8 Nisan 2011
Sayı: SİKB 2011/14

 Kızıl Bayrak'tan
Seçim oyununu bozmak için devrimci sınıf seferberliğini büyütelim!
Savaş aygıtı NATO ve tetikçilerine karşı mücadeleye!
Şifreleme skandalının üstü örtülemiyor
Konak Belediyesi direnişçileri:
Zafer bizim olacak!
“Kaşarlanmış hain” uslanmıyor
Metalde grev uygulamaları
askıya alındı
3 Nisan mitingi üzerine
Türk-İş’te değişen bir şey yok!
TÜMTİS Genel Başkanı
Kenan Öztürk’le direnişler ve
sendikal bürokrasi üzerine
Direnişler birleşiyor
mücadele büyüyo
Haklarımız ve geleceğimiz için
BDSP: 1 Mayıs’ta alanlara! 
İşçiler kurultaylara yürüyor
Yüzlerce işçi kurultaylarda
tek yürek oldu!
İşçi kurultayları geleceğe kurulan köprüdür - K. Al
Casper işçileri
direnişle kenetlendi
BTS’den oturma eylemi
Sağlık emekçileri grevle kazandı!
Arap halkları saldırı, savaş ve gericilik kıskacından çıkış yolu arıyor!
Fildişi Sahili’ne
emperyalist müdahale
“Polis-idare-faşist işbirliğine son!” 
Öğrenci Kurultayı’na doğru
Edirne’de ulaşım eylemlerinde yaşanan ayrışma üzerine
Asimilasyon ve inkara devam!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yüzlerce işçi kurultaylarda
tek yürek oldu!

“Haklarımız ve geleceğimiz için örgütlü mücadele!” şiarıyla 7 il, 11 merkezde örgütlenen işçi kurultaylarının ilk bölümü 3 Nisan Pazar günü gerçekleştirildi. İzmir’in yanısıra  İstanbul’un 3 ayrı sanayi havzasında, Esenyurt, Topkapı-GOP ve Ümraniye’de işçi ve emekçiler biraraya geldi. Mücadele deneyimlerinin paylaşıldığı kurultaylarda sınıf hareketinin, kurultayların gerçekleştiği bölgelerin sorunları tartışıldı, çözüm yollarına dair hedefler ortaya kondu. Yüzlerce işçinin buluştuğu kurultaylarda direnişçi işçiler de yer aldı.

 

 

İzmir’de kitlesel ve coşkulu kurultay

3 aydır İzmir’in dört bir yanında örgütlenme çalışması yürüten İzmir İşçi Kurultayı 3 Nisan Pazar günü toplandı. “Gücümüz birliğimizde!” şiarıyla gerçekleşen kurultayda örgütlenme sorunu üzerine canlı tartışmalar yaşandı. Direnişteki Konak Belediyesi işçilerinin de topluca katılım gösterdiği İzmir İşçi Kurultayı, Batıgül Tunç, Ontex ve KDS işçilerinin de katılımıyla örgütlenme deneyimlerinin canlı örneklerini biraraya getirdi.

Kurultay, sinevizyon gösterimi ile başladı. Sınıf mücadelesinde şehit düşenler için gerçekleştirilen yapılan saygı duruşunun ardından Enternasyonal marşı okundu ve divan çağrıldı. Kurultay Hazırlık Komiteleri adına gerçekleştirilen açılış konuşmasında örgütsüzlük tablosuna değinilerek, kurultay ihtiyacı tanımlandı. 1 Mayıs’ın öngünlerinde gerçekleştirilen kurultayın aynı zamanda, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilen eş zamanlı kurultaylarla işçi sınıfının mücadelesi için anlamı ortaya kondu. 

Açılış konuşmasının ardından ana tebliğlerin okunmasına geçildi. Bu bölümde Kurultay Hazırlık Komiteleri tarafından hazırlanan üç tebliğ sunuldu. İlk olarak sunulan “Devrimci siyasal bir işçi hareketi yaratmak için görev ve sorumluluklar” tebliğinde işçi sınıfının tarihsel devrimci misyonu anlatıldı ve ölü toprağını atarak hareketin yükseltilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı.

İşçi sınıfının mücadelesinin ve örgütlenmesinin önündeki engeller” tebliğinde örgütlenmeyi engelleyen ideolojik ve fiziksel engellerden bahsedildi. İşçi sınıfının örgütlenmesinin, bilinçlenmesinin önündeki fiziki engellerin, burjuvazinin ideolojik ablukasıyla birleşmesi ile beraber işçilerin nasıl bir cendereye hapsoldukları ve kendilerine dayatılan burjuva ideolojisinin, burjuva bakışının kendisine ait olduğunu sanması ile sonuçlandığı vurgulandı. Sınıfın örgütlenmesinin önündeki yasal engellere de ayrıca değinildi.

Sendikal bürokrasi ve devrimci sınıf sendikacılığı” tebliğinde ise sendikal bürokrasi ele alındı ve onu aşmak için taban örgütlülüklerinin önemine değinildi. Fabrikalarda işyeri komitelerine dikkat çekilirken, sendikal bürokrasiyi etkisiz kılmak için gerekli koşullar özetlendi.

