20 Ağustos 2010
Sayı: SİKB 2010/33

 Kızıl Bayrak'tan
Hak ve özgürlüklerimiz için fiili-meşru, birleşik mücadeleyi yükseltelim!
AKP şefleri efendilerinin desteğini almak için çırpınıyor!
“Ateşkes” adımı atan Kürt hareketinin düzenle bütünleşme çabası sürüyor
Acılarımızı dillerine dolayanlar hesap verecekler!.
Düzen kliklerinin kapışması söz düellosuyla devam ediyor
BDSP’nin referandum
çalışmalarından. 
Enerji özelleştirmeleriyle
sermayenin cüzdanı, emekçinin faturası kabarıyor..
BETESAN direnişçisi Zeynel Kızılaslan’la konuştuk.
BETESAN direniş güncesi
Kamuda toplu görüşme oyunu başladı
İşçi ve emekçi hareketinden.
7. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi
UPS’de direniş coşkusu
dayanışmayla büyüyor
UPS işçileriyle direniş süreci üzerine konuştuk..
Tek Gıda-İş’te maske düştü
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
Kapitalizm için sürdürülebilir pazar: Ekolojik ürünler.
toplumcueksen.net yayında.
Ölüm mangası AEGİS Basel’de
Dink cinayetine devlet savunması
Ağırlaştırılmış müebbet
cezası üzerine
Referandum ve “Demokratik Özerklik”-
M. Can Yüce
Hacıbektaş şenlikleri üzerine
Sacco ve Vanzetti
Medya, bu düzenin vazgeçilmez bir aracıdır..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ölüm mangası AEGİS Basel’de

Dünya çapında ölümlerle milyarlarca Euro kazanç sağlayan İngiltere’nin paralı asker şirketlerinden AEGİS, merkezini Londra’dan Basel’e kaydırdı. AEGİS, çok hızla büyüyen bu sektörün en önemli ayaklarından birini oluşturmaktadır. Avrupa Parlamentosu’nun incelemesine göre 1990 yılında bu şirketler dünya çapında 33 milyar dolarlık bir ciroya sahiptiler. Gelinen aşamada bu sayının katlanarak arttığı bilinmektedir. İsveçli Barış Araştırma Enstitüsü SİPRİ, 18. yy.’dan bu yana paralı asker sayısındaki artışın en üst safhasına ulaştığını belirterek tehlikeye işaret etmektedir. Avrupa Parlamentosu dünya çapında paralı asker sayısının 1.5 (birbuçuk) milyon olduğuna ve bu sayının giderek arttığına işaret etmektedir. Dünya çapında 1000’i aşkın özel güvenlik şirketi bulunmaktadır. Bunların %80’i İngiltere ve Amerika’da ikamet etmektedir.

“Kamu hizmeti olarak Savaş” adlı kitabında İtalyan gazeteci yazar Rolf Uesseler Afganistan ve Irak’taki gibi savaşların paralı asker denilen bu ölüm mangaları olmadan sürdürülemeyeceğini söylemekle tehlikenin boyutuna işaret etmektedir. Her türlü insan hakkı ve savaş ahlakından yoksun olan bu toplum dışı ölüm mangaları gelinen aşamada sadece söyleneni yapmakla kalmamakta, bulundukları yerlerde kendileri hedefler belirlemekte ve bu hedeflere saldırmaktadırlar. Savaşın bir tarafı olarak bir devlet gibi hareket etmekteler. Hedeflerini gerçekleştirmek için de her türlü yol ve yöntemi mübah saymaktadırlar.  Şu anda sadece Irak’ta 100 binin üzerinde paralı asker denilen katil sürüsü bulunmaktadır. 

AEGİS nedir ve İsviçre’ye neden yerleşmektedir?

