20 Ağustos 2010
Sayı: SİKB 2010/33

 Kızıl Bayrak'tan
Hak ve özgürlüklerimiz için fiili-meşru, birleşik mücadeleyi yükseltelim!
AKP şefleri efendilerinin desteğini almak için çırpınıyor!
“Ateşkes” adımı atan Kürt hareketinin düzenle bütünleşme çabası sürüyor
Acılarımızı dillerine dolayanlar hesap verecekler!.
Düzen kliklerinin kapışması söz düellosuyla devam ediyor
BDSP’nin referandum
çalışmalarından. 
Enerji özelleştirmeleriyle
sermayenin cüzdanı, emekçinin faturası kabarıyor..
BETESAN direnişçisi Zeynel Kızılaslan’la konuştuk.
BETESAN direniş güncesi
Kamuda toplu görüşme oyunu başladı
İşçi ve emekçi hareketinden.
7. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi
UPS’de direniş coşkusu
dayanışmayla büyüyor
UPS işçileriyle direniş süreci üzerine konuştuk..
Tek Gıda-İş’te maske düştü
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
Kapitalizm için sürdürülebilir pazar: Ekolojik ürünler.
toplumcueksen.net yayında.
Ölüm mangası AEGİS Basel’de
Dink cinayetine devlet savunması
Ağırlaştırılmış müebbet
cezası üzerine
Referandum ve “Demokratik Özerklik”-
M. Can Yüce
Hacıbektaş şenlikleri üzerine
Sacco ve Vanzetti
Medya, bu düzenin vazgeçilmez bir aracıdır..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Enerji özelleştirmeleriyle sermayenin cüzdanı, emekçinin faturası kabarıyor...

IMF-Dünya Bankası ve sermayenin talimatları doğrultusunda bir devlet politikası olarak sürdürülen özelleştirmeler özellikle AKP hükümeti döneminde yaygınlaştırıldı. Kâr eden her kamu kuruluşu sermayeye peşkeş çekildi.

Benzer bir durum bugün enerji sektörü için de geçerliliğini koruyor. Yakın zaman içinde elektrik ve gaz dağıtımı üzerinden gerçekleştirilen ihaleler, sermaye devletinin burjuvaziye hizmette sınır tanımadığını bir kez daha gösterdi. İhaleleri alan şirketin azami kâr edebilmesi için tüm düzenlemeler yapıldı, bu şirketin zarar etmesi durumunda faturanın dolaysız olarak emekçilere kesilmesi sağlandı. İşçi ve emekçilere insanca yaşam koşullarını çok görenler, onları sefalete mahkum edenler sermayenin sürdüğü saltanatı pekiştirdi.

Enerjide büyük pazar MMEKA’nin

Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’ye (TEDAŞ) bağlı dört dağıtım bölgesinin özelleştirilmesi için geçtiğimiz hafta satış ihaleleri gerçekleştirildi. TEDAŞ’a ait Boğaziçi (İstanbul Rumeli yakası), Gediz (İzmir ve Manisa), Trakya (Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ) ve Dicle (Diyarbakır, Urfa, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak) elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi için yapılan ihaleleri MMEKA (Mehmet Kazancı-Mehmet Emin Karamehmet) aldı.

Benzer bir biçimde doğalgaz dağıtımında da ihale MMEKA AŞ’de kaldı. 16 Ağustos günü yapılan Başkent Gaz ihalesini 1.2 milyar dolarlık teklifiyle MMEKA kazandı.

Özelleştirme yalanları...