Konak’tan Ontex’e direnişler kurultayda buluştu!

Kurultay’ın ikinci bölümü; Konak, Ontex direnişçileri, KDS direnişçisi ve Batıgül Tunç’un alkışlar ve sloganlar eşliğinde sahneye çıkması ile başladı. İşçiler sloganlar eşliğinde kurultayı selamladı.

Selamlamanın ardından işçiler sırasıyla söz aldılar. İlk olarak CHP İl Binası önünde tek başına direnişini sürdüren Buca işçisi Batıgül Tunç söz aldı. Buca direnişi sürecini ve ardından neden CHP il binası önünde direnişe başladığını anlatan Tunç, CHP’nin kendisine verdiği sözü tutmadığını ifade etti.

Tunç’un ardından Konak Belediyesi direnişçileri adına Yasemin Orallı bir konuşma yaptı. Konuşmasına kurultayı düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Konak Belediyesi direnişçisi sözlerini direniş sürecini anlatarak sürdürdü.

Orallı konuşmasında taşeron sistemine dair de “Taşeron tek kelime ile köleliği ifade ediyor.” ifadelerine yer verdi. Konak Belediyesi direnişçisi salondan yükselen “Konak işçisi yalnız değildir!” sloganlarıyla kürsüden indi.

İki Ontex direnişçisi de İzmir İşçi Kurultayı’nda yerlerini aldı. Konuşmasını kurultayı selamlayarak açan Ontex direnişçisi Duray Tezeren 23 yıldır sendikanın olduğu bir fabrikada çalıştıklarını belirtti. TİS sürecinde Ontex’te örgütlü bulunan Selüloz-İş Sendikası’nın dayatmasına karşı çıktıkları ve taban örgütlülüğü oluşturdukları için patron-sendika işbirliği ile atıldıklarını ifade etti. Sözlerini boykot çağrısıyla bitiren Tezeren, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarıyla uğurlandı.

Etkinliğe katılan eski KDS direnişçisi ise konuşmasına Gebze’de süren BERICAP ve ÇEL-MER direnişçilerinin selamını ileterek başladı. KDS fabrikasında yaşanan direniş sürecini anlatan işçi, patronun direnişi bitirmek için işyerine Türk Metal’i soktuğunu ifade etti. Sözlerini “Tek yolumuz var direnmek ve örgütlenmek. Komiteler kurarak sendikaları ardımızdan sürüklemek. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” şeklinde bitirdi.

İş kollarına dayanan tebliğler

Direnişçi işçilerin ardından iş kollarına dayalı tebliğlerin sunumuna geçildi. Bu bölümde Tekstil, Metal, Demir Çelik ve belediye alanında hazırlanan tebliğler sunuldu. Tebliğlerde iş kollarındaki durum, örgütsüzlük tablosu ve bu tabloyu aşmak için gerekli mücadele yöntemleri tartışıldı. Çözüm önerileri sunuldu. Tekstil alanında Tekstil İşçileri Birliği oluşturulması, metalde grev ile dayanışma için bir günlük yevmiyelerin grevci işçilere gönderilmesi ve dayanışma platformu oluşturulması gibi öneriler sunuldu.

İşçi kürsüsü bölümü, geçtiğimiz hafta sendikal mücadele verdikleri için topluca işten atılan İzmir Senkromeç işçileri adına yapılan bir konuşma ile başladı. Senkromeç’teki kölece çalışma koşullarını anlatan işçi, örgütlenmek için biraraya geldiklerini ama “yanlış sendika”ya gittiklerini söyleyerek Türk Metal’de örgütlenme girişimleri sonucu işten çıkarıldıklarını belirtti. İzmir Senkromeç işçisi saldırıya karşı seslerini çıkaracaklarını ve mücadele edeceklerini ifade etti.

İşten atılan İzmir Senkromeç işçileri kurultaya topluca katılarak, kürsüden yapılan direnişçi işçilerin konuşmalarını ilgiyle dinlediler.

Söz işçilerde!

İlk olarak söz alan Torbalı’dan bir tekstil işçisi 100-150 yıl önceki sömürü koşullarını ve buna karşı verilen mücadeleyi anlattı. Kurultay çalışmalarından da bahseden işçi, konuşmasını “Birlik olursak tüm dünyayı ayağa kaldırırız” sözleriyle sonlandırdı.

Bakırçay havzasından Demir çelik işçisi havzadaki Türk Metal çetesini lanetleyerek “faşizme karşı direnişe devam” dedi.

Çiğli Organize Sanayi’nden bir metal işçisi ise son yıllarda direnişe geçen fabrikaların isimlerini saydı ve bunun bile örgütlenme eğilimindeki yükselişin belirtisi olduğunu ifade etti.

Çiğli Belediyesi’nden bir işçi de kurultayın hedefinin 4 Nisan’dan başlayarak taban örgütlülüklerini yaratmak yani işyeri komitelerini kurmak gerektiğini söyledi. söyledi.

