=

3 Haziran 2011
Sayı: SİKB 2011/21

 Kızıl Bayrak'tan
Kitle hareketinde militanlaşma eğilimi
AKP eliyle gerçek olan asalak burjuvazinin hayalleridir
Kürt halkı baskı ve inkara karşı
direnişini sürdürüyor!
Her yer Hopa!
İzmir’de seçim paneli 
İstanbul’da yaygın seçim faaliyeti
Aydınlı’da işçilerin birliği, halkların kardeşliği gecesi
Legrand’da sendikaya rağmen direniş 
Ontex/Canbebe direnişinde 100. gün deklarasyonu
Boykot çağrısı büyüyor...
İşçilerden düzen partilerine oy yok!
Ortadoğu’da halk isyanları emperyalist kıskaç altında
Filistin’de siyonist
abluka parçalanıyor!
Bir köprü kadar uzaktı ve isyan ateşi Cebelitarık’tan geçti
Yunanistan’da kriz derinleşiyor
Avrupa’da sınıf mücadeleleri - Volkan Yaraşır
Almanya’da nükleer
santraller kapatılacak
Douwe Egberts’de greve doğru
“Bologna Süreci”ne de devlet terörüne de teslim olmayacağız!...
Gençlik Yükseköğretim Kongresi’ni sokaklarda karşıladı.
Petrol-İş Sendikası Genel Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Nimetullah Sözen ile Kamu TİS süreci
üzerine. konuştuk.
Sağlıkçılar çok ses çıkaracak
AKP’den Alevilere seçim oyunu
“Onurumuzu savunuyoruz”
Kayıplar mücadelesinde 16 yıl
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İzmir’de seçim paneli 

“Çözüm sandıkta değil sokakta!” 

BDSP’nin devrimci seçim kampanyası çerçevesinde düzenlenen paneller serisinin ikincisi İzmir’de 29 Mayıs günü gerçekleştirildi. Araştırmacı yazar Volkan Yaraşır ve BDSP temsilcisinin katıldığı panelde, dünyada ve Türkiye’deki siyasl gelişmeler çeşitli yönleriyle değerlendirilerek seçim sürecine değinildi ve devrimci görevler kapsamında tartışmalar yürütüldü.

Açılış konuşmasında seçim aldatmacası ve dünyadaki gelişmeler özetlenerek, panelin programı üzerine bilgilendirmede bulunuldu. Ardından söz panelistlere bırakıldı.

Burjuva parlamentosu incir yaprağıdır!”

Sözü ilk olarak BDSP temsilcisi aldı. Konuşmasına seçimlerin bir oyundan ibaret olduğunu vurgulayarak başladı. Ortadoğu’daki ve Türkiye’deki gelişmeleri özetleyerek seçimlere nasıl bir atmosferde girildiğini anlattı. Türkiye’de hükümet olabilmek için emperyalizmin ve tekelci burjuvazinin desteğini almanın şart olduğunu ifade etti. Bu eksende son gelişmeler ışığında AKP ve CHP’nin rollerini tanımladı. Kürt hareketi cephesinden de yaşanan önemli gelişmeleri ifade ederek Kürdistan’da bugün bir isyan yaşandığı ve seçimlerin bunu yatıştırmaya yetmediğini anlattı.

Konuşmasının devamında seçimlerin ve burjuva parlamentosunun incir yaprağı görevi gördüğünü belirten temsilci, sistemin işleyişi gereği burjuvazinin emekçilerin enerjilerini düzen içi kanallara akıtmaya çalıştığını söyledi. Parlamentonun militarist aygıtlar ve bürokrasiyle tahkim edilmiş olan burjuva diktatörlüğünün kılıfı olarak kullanıldığını, aslolanın da bu burjuva sınıf iktidarını yıkacak bir devrim olduğunu vurguladı.

Konuşmada Marks, Engels ve Lenin’den alıntılar yapılarak genel oy kavramı tanımlandı ve burjuva parlamentosunun tarihsel ömrünü tamamlasa da siyasal ömrünü henüz doldurmadığı anlatıldı. Buradan taktiksel olarak parlamentodan yararlanmak gerektiği ama bunu yaparken onun gerçek işlevinin karartılmadan yapılması gerekliliği anlatıldı. “Parlamentoyu dağıtmaya gücünüz yoksa onun içerisine girip çalışmanız gerekmektedir” denilerek bugün devrimi yapacak gücün olmadığı koşullarda sınıfı devrime hazırlamanın ve bilincini yükseltmenin temel görev olduğu ifade edildi. Bunu yaparken temel kriterin ise işçi ve emekçilere giderken parlamento hakkında en küçük bir yanılgıya dahi yol açmamak olduğu anlatıldı.

BDSP’nin bu seçimlerdeki tutumu da anlatılarak temel amacın işçi ve emekçileri saflaştırma, devrim ve sosyalizm programına sahip çıkmaya çağırma olduğu anlatıldı. Çözümün ise seçim sandığından değil, sokaktan, isyandan ve devrimden geçtiği belirtildi.

Yaraşır: Çözümün adresi sandık değil sınıftır!

Volkan Yaraşır konuşmasına Ortadoğu’daki ayaklanmalardan ve Avrupa’daki grev dalgasından bahsederek başladı. Başta Ortadoğu ve Avrupa olmak üzere yükselen dalganın yayıldığı anlatılarak bunun devrimi mayalandırdığı anlatıldı. Ancak bu devrimci yükselişin düzen tarafından da görüldüğü ifade edilerek bir karşı devrimin de hazırlığının yapıldığı anlatıldı. Özellikle Libya’ya emperyalist müdahale ve Bahreyn’i Suudi Arabistan’ın işgali karşı devrimin göstergesi olarak anlatıldı. Obama’nın Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme üzerine demeçlerinden de örnekler verildi.

