5 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/17

  Kızıl Bayrak'tan
  Taksim’i kazandıran cüret ve kararlılıkla ilerleyeceğiz!
  Azgın devlet terörüne direnen işçiler, emekçiler ve devrimciler sokak sokak çatışarak Taksim’i kazandı…
Adana’da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı…
1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında coşkulu eylemlerle kutlandı…
Liseliler 1 Mayıs’ta alanlardaydı!..
  Sokak sokak sergilenen devrimci direnişle 1 Mayıs kazanıldı!.. .
  Kadıköy’de devletin icazetine sığınan Türk-İş gericiliği ile kuyruğuna takılanlar düzene hizmet ettiler...
  Sermayenin yalıtma politikası 1 Mayıs’ta da sürdürüldü...
  Taksim’in kazanılmasının ardından.... - H. Eylül
  Kürdistan’da 1 Mayıs eylemlerinden...
  Küçükçekmece’den işçi ve emekçilerle 1 Mayıs üzerine konuştuk...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Başbuğ, sermaye düzenin bekçisi olan orduyu aklamaya çalıştı…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Gençlik hareketinden...
  Hatice Yürekli anıldı
  Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sokak sokak sergilenen devrimci direnişle 1 Mayıs kazanıldı!..

“Her yer Taksim, her yer direniş!”

Devrimci irade ve kararlılık kazandı!

1 Mayıs’ta, iki yıldır olduğu gibi bu yıl da provokatif polis devleti yine işbaşındaydı. işçi ve emekçilerin hepsini alana almak istemeyen devlet azgınca saldırdı. Plastik mermi kullanan polisler eylemcilerin üzerine direk ateş açtılar. İşçi ve emekçileri provokasyonla suçlayan devlet ve onun kolluk güçleri binlerce gaz bombası kullandı. Bazı bölgelerde gaz bombasının yetmemesi üzerine telsizle anons yapılarak acil takviye ekip ve gaz bombası istendi.

Şişli Bomanti çevresinde toplanan 3 bin kişi burada çevik kuvvet barikatını zorlayarak Pangaltı’da bulunan AGOS gazetesine doğru yürüyüşe geçti. İşçi ve emekçileri devrimcilerden koparma amacı taşıyan kolluk güçlerine Bomanti’de anladıkları dilden cevap verildi. Polisin gazlı ve tazyikli saldırısına aldırış etmeyen 3 bin kişilik kitle saatlerce burada polisle çatıştı. Atılan gaz bombalarına aldırmayan emekçiler bulundukları alanı bir mevziye çevirdiler.

Komünistler, çatışmanın başlamasına öncülük ederek ilk saldırıyı başlattılar. Bunun üzerine harekete geçen kitle düzenli bir ordu gibi bölük bölük çatıştı. Eylemde atılan gaz bombaları ters tepti. Kitle hep birlikte polis barikatlarına yüklendi. 3 bin kişi aynı anda polis barikatına koştuğunda devletin kolluk güçleri neye uğradıklarını anlayamadılar. Ellerindeki kalkanlar, kasklar ve joplar eylemcilerin eline geçti.

Gaz bombası biten kolluk güçleri takviye ekip istediler. Gelen ekipler ve gaz bombalarıyla tekrar saldırıya geçtiler. O esnada eylemcilerin arasına dalan bir resmi polis aracı da eylemcilerin saldırısından nasibini aldı. Neredeyse sağlam bir camı kalmadan alandan kaçan polis aracından kitlenin üzerine ateş açıldı ve gerçek mermi kullanıldı.

Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun Taksim’e yürüyüş başladı açıklaması üzerine kitle farklı yollar deneyerek Elmadağ’a çıkmaya çalıştı. Her bir tarafı tutulan giriş yolları nedeniyle çatışmalar farklı alanlarda devam etti. Sendikalar ve Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun Taksim’e girdiği duyumu üzerine bu sefer kalabalık kitle, Kurtuluş yolundan Hacı Hüsrev’e ve o yol üzerinden Dolapdere’ye dek yürüdü. Hacı Hüsrev’e giriş güzergâhında duran işçi ve emekçiler, burada 1 Mayıs’ta katledilen emekçilerin anısına devrim ve sosyalizm yolunda şehit düşenler adına bir dakikalık saygı duruşuna geçtiler. Ardından Bilgi Üniversitesi alt yolu kullanılarak Taksim’e çıkma kararı alındı. Bilgi Üniversitesi tarafına gelindiğinde, Kürt emekçilerinin bulunduğu mahalleden geçen kitle burada mahalleliler tarafından alkışlarla karşılandı. Bilgi Üniversitesi önünde bulunan bine yakın kolluk güçlerinin saldırısı sonucu kitle geri çekilmek zorunda kaldı. Sabah 09.30’da çatışmaya başlayan kitle saat 14.00 civarına kadar polis barikatlarına yüklenerek Taksim’e girmeyi zorladı. Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun çağrısıyla bütün bölgelerde eylemler bitirildi.

Düzenli ve disiplinli şekilde polis noktalarının bulunduğu yerler konusunda bilgi ağının yaratıldığı iradi duruşun anlamı tam da bu alanda kendini göstermiştir. Devrimci irade, kararlılık ve azim… Kavgayı körükledik siper yoldaşlarımızla, yüreklerimizle... Panzere, gaza, plastik mermilere ve silahlara meydan okuyan Taksim direniş ruhuyla, her yer Taksim, her yer direniş!

GOP’tan bir komünist


Esenyurt BDSP: Taksim’i kazandık!

Güçlü bir ön hazırlığın ardından 1 Mayıs gününde meydanları doldurduk. Sabah saat 07.00’de Esenyurt’ta bir araya gelen kitleyle toplanma noktasına doğru yola çıktık.

Avcılar’dan Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun toplanma noktası olan La bella Düğün Salonu önünde toplanmak için metrobüse bindik. Araçta 1 Mayıs kutlamalarını başlattık. Marşlarımız, sloganlarımız ve kavga şiirlerimizle araçları çınlattık.

GOP BDSP ile araçlarda buluştuktan sonra ilk toplanma yerimize ulaştık. Buradan 2. toplanma yeri olan Pangaltı’na yöneldik ancak ara sokaklar polis barikatları ile kesilmişti.

Burada yaşanan çatışmalarda BDSP’liler en önde yer aldılar. Polis atılan taşlarla ve molotoflarla geri püskürtüldü. Kitlenin üzerine gaz bombaları, taş atarak yürüyen polis direniş karşısında hızla geriye çekildi. Geri çekilen çevik kalkanlarını, coplarını, kasklarını, kelepçelerini düşürerek kaçtı. Malzemeler kitle tarafından ele geçirildi. İlk direniş coşku ve sloganlarla kutlandı.

Esenyurt BDSP olarak farklı alanlara dağıldık. Ortak karar gereğince tüm bileşenlerimiz 11.30’a kadar Pangaltı’na çıkabilmek için birçok yolu denedi. Yer yer ara sokaklarda çatışmalar çıktı. 11.30’a kadar toplanma noktasına çıkılamayınca, Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun inisiyatifiyle İstiklal’den 1 Mayıs alanına Taksim’e yönelme kararı alındı.

İstiklal’e açılan ara sokaklarda çatışmalar devam etti. İki yerde zorda kalan polis havaya ve kitlenin üzerine doğru ateş açtı. Şans eseri burada yaralanan olmadı. Saldırının ardından kitle “Katil devlet hesap verecek!” sloganını öfkeyle haykırdı. Tüm güçler zaman zaman kolkola girerek ara sokaklarda marşlar ve sloganlarla ilerledi. Sık sık atılan “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Bijî yek Gulan!” sloganlarıyla alanlar çınladı. “Her yer Taksim, her yer direniş!”, “Her gün 1 Mayıs, her gün kavga” sloganlarıyla Taksim kararlılığı ve devrimci irade düzenin korkularını büyüttü.