Sosyal Güvenlik Uzmanı Recep Çöl “İhbar tazminatı işçinin şah damarıdır” dedi, işçi sınıfının bu alandaki hak gasplarını anlattı.

Bir petro-kimya işçisi asgari ücretten bahsederek, asgari ücretin belirlenmesinde işçilerin söz sahibi olmadığını, önümüzdeki asgari ücret belirlenmesi sürecinde İzmir’de sendikaların, kitle örgütlerinin ve siyasal kurumların da harekete geçirilerek, asgari ücret mitingleri, eylemleri, panelleri vb. yapılmasını önerdi.

Bir işçi ise işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın öngünlerinde olduğumuzu belirterek, 1 Mayıs çalışmalarının şimdiden başlamasını ve sınıfın örgütlenme sorunlarının tartışılması için sendikaların, örgütlenme uzmanlarının katıldığı bir sempozyum düzenlenmesini önerdi.

Eski bir kundura işçisi kapitalizmin evrensel krizinden bahsettikten sonra sol hareketin mezhepsel yapısını eleştirdi ve sınıfın örgütlenmesi için yapılan her türlü etkinliğin desteklenmesi gerektiğini belirti.

Kürsüden BDSP adına da bir konuşma yapılarak, seçim sürecine gelindiği belirtildi. Düzenin seçim oyunu teşhir edildi ve çözümün devrim ve sosyalizm mücadelesinde olduğu vurgulandı.

Manisa Organize Sanayi’den bir işçi örgütlenme mücadelesi nedeniyle çalıştığı işyerinden atıldığını ifade etti.

Deri İşçileri Derneği adına konuşma yapan bir kişi ise örgütlenmenin güvencesiz ve taşeron işçilere yönelmesi gerektiğini, kendilerinin çalışmalarında yalnız kaldığını anlattı.

İşçi kürsüsünün sona ermesinin ardından sonuç bildirgesinin hazırlanması için bir müzik arası verildi. Türkü ve marşların ardından, hazırlanan sonuç bildirgesi taslağı okundu.

Kurultayda yapılan tartışmalar ve yapılan önerilerden yola çıkılarak hazırlanan taslağın okunması ile birlikte bildirge taslağı kurultay iradesi altına alındı ve kurultay sona erdi. Bildirgenin son halinin 10 gün içerisinde kamuoyuna ilan edileceği duyuruldu.

 

Kurultaydan notlar:

- Kurultaya ağırlığını belediye, metal ve tekstil işçilerinin oluşturduğu yaklaşık 200 işçi ve emekçi katıldı. Başlarda hayli yüksek olan katılım, konuşmaların sayıca fazlalığının etkisiyle son konuşmacılarda azaldı.

- Salon girişinde Kızıl Bayrak, Ekim Gençliği, Liselilerin Sesi ve Volkan Yaraşır’ın “Yıkıcı Güç, Kolektif Özne” isimli kitabının bulunduğu Eksen Yayıncılık standı açıldı. Ayrıca etkinliğe girişte sunulacak tebliğ taslaklarının yer aldığı dosyaların da dağıtımı gerçekleştirildi.

- Kurultay salonunda katılımcıların bilgilerinin, kurultayı nereden duyduğunun ve düşüncelerinin yazılması istenen “kurultay iletişim formları” dağıtıldı.

- Etkinliğe yurtdışında bir programı olması nedeniyle katılamayan Volkan Yaraşır, Sosyalist Kamu Emekçileri, Kültür-Sen İzmir Şubesi mesaj gönderdi.

Kızıl Bayrak / İzmir



 

Ümraniye’de örgütlenme çağrısı

3. Ümraniye İşçi Kurultayı 3 Nisan Pazar günü, bölgedeki öncü işçilerin katılımıyla gerçekleşti. Kurultayda işçiler, mücadele deneyimlerini, sorunlarını ve çözüm yollarını ele aldılar. Sınıf mücadelesini yükseltmek, kölece çalışma ve yaşama koşullarına boyun eğmemek için izlenmesi gereken yolları tartıştılar.

Kurultay, hazırlık komitesi adına yapılan selamlama ve devrim şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Ardından sinevizyon gösterimi gerçekleşti.

Kurultay Hazırlık Komitesi adına yapılan konuşmada kurultayın amacının bölgede işçi sınıfının örgütlülüğünü ve mücadelesini güçlendirmek olduğu vurgulanırken, Ortadoğu halklarının mücadelesi selamlandı. Emperyalist saldırı karşısında, Ortadoğu halkları ile eylemli dayanışma, aynı zamanda düzenin seçim aldatmacası ile oyalanmadan sınıf mücadelesini yükselterek 1 Mayıs’a yürüme çağrısı yapıldı.

Açılış konuşmasının ardından ilk sözü, bölgede direnişte olan Casper fabrikasından bir direnişçi işçi aldı. Casper direnişçisi, mücadelelerinin sömürüyü dizginlemek ve sendikalı olma hakkı için sürdüğünü ifade ederken, direnişle dayanışmanın genişletilmesi çağrısı yaptı.

