25 Kasım 2011
Sayı: SİKB 2011/44

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizme ve gericiliğe karşı
direnen halklar kazanacak!
Faşist kudurganlığa karşı omuz omuza!
Ülke çapında haydutluk
Gözaltı terörü protesto edildi
“İmamın ordusu” palazlanıyor!
Türk-İş’te genel kurul: Hedefler ve hesaplar
Güç Birliği Ankara’da toplandı
Art Aksesuar’da direniş kazandı
“Razı değiliz, köle olmayacağız!”
İki büyük hastanede GöREV…
DİSK İSİG Uzmanı Tevfik Güneş: “Kapitalist sistem işçi sağlığının düşmanıdır”
Kürt sorununun tarihsel temelleri ve toplumsal içeriği
Alaattin Karadağ yoldaş katledildiği yerde anıldı
Alaattin yoldaş mezarı başında anıldı…..
“Parti ve devrim” etkinlikleri
Mısır’da isyan yeniden!..
“Tek gücümüz eylem yapmak”
AB’nin periferisinde pro-faşist ve teknokrat hükümetlere…
Neo-Nazi karşıtı gösteri
Petrol-İş Kadın Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Necla Akgökçe ile 25 Kasım ve üzerine...
Burjuvazinin deprem
fırsatçılığı
Güvencesiz öğretmenler Ankara'da buluştu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

 



Bu hafta gündemimizde yine baskı ve terör var. Çünkü sermaye devleti kesintisiz ve azgın bir terör uyguluyor. Başta Kürt hareketi ve onunla şu ya da bu biçimde ilişkili olan herkes ile devrimciler ve komünistler hedefte. Dalga dalga gelen operasyonlarda yüzlerce gözaltı var. Şu ana kadar ise gözaltına alınanların sayısı binlerle ölçülüyor. Zindanlara kapatılanların sayısı da yine binleri buluyor. Faşist terörün şakşakçıları bu sayının daha da artacağını ilan ettiler bile. Hiç kuşku yok ki, tam bir gözü dönmüşlükle emperyalistlerle kader birliği yapanlar bununla da kalmayacaklardır. İşte bunun için faşist kudurganlığa karşı mücadeleyi ve dayanışmayı yükseltmek acil ve yakıcıdır. Tüm ilerici ve devrimci güçlerin bu bilinçle davranmaları büyük önem taşımaktadır.

Faşist kudurganlıkta darbe dönemleriyle yarışan AKP iktidarı, arsızlık ve ikiyüzlülükte ise açık ara öndedir. Şu günlerde yapılmakta olan Dersim tartışması bu bakımdan bir doruk noktasıdır. Bu konu CHP’yi yıpratmak için gündeme getirilirken, Tayyip Erdoğan işi devlet adına özür dilemeye kadar vardırdı. Böylelikle de soykırım boyutlarına varan bu devlet katliamını, bugün yaşanılan benzer katliamların üzerini kapatmak için fırsata dönüştürdü. Oysa nasıl dün CHP Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikasının kararlı bir uygulayıcısı olduysa, bugün AKP de özünde aynı olan politikanın uygulayıcısıdır. Çünkü sözkonusu olan geleneksel bir devlet politikasıdır. Orta sayfamızda yayınladığımız Ekim 1. Genel Konferansı’na ait metin, bu politikanın tarihsel temellerini ve sürekliliğini ortaya koymaktadır.

Ülkede yaşanan tüm temel siyasal olayların yakın bölgemizden başlayarak dünyadaki gelişmelerle yakından ilişkili, çoğu durumda da onun organik bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. İçeride dışarıda savaş ve saldırganlık dediğimizde de esas olarak bu ilişkiyi anlatmış oluyoruz. Öyle ki, ülke yönetenlerinin bu saldırganlık eğilimi, kriz tabanında büyüyen emperyalist rekabet, saldırganlık ve savaş yöneliminin bir parçasıdır. Kuşkusuz ki bu süreç tek yanlı değildir. Emekçilerin isyanı ve mücadelesi de umut verici biçimde büyümektedir. İşte Mısır emekçi halkının düzen güçlerinin tüm manevralarına ve bastırma girişimlerine rağmen yeniden isyan bayrağını yükseltmesi bunun yeni bir kanıtı olmuştur sadece. Rüzgar ekenler fırtına biçiyor ve ne yaparlarsa yapsınlar o fırtına büyümeye devam ediyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de egemenler bu fırtınanın altında kalmaya mahkumdur.

***

Ekim Gençliği’nin 134. sayısı çıktı. Eksen Yayıncılık bürolarından ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.