Binalardan alkışlarla destek veren emekçilere alkış ve sloganlarla karşılık verildi. Ara sokaklarda eylemi izleyen emekçiler, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganıyla mücadele saflarına çağrıldı.

Gaz bombasından etkilenen eylemcilere esnaf ve mahalle halkının limon ve su getirerek destek vermesi, 1 Mayıs’ın ve Taksim direnişinin sahiplenilmesinin bir göstergesidir. Yer yer evlerinden eylemi izleyen işçi ve emekçilere seslenen konuşmalarla, devletin ve kolluk güçlerinin katliamcı yüzü teşhiri edildi.

Saat 14.00’e doğru DİSK, KESK ve Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun da aralarında bulunduğu binlerce kişinin Taksim alanına girerek eylem yaptığı ve ardından Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun eylemi sonlandırdığı haberini aldık. BDSP olarak platform kararıyla eylemimizi sonlandırdık.

2009 1 Mayısı’nda işçi ve emekçiler, zaman zaman Taksim alanında atılan coşku ve inanç dolu sloganlarla zaman zaman Taksim’e giden sokaklarda barikat önlerinde düşmana atılan taşlarla yeni bir dünyanın umudunu bir kez daha muştuladılar.

Devrimci dayanışma ve siper yoldaşlığı, devrimci iradenin gücü 1 Mayıs’ın öne çıkan yanlarıydı. İşte bu irade devletin tüm baskı ve terörüne, provokasyon girişimlerine rağmen Taksim alanını bir kez daha kazandı. Bir kez daha direne direne kazanılmış zaferimizi kutluyoruz. Ve bir kez daha dosta, düşmana ilan ediyoruz. Bizim olan Taksim’i aldık, bizim olan iktidarı da alacağız. 1 Mayıslar özgürleşene kadar, açlığın, sefaletin, emperyalist savaşların olmadığı insanca yaşayacağımız bir dünyayı kurana kadar mücadelemizi yükselteceğiz.

Esenyurt BDSP


Taksim kararlılığımızı sonuna kadar haykırdık!

1 Mayıs sabahı Topkapı İşçi Derneği binasında toplandık. Metrobüs durağına gelene kadar ajitasyon konuşmalarımız ve sloganlarımızla işçilere 1 Mayıs’ta Taksim’de olma çağrısı yaptık. Metrobüste Esenyurt’tan gelen yoldaşlarımızla buluştuk. Marşlar, şiirler, konuşmalar, sloganlar eşliğinde coşkulu bir şekilde Çağlayan’a vardık. Çağlayan’dan buluşma noktamıza doğru yürüyüşümüzü başlattık.

Kısa bir süre sonra La Bella önünde toplanan kitlenin saldırıya uğradığı haberini aldık. Civarda toplanan diğer kitleleri toparlayarak yürüyüşümüzü sürdürdük ve polis barikatıyla karşılaştık. Bu arada kitlenin sayısı bini aşmıştı.

Partizan ve DHF’den devrimci dostlarımızla birlikte Devrimci 1 Mayıs Platformu eylem komitesini oluşturduk ve barikata yüklendik. Bir ara polisin saldırısıyla kitlemiz ikiye bölünse de yarım saate yaklaşan bir çatışmanın ardından düşmanı geri çekilmeye mecbur ettik. Ardından kitleyi tekrar birleştirerek Agos önüne varmak hedefiyle yürüyüşümüzü sürdürdük.