Tebliğ sunumları ve öneriler

Kurultayda yer alan “Sorunlarımız”, “Deneyimlerimiz”, “Çözümlerimiz” başlıklı üç tebliği, sıra ile, bölgede geçmiş süreçte yaşanan Sinter Metal, Gürsaş, Regal Cam direnişlerinden işçiler sundu.

Bölgede ve Türkiye’de işçi sınıfının sorunlarına dair tebliğde; sermayenin giderek azgınlaşan saldırıları, sınıf mücadelesinin önündeki sendikal bürokrasi engeli ve işçi sınıfının örgütsüzlüğü yer aldı. Bölgede yaşanan direniş deneyimlerinin değerlendirildiği tebliğde ise, yaşanan direnişlerin en önemli eksikliğinin direniş komitelerinin oluşturulamaması olduğu ifade edildi. Çözüm önerilerini içeren tebliğde de; mücadelenin önündeki engellerin aşılabilmesi için fabrika ve atölyelerde işyeri komiteleri kurulması, bölgede örgütsüz tek bir fabrika kalmaması hedefi ile seferber olunması, işyeri komitelerinin birleşeceği Ümraniye İşçi Birliği’nin oluşturulması ve İstanbul İşçi Kurultayı’na hazırlanılması önerildi.

Tebliğ sunumlarının ardından, UPS direnişçisi bir işçi söz alarak kurultayı selamladı, uluslararası sermaye devine karşı kazanılan direnişin başarısını kararlılığa borçlu olduğunu ifade etti.

Kürsü işçilerde

Verilen aranın ardından kurultay, serbest kürsü bölümü ile devam etti. Bu bölümde ilk olarak Birleşik Metal İş’te örgütlü ABB fabrikasından bir işçi söz aldı. TİS sürecini, MESS dayatmalarına karşı 21 fabrikada ilan edilen grev kararlılığını anlatan işçi, aylar boyunca işçilerin grev kararlılığının kırılmadığını, fakat son anda işçilerin bilgisi olmadan yapılan toplantılar ile, sendika ve patronların uzlaşmaya vardığını ifade etti. Tek tek fabrikalarla yapılan protokoller ve sözlü vaadlerle sürecin sonlandırılmak üzere olduğunu, bu kısmi kazanımın işçiler için yeterli olmadığını sözlerine ekledi.

Serbest kürsüde söz alan Ontex direnişçisi ise, uluslararası bir sermayeye ve sendika ağalarına karşı kararlılıkla direndiklerini ifade ederken, “işçilerin işçilerden başka dostu yoktur ve bizlerin birleşmekten, taban örgütlülükleri kurarak inisiyatifi ele almaktan, militan eylemlerle sokağa çıkmaktan başka çaremiz yok” dedi.

Birleşik Metal-İş Sendikası Emekçi Kadın Komisyonu Penta temsilcisi yaptığı konuşmada, emekçi kadınların kapitalist düzen içinde çifte sömürüsü ve ezilmesine değinirken, işçi kadınlar için kurtuluş yolunun sınıf mücadelesi olduğunu ifade etti.

Sinter Metal direnişi deneyimlerini paylaşan bir kadın işçi ise, direniş sırasında işçi sınıfının dostları ile tanıştığını, sınıf mücadelesini öğrendiğini söyledi. 

Kurultay Hazırlık Komitesi’nden işçiler yaptıkları konuşmalarda, düzenin seçim oyununu ve Libya’ya emperyalist saldırıyı teşhir ederken, 1 Mayıs’ta kitlesel olarak mücadele alanında olma çağrısı yaptılar. Emekli Sen üyesi bir emekçi, kurultayı selamladığı konuşmasında, işyeri komitelerinin önemini sınıf mücadelesi tarihinden örnekler vererek anlattı.

Kurultaya Kocaeli’den katılan bir işçi ise, onurları için mücadele eden öncü işçiler ile birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu ve işçi sınıfının gücüne ve devrimine olan inancını paylaştı.

3. Ümraniye İşçi Kurultayı; çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi için 17 Nisan’da buluşma çağrısı ile son buldu. Kurultayda Alaattin Karadağ’ın 21 Nisan’da gerçekleşecek 3. duruşmasına ve 16 Nisan’da Taksim’de yapılacak eyleme katılım çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak / Ümraniye



Esenyurt’ta kurultay
mücadele kürsüsü oldu

Esenyurt’ta “Haklarımız ve geleceğimiz için” şiarıyla başlatılan örgütlenme seferberliğinin bir parçası olan Esenyurt İşçi Kurultayı, 3 Nisan günü 150 işçi ve emekçinin katılımı ile başarıyla gerçekleştirildi. Pankartlarla donatılan salona giriş yapan işçiler, işçi marşları ve kavga türküleri ile karşılandı.

