25 Temmuz 2008 Sayı: SİKB 2008/30

  Kızıl Bayrak'tan
  Rejim krizi ve sol
   ABD’den Ankara’daki işbirlikçilerine
etkin taşeronluk rolü!
Düzen içi çatışmanın gölgesinde
solculuk çıkmazı…
TİB-DER’den Meclis araştırma raporu açıklaması...

Belediye işçilerine polis saldırısı... 

Arser işçisiyle dayanışmaya!
  Toplu görüşmeyi toplusözleşmeye çevirmek için devrimci kamu emekçilerini bekleyen görevler…
Saldırıları püskürtmek, hakları kazanmak ve
grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı için grev!
  Emekçilerden kesilen kaynaklar militarizme aktarılıyor!
  Ulucanlar’dan Hrant Dink’e...
  Bayrampaşa Cezaevi “törenle” kapatıldı...
  Metal işçileri sermaye işbirlikçisi faşist çeteden hesap sormalıdır!
  Sincan İşçilerin Birliği Kurultayı Sonuç Bildirgesi:
  Temmuz bültenlerinde
sınıf dayanışması...
  Savaş kundakçıları Afganistan’daki fiyaskoyu itiraf ediyor!
  DTP Kongresi vesilesiyle bazı değerlendirmeler
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Belediye işçilerine polis saldırısı...

Direne direne kazanacağız!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ilçe belediyelerinde ve Anakent’te toplusözleşme süreçleri devam ediyor. Belediye işçilerinin örgütlü olduğu Belediye-İş Sendikası ve Genel-İş Sendikası ile belediye yönetimleri arasında süren TİS görüşmeleri tıkanmış ve birçok belediye grev kararı asmıştı. Belediye-İş Sendikası, görüşmelerin tıkanması üzerine, 17 Temmuz günü Büyükşehir Belediyesi’ne kitlesel bir yürüyüş yapmak istedi. Örgütlenmelerin önündeki engellerin kaldırılması, atılan işçilerin geri alınması, işçilere yönelik baskıların durdurulması, toplusözleşmelerde dayatmalara hayır demek için yürümek isteyen belediye işçilerinin karşısına yine sermayenin kolluk güçleri dikildi.

“İşçiye değil çetelere barikat!”

Edirnekapı Suriçi otobüs duraklarında toplanan belediye işçileri, kortejler oluşturup, pankart ve dövizlerini açarak, sloganlarla Büyükşehir Belediyesi’ne doğru yürüyüşe geçmek istedi. İşçilerin önü sermayenin kolluk güçleri tarafından kesildi. Belediye-İş Sendikası yöneticileri ile kolluk güçleri arasındaki ilk görüşmeden sonuç çıkmadı. Yürüyüşün engellenmesi, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “İşçiye değil çetelere barikat!”, “Sözleşme hakkımız engellenemez!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarıyla karşılandı. Ardından ikinci ve üçüncü görüşmeler devam etti. Yine sonuç alamayan belediye yöneticileri kendi aralarında bir görüşme gerçekleştirdiler. Bu arada ses aracından ajitasyon konuşmaları yapılarak, Büyükşehir Belediyesi’ne yürünüp grev kararı asılacağı anons edildi.

Son görüşme de sonuç vermeyince, belediye işçileri en önde “En büyük güç örgütlü güçtür!” Belediye-İş Sendikası pankartı açıp kol kola girerek barikata yüklendi. Kitlenin bir kısmı barikata yüklenerek barikatı aşmayı başardı. Bu sırada kitlenin büyük çoğunluğu barikatın yan tarafına yöneldi. Kolluk güçleri kitlenin etrafını sararak gaz bombası ve panzerlerden tazyikli su sıkarak kitleyi dağıtmaya çalıştı. Yer yer geriye çekilen kitle tekrar toplanarak barikata yüklendi. Ve yine gaz bombaları, tazyikli su ve joplarla karşılaştı.

Uzun bir süre sermayenin kolluk güçleri karşısında direnen kitlenin en önünde sınıf devrimcileri duruyordu. “Sermayenin saldırılarına karşı birleşik mücadeleyi yükseltelim!” pankartıyla BDSP’li sınıf devrimcileri sermayenin kolluk güçleri karşısında adeta bir barikat vazifesi gördü. Bir süre daha saldırılara direnen kitle geriye çekilerek, Topkapı, Fatih ve Vatan Caddesi’ni kullanarak Saraçhane Parkı’na doğru yöneldi.

