16 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/16

 Kızıl Bayrak'tan
Taksim kararlılığı kazandı
Liberal reformistler sendika ağalarının gerisine düştüler!
Erdoğan savaş baronlarının
huzuruna çıktı!
Metal İşçileri Birliği MYK’sının
Nisan Ayı Toplantısı Sonuçları
Akkardan’da uzlaşmacı-icazetçi
çizginin iflası
Baskı ve teröre rağmen
Ankara’da yaygın çalışma
Ahmet Türk’e saldırı yaygın protestolarla karşılandı 
BDSP’nin 1 Mayıs faaliyetlerinden.
İşçi ve emekçi hareketinden
TKİP 1 Mayıs’a çağırıyor!.
1 Mayıs ve 26 Mayıs
üzerine konuştuk
İzmir Emek ve
Mücadele Platformu kuruldu
EKK, işçi ve emekçi kadınları
mücadeleye çağırıyor..
Eğitim sisteminin gurur(!) tablosu
YTÜ’de direniş sürüyor!
İnsanca yaşanabilir kentler için sosyalizm!
MMO’da seçim süreci tamamlandı..
Sosyal-İş’ e üye olduğu için işten atılan Avukat Cem Gök ile konuştuk
Kırgızistan’da halk ayaklanması
ABD destekli yönetimi yerle bir etti!
9. BİR-KAR Gençlik Kampı gerçekleştirildi
Her kıtada grev var!
Kuzey Kürtleri’nin traji-komik paradoksları… - M. Can Yüce
kizilbayrak.net 1 Mayıs 2010 özel sayfası yayında.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kırgızistan’da halk ayaklanması ABD destekli yönetimi yerle bir etti!

Eski Sovyet cumhuriyetlerinin en yoksulu olan Kırgızistan’da patlak veren halk ayaklanması, iki günde işbaşındaki yönetimi yerle bir etti. 2010 başlarında elektrik, gaz, ısıtma, su vb. hizmetlere %300’e varan zamlar yapması, yolsuzluğa batmış Amerikancı zorba yönetimin sonunu getirdi.

6 Nisan’da Talas kentinde hükümet binalarını işgal eden göstericilerin öfkesi, kolluk kuvvetlerinin saldırısı ve Kurmanbek Bakiyev yönetiminin muhalifleri tutuklaması üzerine daha da arttı. Ertesi gün başkent Bişkek’e sıçrayan gösteriler, beklenmedik bir hızla ayaklanmaya dönüşerek, iki günde Washington desteğindeki yönetimin sonunu getirdi. 100’e yakın kişiyi katleden, yüzlerce kişiyi ise yaralayan zorba rejim, akıbetini değiştirmeyi başaramadı.

“Lale devrimi”nin mezar taşı Bişkek’te dikildi!

Mart 2005’te yapılan parlamento seçimlerinin şaibeli olduğunu savunarak gösterilere başlayan CIA-Soros destekli “muhalefet”, yozlaşmış rejime karşı kitlelerin biriken öfkesini harekete geçirerek Devlet Başkanı Askar Akayev yönetimini devirmiş, Kurmanbek Bakiyev’le müttefikleri yönetime el koymuştu.

Akayev yönetimini deviren ittifakın şeflerinin tümü, devirdikleri yönetimin eski üst düzey yöneticileri idi. Yani devirdikleri yönetimin halka karşı işlediği tüm suçlardan sorumluydular. Buna rağmen “muhalif” kisvesine bürünerek toplumun bir kesimini peşinden sürüklemeyi başarmış, bunun yanı sıra CIA-Soros desteğine yaslanarak yönetimi ele geçirmekte zorluk çekmemişlerdi.

“Lale devrimi” ile yeni bir dönemin başladığı safsatasını yayan Washington destekli yönetim, “yolsuzlukla mücadele ve demokrasinin yerleştirilmesi”ni öncelikli hedef olarak ilan etmiştir.

Bu iddialı söylemin ardından bir yıl geçmeden iktidar ve rant paylaşımında anlaşmazlığa düşen Kurmanbek Bakiyev ile müttefikleri arasındaki “birlik” son buldu. Rakiplerini tasfiye eden Bakiyev, çocuklarını, kardeşlerini, akrabalarını üst düzey mevkilere atayarak iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı. Muhaliflerini baskıyla susturan, hapse attıran, gazeteleri kapatan Bakiyev, baskı ve zorbalığa dayanarak yönetimini güvence altına almaya çalıştı. Oysa ABD destekli Bakiyev yönetimi, izlediği politikalar ile sonunu hazırladı.

Yoksulluk, zorbalık ve yolsuzluğa karşı ayaklanan halk, Bakiyev yönetimini yıkarak, “Lale devrimi”ni mezara gömdü.

Yeni yönetimin şefleri, Bakiyev’in eski ortaklarıdır…

Kurmanbek Bakiyev’in, devirdiği Askar Akayev yönetiminin içinden çıkması gibi, yeni yönetimin başını çekenler de Bakiyev yönetiminin eski ortaklarıdır. Bunun en bariz örneği, kurulan geçici hükümetin başkanı olan muhalefet lideri Roza Otunbayeva’nın, Bakiyev yönetiminin eski dışişleri bakanı olmasıdır. Sözkonusu ortaklığın bozulmuş olması, taraflar arasında öze dair bir farklılıktan değil, iktidar ve rant paylaşımında çıkan anlaşmazlıklardan kaynaklanmıştı.

Yeni yönetimi kuran güçlerin Kurmanbek Bakiyev’i bir süre önce Washington’a şikâyet etmeleri, ancak olumlu yanıt alamayınca Moskova’ya yönelmeleri, iki taraf arasında öze dair bir fark olmadığının bir başka kanıtıdır.

