5 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/17

  Kızıl Bayrak'tan
  Taksim’i kazandıran cüret ve kararlılıkla ilerleyeceğiz!
  Azgın devlet terörüne direnen işçiler, emekçiler ve devrimciler sokak sokak çatışarak Taksim’i kazandı…
Adana’da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı…
1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında coşkulu eylemlerle kutlandı…
Liseliler 1 Mayıs’ta alanlardaydı!..
  Sokak sokak sergilenen devrimci direnişle 1 Mayıs kazanıldı!.. .
  Kadıköy’de devletin icazetine sığınan Türk-İş gericiliği ile kuyruğuna takılanlar düzene hizmet ettiler...
  Sermayenin yalıtma politikası 1 Mayıs’ta da sürdürüldü...
  Taksim’in kazanılmasının ardından.... - H. Eylül
  Kürdistan’da 1 Mayıs eylemlerinden...
  Küçükçekmece’den işçi ve emekçilerle 1 Mayıs üzerine konuştuk...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Başbuğ, sermaye düzenin bekçisi olan orduyu aklamaya çalıştı…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Gençlik hareketinden...
  Hatice Yürekli anıldı
  Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sri Lanka ordusundan Tamil halkının özgürlük özlemlerini boğma saldırısı…

Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”

Halklarının özgürlüğü uğruna yaklaşık 40 yıldır direnen Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları (LTTE), Sri Lanka ordusunun son günlerde artan vahşi saldırılarına rağmen, sonuna kadar savaşacaklarını duyurdu. Gerilla-sivil ayrımı yapmadan saldıran Sri Lanka ordusunun, Tamil halkının özgürlük özlemlerini boğmak için sadece bu yıl binlerce kişiyi katlettiği bildiriliyor.

Son haftalarda hem kara hem hava saldırılarına ağırlık veren işgalci ordu, Tamil halkını yerinden yurdundan edip, gerillaları açık hedef konumuna düşürmeye çalışıyor. Gerillaların ateşkes çağırısına olumsuz yanıt veren Sri Lanka rejimi, çocuk-yaşlı ayrımı yapmadan sivilleri katlederek, Tamil halkını toptan sürgüne zorluyor.

Ordunun saldırılarına maruz kalan bölgede 150 bin civarında sivilin bulunduğunu belirten Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ise gıda, su, ilaç gibi temel gereksinimlerin yetersiz olduğunu, çatışmalardan dolayı bölgeye yardım ulaştıramadıklarını açıkladılar. Ordu saldırısının yol açtığı bu durum, sivil kayıpları daha da arttırıyor.

Nitekim BM çocuklara yardım örgütü UNICEF yetkilileri tarafında yapılan açıklamada, son haftalarda öldürülen çocuk sayısında büyük bir artış olduğunu, ayrıca çocukların ishal, solunum yolları enfeksiyonu gibi hastalıklardan kaynaklı da hayatlarını kaybettiğini belirttiler. 

Gerillaların çağırısı ile sağlanan ateşkesin 48 saat içinde ordu tarafından bozulması, ardından yapılan ateşkes çağrılarına ise olumsuz yanıt verilmesi, gerici Sri Lanka rejiminin çatışmaları körükleyen taraf olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Bu arada Norveç’in arabuluculuk istemine engel olan gerici rejimin bir sözcüsü, AFP muhabirine verdiği demeçte, “Norveç’in barış için arabuluculuk yapmasına gerek olmadığını düşünüyoruz” dedi.

Oysa Sri Lanka, 30 yıldır özgürlük mücadelesi veren Tamil gerillalarıyla barış yapılabilmek için 2000 yılında Norveç’in arabuluculuğunu talep etmişti. Norveç’in girişimi sonucu 2002 yılında ateşkes anlaşması imzalanmıştı. Ancak anlaşma 2008 yılı başında Kolombo’daki savaş baronları tarafından bozulmuştu.

Görünen o ki, Sri Lanka rejiminin savaşı yeniden başlatma kararı, düzen içi çözüm arayışlarının LTTE güçlerinde yarattığı gerilemeden güç alıyor. Nitekim son saldırıda, teslim olmak için gerillalara 24 saat süre tanıdığını açıklama küstahlığında bulunan Kolombo yönetiminin, Tamil özgürlük hareketine son darbeyi indirme hesabı içinde olduğu görülüyor.

Gerillaların daha önce denetledikleri bölgeleri boşaltmak zorunda kalmaları, son aşamada ise denetleyebildikleri bölgenin 15 km ile sınırlı olması, Sri Lanka ordusundaki pervasızlığın kaynağını da gösteriyor. Tamil kurtuluş hareketinin bu düzeyde gerilemesi, pek çok etkene bağlı olsa da, düzen içi çözümlerden medet ummasının bunda özel bir payı olmuştur.

