13 Mayıs 2011
Sayı: SİKB 2011/18

 Kızıl Bayrak'tan
Seçim oyununu bozmak için devrimci seçim kampanyası
Seçimlerin ardından sınıfı kapsamlı
bir saldırı bekliyor...
Kapitalizm felaketini durduralım!
Sömürgeciler işbirlikçileriyle buluştu!
Karşıyaka’da binlerce kişi Denizler’i andı 
Gençlik Denizler’in izinde devrim yolunda!.
BDSP Denizler’i andı
BES’lilere müdür emriyle saldırı
Demiryolu emekçileri yürüyor
Direnişçi işçiler Taksim’deyd
‘Terbiye operasyonu’na
direnişle yanıt verdiler
MAS-DAF işçileri yollarda
Siyasal gelişmeler ve genel seçimle
Mali kriz senkronizasyonu
Portekiz’i vurdu - Volkan Yaraşır
Tunus’ta mücadele
yeniden sertleşiyor
Suriye’de halk hareketi ve
emperyalist hesaplar
İsyanın birleştirici harcı bozulamaz!...
Hamas-El Fetih anlaşması ve etkileri
ABD emperyalizminin
Ladin oyunu
TMMOB tarihinde kara bir leke: Büyük yüz(süz)leşme
Sanal sıkışıyor, sokakları
genişletelim!
Faşizmin işkencehanelerinde
devrim savunması
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD emperyalizminin Ladin oyunu

Radikal dinci El Kaide şefi Usame Bin Ladin’in terörist bir eylemle öldürülmesi, günlerdir dünya medyasının gündeminde. Emperyalist güçler ile işbirlikçileri cinayeti alkışlarken, dinci gerici akım ve güçler de Bin Ladin’i azizleştirme derdindeler.

Belirtmek gerekiyor ki, her iki taraf da tam bir ikiyüzlülük sergiliyor. Zira her biri Bin Ladin/El Kaide olgusunu kendine göre çarpıtıyor, geçmişte ABD tarafından uzun yıllar kullanıldığını yok sayıyor.

Emperyalist güç gösterisi

Bin Ladin’in, Pakistan’ın başkenti İslamabad’ta, emekli subayların oturduğu özel olarak korunan bir bölgede öldürülmesi, Obama yönetimi ve medya tekelleri tarafından tam bir şova dönüştürüldü. Güya Bin Ladin’in öldürülmesi ABD emperyalizminin gücünü göstermiştir.

Oysa Pakistan istihbaratından sızdırılan bilgiye dayanarak işlenen cinayette ABD ordusu payına bir başarı sözkonusu değil. Buna rağmen ortada bir başarı varsa, o da Amerikan askerlerinin uluslararası hukuku ayaklar altına alarak terörist saldırı düzenleme küstahlığıyla ilgili olabilir ancak.

Obama yönetimi tarafından sergilenen güç gösterisi, ancak medyanın sersemlettiği toplum kesimleri üzerinde etkili olabildi. ABD’de sevinç gösterileri düzenleyenler olsa da, bunların sayısı sınırlıydı.

Söylendiğine göre El Kaide şefinin öldürülmesi, Obama’ya başkanlığa yeniden seçilmenin yolunu açmıştır. Bu değerlendirme doğru çıksa bile, ortada ABD emperyalizmi adına bir başarıdan söz edilemez. İzlediğimiz oyun, medyanın etkin kullanımı ile ABD komandoları tarafından işlenen bir cinayetin reklam edilmesinden ibarettir.

Emperyalist ikiyüzlülüğün yeni bir örneği

El Kaide şefini “sivilleri öldürdüğü” gerekçesiyle terörist ilan eden ABD emperyalizmi ile Türk devleti dahil Afganistan işgaline katılan suç ortakları, sivil halkın savunucuları kılığına girmekte sakınca görmüyorlar. Bu riyakarlar, Bin Ladin’i yakalama gerekçesiyle gerçekleştirilen Afganistan işgalinin yüzbinlerce sivilin katledilmesine neden olduğunu gizliyorlar. Oysa 11 Eylül saldırılarında öldürülenlerin onlarca katı sivil katleden, bizzat NATO komutasındaki işgalci güçlerdir.

