle uyardılar...
“Dünya, Ortadoğu ve
Türkiye” söyleşisi..
İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Kongresi gerçekleştirildi…
Yine, yeni, yeniden: Yetkin mühendislik/2
Erdal Eren
mücadelemizde yaşıyor!..
Yerel yayın çalışması deneyimleri
Yeni insan olma yolunda ANKA
“Kardeş olduk...”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mamak EKK’dan etkinlik

Ankara’da Mamak Emekçi Kadın Komisyonu “Baskıya, Sömürüye, Ezilmişliğe, Şiddete Karşı Örgütlenmeye” şiarıyla 4 Aralık günü bir etkinlik gerçekleştirdi. Mamak İşçi Kültür Evi’nde düzenlenen etkinlikte canlı tartışmalar yapıldı.

Etkinlik kısa bir açılış konuşması ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nün tarihsel sunumuyla başladı. Mirabel Kardeşler’in diktatörlüğe karşı verdikleri özgürlük mücadelesinde katledildikleri anlatıldı. Sunumda kadın sorununa, şiddetin kaynağına ve çözümüne değinildi.

Yaşanan sorunların güncel örneklerle açıklandığı toplantıda emekçi kadınların ekonomik, sosyal, siyasal anlamda ezildiği ve ikinci sınıf insan olarak görüldüğüne vurgular yapıldı. Ayrıca sunumda kadına yönelik şiddetin kaynağının bu sistem olduğu vurgulandı. Feminist çevrelerin ve sistemin söylediği gibi şiddetin sadece erkeğin kadına uyguladığı bir şiddet olmadığı söylenerek bu tutum eleştirildi. Devletin kadınları işsiz bırakarak, eve hapsederek, evde ev emeğini görmeyerek kadınlara ekonomik anlamda bir şiddet uyguladığına değinildi. Kadının cinsel bir meta olarak gösterildiğine ve son dönemde yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekildi.

Sunum programı kadına yönelik şiddete karşı kadınıyla erkeğiyle birlikte mücadele edilmesi gerekliliğine vurgu yapılarak bitirildi. Sunumun ardından söyleşi bölümüne geçildi.

Söyleşi EKK’dan emekçi bir kadının söz almasıyla başladı. Devletin verdiği resmi rakamlara göre kadınların %89’nun psikolojik baskı gördüğü, %16’sının cinsel ilişkiye zorlandığı, %19’unun fiziksel şiddete maruz kaldığı, bunun sadece kayıtlara geçen rakamlar olduğu ve aslında bu rakamların daha da fazla olduğu söylendi. Bu rakamlar düşünüldüğünde şiddetin boyutunun çok ciddi olduğuna değinilerek, bu sorunun toplumsal bir değişimle aşılabileceğine dikkat çekildi.  Konuşmada ayrıca, geleneksel değer yargılarını parçalayamadığı için kadınların bu ezilmişliğe ses çıkarmadıklarına vurgu yapıldı.

Bir başka kadın, son dönem yaşanan kadın cinayetleri ve taciz-tecavüz davalarını örnek göstererek sistemin yargısı-polisi-hükümetiyle kadını aşağıladığına dikkat çekti.

Bir başka konuşmada ise şiddet gören kadınların büyük bir çoğunluğunun yoksul kadınlar olduğuna vurgu yapıldı. Kadınların eğitimsiz, mesleksiz bırakılarak çaresizliğe itildiğine değinildi.

Söyleşi bölümünde, emekçi kadınların özgürlükleri ve gelecekleri için bir adım öne çıkmaları gerektiği ve bu mücadelenin de kadın-erkek el ele yürütülmesi gerektiği vurgulanarak örgütlenme çağrısı yapıldı. Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun hazırlığı müzik dinletisiyle etkinlik sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

 

 

 

 

Hugo Boss özel sayısı çıktı

Teksif Sendikası’nda örgütlenme mücadelesi veren Hugo Boss işçileri iki ay kadar önce işten atma saldırısı ile karşı karşıya kalmışlardı. Hugo Boss patronu sendikalı olduğundan şüphelendiği 100’ü aşkın işçiyi işten çıkarmış, fabrika içinde ise tam bir cadı avı başlatarak sendika düşmanlığını tırmandırmıştı. Farklı aralıklarla işten atılan 21 sendikalı işçi ise bu saldırıya direniş ile yanıt vermişler ve Ege Serbest Bölge girişinde direnişe geçmişlerdi. Sendikal çalışma şu an içeride ve dışarıda olmak üzere iki cephede sürüyor.

Bölgede faaliyet yürüten Tekstil İşçileri Bülteni de mücadele sürecini ileriye taşımak için çalışmalarını hızlandırdı. Direnişi ve sendikalaşma çabasına kamuoyuna maletmek için Hugo Boss gündemli bir özel sayı hazırlandı. İki sayfalık özel sayıda ilk olarak direniş süreci ve talepler ele alınıyor. “Sendikal mücadele veren Hugo Boss işçileriyle sınıf dayanışmasını yükseltelim!” başlıklı yazı ile tüm işçi ve emekçiler direnişçi işçiler ile dayanışmaya çağrılıyor.

“Hugo Boss: Patrona cennet, işçiye cehennem!” başlıklı yazı ile dışarıdan cennet gibi görülen fabrikadaki çalışma koşulları anlatılarak aslında Hugo Boss’un işçiler için cehennem olduğu ifade ediliyor.

Hugo Boss işçilerine yönelik bölümde ise, içerideki tüm baskı koşullarına rağmen komiteler kurarak örgütlenme mücadelesini sürdüme çağrısı yapılıyor. Özel sayıda ayrıca direnişteki işçilerin destek çağrıları da yer alıyor.

Yine direnişteki işçilere maddi destek sağlamak ve direnişi kamuoyuna taşımak için Tekstil İşçileri Bülteni tarafından dayanışma kartları bastırıldı. Bu kartların satışından elde edilecek gelir de direnişçi işçilere aktarılacak.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

Açlık grevi başladı

Cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı 8 bin tutsak süresiz dönüşümlü açlık grevine başladı. Tutsaklar cezaevi koşulları, Öcalan’a uygulanan tecrit ve KCK tutuklamalarını protesto ediyor.

Tüm PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından yapılan açıklamada, cezaevi koşullarının 12 Eylül’ü aratmadığı ifade edilirken, 1 Aralık tarihi itibariyle açlık grevine başlandığı duyuruldu.

Açıklamada “Önderliğimizin savunmasını üstlenen avukatları tutuklamak, önderliğimize açık bir saldırıdır. Burada tutuklanan avukatlar değil, önderliğimizin tecrit ve ölüm çukuruna atılması kararının resmileşmesidir, daha da ötesi, halkımızın tecrit edilmesi, geleceğinin karartılmasıdır” denildi.

Tutsaklar taleplerini şöyle sıraladı:

1- Önder Apo üzerindeki tecride son verin,

2-Önder Apo’nun, özgür hareket, sağlık ve güvenlik şartlarını yerine getirin,

3-Savaş suçu olan ve tüm dünyada yasaklanmış olan, kimyasal silah kullanımına son verin, savaş hukukuna uyun,

4-Sivil-savunmasız insanlarımız üzerinde gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklama terörünü sonlandırın,

5-Kurumlarımız ve insan hakları savunucuları-aydın ve yazarlar üzerindeki sürek avından vazgeçin.