Yol boyunca Halaskargazi Caddesi’ne bütün sokaklar polis tarafından tutulmuştu. Bizler de çatışa çatışa ilerleyişimizi sürdürdük. Çevreden eklenenlerle birlikte sayımız oldukça artmıştı ancak ana caddeye çıkma fırsatı yakalayamadık, Feriköy üzerinden yürüyüşümüzü sürdürdük. Feriköy’den geçerken bir grup faşistin saldırısıyla karşılaştık ve gereken cevabı verdik. Saatin de ilerlemesi nedeniyle komite olarak yönümüzü Taksim’e çevirme kararı aldık ve Hacı Hüsrev Mahallesi’nden Dolapdere’ye doğru yürüyüşe geçtik.

Hacı Hüsrev’de Halk Cephesi ve DTP kitlesiyle birleştik. Burada sayımız neredeyse 3000’e ulaştı. Dolapdere Bilgi Üniversitesi hizasına vardığımızda ise caddenin yoğun bir polis ablukası altında olduğunu gördük. Burada DTP ve Halk Cephesi’nin ortak iradeyi tanımayarak fevri hareketlerde bulunmaları çatışma esnasında kitlenin bölünmesine yol açtı.

Bizler yaklaşık 250 kişiyle birlikte Tarlabaşı Bulvarı’na doğru yöneldik. Caddeye çıktığımızda saldırıyla karşılaştık ve yönümüzü Tarlabaşı içerisinden Flash TV binasına doğru çevirdik. Stadın yanından tekrar Tarlabaşı Bulvarı’na çıktık ve İstiklal Caddesi’ne girdik. Bu arada Taksim Meydanı’ndaki programın başladığı bilgisi geldi. Meydana doğru yönelmek hedefiyle caddeye çıktığımızda Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nden çıkan birkaç karakol polisi hedef gözeterek üzerimize ateş açtı. Taşlarımızla direnmeye çalıştık ve kısa sürede kitlede oluşan panik havasını bertaraf edip yönümüzü ara sokaklardan Meydan’a doğru çevirdik.

Galatasaray civarından bir grup arkadaşı da alarak Kazancı Yokuşu’ndan barikatı zorlamak üzerine harekete geçtik. Cihangir dolaylarında İstiklal Caddesi üzerine dağıtılan bir grupla birleştik ve pankartımızla birlikte Kazancı Yokuşu’na vardık. Kazancı’da çevik barikatına kadar dayandık ve kısa bir arbededen sonra çatışmaya başladık. Geri çekildikten sonra platformun eylemi sonlandırdığı haberini aldık ve kontrollü olarak dağıldık.

İlk oluşturduğumuz komitenin eylem boyunca siper yoldaşlığına uygun bir pratik sergilemesi oldukça anlamlıydı. Komitemiz son ana kadar ortak kararları Taksim kararlılığına uygun bir şekilde hayata geçirdi ve eylemlerimiz boyunca kitlenin devrimci dayanışmayı ön plana çıkartan ortak sloganları atmasını sağladı.

Sonuç olarak Taksim’e girememiş olsak da sonuna kadar direnerek düşmanı geri püskürttük, Kazancı barikatına kadar dayandık ve eylemimizi yüksek bir moralle bitirdik.

Topkapı’dan bir sınıf devrimcisi


GOP İşçi Platformu Taksim’deydi!

GOP İşçi Platformu 1 Mayıs yürüyüşünü sanayiden başlattı. Ertuğrul Gazi Caddesi’nde “Yaşasın 1 Mayıs, bijî 1 gulan!” pankartı açarak yürüyüşe geçti. Buradan direnişte olan MEHA çadırına kadar sloganlarla yüründü. “Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek gulan!”, “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!”, “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın LC Wakiki Meha direnişimiz!” sloganlarıyla çadıra gelindi.

Burada yapılan kısa kutlamanın ardından yürüyüşe devam edildi. Sanayide yürüyüşüne devam eden işçiler 1 Mayıs ruhunu ve kazanımlarını tüm işçi ve emekçilere taşıdı. Taksim 1 Mayıs alanına çağıran konuşmalar yol boyunca yapıldı. İşçilerin alkışlarla destek verdiği yürüyüş boyunca yanımızdan geçen arabalar da kornalarla destek verdi.