Defalarca düğün veya cenaze törenlerini havadan bombalayan işgalci güçlerin Afganistan’da katlettiği sivillerin sayısını kimse bilmiyor. Zira katledilen sivillerin çetelesini tutmayan NATO şefleri, “yanlışlık oldu” türünden açıklama yapmanın ötesine geçmemişlerdir. Bu zihniyete göre, emperyalistlerin çıkarları sözkonusu olduğunda, silahsız sivil halkı, kadın/erkek, yaşlı/çocuk ayrımı yapmadan toplu bir şekilde öldürmek mübahtır.

Demek ki Bin Ladin, sivilleri katlettiği için değil, ABD ve suç ortaklarının emperyalist planlarının uygulanmasına gerekçe oluşturmak için hedef seçilmiştir.

Emperyalist işgal ve saldırganlığın bahanesi

ABD emperyalizmi, Bin Ladin’le El Kaide’yi tepe tepe kullandıktan sonra, düşman ilan etti. Oysa Afganistan’da işbaşına gelen Sovyet yanlısı yönetimi yıkmak için Bin Ladin ve diğerlerini kuralsızca kullanmışlardı.

Sol eğilimli Babrak Karmal hükümetine karşı kökten dincilere destek veren ABD emperyalizmi, önce dönemin Kabil yönetimini Sovyetler Birliği’nden yardım talep etmek zorunda bıraktı. Kızıl Ordu’nun yardım için Afganistan’a girmesini ise “komünizme karşı cihat” ilan etmenin fırsatına çevirdi. Böylece El Kaide’yle şefi Bin Ladin emperyalist planın uygulanmasında önemli bir rol üstlendiler.

CIA ve Pakistan istihbaratı ISI güdümünde gerçekleştirilen terörist eylemler, iddia edildiği gibi Sovyet işgaline karşı değil, Karmal yönetimini bu işgali talep etmek zorunda bırakmak için başlatılmıştı. Şeriatçı dinciler, ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı hazırladığı bu kirli plana hizmet ettiler.

Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra, El Kaide ile ittifak halindeki Taliban’ı işbaşına getiren de CIA-ISI kirli işbirliğidir. Buna karşın Taliban yönetiminin kısmen de olsa denetim dışına çıkması üzerine ABD emperyalizmi, Afganistan’ı işgal planını hazırladı. Bu sefer Bin Ladin ve Taliban yönetimi, emperyalist saldırı ve işgalin gerekçesi olarak sunuldu. Yani ABD, kullandığı şeriatçı güçleri önce Afganistan’da işbaşına taşımış, ardından bu ülkeyi işgal etmek için aynı güçleri gerekçe olarak kullanmıştır.

İşgalci ordular eliyle Taliban yönetiminin yıkılması, El Kaide ve şefi Bin Ladin’in terörist ilan edilmesi ve Bin Ladin’in ABD komandoları tarafından öldürülmesi, emperyalistlere hizmet edenlerin akibeti hakkında ibret vericidir. Saddam Hüseyin’in akıbeti de, emperyalistlerin yeri geldiğinde işbirlikçilerini ortadan kaldırdığını gösteren başka bir örnektir.

 

 


Dünyadan...

Yunanistan’da polis terörü

Yunanistan devleti emekçilere dayattığı ağır sosyal yıkım saldırılarına rağmen krizi aşamazken, saldırılar karşısında emekçilerin öfkesi büyüyor. 11 Mayıs Yunanistan’da gerçekleştirilen grev hayatı felç etti.

Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu (ADEDY), İşçi Sendikaları Federasyonu (GSEE) ve Mücadeleci İşçi Kolları Birliği’nin (PAME) çağrısıyla düzenlenen 24 saatlik grev nedeniyle kamu hizmetleri durma noktasına geldi ve ulaşım felç oldu. Greve çok sayıda özel sektör çalışanı da destek verdi.

Grev kapsamında hava kontrolörleri dört saat süreyle iş bıraktı. Uçuşlar büyük ölçüde aksarken okullar da boş kaldı. Sağlık emekçileri de greve çıktı ve sadece acil hizmetler verildi.

Yunan parlamentosunun da bulunduğu ‘’Sindagma’’ meydanı yakınında polis grev kapsamında yapılan gösterilere saldırdı. 2’si ciddi olmak üzere 12 kişi yaralanırken yaralılar çevre hastanelere sevk edildiler.

