İçindekiler:

29 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-42

“Restorasyon” ve sol hareket
Düzenin temsilcileri derman olabilir mi?
Asgari ücret mücadele gündemidir
Kur krizi
Körfez şeyhlerinin ayağına düştüler
CHP ve TÜSİAD’ın “Kürt açılımı”
Asgari ücret için çağrılar
Sokaklarda “istifa” sesleri…
Engels, oportünizm ve devrim - A. Eren
Sinbo direnişinde 25 Kasım
Dardanel işçilerine: “Yaparsa işçiler yapar!”
Kadınlar 25 Kasım’da sokaklarda...
Frankfurt’ta 25 Kasım
Avrupa’da pandemide 4. dalga
Burkina Faso’da Fransa karşıtı eylemler
İsviçre’de halk oylaması
Wuppertal’de coşkulu Engels eylemi
Beyaz Adam’ın “adaleti”
Eğitim hayatımızı mahvedenlere karşı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Eğitim hayatımızı mahvedenlere karşı
mücadeleye!

 

Merhabalar, sizlere bir meslek liseli olarak yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz sene başlayan pandemi hayatımızı felç etti. İktidardakiler okullarımızda ve toplumsal yaşamımızın her alanında salgına karşı gerekli önlem almak yerine, bizleri evlerimize kapattılar. Yaklaşık üç dönem boyunca eğitim uzaktan devam etti. Binlerce arkadaşımız internet, bilgisayar vb. yetersizliğinden dolayı eğitime erişemedi. Yönetenler bunları bildikleri halde uzaktan eğitimde ısrar ettiler. Uzaktan eğitimden bir şey öğrendiniz mi, diye sormak akıllarının ucundan geçmedi. Kendi çıkarları için öğrencileri perişan ettiler, eğitimden uzaklaştırdılar. Şu an öğrencilerin çoğu pandemiden dolayı eğitimi pek önemsemiyorlar. Ne de olsa pandemide bir şey öğrenmedik diye düşünüyorlar.

Bir de pandemi zamanında 20 yaş altı ve 65 yaş üzeri vatandaşları evlerine kapattılar. Ben de 20 yaş altı lise öğrencisiyim. Bu zamanda eğitimden mahrum bırakıldım. Dolayısıyla çalışmak zorunda kaldım. Bir akrabamın yanında atölyede işbaşı yaptım. Fakat ne sigortam yattı ne de asgari ücret alabildim. Açıkçası beni köle olarak çalıştırdılar. Sonuçta akrabam ben ses çıkartmam, bir şey diyemem diye düşündü. Ama öyle olmadı, sonunda bu köleliğe isyan edip işten çıktım. Çıktıktan sonra etraftakiler bana düşman gibi oldular. İlla geleceksin o işyerine diye zorladılar. Ama ben iradeli ve kararlı davranıp, işe gitmedim. Evet, o atölyeye evet ilk zamanlar gitmiştim. Çünkü eve gelirim olsun istemiştim ama kölelikle karşılaştım. Sonuç olarak o süreçte 20 yaş altını eve kapattılar ama ben hem çalışmak zorunda kaldım hem de eğitim alamadım.

Bu dönem okullar tekrar açıldı. Tasarım ve makine tasarımı bölümü son sınıf öğrencisiyim. Bildiğiniz üzere staj görmemiz gerekiyor. Stajın eğitim adı altında devam edeceğini söylüyorlar. Ancak onlar kendi kurallarını dahi tanımıyor, staj adı altında bizlere ucuz işgücü muamelesi yapıyorlar. Adeta köle gibi çalıştırılıyoruz.

Ben kuyumcu sektöründe stajımı yapıyorum. Bize çizim öğretmeleri gerekirken 3 gün boyunca üretimde çalışıyoruz. Sonuçta köleyiz, bir şey diyemeyiz diye düşünüyorlar. Dersek eğer işten kovulacağız. Zaten zor bulduk buraları. Biz staj yeri bulmak için İstanbul’un birçok fabrikalarıyla görüştük, başvurduk ama iyi sonuç alamadık. Çünkü hepsi pandemiden kaynaklı stajyer öğrenci almıyoruz dediler. Biz de ne yapalım hangi staj yeri kabul ederse onlara gitmek zorunda kaldık. Bu da hepimizin kötü yerlere gitmesine yol açtı. Eğer gitmezsek sınıfta kalmış olacaktık. Ayrıca hocalarımız da bize yardımcı olmadılar, staj yeri bulmadılar. Sorduğumuz zaman bize “Kendiniz bulmak zorundasınız.” diyorlardı. İyi ama bulamayanlar ne yapacak?