Yürüyüşün ardından ajitasyon konuşmaları eşliğinde işçi ve emekçilere verilen mücadelenin kazanımları anlatıldı, işçilerin Taksim’i de mücadeleyle kazanacağı vurgulandı. Burada Gündoğdu marşını hep bir ağızdan okuyarak Taksim’e doğru hareket ettik.

Şişli’de toplanan işçiler polis barikatıyla karşılaştı. İşçiler kararlılıkla Taksim yürüyüşüne engellemelere rağmen devam etti. Polisin işçilere sert müdahalesi karşısında “Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs alanı!” olarak yürüyüşe devam edilerek polisler geri püskürtüldü.

Karşıyaka Caddesi’ne inen işçiler buradan Taksim’e yürüyüşe geçti. Burada yine polis saldırısına uğrayan işçiler Taksim kararlılığını sürdürerek saatlerce eylemlerine devam ettiler.

GOP İşçi Platformu


Zorbalığa rağmen Taksim meydanı özgürleştirildi!

Yoğun bir ön hazırlık sürecinin ardından 1 Mayıs sabahı erken saatlerde Tuzla Gemi Tersanesi önünde toplandık. Burada “Yaşasın 1 Mayıs!/TİB-DER” pankartını açarak ajitasyon konuşmaları eşliğinde tersane işçilerini 1 Mayıs’a çağırdık.

Mücadele ederek kazandığımız “Resmi tatil hakkı”mız tersane patronları tarafından çiğnendi. İşe gelme zorunluluğu olan birçok işçi arkadaşımıza iş bırakma çağrısı yaptık. Daha sonra Tuzla Gemi Tersanesi önünde yolu trafiğe kapatarak otobüsümüze doğru sloganlarla yürüdük. Tuzla polisinin “yolu açın” uyarısına itibar etmediğimiz için kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

Saat 08.00’e doğru otobüsle Kartal’a doğru hareket ettik. Burada Anadolu Yakası BDSP ile bir araya geldik. Otobüslere binerek marş ve türkülerle toplanma yerimize doğru hareket ettik. Şişli’de Cevahir Otel civarında her ara sokakta polis barikatı vardı. Yer yer bu barikatlarda çatışmalar yaşanıyordu. Bizler de Cevahir Otel yakınındaki Şişli Endüstri Meslek Lisesi karşısındaki cadde üzerinden AGOS önündeki kitleyle birleşmek istiyorduk. Burada Genel-İş Sendikası ile birlikte davranma kararı aldık. Ancak polis barikatı kaldırmayınca bizler de barikata yüklendik. Polis saldırıya geçti. Bu saldırı esnasında birkaç arkadaşımız yaralandı. Polisin bu pervasız terörüne taşlarla karşılık verdik. Polis ise tazyikli su ve yoğun gaz bombası kullanarak kitleyi dağıtmaya çalıştı. Ancak uzun süre polisle çatışıldı.

Yine aynı kararlılıkla ve yüzümüz Taksim’e dönük olarak ara sokakları zorlamaya başladık. Cevahir Oteli’nin arkasındaki sokakları zorladık. Burada bir kez daha polis saldırısına maruz kaldık. Ancak polis burada çok güçlü bir direnişle karşılandı. Çatışmanın gücü karşısında polis zor durumda kaldı. Bir müddet çatıştıktan sonra buradan ayrıldık. Mecidiyeköy’e doğru hareket ettik. Taksim’e çıkan bütün caddeler tamamen kapatılmıştı. Tüm bu teröre rağmen her sokakta çatışmalar yaşandı. Bizler Mecidiyeköy’e vardığımızda kalabalık bir kitlenin önünün polis barikatıyla kesildiğini gördük. Burada herkes vardı. Polis geçmelerine izin vermeyeceğini ifade ediyordu. Bizler de bu kitleye katıldık. En önde BDSP, Ekim Gençliği ve OSİM-DER’in pankartı bulunuyordu.