Yaraşır Ortadoğu ve dünyada bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’nin de bu dönüşümden nasibini fazlasıyla aldığını anlattı. 12 Eylül’den beri kapitalizmin neo-liberal dönüşümünün bugün neo-osmanlıcılık biçiminde kendini gösterdiğini söyledi. Neo-osmanlıcılığı ise dışarıda emperyalizme taşeronluk ve lejyonerlik, içeride ise Çin-Vietnam çalışma rejimi olarak özetledi.

TC’nin emperyalizmden tek isteğinin ise Kürt hareketinin ezilmesi olduğunu anlatan Yaraşır bu talebin de kabul edildiğini düşündüğünü söyledi.

Bu dönüşüme ise Kürt hareketinin eşi görülmemiş kitlesel öfkeyle, sınıfın ise lokal direnişlerle karşı koyduğunu anlattı. Kürt işçilerin dinamizmi ile sınıf gücünü birleştirmenin önemine vurgu yaptı.

“Önümüzdeki günler son derece gerilimli, sıcak sınıf mücadelesine haiz günler. O zaman bizim de yapmamız gereken sınıfın içinde olmak. Sınıfın içinde olan kendini korur, oportünizme karşı net tavır alır” diyen Yaraşır sandık başına değil sınıfa gitme çağrısı yaparak sözlerini noktaladı.

Sunumların ardından etkinliğe kısa bir ara verildi. Aranın ardından ise soru yanıt bölümüne geçildi. Bu bölümde BDSP’nin seçim taktiği, Kürt hareketi ile sınıf hareketinin birleştirilme imkanları, blokun neden desteklenmediği, 1 Mayıs eylemleri gibi pek çok konuda sorular soruldu. Soruların alınmasının ardından konuşmacılar söz alarak soruları topluca yanıtladılar. Oldukça canlı geçen bu bölümde tartışmalar yaşandı.

Yaklaşık dört saat süren panel son konuşmalarla tamamlandı.

Kızıl Bayrak / İzmir


 

 

Kayseri’de seçim paneli

Kayseri İşçi Kültürevi’nde yapılan panelde seçim süreci tartışıldı. DHF, SDP ve BDSP tarafından yapılan sunumlarla bu anlayışların seçim platformları ortaya kondu.

Panelde ilk konuşmayı DHF temsilcisi gerçekleştirdi. Konuşmada seçimlerin boykot edilmesine ilişkin politik tutumlarını gerekçelendirdi. En etkin ve devrimci tutumun boykot tutumu olduğunu ifade etti.

SDP temsilcisi blok içinde yer aldıklarını ama aynı zamanda bloka ilişkin eleştirileri olduğunu ifade etti. Kayseri’de bağımsız aday olmadığı için oy kullanmayacaklarını, aynı zamanda düzen partilerinin teşhirine, devrim ve sosyalizmin propagandasına dayanan her çalışmaya destek vereceklerini söyledi.

Seçimlerin bir oyun ve aldatmacadan ibaret olduğunu belirten BDSP temsilcisi bu oyunun var olan burjuva sınıf iktidarına meşruiyet kazandırılması temelinde şekillendirildiğini belirtti. Parlamentonun burjuvazinin ihtiyaçları temelinde hareket ettiğini, birçok farklı renkte siyasi partinin katıldığı seçimlerde bunların sermayenin korunması programı etrafında tekleştiği örneklerle gerekçelendirdi.

BDSP temsilcisi, tüm bunların oy avcılığı kaygısıyla yapıldığını örneklerle ortaya koydu.

Parlamentoya girmeyi amaçlaştıran, parlemonto yolu ile düzenin engellerini aşılabileceğini savunan reformist solun açmazlarını örneklerle ortaya koydu. Şili deneyimi vb. örnekler üzerinden parlamenter hayallere ilişkin yanılsamaları eleştirdi. Allende’nin geniş halk desteği ile yönetime geldiğini, ‘73 Ağustos´unun sonunda Allende tarafından silahlı kuvvetlerin başkomutanlığına getirilen General Pinochet’in 11 Eylül 1973 tarihinde bir darbe girişiminde bulunduğunu, Allende ve yoldaşlarını katlettiğini belirtti.

BDSP temsilcisi çözümün devrimde kurtuluşun sosyalizmde olduğunu, bunun dışındaki tüm yaklaşımların işçi ve emekçilerde bilinç yanılsamasına yol açacağını ifade etti. İşçi sınıfının seçimlerde elde ettikleri parlamenter çoğunlukla iktidarı alabilme olasılığının asla olmadığını, işçi sınıfını iktidar hedefine ancak devrimci ayaklanma yoluyla, burjuva sınıf iktidarının ve devletinin yıkımıyla ulaşabileceğinin altını çizdi.

Bolşevik parti tarihinin parlamentonun hangi koşullarda etkin olarak kullanılabileceğine dair önemli veriler sunduğunu ifade etti.

BDSP temsilcisi ittifaklara karşı olmadıklarını, ancak pazara kadar süren birlikteliklerin politik pragmatizme dayandığını belirtti. Kürt halkına verilecek desteğin de bu bloğa katılmakla değil, işçi sınıfının bağımsız-siyasal bir hareket haline getirilmesiyle hayat bulacağını, komünistlerin bu anlayış doğrultusunda hareket ettiğini vurguladı.

Panelin ikinci bölümünde panelistler tarafından işçi ve emekçilerin soruları yanıtlandı. Son derece verimli geçen panel 3 saat sürdü.

Kızıl Bayrak / Kayseri