Elektrikte özelleştirme ilk elden üretim özelleştirilmesiyle başladı. Yap-işlet-devret, yap-işlet ve işletme hakkı devri modelleri vb. uygulamalar işçi ve emekçilerin faturalarına yansıdı. Faturalar gittikçe kabarırken bu alandaki hizmetin niteliği ise kötüleşmeye başladı. Özelleştirme şakşakçılarının gerekçelerini yaşamın kendisi bir bir boşa düşürürken, piyasada serbestleşmenin ve rekabetin fiyatlarda düşüşe neden olacağı argümanının da yalandan ibaret olduğu bir kez daha görüldü. Tüketicinin daha ucuza hizmet alacağı, kaliteli, kesintisiz, ucuz ve güvenilir elektrik sağlanacağı nakaratı yerini ödenemeyen faturalara, ne zaman uygulanacağına ilişkin haber dahi verilmeyen kesintilere bıraktı. Elektrik Mühendisleri Odası’nın çeşitli açıklamalarında hatırlattığı gibi, 2006 yılında özel şirketlerin fiyatların arttırılması talebiyle sisteme elektrik vermeyi reddetmeleri nedeniyle yaşanan geniş çaplı elektrik kesintisi bunun bir örneği oldu.

Dağıtımın özelleştirilmesi ise yine benzer bir biçimde elektrik fiyatlarının fahiş düzeylerde artış göstermesini koşullayacak.

Tüm hükümetler, enerji dağıtımını sermaye çevrelerinin yağmasına sunmak için yasa üstüne yasa çıkardı, onlarca yönetmelik yayınladı. Fakat sermaye devletinin temsilcilerinden AKP hükümetinin, hem elektrik hem de gaz dağıtımları için sermayeye sağladığı kolaylıklar bugüne kadar yapılanların en üst noktası oldu.

EMO’nun “Elektrik Piyasaya, Ateş Vatandaşın Cebine Düştü” başlığıyla yaptığı açıklamada ince detaylarla dağıtıcı şirketlerin kârlarının garanti altına alındığı belirtiyor.

EMO, dağıtım özelleştirmelerinin gerçekleştirilmesinden önce, alıcı şirketlerin kârlarını garanti altına alan bir tarife metodolojisinin hazırlanarak uygulamaya konulduğunu belirtiyor.

Buna göre; dağıtım şirketlerinin, satın aldıkları enerjinin maliyetini, işletme giderlerini, kayıp ve kaçak bedellerini, yatırım için kullandıkları kredileri ve bu kredilerin faizlerini, eğer kendi sermayesini kullanacak olursa da bu sermaye üzerinden getirisini tarifeye yansıtacaklardır. Ayrıca belediyelerin dağıtım kuruluşlarına ödemedikleri sokak aydınlatma bedellerinin yükü, özelleştirme sonrasında dağıtım şirketlerinin bu tahsilat zorluğuna düşmemeleri için Hazine üzerine yıkılacak. Her dağıtım kuruluşu için, TEDAŞ’a ait olan mülkiyetin işletme devri yapılarak, Özelleştirme İdaresi tarafından öngörülen işletme hakkı devir bedeli de tarifeye yansıtılacak. Kayıp ve kaçak oranını öngörülen düzeyden daha fazla düşürürse şirket, tüketiciden düşürdüğü düzeyden değil hedeflenen yüksek düzeyden kayıp ve kaçak bedellerini tahsil etmeye devam ederek, bu parayı da kasasına koyacak.

Benzer bir tablo gaz dağıtımı için de söz konusu. Makine Mühendisleri Odası (MMO), Başkent Doğal Gaz Dağıtım’ı devir alacak şirketin (MMEKA) Baymina santraline gaz taşınması bedeli olarak her yıl BOTAŞ’tan yaklaşık 7,7 milyon dolar talep edeceğini belirtiyor. Fakat ihale öncesinde yapılan düzenleme yine bu özelleştirmenin faturasının emekçilere çıkarılacağını gösteriyor. BOTAŞ, gaz temin garantisi verdiği Baymina santralinden talep edemeyeceği, ancak Başkent Doğal Gaz Dağıtım’ı devir alacak özel şirkete ödeyeceği bu bedeli, bilançosuna görev zararı olarak yazacak. BOTAŞ’ın Başkent Doğal Gaz Dağıtım’dan alacakları yıllardır faizsiz olarak dondurulurken, kamu şirketi BOTAŞ zararına, Başkent Doğal Gaz Dağıtım’ı devir alacak özel şirket yararına olan bu uygulama sermaye hükümeti AKP’nin safını bir kez daha göstermiş oluyor.

