1 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/25

 Kızıl Bayrak'tan
Düzenin siyasal krizi ve olasılıklar
Emperyalist/siyonist güçlerin yanında saf tuttular!
Bir elinde anayasa
diğerinde polis copu
Dicle tepkisi sokakta
AKP hükümeti baskı ve terörü tırmandırıyor
“İşkence sokağa taşındı”
İşkenceciye ve katillere
yüksek tolerans!
Sivas Katliamı lanetlendi
Alaattin Karadağ cinayeti davasında 4. duruşma
Birleşik Metal’de gerilimli
genel kurul
Düzenin apolitizmine karşı devrimci politizasyon
“Ortak bir platform oluşturacağız”
Ontex önünde dayanışma etkinliği
Casper’da dayanışma etkinliği.
Sağlık emekçileri uyardı
Yunanistan’da emekçiler kararlı
Emekçiler IMF anlaşmasını
çöpe attı
ABD Afganistan’dan çekiliyor(!)...
I. Dünya Emekçi Kadın Konferansı’nın deneyimleri paylaşılıyor...
Burdur Cezaevi’ndeki katliam girişiminin 12. yıl dönümünde Veli Saçılık ile konuştuk.
İzmir’de 15-16 Haziran paneli
“Şirket Hikayeleri” adlı tiyatro oyununun oyuncuları ile konuştuk
Eti Gümüş'ten ÇMO'ya dava!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak okurlarından
17. yıl çağrısı...

Düzenin ve temsilcilerinin bizlere sunduğu açlık, yoksulluk, sefalet ve yalan karşısında alternatif bir dünya olduğunu anlatan, sosyalizmin ışığında kararlılıkla yürüyen gazetemiz Kızıl Bayrak, 17. yılına girdi.

17. yılında da devrim ve sosyalizmin sesi Kızıl Bayrak’ı yeni mevzilerde dalgalandırmaya devam edeceğiz.

Bu inançla gazetemize başarılar diliyorum.

Adana’dan bir emekçi kadın


***

Gazetemiz Kızıl Bayrak yayın hayatının 17. yılında işçi ve emekçilerin sosyalizm yolunda sesi olmaya devam ediyor. Sosyalist bir yayın olarak 17 yıldır ülkede ve dünyadaki gelişmelere, devrimci yanıtlar üretiyor. Sosyalizm mücadelesinin gündelik olarak örgütlenmesinde önemli bir araç olarak da oldukça önemli bir yerde duruyor.

Tam da bu nedenle gazetemizin sınıflar mücadelesinde üstlendiği görevi daha işlevsel olarak yerine getirebilmesi için daha fazla emek gösterilmelidir. Gazetemizin etkin bir şekilde kullanılabilmesi için gönüllü çalışanlarına, okurlarına büyük sorumluluklar düşüyor.

İşçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde gazetenin sahiplenilmesi önemli bir yerde duruyor. Emekçileri burjuvazinin yarattığı kirlilikten kurtarmak için gazetemizi daha çok insana ulaştırmak gerekiyor. Gazeteyi sahiplenmek ve sahiplenen sayısını artırmak ortak görevimizdir. İş arkadaşlarımıza, akrabalarımıza, komşularımıza gazetemizi tanıtmak, okunmasını sağlamak gerekiyor. Gazetemiz geniş, yaygın bir dağıtım ağına ulaşmalıdır. Abonelerin çoğaltılması için, fabrika önlerinde, semtlerde gazete satışlarını yaygınca yapabilmeliyiz. Bunun yanısıra okur toplantılarıyla gazetenin sahiplenilmesini sağlayabiliriz.

Bunlarla birlikte gazetenin kolektif bir biçimde haftalık olarak değerlendirilmesi, belli başlı yazıların birlikte okunarak tartışılmas ve içeriğiyle ilgili eleştiri ve önerilerle sürekli beslenmesi önem taşıyor. Ayrıca okur anketleri yaparak da gazete hakkındaki görüş ve önerileri yansıtabiliriz. Çünkü gazetemiz ancak bu şekilde gazetemiz daha işlevsel hale gelebilir.

Gazetemiz aynı zamanda bir kürsüdür. Gazeteye işçi ve emekçileri ilgilendiren her konuda yazı yazmak, düşünce, eleştiri sunmak gibi görevlerimiz olduğu unutulmamalıdır. Bunun bir başka yolu da her okurun kendini gazetenin doğal muhabiri olarak görebilmesidir.

Bunun dışında internetin çokça kullanıldığı günümüzde, günlük sitemizin de aynı şekilde değerlendirilmesi gereklidir.

Adana’dan Kızıl Bayrak okurları


***

Merhaba dostlar,

Öncelikle şunu söylemek isterim ki Kızıl Bayrak gazetesini okuduğum için çok şanslıyım. Okuyan dostlar da en az benim kadar şanslı. İşçinin ve emekçinin haklarını anlatan, mecliste dönen yalanları ortaya seren bir gazete. Televizyon kanallarında bizlere doğru gözüken şeylerin aslında ne kadar yalan olduğunu gösteren bir gazete.