Saraçhane Parkı’nda toplanan kitle buradan Büyükşehir Belediyesi’ne yürümek istedi. Kolluk güçleri burada da kitleyi engellemeye çalıştı. Bunun üzerine, “Yılgınlık yok direniş var!”, “Topbaş istifa!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” ve “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Belediye-İş Sendikası yöneticileri ve sermayenin kolluk güçleri arasında yapılan görüşmelerin ardından kitle alkış ve sloganlarla belediye önüne doğru yöneldi.

“Bu ses greve gideceklerin ayak sesleridir!”

Belediye önünde basın açıklamasını Belediye-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm yaptı. Açıklamada şunlar söylendi:

“Artık son sözlerin söylendiği noktadayız. Bugün 5 bin işçi İBŞB Başkanı ve ilçe belediye başkanlarının % 8 teklifini kabul etmediği için burada. Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe Belediye Başkanları işçilerin bu sesine kulak vemelidir. Bu sesler grev öncesinde işçilerin kendi hakları için greve gideceklerinin ayak sesleridir...”

Sözlerine son üç ayda temel tüketim maddelerine  % 30 zam yapıldığını vurgulayarak devam eden Gülüm, örgütlenmek isteyen işçilerin işten atılmasına karşı DESA’da, Cerrahpaşa’da, Çapa’daki direnişlerin, toplusözleşmeden kaynaklı grevde bulunan E-Kart, Unilever grevlerinin ve belediye işçilerinin mücadelelerinin görmezden gelindiğini belirtti.

Basın açıklamasının ardından Belediye-İş Sendikası Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek kısa bir konuşma yaptı. Bugünkü saldırı ve engellemeleri teşhir ederek,“biz isteyeceğiz onlar vermeyecek, biz yine isteyeceğiz onlar yine vermeyecek ama biz direne direne kazanacağız” dedi. Ardından grev kararı Büyükşehir Belediyesi’nin kapısına asıldı.

Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı eyleme, Türk İş İstanbul Şubeler Platformu, Genel-İş Sendikası 2 No’lu Şube, Emekli Sen, TÜMTİS, LEVER işçileri, TES-İŞ üyesi işçiler, BDSP, İşçi Gazetesi, ESP, GOP İşçi Platformu, UİD-DER destek verdi.

BDSP eyleme, “Sermayenin saldırılarına karşı birleşik mücadeleyi yükseltelim!” pankartıyla katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Belediye işçileri saldırıyı protesto etti!

“Haklarımızı korumak için ortak mücadeleyi yükselteceğiz”

Belediye-İş İstanbul Şubeleri 21 Temmuz günü yaptıkları eylemle devlet terörünü protesto ettiler ve suç duyurusunda bulundular.

Belediye-İş Sendikası önünde bir araya gelen işçiler, sloganlarla Büyükşehir Belediyesi’ne yürüyüş gerçekleştirdiler.

Büyükşehir Belediyesi önünde, Belediye-İş Sendikası İstanbul Şubeleri adına 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm basın açıklamasını gerçekleştirdi. İşçilerin grev kararlarını kitlesel olarak işyerine asmak ve taleplerini dile getirmek istemesine güvenlik güçlerinin tazyikli suyla, gazla saldırdığını ifade etti. Saldırı sırasında kadın ve çocuklardan oluşan çok sayıda kişinin yaralandığını vurguladı. Bu saldırının sadece belediye işçilerine değil, hak alma mücadelesi veren işçi ve emekçilere karşı yapıldığını, onları sindirme politikası olduğunu belirtti.

Eyleme, DİSK Genel Yönetim Kurulu üyesi Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Türk İş 1. Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak, Haber İş 1 No’lu Başkanı Levent Dokuyucu, Tez Koop-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca, Harb İş 1 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Över, TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun, Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Deri-İş Sendikası Başkanı ve yöneticileri, Sağlık İş Sendikası Şube Başkanı, Tüm-Bel Sen İstanbul 4 No’lu Şube yöneticileri de katılarak destek verdi.