Kurultay katılımcıların selamlanmasıyla başladı. Ardından Alaattin Karadağ şahsında işçi sınıfı mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu gerçekleştirildi. Saygı duruşu sırasında devrimci şair Adnan Yücel’in “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” şiiri coşkuyla okundu.

Saygı duruşunun devamında Kurultay Hazırlık Komitesi’nin hazırlamış olduğu açılış konuşması yapıldı. İşçi kurultaylarının hedefleri ve ön süreçlerine ilişkin bir değerlendirme yapıldı. Kurultayların çeşitli iş kollarından, sanayi havzalarından, fabrikalardan, atölyelerden işçilerin biraraya gelerek sınıfın sorunlarını ve mücadelenin yöntemlerini tartışacağı bir kürsü olarak değerlendirileceği ifade edildi. Kapitalist sistemin ekonomik, siyasal, kültürel baskıları ortaya konularak bu saldırılar karşısında sınıfın örgütlenmesinin ve birliğinin yakıcı bir ihtiyaç olduğunun altı çizildi. Yanısıra işçi direnişlerinin derslerinin ve deneyimlerinin ışığında mücadelenin büyütülmesi gerekliliğine vurgu yapılarak direnişçi işçiler selamlandı. Ardından Ortadoğu ve Kuzey Afrika isyanlarının yolundan 12 Haziran’da bir kez daha sergilenecek olan seçim aldatmacasının parçalanmasına çağrı yapıldı.

Kurultayın işlevi ele alındı

Divan oluşturularak tebliğ sunumlarına geçilirken, kurultay şiarı olan “Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve güvencesizliğe karşı birleşelim!” tebliği kurultay hazırlık komitesinde görev alan bir metal işçisi tarafından sunuldu. Bu tebliğde işçi kurultayına bölgemizdeki işçilerin temel sorunları olan uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve güvencesizlik sorununa karşı bir mücadele hattı oluşturulması önerildi. Sunulan tebliğin ardından “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganı atıldı.

İlk tebliğin ardından direnişçi PTT taşeron işçisi söz aldı. Konuşmasında PTT’de yaşanan emek sömürüsüne değinerek taşeronlaşmanın yarattığı sorunları ifade etti. Direniş sürecini de paylaşan PTT işçisi örgütlenme ve mücadele çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı. Konuşmanın ardından “PTT’de direniş kazanacak!” sloganı hep bir ağızdan coşkuyla atıldı.

Örgütlenmenin önemine dikkat çekildi

Kurultay’ın ikinci tebliği olan “Esenyurt bölgesinin yapısı” tebliği kurultay hazırlık komitesinde yer alan tekstil işçinin sunumu ile devam etti. Tebliğde, bölgenin ekonomik, siyasal ve kültürel durumu üzerine değerlendirmeler sunuldu. Çalışma saatlerinin uzunluğundan neredeyse tüm fabrikalarda asgari ücret uygulaması olduğundan bahsedilerek ancak tüm bu saldırılar karşısında yaygın bir örgütsüzlüğün olduğu söylendi. Sendikalı işyeri sayısının sınırlı olduğuna değinildi. Bu tebliğde de işyeri komitelerini oluşturarak sendikalaşma üzerinden bir mücadele hattı önerildi.

Sonrasında diğer bir tebliğ olan “örgütlenme sorunu” tebliği sunumu kurultay hazırlık komitesi çalışanı bir metal işçisi tarafından yapıldı. Tebliğde tüm sorunların kaynağında örgütsüzlüğümüzün olduğu söylenerek taban örgütlülüklerinde örgütlenme çağrısı yapıldı. Örgütlenmenin önündeki engeller sıralanarak sektörel birliklerin oluşturulması, Esenyurt Metal İşçileri Birliği’nin güçlendirilmesi, bölge platformu olan Esenyurt İşçi Platformu’nun nicel ve nitel olarak güçlendirilmesi önerileri getirildi. Konuşmada 1 Mayıs’a çağrı yapıldı.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan ayaklanmaların selamlandığı, emperyalist işgale karşı mücadele yürütülmesinin gerekliliğinin ifade edildiği “Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın durumu ve emekçilerin alacağı tutum” tebliği KHK tarafından sunuldu.

Ardından 12 Haziran genel seçimlerini konu alan tebliğ sunumuna geçildi.  Tebliğ sunumunda kurultaya seçim oyununun karşısında sınıfın bağımsız mücadele hattının ortaya çıkarılacağı bir çalışma yapılması önerilerek, 1 Mayıs için hazırlık komitelerinin oluşturulması çağrısı yapıldı.

Siyasal mücadele ve örgütlenme çağrısı

Söz alan BDSP temsilcisi kurultaylarla işçi ve emekçilerin mücadelenin ve direnişin içinden gelerek bir çıkış yolu aradığını, ileriye yönelik adım attığını vurgulayarak, bugün tek tek mevzilerde süren sınıf mücadelelerinin siyasal niteliğine vurgu yaptı. Özellikle ÇEL-MER ve Ontex direnişlerini örnek vererek, bu direnişlerin işçi sınıfının neden siyasal mücadele yürütmesi geretiğini gösterdiğini vurguladı. İşçi sınıfının bağımsız taban inisiyatifleriyle yarattığı bu iki ileri mevzinin sermaye-polis ve sendika bürokratları işbirliğiyle düşürülmek istendiğini belirterek bu mevzileri savunma ve sahiplenme çağrısı yaptı.