Bu özelleştirmelerin sonuçları referandumdan sonra yakıcı olarak hissedilecektir. Bugün referandum alanlarından “evet” ve “hayır” oyu isteyerek işçi ve emekçileri düzen içi dalaşmalarına yedeklemek isteyen AKP ve diğer düzen güçlerinin işçi ve emekçiler için değil sermaye için yasalar çıkardığı bu örnekte de kendini açık bir şekilde gösteriyor.


 

 


Enerji politikaları rant üzerine kurulu

EMO, 9 Ağustos’ta gerçekleştirilen ve toplam satış geliri 5.8 milyar dolara yaklaşan Boğaziçi, Gediz, Trakya ve Dicle elektrik dağıtım bölgesi ihalelerini “kamu yararı olmadığı” gerekçesi ile yargıya taşımayı planladığını açıklayarak ihalelerin şeffaf yapılmadığı, rekabet ortamının yaratılmadığını ifade etti. EMO, dağıtım hatlarının özelleştirilmesinin kamu yararına aykırı olduğunu vurguladı.


TMMOB bünyesindeki odalardan EMO ile dayanışma açıklaması

EMO’nun özelleştirmeye yönelik açıklamalarının ardından yandaş medya EMO’ya dönük saldırgan bir tutum izledi. TMMOB’ye bağlı 20 oda ise EMO’ya destek açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “TMMOB, AKP iktidarı ve yandaş medyasının, elektrik dağıtım özelleştirmelerini yargıya taşıyacak olan EMO’ya yönelik yürüttüğü kampanyaya karşı EMO’nun yanında olacaktır” denildi.

Açıklamada, başta Enerji Bakanı olmak üzere AKP hükümetinin, bu özelleştirmelerde çıkarı bulunan rant çevrelerinin, medyanın iktidar yandaşı kesiminin EMO’yu hedef alan yakışıksız tutumu protesto edildi.

“EMO’nun, ülkemiz enerji politikalarının, iktidar ve rant çevrelerinin dar çıkar anlayışlarından uzak bir şekilde, kamu ve toplum yararı temelinde belirlenmesini talep etmesi, elektrik üretim ve dağıtım hizmetlerinin kamunun özerk yapılanması içerisinde topluma sunulmasını istemesi,  EMO‘ya yönelik yürütülen baskı ve karalama kampanyasının başlıca nedenidir.” denilen açıklamada, bu kampanyanın rant-siyaset-medya üçlüsünün, kamu yararından, demokrasiden ve hukuktan ne anladığını açık bir şekilde gösterdiği ifade edildi.


Kurumlardan özelleştirmelere tepki

Özelleştirme Karşıtı Platform İstanbul bileşenleri 18 Ağustos günü basın toplantısı düzenledi.

Son 20 yıllık dönemde elektrik enerjisi alanında yürütülen neoliberal programa dikkat çekilen açıklamada, dağıtım şirketlerinde kadrolu çalışanların sayısından daha çok temel hizmetleri yürüten taşeron çalışanı bulunduğu söylendi. Yasal olarak taşerona verilmeyecek olan asıl işin devamı olan işlerin, yasalar yok sayılarak taşerona verilmesine tepki gösterilen açıklamada, taşeron işçilerinin hakları kısıtlanarak, kamusal yükümlülüklerden kaçınıldığı ve işçilerin iş sözleşmelerinden ve mevzuattan kaynaklanan haklarını ortadan kaldıran uygulamalar yapıldığı ifade edildi.

Özelleştirmeler sonucunda elde edilen gelirlerin nerelere harcandığının açıklanması istendi.