BDSP eyleme “Yaşasın sınıf dayanışması!” ve “Sermayenin saldırılarına karşı birleşik mücadeleyi yükseltelim!” şiarlarının yazılı olduğu dövizlerle katıldı. Mücadele Birliği ve İşçi Gazetesi de eylemde dövizleriyle yer aldı. Eyleme EMEP de katıldı. Konuşmalarda Hayat TV’nin kapatılması protesto edildi.

Yapılan açıklamanın ardından Belediye İş Sendikası, Büyükşehir Belediyesi’nin grev kararını sökmesi ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Eyleme 300 civarında işçi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul



Belediye işçileri barikatları aşıyor!

Genel-İş Sendikası’na bağlı Kartal belediye işçileri, tıkanan toplusözleşme görüşmelerinin ardından 21 Temmuz günü belediye binasına grev kararını asmak için Kartal Belediyesi Bakım ve Onarım Müdürlüğü’nde saat 10.00’da toplanarak yürüyüşe geçtiler.

Eyleme destek veren kurumlarla beraber toplanan kitle Karlıktepe Mahallesi’nden Kartal Belediyesi’ne doğru yürümeye başladı. Kitlenin önü stadın önünde polis barikatı ile kesildi.

Kitlenin barikat kalkana kadar buradan ayrılmayacağını kararlılıkla belirtmesi üzerine barikat kaldırıldı. Yeniden yürüyüşe geçen kitlenin önüne bu kez belediye binasının önünde polis barikatı çıktı. Daha fazla içeri giremeyeceklerini söyleyen polis şeflerini işçiler kararlılıkla karşıladı: “Yüklen emekçi kazanacağız!”, “İşçiler saflara barikatı aşmaya!” sloganları atıldı. Barikata yüklenen işçiler ciddi bir çatışma çıkmadan barikatı aştı ve belediye binasının önünde konumlandı.

Slogan ve alkışlarla başlayan konuşmalarda önce destek veren kurum, sendika, kitle örgütü ve partilerin isimleri okundu. Daha sonra sözü Genel-İş Sendikası Genel Merkez Yöneticisi ve Toplu Sözleşme Daire Başkanı İsmail Özhamarat aldı. Özhamarat polisin bu tutumunun tamamen yasa dışı olduğunu belirtti ve Büyükşehir belediyesi işçilerine gerçekleşen saldırıya değindi.

Faili meçhul onlarca cinayet işleyenler yargılanmazken hakkını arayanların polis şiddetine hedef olduğunun belirtildiği açıklamada, Kemal Türkler’in katledilmesi, ‘77 1 Mayısı ve Sivas katliamına da değinildi. Özhamarat konuşmasını, ne olursa olsun işçi sınıfının iktidarını istemekten, hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak sonlandırdı.

Ardından Genel-İş Anadolu Yakası 3 No’lu Bölge Başkanı Veysel Demir söz alarak polisin tutumunu kınadı. Katılan ve destek veren tüm kurumlara teşekkür eden Demir, baskıların işçileri yıldıramayacağını ve eninde sonunda kazanacaklarını belirtti.

Ardından Genel-İş Sendikası adına 1 No’lu Şube Başkanı Şahan İlseven basın metnini okudu. Basın metninin okunmasından sonra grev ilanı belediye binasına asılarak eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / Tuzla



Kadıköy’de grev kararı asıldı!

DİSK Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube ile Kadıköy Belediyesi arasında 5.5 aydır süren toplusözleşme sürecinin tıkanması üzerine, belediye işçileri 23 Temmuz günü Kadıköy Belediyesi’ne grev kararını astılar. Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanan işçiler saat 10.20’de yürüyüşe geçtiler.

Yürüyüşte “DİSK Genel-İş Kadıköy Belediyesi İşçileri”, “Birlik, mücadele, zafer!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” pankartları açıldı. Eyleme BDSP, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Genel grev-genel direniş!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, TİB-DER ise “Yaşasın tersane işçilerinin birliği!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yolu yok kurtuluşun isyanı seçmedikçe!” dövizleriyle destek verdi. Kaldıraç da eyleme dövizleriyle katıldı.

İşçiler alkış ve sloganlarla, Tepe Nautilus önünden geçerek Kadıköy Belediyesi’ne geldiler. Burada Genel-İş Anadolu Yakası 3 No’lu Bölge Başkanı Veysel Demir kısa bir konuşma yaptı. Grev ve direnişlere yönelik baskıları kınadı ve sınıf dayanışmasını yükseltmek için ortak mücadeleye çağrı yaptı.