Konuşmasına işçi sınıfının siyasal mücalele yürütme ve devrimci sınıf partisinde örgütlenme zorunluluğunu vurgulayarak devam eden temsilci, Ortadoğu halk isyanlarına da değinerek, bu mücadelenin de özünde ekmek ve onur mücadelesi olduğunu, ayaklanmalar ne denli çarpıtılırsa çarpıtılsın bu özün değişmediğini vurguladı. Bir kez daha ihtiyacın devrimci parti olduğunu ifade ederek, işçi sınıfı ve emekçilerin korku duvarlarını yıkarak ayağa kalktıklarında zorba rejimlerin tuzla buz olduğunun görüldüğünü, ancak asıl gerekli olanın düzeni temellerinden yıkmak olduğunu vurguladı.

Ortadoğu halklarının isyanlarıyla şimdiden birçok kazanıma imza attıklarını, Türkiye’de yıllarca seçim sandığı kurulduğunu ancak bu sandıklar yoluyla emekçilerin aldatıldığını ve yaşam koşullarında herhangi bir değişimin olmadığını vurgulayan temcilci, gerekli olanın isyanın yolunu tutmak olduğunu belirtti ve seçim oyununu bozmaya, bunun için grev ve direnişleri çoğaltmaya çağırdı. Son olarak işçi ve emekçileri burjuvazi ve onun oyunlarına kanmamaya, onların peşinden gitmemeye, Ortadoğu halklarının yaptığı gibi tarihin öznesi olmaya, böylelikle geleceği birlikte kurmaya çağırdı.

Konuşmanın ardından Esenyurt İşçi Kültür Evi’nin hazırladığı şiir dinletisi ile programa kısa bir ara verildi.

Söz, yetki, karar işçilere!”

Aranın ardından kurultayın ikinci bölümü direnişçi Ontex işçisinin konuşması ile devam etti. Ontex işçisi mücadelelerinin, patronlara ve sendika bürokratlarına karşı olduğunu belirterek taban örgütlülüklerinin oluşturulması gerektiğini belirtti. Ontex ürünlerini boykota çağıran direnişçi işçi dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı. “Söz, yetki, karar işçilere!” denilerek serbest kürsü bölümü ile söz kurultaya katılan işçi ve emekçilere bırakıldı.

Farklı sektörlerden işçiler kürsüyü kullandı

Bu bölümde metal, tekstil, petro-kimya, gıda sektörlerinden işçiler söz aldı. Fabrikalarından örnekler vererek canlı konuşmalar yapan işçiler, kurultay gündemleri üzerine önerilerini sundular. Metal işçileri, metal grevi ve burada ortaya çıkan sendikal bürokrasi engeline işaret ettiler. Taban örgütlülüğünün ifadesi olan MİB’i güçlendirme çağrısı yaptılar. Konuşmalar kurultay katılımcıları tarafından sloganlarla karşılandı.

Serbest kürsü bölümünden sonra Grup Gölgedekiler sahne alarak kurultayı türkü ve marşları ile selamladılar.

Divan tarafından yapılan kapanış konuşmasında Esenyurt’ta infaz edilen Alaattin Karadağ’ın 21 Nisan’da görülecek 3. duruşmasına çağrı yapıldı. Kurultay sonuç bildirgesinin ve önümüzdeki süreçte ortaya konulacak mücadele hattının, kamuoyu ile paylaşılacağı ifade edildi.

Kurultayın ardından 1 Mayıs yürüyüşü!

Kurultay bitiminde “Haklarımız ve geleceğimiz için 1 Mayıs’ta alanlardayız! / BDSP” pankartıyla yürüyüşe geçen işçiler, Tabela Durağı’nda eylemlerini sonlandırdılar. Eylemde Esenyurt İşçi Kurultayı’ndan alınan güçle 1 Mayıs’ta Taksim alanında olunacağı vurgulandı. Haklarımız ve geleceğimiz için birleşik, kitlesel ve militan bir biçimde 1 Mayıs’ta alanlara çıkma çağrısı yapıldı. Kızıl bayraklarla yürüyen işçiler yürüyüş ve eylem boyunca coşkulu sloganlar attı.

Kızıl Bayrak / Esenyurt



Topkapı-GOP İşçi Kurultayı:
Mücadele kararlılığı öne çıktı

Topkapı-GOP İşçi Kurultayı, Eğitim Sen 4 Nolu Şube Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Kurultaya tekstil, metal, petro-kimya ve taşeron PTT işçileri başta olmak üzere birçok sektörden işçiler katıldı.

Kurultay, açılış konuşmasının ardından saygı duruşu ve sinevizyon gösterisi ile devam etti.