Şimdiye kadar merkezi İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan AEGİS, İrlanda’nın Belfas kentinde 1997 yılında bir yürüyüş sırasında hedef gözeterek 17 yaşında bir İrlandalı genci silahla katleden Tim Spicer denilen katil tarafından 2004 yılında kuruldu ve bu katil, şirketin hala başında bulunmaktadır. Bu olaydan dolayı mahkemelik olan katil Tim Spicer elbette ki nefsi müdafaadan beraat ettirildi. Bütün bir ölüm mangasıyla Irak’ta bulunan AEGİS, 2004 yılında zamanın ABD hükümeti tarafından 390 milyon dolar bir bütçe ayrılarak o dönem Irak’ta bulunan 48 bin paralı askeri koordine etmekle görevlendirildi. ABD parlamentosunda bile tartışmalara neden olan bu bütçeyle AEGİS, ölümlerine ölüm katmaya devam etti. Irak’ın Felluce kentinde çatışmalarda ölü ele geçirilen direnişçilerin cesetlerini tahrip ettikten sonra köprülerden iple sarkıtan bu caniler o dönemde İngiltere ve ABD de dahil olmak üzere bir dizi ülkede büyük bir tepkiye yol açmıştı. Dönemin ABD askeri sözcüleri “bunu yapanların kendileri ile ilgilerinin olmadığı ve paralı asker olduklarını” açıklayarak kendilerini savunmuşlardı (!)İngiltere ve ABD’de gelişen kamuoyu tepkisi ve buna parelel olarak getirilen birtakım yasal “zorluklar” AEGİS vb. gibi ölüm mangalarını alternatifler aramaya zorlamıştır. Tim Spicer, ölüm mangası için İsviçre’nin bulunmaz bir yer olduğunu keşfetmekte gecikmedi. İsviçre bankalarından Kantonal Bank’ın işbirliği, İsviçreli dolandırıcı avukat Marc Bauen’in ön ayak olmasıyla İsviçre’nin Basel kentinde bir holding kurularak bu ölüm mangasının Basel’e yerleşmesi sağlandı. 2010 Ağustos başında merkezlerini Londra’dan buraya kaydırma gerekçelerini Dünya Kızıl Haç Örgütü IKRK’ya ve Birleşmiş Milletler’e yakın olmak istemekle açıklayan katil Tim Spicer herhalde şunu söylemek istemektedir; “gerçekleştireceğimiz katliamlara yasal kılıf uydurmak için BM, katliamlarda öldürülecekler için de kefen hazırlamak için İKRK’yı önden haberdar etmek için burdayız”

AEGİS’e İsviçre’den tepkiler

AEGİS’in, merkezini Londra’dan Basel’e kaydırmasına ilişkin gazetecilerin sorularını cevaplayan Basel hükümet yetkilileri, “İsviçre’de ticaret serbestliği var, isteyen şirket istediği zaman, istediği yerde şube açabilir” demekle adeta AEGİS’e arka çıkmıştır. Bir dizi milletvekili, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sözlü tepkisi dışında bu katil sürüsünün buraya yerleşmesine karşı caydırıcı bir tepki örgütlenmiş değil ancak bunun hazırlıkları sürüyor. İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) yerli ve yabancı kuruluş ve örgütlere yaptığı çağrıyla yapılması gerekenleri tartışarak bunların pratiğe dökülmesi için çaba harcayacak.

Birtakım hukukçular savaş olan bölgere silah satımını yasaklayan anayasa maddesinden hareketle AEGİS’in İsviçre’ye yerleşmesine engel olmaya çalışmaktadırlar. Ancak gerçek şu ki; bu tepkilerin sokağın sesiyle birleşmediği ölçüde şu ana kadar olduğu gibi sözde kalmaktan öteye geçemeyeceğidir.

Kızıl Bayrak / Basel


 


Stuttgart’ta S21 eylemleri

Stuttgart’ta milyarların akıtıldığı S21 projesine karşı eylemler güçlenerek sürüyor.

Şehir merkezindeki parkın yok edilmesi, merkez garın yıkılması, su havzalarının kirletilmesini kapsayan “kentsel dönüşüm” projesi S21’e karşı Stuttgartlıların öfkesi büyüyor.

Stuttgartlı emekçiler şehirlerine sahip çıkmak için uzun süredir yürüttükleri mücadeleyi, her geçen gün katılımı genişleterek büyütüyorlar. Proje karşıtı oluşturulan platform çeşitli araçlarla ve eylemlerle S21 projesini protesto ediyorlar.

Son olarak 13 Ağustos Cuma günü yapılan eyleme 20 binin üzerinde kişi katıldı. Saat 19.30 Haupt Bahnhof’ta toplanan kitle insan zinciri oluşturarak yürüdü. Eylem, bugüne kadar gerçekleştirilenlerin en kitleseliydi. Kitle şehri tam bir kuşatma altına aldı. Şehrin ana caddesinden belediyeye yürüyen kitle Belediye Başkanı Wolfgang Schuster`in istifasını istedi. Eylem saat 23.00’e kadar devam etti.

Baden Württemberg eyaletinin diğer kentlerinden de eyleme destek sağlanırken projenin onayına destek veren düzen partileri eylemlerde projenin ertelenmesi yönlü konuşmalar yaparak ikiyüzlü bir tavır sergiledi.

Bununla beraber projenin ertelenmesi için üretimden gelen gücün kullanılabileceğine dair vurgular yapılması ve grev gidilebileceğinin ifade edilmesi eylemde dile getirilen bir diğer başlıktı. Stuttgart Tübingen Nekarbrüke merkezinde yapılan eylemde sendikalar ve ilerici devrimci güçler de yer alırken