Bir de devlet okulu parasız diyorlar. Ama her şey paralı. Bölümümüzle ilgili teknik ekipmanlar, kaynak kitaplar, aslında eğitimin tüm giderleri bizlerin ceplerinden çıkıyor. Ancak bu sorunlarımızın esamisi okunmuyor.

Bizler liseliler olarak en temel hakkımız olan eğitim hakkı için mücadele etmeliyiz.

Tüm arkadaşlarımı mücadele etmeye davet ediyorum.

Küçükçekmece’den bir meslek liseli

 

 

 

 

 

 

Üniversiteliler: “Geçinemiyoruz!”

 

Türk Lirası’nın döviz karşısındaki tarihi değer kayıplarıyla dün başlayan eylemler devam ediyor. Bugün üniversitelerde öğrenciler ve gençlik eylemler gerçekleştirdi.

23 ve 24 Kasım akşamı ODTÜ öğrencileri kampüste toplandı. “Bu düzen böyle gitmez” diyen öğrenciler “Hükümet istifa” sloganlarıyla yurtlar bölgesinde yürüyüş yaptı. Sonrasında A4 kapısına yönelen öğrenciler polis engeliyle karşılaştı. Polisin biber gazlı saldırısına uğrayan kitle yine de dağılmadı ve basın açıklaması yaparak eylemlerini sonlandırdı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde ses çıkarma eylemi yapan öğrenciler krizin faturasını ödemeyeceklerini vurguladı. Yapılan konuşmalarda şu ifadeler kullanıldı:

“Bizler ekonomik krizin faturasını ödemek istemeyen, geçinemeyen, barınamayan üniversitelileriz. İktidar sarayda saltanat sürerken dolar yükselmeye ekonomik kriz derinleşmeye devam ediyor. Bizler mücadeleye devam ediyoruz. Geçinemeyen öğrenciler olarak herkesi ekonomik krize karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz!”

Öğrencilerden vapurda ve metroda eylem

Ayrıca İstanbul’da öğrenciler “geçinemiyoruz” dövizleri ile metro ve vapurda yaptıkları konuşmalarda hükümetin başarısız politikaları anlatılarak şunlar ifade edildi:

“Bugün buraya doların sermayeyi zengin etmek için birbiri ardına yükseltildiği gerçeğiyle geldik. Bizler 650 liraya geçinmeye mahkûm edilmiş, üç kuruş paraya ay sonunu çıkarmaya mahkum edilmiş öğrenciler olarak biz ve bizim gibi evlerinden çıkamamış kadınların, öğrencilerin, yoksulların, mesai üstüne mesai yapmak zorunda kalan işçilerin ve emekçilerin sesini duyurmak için geldik. Onlar evlerine ekmek götürmek için en ağır şartlar altında güvencesiz ve hayatları pahasına çalışmaya zorlanırken, saray üstüne saray dikenler, şatafatlı tahtlarında oturup halktan hesap soranlar bizden çaldıklarıyla lüks içinde yaşayanlar yandaşlarını zengn etmeye devam ediyor. memleketin talan edildiği gerçeğiyle ser sabah tekrar ve tekrar yüzleşen bizler yağmaya ve ranta dur demek için sesimizi çıkarma mecburiyeti hissediyoruz ve buradan bir kez daha tekrarlıyoruz Anadolu sizin saraylarınızdan büyüktür, kampüslerimiz kampüslerimiz sizin tahtlarınızdan yücedir ve hayatlarımız sizin çıkarlarınızın üstündedir. Bizi sindirmek, yok etmek için anlaştığınız taşeronlarınız da sizinle birlikte gidecekler. Öğrencinin kalemi hakikati size rağmen yazmaya devam edecek sizin yalanlarınızın üstünü karalayacaktır.”

Konuşmanın ardından etrafta bulunanlar alkışlarla destek verdi.