Nitekim yeni yönetimin ilk işi, Rusya ile stratejik ortaklığı ilan etmek olsa da, ABD’ye, Manas’taki askeri üssünün kapatılmayacağına dair güvence vermeyi de ihmal etmedi. Bu ise, eski yönetim bir halk ayaklanması ile yıkılmış olsa da, hareketin burjuva akımlar tarafından kontrol edilmesinden dolayı, bu aşamada Kırgızistan yönetiminde köklü bir değişikliğin olmayacağı anlamına geliyor.

ABD’nin Rusya’yı kuşatma stratejisinde gedik açıldı

“Lale devrimi” ile başa geçen Kurmanbek Bakiyev yönetimi, Washington destekli olmasına rağmen, Rusya ile ilişkileri de sürdürüyordu. Hatta Manas’taki askeri üssü kapatabileceği şantajını yaparak ABD’den aldığı ücreti üç katına çıkaran Bakiyev, savaş baronlarından 60 milyon dolar koparmayı da, Rusya ile devam eden ilişkilere borçluydu. Fakat pragmatist politika izlese de, Bakiyev yönetiminin Amerikancı tonu ağır basıyordu.

Yeni kurulan yönetim de pragmatist politikadan vazgeçmiş değil. Daha ilk günden Manas’taki ABD üssünün kapatılmayacağını, askeri üsle ilgili anlaşmanın şimdilik devam ettiğini ilan etmesi, bunu gösteriyor. Ancak geçici hükümetin başkanı Roza Otunbayeva’nın, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, “Rusya ile ebedi bir dostluğumuz var. Rusya bizim kilit öneme sahip stratejik ortağımız” vurgusunu öne çıkarması, rotanın esas olarak Moskova’ya çevrildiğine de işaret ediyor.

Yönetim değişikliğinin ardından ABD, Manas üssünden Afganistan’a yaptığı sevkiyatı durdururken, Rusya, Bişkek yakınındaki Kant Hava Üssü’nü korumak için 150 paraşütçü gönderdi. Yönetimin yardım talebini olumlu karşılayan Rusya, yönetim değişikliğinde rolü olduğu iddialarını ise reddediyor.

Ülkede birer üssü bulunan ABD ile Rusya’nın çıkarları, Kırgızistan’da da çatışmaktadır. Beş yıl aradan sonra gerçekleşen yönetim değişikliği, bu çatışmada Rusya’yı avantajlı konuma getirmiş oldu.

“Renkli devrimler”le 2003’te Gürcistan’da, 2004 sonunda Ukrayna’da 2005’te Kırgızistan’da işbirlikçi yönetimlerin başa gelmesini sağlayan ABD’nin Rusya etrafındaki kuşatması, Kırgızistan’daki ayaklanma ile delinmiş oldu.

Yeni yönetimin çıkardığı dersler…

Yeni yönetimin ilk işi, yüzde 300’lere varan ve ayaklanmayı tetikleyen zamları geri çekmek oldu. Özelleştirme adı altında yağmalanan kamu şirketlerinin yeniden devletleştirileceğini ilan eden yeni yönetim, ülke dışına sermaye kaçırmayı önlemek için de, bir hafta süreyle banka işlemlerini durdurduğunu açıkladı.

Bişkek’te kurulan geçici hükümetin Maliye Bakanı Temir Sariyev, özelleştirilen Kırgıztelekom ile elektrik dağıtım şirketlerini geri aldıklarını belirtti. Sariyev, yaptığı açıklamada, özelleştirilen şirketlerin tekrar devletin himayesine alındığını, elektrik ve ısınmaya yapılan zamların ise iptal edildiğini açıkladı.

Gösterilerde katledilenleri “kahraman” ilan eden yeni yönetim, ölenlerin ailelerine maddi yardım yapılacağını da açıkladı. Bakiyev yönetiminin devrilmesinin hemen ardından açıklanan bu kararlar, ortalığın sakinleşmesini sağlamış görünüyor.

Bu arada yeni yönetimin Başbakan Birinci Yardımcısı Ömurbek Tekebayev, yaptığı ilk açıklamada, “Akayev ve Bakiyev’in hatalarını tekrarlamayacağız. Eğer hata yaparsak, bizim kaderimiz bundan daha beter olacaktır. 7 Nisan bunu göstermiştir” dedi.

Geçici hükümetin diğer temsilcileri de yaptıkları açıklamalarda, iktidarın tamamen yenileneceğini, halka yönelik şiddet ve adaletsizliğin olmayacağını söylediler.

Zamların geri alınması, bazı şirketlerin yeniden devletleştirilmesi ve yeni yönetim şeflerinin vaatleri, Kırgızistan halkının ağır bedellere mal olan direnişi sayesinde mümkün olmuştur.

Gösterilerde Sovyet bayrağını dalgalandırarak sosyalist kazanımlara duydukları özlemi dile getiren Kırgızlı emekçiler, bu ayaklanma ile sömürü ve kölelikten arınmış bir dünya özlemine ulaşamadılar. Ancak işbaşına gelen yeni yönetimin de Kırgızistanlı emekçilerin derdine derman olması beklenmiyor. Ayaklanmaya dönüşen kitlelerin öfkesi -ki bu öfke bir süre sonra yeninden birikecektir- devrimci bir önderliğe kavuştuğunda, Kırgızistanlı işçi ve emekçilerin sömürü, yozlaşma ve zorbalık düzeninden kurtulmaları mümkün olacaktır.