Günlerce süren vahşi saldırıların ardından Sri Lanka devlet başkanlığı bürosundan yapılan açıklamada,“Hükümetimiz operasyonların sonuca ulaştığına karar verdi. Güvenlik kuvvetlerimize sivil kayıplarına neden olabilecek büyük kalibreli silahların, savaş uçaklarının ve uçaklardaki silahların kullanılmasına son verilmesi emri verildi” denildi.

Gerici Kolombo yönetiminin zafer kazanmış edasıyla yaptığı bu açıklama, sivil halkın katledildiğinin somut itirafıdır aynı zamanda.

LTTE liderliği ise asla teslim olmayacaklarını ilan etti. LTTE sözcüsü S. Puleethevan tarafından yapılan açıklamada, “Asla teslim olmayacağız ve meşru haklarımızı alana kadar savaşacağız” vurgusu yapıldı.

Sri Lanka’daki son tablo, sömürgeci rejimlerin her zaman vahşi derecede saldırgan olduklarını bir kez daha teyit ederken, halkların özgürlüğü uğruna direnen hareketlerin ise, düzen içi çözümlerden medet ummaya başladıkları andan itibaren çok yönlü bir güç kaybetme sürecine girdiklerini gözler önüne sermektedir.

Rejimin azgın saldırısı gerilla hareketini zayıflatılabilir, ancak Tamil halkının özgürlük özlemlerini zorbalıkla ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır.

Aschaffenburg Halkevi’nde kriz paneli!

26 Nisan günü Almanya’nın Aschaffenburg kentinde “Kapitalizmin küresel krizi ve baskı yasaları” konulu bir panel gerçekleştirildi. Panelde kriz konusunda BİR-KAR temsilcisi, baskı yasaları konusunda ise Avukat Veysel Akay sunum gerçekleştirdi.

BİR-KAR temsilcisi kapitalizmin kriz üreten yapısını, işleyiş yasalarını, kendisini nasıl dışa vurduğunu anlattı. Krizin karakteristik özellikleri, iktisadi, sosyal ve siyasal alandaki sonuçları konusunda açıklamalar yaptı. Avrupa, özellikle de Almanya’daki somut gelişmeler üzerinden verdiği bilgilerle sürdürdüğü konuşmasını, krize karşı güncel planda neler yapılması gerektiği ile tamamladı.

Bir-Kar temsilcisinin ardından sözü Avukat Veysel Akay aldı ve özlü bir sunum yaptı. Krizin sosyal mücadeleleri davet ettiğinin, sürekli patlama dinamikleri biriktirdiğinin altını çizdi. Burjuvazinin bunun farkında olduğuna ve geleceğe dönük önlemler aldığına dikkat çekti. Her yerde polis devleti uygulamalarını devreye soktuğunu, teröre karşı önlem yalanı ile temel hak ve özgürlükleri budadığını vurguladı. Temel hak ve özgürlüklerin en çok hedef tahtasına oturtulduğu ülkelerin başını Almanya’nın çektiğini belirtti. Temel hak ve özgürlükleri korumanın biricik yolunun ise sınıf mücadelesi olduğunun altını çizdi.

Panelin ikinci bölümünde kimi dinleyiciler söz aldı, düşüncelerini belirttiler.

 Frankfurt BİR-KAR



“Küresel ısınmayı durdur, gezegeni kurtar!”

Küresel Eylem Grubu (KEG), “Küresel ısınmayı durdur, gezegeni kurtar!“ şiarı ile 25 Nisan günü Kadıköy’de miting düzenledi.

Kadıköy Tepe Nautilius önünde kortejler oluşturularak başlayan miting Kadıköy İskele Meydanı’ndaki programla sona erdi. Yürüyüşte en önde “Küresel ısınmaya dur de gezegeni kurtar!”, “Şirketleri değil gezegeni kurtar! / KEG” pankartı yer alırken, “Yüzünü güneşe dön!”, “Küresel ısınmayı durdurun!”, “Nükleer santrale hayır!” dövizleri taşındı.

Mitinge katılım sağlayan kurumlar kendilerini pankart ve dövizleriyle ifade ettiler. Yürüyüş boyunca “Güneş, rüzgar bize yeter!”, “Hiç kimse asker doğmaz!”, “Kazımın katili nükleer lobisi!”, “Katil ABD gezegeni kirletme!” sloganlarının yükseldiği kortejlerin miting alanına girmesinin ardından açılış konuşmasını Nurcan Yüce yaptı.

Petrol şirketlerine, silah şirketlerine, fosil yakıt kullanma meraklılarına, gezegeni, yaşamı değil, sadece şirket karlarını düşünenlere meydan okumak için toplandıklarını söyleyen Yüce, bu yılın sonunda Kopenhag’ta şirketler ve hükümetlere karşı bilim insanlarının ve aktivistlerin de toplanacağını duyurdu.

Çeşitli sendika ve kitle örgütlerinin de örgütleyici olduğu mitinge 300 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul