03 Temmuz 2009
Sayı: SİKB 2009/25

  Kızıl Bayrak'tan
  Düzen içi çatışmanın son perdesi ve
devrimci müdahalenin artan önemi
  12 Eylül’ün hesap defterini Kenan Evren’in yargılanması da, intiharı da kapatamaz!
  CHP’nin “12 Eylülcüler yargılansın” manevrası ve gerçekler
Batan da, kriz içinde debelenen de
asalak sermaye düzenidir!
2 Temmuz etkinlikleri...
Basın-İş İstanbul Şube Yönetimi’ni gerçekleri açıklamaya davet ediyoruz...
  Kent AŞ direnişi sürüyor…
  Entes direniş güncesi...
İşçi ve emekçi hareketinden...
  Esnek istihdamı ve “kiralık işçi” uygulamasını yasal hale getiren, işçinin işgüvencesini gaspeden özel istihdam büroları yasası kabul edildi…
  DESA deneyimi üzerine
  Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı sonrası çalışmamızda yeni bir dönem başlamıştır!
  Emekçi kadın mücadelesi
ve sendikalar
  Honduras’ta amerikancı faşist askeri darbe!
  Molla rejimi halk hareketini devlet terörüyle sindirmeye çalışıyor!
  Uluslararası Kızılhaç raporu:
  “İşçi sınıfı ya devrimcidir,
ya da hiçbir şey!”
  Kapitalizmin krizi yıkım üretiyor, sermaye cephesi daha fazla fedakarlık istiyor…
  Ulusal Sorun-Kürt Sorunu Sempozyumu
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Uluslararası Kızılhaç raporu...

Siyonist İsrail’in soykırımcı politikasınıbir kez daha tescil etti!

1.5 milyon Filistinli’nin yaşadığı Gazze Şeridi, Ocak 2007’den beri İsrail savaş makinesinin kuşatması altında tutuluyor. Refah sınır kapısını kapatan amerikancı Mısır rejimi, Gazze’nin dünyadan izole edilmesini sağlayan İsrail’le suç ortaklığı yapıyor.

Kuşatma altındaki Filistin’in bu küçük (uzunluğu 40 km, genişliği 8-12 km) parçası, 2009’un ilk günlerinde İsrail savaş makinesinin vahşi saldırısına maruz kalmıştı. Kapitalist/emperyalist düzenin efendileri tarafında desteklenen 22 günlük saldırıda Gazze önemli ölçüde tahrip edildi. Üçte biri çocuklardan oluşan bin 500’e yakın Filistinli’nin katledildiği saldırıda 50 bin dolayında ev, 800 kadar işletme, 200 dolayında okul ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasara uğramıştı. Saldırıda hastane, kilise ve camiler de hedef alınmıştı.

İsrail savaş makinesinin sistemli bir şekilde üretici güçleri tahrip edip, Filistinliler’i dışarıdan gelecek yardımla yaşamaya mahkum etme politikası, Ocak saldırısı ile yeni bir boyut kazandı. Çünkü İsrail savaş makinesi Gazze’deki tüm işletmeleri yerle bir etti.

60 yıldan beri Gazze’de yaşayan Filistinliler’i “ölüm ya da göç” ikilemiyle karşı karşıya bırakan siyonist rejim, Ocak saldırısı ile Gazze şahsında insanlığa karşı işlediği suçlara yenilerini ekledi.

İsrail’in “yıkım, katliam, abluka” üçgenine sıkıştırdığı Filistin halkına, güya Gazze’nin yeniden inşası için yardım edilecekti. Filistin halkının direnme iradesinin kırılabileceği beklentisiyle Gazze saldırısına destek veren emperyalist güç odakları, İsrail vahşetinin ardından yardım vaadinde bulunmuştu. Emperyalist kapitalizmin efendileri, yeniden inşa için Filistin’e 4.5 milyar dolar yardım sözü verdiler. Oysa aradan geçen beş ayı aşkın süreye rağmen, yeniden imar konusunda kayda değer tek adım atılmadı.