Genel kitlenin içerisinde DTP’liler, KESK’liler, Halkevciler ve daha birçok grup yer alıyordu. KESK yöneticisi belli aralıklarla megafonla açıklamalar yapıyordu. DİSK ve KESK’in başını çektiği kitle Harbiye’de Mecidiyeköy’deki barikatın kaldırılmasını istiyordu. Mecidiyeköy’deki barikat kaldırılmadan yürüyüşe başlamayacaklarını açıklıyorlardı.

Yaklaşık yarım saat sonra Harbiye’de bekleyen ve başını DİSK ve KESK’in çektiği kitlenin Taksim’e doğru yürüyüşe geçtiği haberi geldi. Mecidiyeköy’de bulunan sendikalar da bulunduğumuz noktada bir program gerçekleştirmek istediler. Bu durumu kabul etmeyen BDSP, Ekim Gençliği, TİB-DER ve OSİM-DER alandan ayrılmak istedi. Tam alandan ayrılacağımız sırada polis saldırıya geçti. Geri çekilen kitle bir kez daha taşlara sarıldı. Üç ayrı sokağa dağılan kitle uzun süre polisle çatıştı. Polis tazyikli su, gaz bombası, plastik mermi ile vahşice saldırdı. Burada üç sokakta da güçlü karşılıklar verildi. Polis sıkıştığı anda yer yer gerçek mermiye başvurdu. Sokaklarda barikatlar kuruldu. Polis yer yer sıkışarak kaçmak zorunda kaldı. Uzun süre çatışmalar sürdü. Taksim Meydanı’ndaki kitlenin dağılmasıyla Taksim’i zorlayanlar da dağılmaya başladı.

Bizler de buradan ayrılarak Tuzla tersanelerine hareket ettik. Tersane İşçileri Birliği Derneği ve onun üyesi işçiler olarak onbinlerce işçi ve emekçi gibi üç yıldır Taksim Meydanı’nda ısrar ediyoruz. Bu ısrar kendi başına bir alan tartışması değildir. Israr yarını kazanmaya dönüktür. Israr hesap sorma bilincinin gelişmesinin ısrarıdır. Israr işçi ve emekçilere dönük sosyal saldırılara karşı militan bir mücadeleyi seçme ısrarıdır. Devlet de bunun farkındadır, bu nedenle eşi görülmemiş bir şekilde saldırmaktadır. Ancak üç yıldır her türlü zor ve baskı, sefalet koşulları altında yaşayan on binleri yıldırmayı başaramamıştır. Taksim’i işte bu irade ve kararlılık kazandırmıştır.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi işçiler, emekçiler ve devrimciler barikatları aşarak muharebeyi kazanmış oldular. Taksim artık hiçbir tartışmaya mahal kalmadan işçi ve emekçilerindir.

Tersane İşçileri Birliği


Taksim artık 1 Mayıs alanı!

Sermaye devleti yıllardır bir hesaplaşma alanı olan Taksim Meydanı’nı açmıyor, son iki senedir Taksim konusundaki kararlı tutumumuza terörle yanıt veriyordu.

Fakat biz işçi ve emekçiler bu sene de kararlı direnişimizle, sermaye ile hesaplaşma yolunu seçtiğimizi bir kez daha gösterdik. Sokak sokak direnerek Taksim alanına çıktık.

OSİM-DER olarak büyük bir çabayla hazırlandığımız bu seneki 1 Mayıs eylemi için sabah dernek binası önünde buluştuk. Araçlarımıza binerek Şişli Etfal Hastanesi önündeki toplanma alanına doğru harekete geçtik. Alanda toplanmaya başlayan kitleyle birleştik.

Kitle sloganlarla bekleyişini sürdürdü. Daha sonra polisin saldırısıyla birlikte sokak ve caddelerde direniş başladı. Buradan Habitat binasının önüne kadar devam eden direnişte barikatlar kuruldu, taşlar kullanıldı. Polis sürekli saldırmakta fakat kitle ısrarla geri gelerek çatışmayı sürdürmekteydi.