Ardından Genel-İş Sendikası Toplu Sözleşme Daire Başkanı İsmail Özhamarat ve DİSK Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Şahan İlseven konuşmalar yaptılar.

450 civarında emekçinin katıldığı eylem grev kararının asılmasıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Belediye işçilerine yönelik saldırı protesto edildi

Grev kararı asmak üzere Büyükşehir Belediyesi’ne doğru yürüyüşe geçen işçilerin polis terörüne hedef olması pek çok kurum ve sendika tarafından protesto edildi.

Türk-İş Yönetim Kurulu yazılı açıklama yaparak polis terörünü protesto etti. Kolluk güçlerinin son dönemde sendikaların gerçekleştirdiği eylemlere karşı benzer bir tutum takındığına değinilerek, Ankara’da TEKEL işçilerine, 1 Mayıs’ta İstanbul’da binlerce işçi ve emekçiye yönelik saldırılar örnek gösterildi.

Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu saldırının ardından yaptığı yazılı açıklama ile işçi ve emekçilere dönük saldırıyı kınadı, belediye işçilerinin, grev ve direnişleri devam eden işçilerin yanında olmaya devam edeceğini söyledi.

TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk saldırıyı mahkum eden bir açıklama yayınladı. Açıklamada şunlar söylendi: “Belediye işçilerini desteklemek amacıyla aralarında Unilever’in depolarında sendikamıza üye olduklarından dolayı işten atılan ve direnişte olan üyelerimizin de bulunduğu işçiler ile basın mensupları da saldırıdan nasibini almıştır. (...) Belediye İş Sendikası ve belediye işçileri ile dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyorum.”

TİB-DER tarafından yapılan açıklamada, belediye işçilerine yönelik saldırı protesto edildi. TİB-DER açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Bu yaşanan saldırılar işçi ve emekçileri sefalet koşullarına mahkûm etmek isteyen sermaye sınıfının uyguladığı politikalardan bağımsız değildir. İşçi ve emekçi kardeşlerimizin biran önce bunun bilincine varması, sermayenin uyguladığı topyekûn saldırılara karşı topyekûn mücadele hattının örülmesi gerekmektedir. Bunun da yolu sınıf dayanışmasını yükseltmekten, mücadelemizi ortaklaştırmaktan geçmektedir. Bizler Tersane İşçileri Birliği Derneği olarak yaşanan bu saldırıyı kınıyor tüm sınıf dostlarımızın haklı mücadelelerinin yanında olacağımızı dosta ve düşmana ilan ediyoruz.”

ILPS (Halkların Uluslararası Mücadele Ligi), Partizan, İşçi-Köylü Gazetesi, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, Yeni Demokrat Gençlik tarafından yapılan açıklamada, devletin emekçi düşmanı yüzünü bir kez daha gösterdiği belirtilerek şunlar söylendi: “Derinleşen ekonomik krizin faturasını emekçilere ödetmek isteyen düzen, emekçilerin dipten gelen dalgasının-biriktirdiği öfkesinin yüzeye çıkmaması için elinden geleni yapmakta, sendika-grev-toplu sözleşme haklarına saldırmakta, eğitim-sağlık-sigorta vb. haklarını gasp etmektedir. Ancak bu saldırılar emekçilerin öfkesini ve mücadelesini boğamayacak, aksine mücadele yükselişini sürdürecektir...”

KESK’e bağlı Yapı Yol Sen Sendikası açıklamasında şunları söyledi: “Biz soruyoruz? Grev kararını kapıya asmak isteyen işçilere vahşice saldırmanın anlamı nedir? Emekçilere karşı yapılan bu vahşet ve bu zulüm nedendir? Ve nedendir bu düşmanca hazırlık ve saldırı?”

Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediye-İş) da polis terörüne ilişkin bir açıklama yaptı. “En temel hak ve özgürlüklerini kullanmak isteyen üyelerimize tahammül edemeyenler, hukuk devletinden, demokrasiden söz edemezler…” başlıklı yazılı açıklamada gerçekleşen saldırı teşhir edildi ve devletin sorumluluğu vurgulandı.

Kolluk güçlerinin temel hak ve özgürlüklerin kullanımını engellediği belirtildi. Bu hakların engellenmesine izin verilmeyeceği vurgulandı.