Polis kaynaklarından verilen bilgilere göre, yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı gösterilerdeki olaylarda 24 kişi gözaltına alındı.


Yemen’de 2 öğrenci katledildi

Yemen’in güneydoğusunda bulunan Taiz kentinde onbinlerce öğreninin katıldığı bir gösteri düzenlendi. Kentin El Maafer bölgesinde düzenlenen iktidar karşıtı bu gösteride öğrenciler Salih’in istifa etmesini talep etti.

Yemen devletine bağlı silahlı güçler eylemi gaz ve copla dağıtmaya çalıştı. Bununla beraber Belediye Ofisi üzerinden binayı çevreleyen öğrencilerin üzerine ateş açıldı. 2 öğrencinin yaşamını yitirdiği gösterilerde çok sayıda kişi de yaralandı. Ölenlerden birinin 13 yaşındaki Mohamed Al-Salwai isimli çocuk olduğu bildirildi.

Ülkenin doğusunda da protesto gösterileri yapıldı.


Rotterdam’da ulaşım grevi

Hollanda’nın Rotterdam kentinde toplu taşıma alanında tasarruf adı altında yapılacak kesintiler karşısında sessiz kalmayan emekçiler 11 Mayıs günü gerçekleştirdikleri grevle ulaşımı felç etti.

Hükümetin üç şehirde 120 milyon avroyu bulan kesintiden vazgeçmesini isteyen ulaşım emekçileri saat 06.30 - 10.00 arasında ulaşım grevine gitti. Uyarı amaçlı 2 defa iş yavaşlatma eylemine giden emekçiler, hükümetin geri adım atamaması üzerine iş bırakırken, Rotterdam’daki tüm toplu taşıma araçları grevden dolayı çalışmadı.

Ulaşım alanındaki kesintiler hem toplu taşıma hizmetlerinin niteliğinin düşmesine hem de işten çıkarmalara ve bununla paralel iş yükünün artmasına neden olacak. Önümüzdeki yıllarda mevcut araçların % 40 azalacağı belirtiliyor.


Kıbrıs’ta beyaz grev

Sağlık alanında örgütlü bulunan Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, Sağlık-Sen, KTAMS ve Kamu-Sen 10 Mayıs günü iş bırakarak sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekti.

Dört sendikanın üyeleri ayrıca Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, Mağusa Devlet Hastanesi, Girne Akçiçek Hastanesi, Güzelyurt Cengiz Tople Hastanesi ve sağlık ocaklarında 07.00-13.00 saatleri arasında iş bıraktı.

Bununla beraber sağlık emekçileri Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık önüne siyah çelenk bırakarak tepkilerini dile getirdiler.

İlk eylemin gerçekleştirildiği Maliye Bakanlığı önünde konuşan Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, bir süreden beri ülkenin her kesiminde sorunların yaşandığını anlatarak emeğin kavgasını veren sendikaların ve emekçilerin, emeklerinin karşılığını almak için uğraştıklarını söyledi.

Ebe ve hemşirelere görev tanımı dışında kalan işlerin dayatıldığını belirten Özkardaş, sağlık personelinin tek sorununun ek mesai ödenmesi olmadığını ifade etti.

Konuşmaların ardından Maliye Bakanlığı kapısına siyah çelenk bırakan sağlık emekçileri eylem programının bir sonraki adresi olan Sağlık Bakanlığı’na gittiler.

Sloganlar eşliğinde yapılan yürüyüşün ardından KTAMS Genel Başkanı Ahmet Kaptan, ebeler ve hemşirelerin sorunlarını sıraladı. Sağlık Bakanlığı önüne bırakılan siyah çelengin ardından Başbakanlık önüne yürüyen emekçiler burada da bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Oğuz Köse, hemşireler haftasının başlangıç günü olan 12 Mayıs’ı yaşanan sıkıntılar nedeniyle “kara 12 Mayıs” olarak ilan etti. Köse, ek mesailerin ödenmesi ile mücadelelerinin bitmeyeceğini vurguladı.

Eylem, Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Oğuz Köse’nin başbakanlık kapısına hemşire gömleği ve siyah çelenk bırakması ile son buldu.