Sinevizyonun ardından divan oluşturuldu. Divan oluşturulduktan sonra BDSP temsilcisi tarafından açılış konuşması gerçekleştirildi. BDSP temsilcisi konuşmasında, son dönemlerde işçi ve emekçilere yönelik gerçekleştirilen saldırıları ele aldı. Mevzi direnişleri ele alarak, dünya ve Ortadoğu’daki gelişmelere de değindi. İşçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü bir güç olarak tarih sahnesine çıkması gerektiğini vurguladı. İşçi sınıfının sendikalarda işyeri komiteleri gibi taban örgütlülükleri oluşturması gerektiğini vurgulayan temsilci, işçi sınıfının devrimci partisi etrafında birleşmesi gerektiğini vurguladı. Katılımcıları selamlayarak konuşmasını noktaladı.

Taban örgütlülüklerine vurgu yapıldı

Açılış konuşmasının ardından tebliğ sunumlarına geçildi. Hazırlanan tebliğler işçiler tarafından sunuldu.

“İşçi sınıfının yaşadığı sorunlar ve nedenleri” başlıklı ilk tebliği PTT direnişçisi Rıza Soylu sundu. “Sınıfın inisiyatifini açığa çıkarmanın araçları taban örgütlülükleri” başlıklı ikinci tebliği ise bir kadın petro-kimya işçisi sundu.

İkinci tebliğin ardından, direnişçi Ontex işçisi Gamze Kayhan bir konuşma yaptı. Kayhan konuşmasını taban örgütlülükleri ve sendikal bürokrasi konusunda gerçekleştirdi. Konuşmasında örgütlenme süreçlerine değinen Kayhan, tabanın söz, yetki, karar hakkı istediğinde sendikal bürokrasinin patronla nasıl işbirliği yaptığını vurguladı. Taban örgütlülüklerinin önemine değinen Ontex işçisi direnişlerinin sermayeye karşı olduğu kadar sermayeyle kol kola olan sendikal bürokrasiye karşı olduğunu da vurguladı.

Bu konuşmanın ardından ilk bölüm son buldu.

Taşeronlaştırmaya karşı mücadele çağrısı

İkinci bölümdeki ilk sunumu direnişçi PTT işçisi Cafer Kalağ gerçekleştirdi. “Taşeron çalışmaya karşı mücadelenin önemi” başlıklı sunumu gerçekleştiren Kalağ “Taşeron çalışma, kadrolu çalışan işçiler ve kamu emekçileri başta olmak üzere tüm işçi ve emekçileri ilgilendiriyor. Bugün taşeronlaştırmaya karşı güçlü bir mücadele örgütleyemezsek, kısmi haklara sahip olan tüm çalışanlar da bu haklarını kaybedecektir” dedi. Konuşmasında taşeron işçilerin kadrolu çalışanlara karşı kullanıldığını vurgulayan Kalağ, sendikaların taşeron çalışanları örgütlemekten uzak durduklarını vurgulandı. Kendi iş kollarına giren Haber-İş Sendikası’nın bunun somut bir örneği olduğunu söyledi. PTT önünde gerçekleştirdikleri direnişe de değinen Kalağ buradaki mücadelenin sadece işe iade talebiyle sınırlı olmadığını, taşeron köleliğini hedef aldıklarını ifade etti.

Fiili-meşru mücadele şarttır”

İkinci bölümün ikinci sunumunu ise Avukat Ümüs Seğmen gerçekleştirdi. “Fiili mücadele ve hukuki süreç” başlığıyla gerçekleştirdiği sunumda işçi sınıfının hak alma mücadelesinin en önemli ayağının fiili-meşru mücadele hattı olduğunu vurguladı. Hukuki sürecin tek başına yetersiz olduğunu vurgulayan Seğmen son geçen yasalarla işçiler lehine olan kırıntı bir dizi uygulamanın da ortadan kaldırıldığını vurguladı.

Seğmen sunumunun devamında işçi sınıfının sermayenin koyduğu yasalara takılmadan, emeğin haklılığından aldığı güçle sokaklarda mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini belirtti. Taban örgütlülüklerinin önemli olduğunu vurgulayan Seğmen işyeri komitelerine ve sendikalara örgütlenme çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.

1 Mayıs’a çağrı

Ardından 1 Mayıs gündemiyle hazırlanan tebliğe geçildi. Bir tekstil işçisi tarafından okunan tebliğde 1 Mayıs’ın tarihsel-toplumsal önemine değinildi. 2011 1 Mayısı’nın güçlü geçmesi ve her yerin 1 Mayıs alanına dönüştürülmesi için tek tek fabrikalarda ve sanayi havzalarında komiteler kurularak hazırlıklar yapılması gerektiği vurgulandı.

Kurultay Hazırlık Komitesi tarafından hazırlanan halk ayaklanmaları ve seçimler gündemli sunumlar zaman darlığından ve açılış konuşmasında iki konunun da üzerinde kapsamlı durulması nedeniyle gerçekleştirilmedi. Tebliğ ve sunumların bitmesiyle önergeler bölümüne geçildi.