Okumayan herkesin de yakında okuyup doğruları göreceklerine inanıyorum. Okudum, okuyorum, okuyacağım..

Emeği geçen, emek veren tüm dostlara teşekkür ediyorum. Çabalarınız, çabalarımız boşa çıkmayacak. Bizler kazandık diyorum. Gazetemizin 17. yılını kutluyor, nice yılar daha bizlere doğruları ve haklarımızı anlatmasını diliyorum.

Adana’dan bir kadın işçi


***

İşçilerin, emekçilerin ve ezilen halkların sesi Kızıl Bayrak 17. yılını doldurdu.

Kızıl Bayrak, çıktığı ilk günden itibaren sınıfın sesi olmuş, burjuva medyanın yalanlarla işçi ve emekçilerin gözlerini boyamasına karşı gerçekleri yılmadan anlatmıştır.

Bu yalanları gözler önüne seren gazetemize tahammül edemeyen burjuvazi polisini ve yargısını kullanarak sınıfın ve sosyalizmin sesini engellemeye çalışmıştır. Ancak devrimci faaliyet engellenememiş, gazetemiz yayın hayatına devam etmiştir.

Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi Kızıl Bayrak’ın 17. yılını kutluyorum.

Adana’dan bir okur

 

 

 

Zulme karşı isyanımız

Onurlu, emekçi kadınlar!

İşçi kadınlar,

onlar ki, günboyu çalışırlar fabrikada

yaşamak zor farkındalar

farkındalar

dünyayı dar ediyorlar bazıları

farkındalar

asgari ücret yetmiyor kimseye

emek çaba ve gayret içinde

zulme karşı direnişte

ve mücadelede

özgürlüğedir sevdamız

kardeşliğedir sevdamız

sosyalizmedir sevdamız

bu sevda yüreğimizde

alevin kızılında

yazılır adımız tarihe yakında

dökülen yaşlar bir gün diner

bu kalleşlik bir gün biter

çünkü zulme karşıdır isyanımız.

K. Metin

 

 

 

Kadının mücadeleye
atılması düzeni korkutuyor!

Merhaba, sizlere bir polis haberinden bahsetmek istiyorum. “Sol örgütlerin yeni ‘gözdesi’ bayan eylemciler...” başlıklı bir haber bu. Fetullahçı Cihan Haber Ajansı kaynaklı bu haber birçok internet sitesinde ve burjuva gazetelerde de yer buluyor. Haber şöyle:

“Son süreçte artan eylemlerde daha önce çocukları ön plana süren bazı grupların şimdiki gözdesi ise bayan eylemciler oldu. Birçok eylemlerde kadınlara ön saflarda yer verildiği gözleniyor. Ülke genelinde yapılan eylemlerde savunmasız olması ve polisin karşılık vermesinin engellenmesi için kullanılan çocukların yerini ön saflarda bayanlar almaya başladı. Son günlerde artan eylem ve gösterilerde bayanların ön plana çıkması gözlerden kaçmıyor. Buna en iyi örnek ise eylemlerdeki görüntüler ve gözaltına alınanlar arasındaki bayanların sayısındaki artış. Son olarak yine bazı sol gruplar tarafından düzenlenen protestoda Ankara AK Parti İl Başkanlığı’na saldıran eylemcilerden bir bayanın polis panzerine çıkması gözlerden kaçmamıştı. Öte yandan Ankara’nın Yüksel Caddesi’nde yaşanan eylemde, 13 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltı sonrası mahkemeye sevk edilen Zennure Karaaslan isimli bayan serbest bırakılmasının ardından adliye önünde bekleyen annesi büyük şok yaşamıştı.”

Dilşat Aktaş ve Zennure Karaaslan örnek verilerek bilinçaltındaki korku dışavuruluyor. Kadını yıllardır eve kapatan, başını önüne eğdiren, fabrikalarda çifte sömürüye maruz bırakan bu düzen, yani kapitalist barbarlık düzeni kadının özgürleşmesinden ve toplumun özgürleşmesi mücadelesine katılmasından da bir o kadar korkmaktadır. Son yıllarda artan grev ve direnişlerde ön safları kadınların tutması, erkek sınıf kardeşleriyle birlikte mücadele etme kararlılığı göstermesi ya da militan kitle gösterilerinde kadınların en önde durması bu düzenin efendilerinin gözünden kaçmamış!

Ancak onların düzenini yıkacak olan da, sosyalist toplumu kuracak olan da her cinsten ve her yaştan biz işçi ve emekçileriz! Emekçi kadının bu kavgaya katacağı, bu kavgadan kazanacağı çok şey var. Kazanacağı bir gelecek ve yaratacağı bir dünya var!

Ankara’dan Kızıl Bayrak okuru bir kadın