Gazze’deki son durumla ilgili rapor hazırlayan Uluslararası Kızılhaç ise, siyonist İsrail’in yeniden imara izin vermek bir yana, Gazze’de yaşayanlara karşı soykırımcı politikasının zerre kadar esnemediğini tescil etti. Raporda İsrail’in Ocak’taki askeri saldırısının sona ermesinden bu yana, Gazze Şeridi’nde yaşayanların durumunda bir değişim olmadığı, hastaların gerekli tedaviyi göremediği, 6 ay önce evleri tahrip edilenlerin ise evlerini onaramadıkları belirtildi.

İsrail ablukasının bölgede işsizliğin artması ve ekonomik çöküşe yol açtığı belirtilen raporda, “Özellikle en yoksul Gazzeliler’in bu durumla başa çıkma mekanizmalarını tükettiğine ve yeterli yiyecek satın alabilmek için sıklıkla eşyalarını satmak durumunda kaldıklarına” dikkat çekildi.

Rapor, Gazze’deki vahim durumu şöyle özetledi:

* Gazze’de İsrail saldırılarında tahrip olmuş mahalleleri yeniden inşa etmekte kullanılacak çimento ya da çelik bulunamıyor.

* Ağır hastalar ihtiyaç duydukları tedaviyi alamıyor.

* Temiz su kaynakları sınırlı olduğundan yeterli hijyen de sağlanamıyor; Gazze'de bu açıdan çöküşün eşiğine gelindi.

Gazze’de bulunan Uluslararası Kızılhaç yetkilisi Antonie Grand ise, gözlemlerini şöyle dile getirdi: “Yaşam standartlarındaki düşüş, uzun dönemde halkın sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye neden olacaktır. Bundan en fazla etkilenen de Gazze nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturan çocuklar olacaktır.”

Filistinli çocukları hedef almak, siyonist İsrail’in temel politikalarından biridir. Bu politika, ırkçı-siyonizmin soykırımcı/Nazi zihniyetinin somut kanıtlarından birini oluşturur.

 Kızılhaç raporunda, acil olarak alınması gereken önlemler söyle sıralandı; tıbbi malzeme ithalatının kolaylaştırılması, çimento ve çelik gibi inşaat malzemesinin girişine izin verilmesi, Gazze'deki ürünlerin ihracatına getirilen sınırlamaların kaldırılması, terminallerin açılarak giriş-çıkış imkanının geliştirilmesi, Gazzeli çiftçilerin tampon bölgelerdeki arazilerine ulaşma imkanın sağlanması ve Gazzeli balıkçılara da daha derin sularda güvenli olarak avlanmalarına izin verilmesi.

Uluslararası Kızılhaç raporunun yayınlanması üzerine İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye açıklama yapan siyonist rejimin bir sözcüsü, Gazze’ye uyguladıkları ablukanın kaldırılmayacağını ilan ederek, utanmadan bu vahim durumdan Hamas’ın sorumlu olduğunu iddia etti.

Barack Obama’nın Filistin sorununun çözümü üzerine büyük laflar ettiği günlerde bile İsrail’in bilinen küstah tutumunda ısrar etmesi, ABD başkanının vaatlerinin kofluğunu birkez daha gözler önüne serdi.

Gazze’deki tablo da gösteriyor ki, siyonist İsrail’in önceliği barış görüşmelerine katılmak değil, çocuklar başta olmak üzere, Gazze’de yaşayan 1.5 milyon Filistinli’yi imha etme saldırısını sürdürmektir.

 

Bielefeld’de dayanışma pikniği!

Esenyurt’taki Sabra Tekstil saldırısını, patron-polis-yargı ilişkisinin gerçek yüzünü kitlelere duyurmak, işçi ve emekçilerin desteğini kazanmak, bu saldırıların hesabını sormak için mücadeleyi yükseltmek ve tutuklanan sınıf devrimcilerine maddi ve manevi destek sunabilmek için 29 Haziran günü Bielefeld BİR-KAR bir dayanışma pikniği düzenledi.

Pikniğe katılanlarla tek tek sohbetlerin yanı sıra, bütün katılımcılarla ortak sohbetler gerçekleştirildi. Yaşanan saldırı ve dayanışmanın gerekliliği üzerine konuşuldu. Sohbet sırasında olumlu tepkiler alındı.

Düzenlenen pikniğe 60’ın üzerinde kişi katıldı. Piknikte dayanışma için toplanan bağışın başlatılan kampanya ile daha da büyütümesi hedeflendi.

Bielefeld BİR-KAR