Önergeler ve canlı tartışmalar

Bu bölümde 3 tane önerge sunuldu. Bir tekstil işçisi tarafından sunulan ilk önergede, tekstil sektöründe yaşanan temel sorunlara karşı kapsamlı bir çalışmanın örgütlenmesi gerektiği vurgulandı. Tekstil işçileri birliği oluşturulması için gerekli adımların atılması gerektiği dile getirildi ve önergede sunulan talepler gündemiyle toplantı çağrısı yapıldı.

2. tebliğ ise 1 Mayıs gündemliydi. 1 Mayıs’ın bölgedeki tüm emek örgütleri ile ortak örgütlenmesi, işyerleri ve sanayi havzalarında 1 Mayıs hazırlık komiteleri kurularak geniş katılımlı 1 Mayıs’ın örgütlenmesi için gerekli adımların atılması talep edildi. Bunun için en kısa sürede toplantı çağrısı yapılması önerildi.

3. tebliğde yerel kurultayların İstanbul İşçi Kurultayı ile taçlandırılması gerektiği vurgulandı. Yerel yoğunlaşmaların merkezileştirilmesi için bunun önemli olduğu vurgulandı. Topkapı-GOP İşçi Kurultayı’nın 2. İstanbul İşçi Kurultayı çağrısında bulunması talep edildi.

Kürsü işçilerindi!

Önergelerin sunulmasının ardından serbest kürsü konuşmalarına geçildi. Bu bölümde farklı sektörlerden toplam 10 işçi konuştu.

Serbest kürsüden ilk konuşmayı LC Waikiki-Meha direnişçisi gerçekleştirdi. Meha direnişinin kazanımla sonuçlanmasının arkasındaki en önemli nedenin komiteye dayalı olması ve fiili meşru bir mücadele hattında ilerlemesi olduğunu vurguladı.

İkinci konuşmayı RSA işçisi gerçekleştirdi. Patronlarının ücretlerini birkaç ay gecikmeli ödediği dönemler yaşadıklarını ifade eden RSA işçisi bu sorunu üretimden gelen güçlerini kullanarak çözdüklerini ifade etti.

İşçi sınıfının en önemli silahının üretimden gelen güçleri olduğunu vurguladı. Bu gücü kullanmak için tabandan birlik sağlanması gerektiğini vurguladı.

Ardından konuşan PTT’de çalışan taşeron işçisi PTT’de yaşanan ağır ve kölece çalışmadan bahsetti. Taşeron olmanın tam bir kölelik olduğunu vurgulayarak taşeron çalışmaya karşı kadro talebiyle mücadeleyi büyütmek gerektiğini vurguladı.

Deri Kundura Tekstil İşçileri Derneği Başkanı Uğur Parlak, bürokrasiden bu kadar bahsedildiği yerde sendikalarda örgütlenme çağrısı yapmanın çelişkili bir durum olduğunu ifade etti. Tekstil işçilerini derneklerinde örgütlenmeye çağırdı.

Bir metal işçisi ise, konuşmasında devrimci işçilerin tabandan birliğinin sağlanması için gerekli adımların atılmasını vurguladı. Önceki konuşmaya da cevap veren metal işçisi derneklerin, sendikaların ve diğer sınıf örgütlerinin birbirinin yerine ikame edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Ardından konuşan bir matbaa işçisi ise, matbaa sektöründe yaşanan güvencesiz geleceksiz yaşam koşullarına değindi. Matbaa da çalışan işçilerin büyük bir kısmının sigortalarının dahi olmadığını söyleyerek, sigortasız, güvencesiz, düşük ücretle çalışmaya karşı mücadelenin önemini vurguladı.

PTT de taşeron olarak çalışan kadın bir işçi ise taşeronda çalışan kadın işçilerin yaşadığı sorunları anlatarak konuşmasına başladı. PTT direnişi başlayana kadar hiçbir haklarının verilmediğini ifade etti. Şimdi ise bir dizi haklarının olduğunu ve alacaklarını ifade etti.

Meslek lisesi öğrencisi ise meslek liselerindeki staj sömürüsüne değindi. Son çıkan torba yasayla meslek lisesi örgencilerinin aldığı üç kuruşa dahi göz diktiklerini vurguladı.

Bir kez daha söz alan PTT direnişçisi Rıza Soylu konuşmasında taşeronluğun neden tercih edildiğine değindi. İşçi ve emekçilere dayatılan bu köleliğe karşı mücadeleden başka seçenek olmadığını vurguladı. Soylu son olarak “ortak komite-ortak direniş” çağrısında bulundu.

Serbest kürsü bölümünde son olarak şair Rahime Henden bir şiirini okudu.

Serbest kürsü konuşmalarının tamamlanmasının ardından kapanış konuşması gerçekleştirildi. 10’un üzerinde fabrika ve atölyeden işçilerin katıldığı kurultaya, başından sonuna kadar coşku hakimdi. Mücadele ve örgütlenme kararlılığı kurultayın öne çıkan en belirgin özelliği oldu.

Kızıl Bayrak / Topkapı-GOP