Buradan sonra Mecidiyeköy Meydanı’na geçildi. Mecidiyeköy’de toplanan kitle beklemeye başladı. Polisin barikatı açmaması üzerine oturma eylemi başladı. Bizim önümüzdeki polis barikatının arkasında Taksim Meydanı’na girmeyi zorlayan kitle vardı ve birleşmemiz engelleniyordu. Taksim ve 1 Mayıs sloganlarıyla kitle kararlı bir tutumla bekleyişini sürdürdü. Daha sonra Taksim’e yürüyüşe geçildiği haberi geldi. Bunun üzerine kitle daha da coşkulu sloganlar atmaya başladı.

Barikatın açılmaması üzerine sendikalar bir anma programı gerçekleştirmeye başladı. Barikatın aşılmasında ısrar etmek yerine böyle bir tutum sergilenmesi üzerine OSİM-DER, BDSP, TİB-DER ve Ekim Gençliği ayrılma kararı alarak harekete geçti. Bu esnada polis, içinde insan vücudunda yakıcı etki yapan kimyasal içerikli tazyikli suyla kitleye saldırdı. Burada üç parçaya ayrılan kitle bulunduğu yerde polisin saldırısına direnmeye başladı. Polis tazyikli su, gaz bombaları ve plastik mermi kullanarak saldırısını sürdürdü. Kimi yerde ise geri çekilmek zorunda kaldı.

Bizler kitlenin dağılmasından sonra dernek binasına doğru harekete geçtik.

Sermaye sınıfına karşı kararlı duruşumuzla hiçbir zaman teslim alınamayacağımızı göstermiş olmanın onurunu yaşadık. Taksim işçi sınıfı için artık 1 Mayıs alanıdır.

OSB-İMES İşçileri Derneği


Ekim Gençliği: Taksim kararlılığıyla sesimizi yükselttik!

Sermaye devleti tüm sokakları tutmuş, Taksim’i yasaklamış olsa da Taksim kararlılığı ile birçok noktada eylemlerimizi sürdürdük. Sabah ilk buluşma noktamız olan DİSK merdivenleri önündeydik.

DİSK üyelerinin bir kısmı da burada yürüyüş için toplanmıştı. Yürüyüş başlamadan önce “Yaşasın 1 Mayıs / Ekim Gençliği” pankartımızı açtık. “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganlarımızı yükselttik. Yaklaşık on dakika sonra müdahale oldu. Bir müddet süren çatışmanın ardından kitlenin geri çekilmesiyle dağılma yaşandı.

Aynı dakikalarda bir kısmımız DİSK’in önüne varmaya çalışırken, Şişli Cami önündeki toplanmaya da müdahale edildi. Burada pankartımızı açtık ve sloganlarımızla eylemimizi başlattık. Kitlenin dağılmasına rağmen bu noktada tazyikli suya karşı uzun süre direndik.

Bu iki noktadaki dağılmalardan sonra Şişli Cami’nin ilerisinde toplanıp DİSK’in önüne gitmeye çalışırken polis tazyikli suyla müdahale etti. Şişli Adliyesi sokağından geri çekilerek Namlı Market’in önündeki kitleyle buluşuldu. İkinci bir eylem de burada başlatıldı.

Polis bu noktada da tazyikli su ve biber gazı ile saldırdı. Cevahir Alışveriş Merkezi önüne çekilen kitle Mecidiyeköy Metro önünde bir kez daha buluştu. Burada da yönümüzü Taksim’e dönerek sloganlarımızla, ajitasyonlarımızla Taksim çağrımızı yükselttik. Burada uzun bir bekleyişin ardından sendikacılar barikata yüklenmek yerine bulunduğumuz noktayı anma alanına çevirmeye çalışınca, protesto ederek alandan ayrılma kararı aldık. Eylemi bitirmek üzere olan kitleye polis saldırdı. Tazyikli su, boyalı su, biber gazı ile kitleyi dağıtmaya çalıştı. Copla azgınca saldırdı. Kitleye doğru gelen panzerin önüne geçerek pankartımızı bir kez daha açtık. Ara sokaklara çekilirken de yoğun biber gazına maruz kaldık.

Geriye doğru çekilen kitlenin bir kısmının polis arabasını taşlamasının ardından arabadan çıkan polisler önce havaya sonra kitleye ateş açtı.

Mecidiyeköy metroya ulaşamayanlar ise Şişli Etfal’e doğru ilerledi. Burada da ara sokaklardan Taksim’e doğru ilerlerken birçok ara sokakta polisin müdahalesi ile karşılaştık. Ara sokaklarda bir araya geldiğimiz farklı siyasal gruplarla polis barikatlarında çatıştık. Şişli Etfal’deki çatışma yaklaşık bir saat sürdü. İlk olarak sloganlarla birlikte panzer ve polis taşlanmaya başlandı. Çevik kuvvet ekipleri bu saldırıya gaz bombası atarak karşılık verdiler. Kitlede küçük bir dağılma olsa da yeniden toparlanıldı ve tekrar saldırıya geçildi. Bu kez, boyalı suyla birlikte gaz bombası kullandılar. Fakat kitlenin geri çekilmemesi ve polisi taş yağmuruna tutmasından dolayı bir müddet geri çekilmek zorunda kaldılar. Daha sonra ellerindeki gaz bombası tükendiği için üzerimize panzeri sürdüler. Burada panzer kitlenin üzerine doğru hızla ilerlerken ara sokaklara geçildi ve polis taş yağmuruna tutuldu. Ara sokaklarda dağınık şekilde duran kitle bu saldırıdan sonra tekrar toplandı.

Sloganlardan sonra kitle saldırıyı protesto etmek amacıyla alkış ve ıslıklarla, ellerindeki sopaları ve taşları demir direklere vurarak kısa bir ses çıkarma eylemi gerçekleştirdi. Ardından çatışma tekrar başladı. Bu çatışma uzun bir süre devam ettikten sonra kitlenin bir kısmı ara sokaklara dağıldı. Bu kez polis bu kitleyi dağıtmak için sokaklara gaz bombası atmaya başladı. Burada küçük bir kovalamaca yaşandı. Ancak caddenin diğer tarafında olanlar çatışmaya devam etti. Daha sonra kitlenin çoğunun dağılmasından dolayı buradaki çatışma sona erdi.

Gün içinde Tarlabaşı tarafındaki sokaklarda da militan çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda molotof kokteyli kullanıldı. Polis gaz bombasıyla müdahale etti.

Saat 12.15 civarında İstiklal’de bulunan kitle ile bir eylem başlatma kararı aldık. Burada açılan BDSP pankartına polis tazyikli su ile müdahale etti. Kitlenin ara sokaklara girmesinin ardından polis gaz bombası kullandı. Daha sonra pankart ikinci kez açıldı. “Taksim kızıldır kızıl kalacak” sloganıyla yürüdük fakat sloganlar kitle tarafından desteklenmedi. Tazyikli suyun ikinci kez kullanılmasının ardından geri çekilmek zorunda kaldık. Kitlenin müdahale sonrasında dağılması nedeniyle uzun süreli bir çatışma yaşanamadı.

Bir pankartımız Taksim’deki anma sırasında Taksim’deki anıta asıldı.

Bulunduğumuz her noktada “Yaşasın 1 Mayıs, Bıji Yek Gulan!”, “İnadına Taksim, inadına 1 Mayıs!”, “1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!”, “1 Mayıs’ta Taksim yasağına son!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarını attık. Taksim kararlılığıyla bulunduğumuz her noktada direndik.

Ekim Gençliği / İstanbul